kaybolmuş - Turkish English Dictionary
History

kaybolmuş



Meanings of "kaybolmuş" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
kaybolmuş lost adj.
General
kaybolmuş mislaid adj.
kaybolmuş evanished adj.
kaybolmuş lost adj.
kaybolmuş evanesced adj.
kaybolmuş missing adj.
kaybolmuş absentaneous adj.
kaybolmuş miswandred adj.
Idioms
kaybolmuş lost and gone forever adj.
kaybolmuş cast loose adj.
kaybolmuş up the spout expr.
Linguistics
kaybolmuş anaptotic adj.

Meanings of "kaybolmuş" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
General
kaybolmuş kimse stray n.
kaybolmuş hayvan stray n.
kaybolmuş çocuk stray n.
kaybolmuş fırsat lost opportunity n.
gözden kaybolmuş evanished adj.
yavaş yavaş gözden kaybolmuş evanesced adj.
ortadan kaybolmuş off the map adj.
içinde kaybolmuş engulfed adj.
kaybolmuş (çocuk/hayvan) stray adj.
tarihin derinliklerinde kaybolmuş/yok olmuş/yitmiş lost in the mists of time adj.
gözden kaybolmuş away [scottish] adj.
yarısı kaybolmuş halfen adj.
hayal aleminde kaybolmuş moonstruck adj.
çalıların arasında kaybolmuş bushed [australia] adj.
çalılıkta kaybolmuş bushed [australia/new zealand] adj.
gözden kaybolmuş disappeared adj.
şüpheli bir şekilde ortadan kaybolmuş disappeared adj.
Phrases
başıboş dolanan herkes kaybolmuş değildir not all those who wander, are lost expr.
Colloquial
(birinin/bir şeyin) yokluğunda kendini kaybolmuş hissetmek be lost without (someone or something) v.
Idioms
(biri/bir şey) olmadan kendini kaybolmuş hissetmek feel lost without (someone or something) v.
kaybolmuş olmak go for a toss v.
birinin/bir şeyin yokluğunda kendini kaybolmuş hissetmek feel lost without somebody/something v.
tarihin derinliklerinde kaybolmuş/yok olmuş lost in the sands of time adj.
karışıklıkta kaybolmuş lost in the wash adj.
karmaşada kaybolmuş lost in the wash adj.
düşünceler içerisinde kaybolmuş absorbed in thought adj.
tamamen kaybolmuş up the boohai [new zealand] adj.
-in içinde kaybolmuş bound up in adj.
(bir şeyin) içinde kaybolmuş bound up in (something) adj.
karmaşanın arasında kaybolmuş lost in the shuffle adj.
çeviride incelikleri kaybolmuş lost in translation adj.
çeviride kaybolmuş lost in translation adj.
'-in yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without adj.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without (someone or something) adj.
amaçsızca kaybolmuş lost without a cause adj.
bir anda ortadan kaybolmuş/yok olmuş off like a prom dress (in may) adj.
tamamen kaybolmuş to hell and gone expr.
(bir şeylerin) içinde/arasında kaybolmuş up to (one's) elbows (in something) expr.
(bir şeylerin) içinde/arasında kaybolmuş up to (one's) eyes (in something) expr.
(bir şeylerin) içinde/arasında kaybolmuş up to (one's) oxters (in something) [ireland/scotland] expr.
Speaking
kaybolmuş hissediyorum I feel lost expr.
Trade/Economic
kaybolmuş iskonto lost discount n.
Law
kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf enjoyment of lost property or property obtained by mistake n.
ortadan kaybolmuş kişi disappeared person n.
Marine
gövdesi ufukta kaybolmuş (gemi) hull down adj.
Medical
azalmış veya tamamen kaybolmuş terleme reduced or absent sweating n.
iki şey arasında beklenen oranın kaybolmuş olması hali disproportion n.
Biology
kaybolmuş veya tahrip olmuş numunenin yerini alması için seçilen numune neotype n.
Military
kaybolmuş sevkiyat lost shipment n.
muharebede kaybolmuş missing in action adj.
Slang
ortadan kaybolmuş squadoosh adj.
kaosun içinde kaybolmuş lost in the sauce adj.
araya karışıp kaybolmuş lost in the sauce adj.