işkence - Turkish English Dictionary
History

işkence



Meanings of "işkence" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

Turkish English
Common Usage
işkence torture n.
General
işkence excruciation n.
işkence persecution n.
işkence corporal punishment n.
işkence cruelty n.
işkence gaff n.
işkence gruelling n.
işkence rack n.
işkence grueling n.
işkence torturing n.
işkence bench clamp n.
işkence torment n.
işkence keelhauling n.
işkence martyrdom n.
işkence torture n.
işkence cramp frame n.
işkence holdfast n.
işkence tormentise [obsolete] n.
işkence trouncing n.
işkence bale n.
işkence brake [obsolete] n.
işkence clamp n.
işkence insectation [obsolete] n.
işkence cruciation [obsolete] n.
Law
işkence persecution n.
işkence corporal punishment n.
işkence wyte n.
Technical
işkence dogwrench n.
işkence dog wrench n.
Construction
işkence bench clamp n.
Medical
işkence tortion [obsolete] n.
Archaic
işkence wrack n.

Meanings of "işkence" with other terms in English Turkish Dictionary : 215 result(s)

Turkish English
General
işkence ile sorgulama ordeal n.
işkence çekerek ölen kimse martyr n.
kendine işkence self torment n.
işkence mağduru torture victim n.
işkence yapma torture n.
işkence direği stake n.
manevi işkence mental cruelty n.
işkence etme torturing n.
işkence sehpası rack n.
işkence aleti tormentor n.
kendine işkence self torture n.
işkence çarkı wheel n.
işkence etme excruciating n.
işkence kurbanları torture victims n.
basınçlı su ile sorgulama (işkence) waterboarding n.
işkence kurbanı torture victim n.
kadınların cezalandırılması için kullanılan bir işkence aleti branks n.
bir tür işkence makinesi rack n.
işkence odası torture chamber n.
duygusal işkence emotional torture n.
işkence odası torture room n.
başparmak işkence aleti thumbkin n.
işkence aleti instrument of torture n.
başparmak işkence aleti thumbscrew n.
işkence aleti torture instrument n.
eziyet/işkence etme tantalization n.
eziyet/işkence etme tantalisation n.
bir kimsenin ayağını/bacağını yakmak veya ezmekte kullanılan işkence aleti the boot n.
işkence, sıkıntı veya acı veren herhangi bir şey tormentry n.
işkence aleti torture [obsolete] n.
eli/kolu zor kullanarak bükmeye yarayan işkence aleti twister n.
işkence aleti engine [obsolete] n.
atı burnunu kıstırarak zapt etmeye yarayan alete benzer bir işkence aracı barnacle [obsolete] n.
amerikan yerlilerinin uyguladığı bir işkence yöntemi kittee n.
işkence etme excruciation n.
sorguda yapılan işkence question n.
ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme menticide n.
sinsice işkence eden şey worm n.
işkence aleti brake [obsolete] n.
ağza ve kafaya takılan eski bir tür işkence aleti bridle n.
ağza ve kafaya takılan eski bir tür işkence aleti brank n.
cinsel işkence genital torture n.
vidalı bir işkence aleti gin n.
vidalarla çalışan bir işkence aleti gin n.
eskiden ateşle işkence yapmak için kullanılan demir ızgara gridiron n.
bacağı kaynatan veya ezen bir işkence aleti iron boot n.
ayağın ve bacağın kaynatıldığı veya ezildiği bir işkence aleti iron heel n.
ortaçağda kullanılan bir işkence aleti iron lady n.
parmaklar üzerinde kullanılan bir işkence aleti pinnywinkles n.
armut biçimli bir işkence aleti pear n.
işkence sebebi dagger n.
yanarak işkence fire n.
orta çağ'da bir işkence ve infaz aleti press n.
16. yüzyılda ingiltere'de icat edilmiş bir işkence aleti scavenger's daughter n.
eski bir tür işkence aleti scolding bridle [dialect] [uk] n.
kendine işkence etme self-torment n.
kendine işkence etme self-torture n.
kendine işkence eden kimse self-tormentor n.
işkence yapmak için kullanılan kürek shingle n.
işkence yapan kimse crucifier n.
filistin askısı ile işkence strapado n.
tutuklulara uygulanan duruş temelli bir tür işkence stress position n.
işkence görmek agonize v.
işkence yapmak torment v.
gererek işkence yapmak rack v.
işkence yapmak torture v.
işkence etmek excruciate v.
birini konuşturmak için işkence yapmak give someone the third degree v.
işkence etmek put to the torture v.
kadına işkence yapmak wife abuse v.
işkence etmek agonize v.
işkence etmek martyr v.
işkence etmek crucify v.
işkence etmek grill v.
işkence yapmak dragoon v.
işkence etmek rack v.
işkence etmek persecute v.
işkence etmek torment v.
işkence ederek öldürmek torture somebody to death v.
işkence çekmek suffer torture v.
işkence etmek torture v.
işkence edilerek öldürülmek be tortured to death v.
işkence edilmek be grilled v.
işkence görmek agonise v.
işkence etmek agonise v.
kırbaçlayarak işkence etmek gauntlet v.
(işkence yaparak) konuşturmak break v.
eziyet/işkence etmek tantalise v.
eziyet/işkence etmek tantalize v.
ölene kadar işkence etmek die in the pain v.
tekerleğe bağlayıp çekerek işkence etmek break upon a wheel v.
işkence etmek put to the rack v.
işkence etmek bait v.
acımasızca işkence etmek bedevil v.
işkence etmek hagride v.
işkence yapmak martyrise v.
işkence yapmak martyrize v.
işkence yapmak martyrise v.
(kırbaçla, döverek) işkence etmek blister v.
işkence etmek wrack v.
(işkence sırasında) kolunu bacağını kırmak break v.
sürekli alay ederek işkence yapmak heckle v.
işkence yapmak discruciate [obsolete] v.
işkence yapmak drecche v.
işkence etmek dretch v.
kerpetenle işkence etmek pincer v.
işkence etmek scald v.
presle işkence etmek press v.
işkence vidası ile işkence etmek screw v.
önceden işkence etmek pretorture v.
işkence görmüş tormented adj.
işkence edici excruciating adj.
işkence edilmiş tormented adj.
işkence edilmiş excruciated adj.
işkence edici agonising adj.
işkence yapılabilir torturable adj.
işkence edilmemiş unpersecuted adj.
işkence edilmemiş untormented adj.
işkence edilmemiş untortured adj.
işkence edilebilir excruciable adj.
işkence edilmiş excruciate [obsolete] adj.
işkence görmüş hagridden adj.
sihirle işkence görmüş hagridden adj.
kadınlarca işkence edilmiş (adam) hag-ridden adj.
sihirle işkence görmüş hag-ridden adj.
işkence görmüş bir şekilde tormentedly adv.
işkence edercesine tormentingly adv.
işkence ederek excruciatingly adv.
işkence eder bir şekilde agonizingly adv.
işkence eder bir şekilde agonisingly adv.
işkence ederek agonizingly adv.
işkence eder gibi torturingly adv.
işkence edilmiş bir halde torturedly adv.
Phrasals
işkence etmek seek upon v.
işkence etmek tread on v.
işkence etmek tread upon v.
işkence ederek birine bir şey yaptırmak torture someone into something v.
(birine sahip olamayacağı/olmaması gereken bir şeyle) işkence etmek taunt (one) with (something) v.
(birine sahip olamayacağı/olmaması gereken bir şeyle) işkence etmek tease (one) with (something) v.
(birine bir şeyden) dolayı işkence etmek persecute (one) for (something) v.
'-den dolayı işkence etmek persecute for v.
ile işkence etmek taunt with v.
(birine bir şey yapması) için eziyet/işkence etmek torment (one) into (doing something) v.
(birine bir şey yapması) için eziyet/işkence etmek torture (one) into (doing something) v.
için eziyet/işkence etmek torture into v.
(birine) işkence etmek tread on (someone) v.
(birine) işkence etmek tread upon (someone) v.
Idioms
mahvetmeden evvel gaddarca işkence etme cat-and-mouse n.
bedeni gererek işkence edilmesini racking one's brain n.
eskiden işkence yapmak için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare n.
eskiden genelde askeri cezalarda işkence için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare n.
tahta at şeklinde işkence aleti wooden mare n.
kendine işkence çektirmek agonize (oneself) over v.
kendine işkence çektirmek agonize (oneself) over someone or something v.
(birine) işkence/ceza olmak put (one) through the mangle v.
işkence altında ötmek sing in tribulation v.
(birini) konuşturmak için işkence yapmak (give somebody) the third degree v.
işkence görmüş under the harrow adj.
Speaking
işkence görmek istemiyorum I don't want to be tortured expr.
neden kendine işkence ediyorsun? why do you torture yourself? expr.
Law
el veya ayak tırnakları sökülerek yapılan işkence nail pulling n.
el veya ayak tırnakları sökülerek yapılan işkence nail removal n.
sanığı işkence ile sorgulama third-degree n.
ağırlaşmış işkence aggravated torture n.
işkence ederek söyletme extortion n.
işkence yasağı prohibition of torture n.
işkence ile sorgulama ordeal n.
işkence ve eziyet torture and torment n.
sanığı işkence ile sorgulama third degree n.
saptanan işkence olayları determined cases of torture n.
soğuk suyla yapılan eski bir işkence biçimi cold water ordeal n.
suyla işkence water boarding n.
suçluya işkence ederek uygulanan eski bir yargılama usulü trial by ordeal n.
hukuki işkence judicial torture n.
yasal işkence judicial torture n.
sanığı işkence ile sorgulamak third-degree v.
işkence ile yargılanmaya ilişkin ordalian [obsolete] adj.
işkence ile yargılanmaya ait ordeal adj.
işkence ile yargılanmayla ilgili ordeal adj.
Politics
işkence uçuşu torture flight n.
bm işkence ve başka zalimce insanlık dışı ve onur kırıcı davranış ya da cezaya karşı sözleşme un convention against torture and other cruel inhuman degrading treatment punishment n.
işkence karşıtı anticruelty adj.
Institutes
işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ve cezanın önlenmesi sözleşmesi convention against torture and other cruel, inhuman or degrading treatment or punishment n.
Woodworking
işkence mengenesi joiner's clamp n.
Automotive
işkence aleti locking bar clamp n.
Psychology
karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi gaslighting n.
History
başparmak işkence aleti thumbikins [scottish] n.
başparmak işkence aleti thumbkins n.
ortaçağda kullanılan bir işkence aleti iron maiden n.
ortaçağ avrupası'nda işkence için kullanılan çark wheel n.
ortaçağ'da kullanılmış bir tür parmak işkence aleti pilliwinks n.
ortaçağ'da kullanılmış bir tür parmak işkence aleti pilniewinks n.
parmaklar üzerinde kullanılan bir tür ortaçağ işkence aleti pinniewinkle n.
parmaklar üzerinde kullanılan bir ortaçağ işkence aleti pinnywinkle n.
parmaklar üzerinde kullanılan bir ortaçağ işkence aleti pilliwinks n.
parmaklar üzerinde kullanılan bir ortaçağ işkence aleti pilniewinks n.
ayağa işkence etmek için kullanılan bir alet scarpines n.
işkence vidası screw n.
kırbaçlayarak işkence etmek gantlet v.
Cinema
genellikle rahatsız edici işkence ve kan dökme sahneleri içeren korku filmi slasher film n.
genellikle rahatsız edici işkence ve kan dökme sahneleri içeren korku filmi slasher movie n.
Mythology
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis mara n.
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis mare [obsolete] n.
Latin
haksız yere işkence edilen birine dikkati çekmek için kullanılan bir ifade ecce interj.
Archaic
işkence aleti torment n.
işkence cezası torment n.
ayağın ve bacağın ezildiği bir tür işkence aracı boots n.
işkence etmek travail v.
öldürene kadar işkence etmek martyr v.
el ve ayak sıkıştıran aletle işkence etmek boot v.
Slang
sadist işkence unsurlarının ön planda olduğu korku filmi türü torture porn n.
karşınızdaki kişinin kolunu bir yana, bileğini öteki yana bükerek yapılan küçük işkence chinese burn n.
polis tarafından yapılan işkence heat n.
Modern Slang
işkence etme agonization n.
karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi ambient abuse n.