Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
kendi kendine
Meanings of
"kendi kendine"
in English Turkish Dictionary : 31 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
kendi kendine
by oneself
adv.
2
Common Usage
kendi kendine
by herself
adv.
3
Common Usage
kendi kendine
by himself
adv.
4
Common Usage
kendi kendine
on one's own
adv.
5
Common Usage
kendi kendine
by itself
adv.
General
6
General
kendi kendine
auto
adj.
7
General
kendi kendine
autogenic
adj.
8
General
kendi kendine
automatically
adv.
9
General
kendi kendine
on your own
adv.
10
General
kendi kendine
by yourself
adv.
11
General
kendi kendine
on one's own hook
adv.
12
General
kendi kendine
by one's self
adv.
13
General
kendi kendine
of one's self
adv.
14
General
kendi kendine
inwardly
adv.
15
General
kendi kendine
unto
prep.
16
General
kendi kendine
oneself
pron.
17
General
kendi kendine
hisself [dialect] [us]
pron.
18
General
kendi kendine
his lane
expr.
Colloquial
19
Colloquial
kendi kendine
on one's own hook
expr.
20
Colloquial
kendi kendine
to oneself
expr.
Idioms
21
Idioms
kendi kendine
off one's own bat
expr.
22
Idioms
kendi kendine
on one's own account
expr.
23
Idioms
kendi kendine
by (oneself)
expr.
24
Idioms
kendi kendine
(all) by yourself
expr.
25
Idioms
kendi kendine
on own
expr.
26
Idioms
kendi kendine
on own hook
expr.
27
Idioms
kendi kendine
on your own account
expr.
28
Idioms
kendi kendine
on your own hook [us]
expr.
29
Idioms
kendi kendine
on your pat
expr.
Law
30
Law
kendi kendine
in propria persona
adv.
Linguistics
31
Linguistics
kendi kendine
themselves
pron.
Meanings of
"kendi kendine"
with other terms in English Turkish Dictionary : 478 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
kendi kendine konuşma
soliloquy
n.
2
General
kendi kendine oral seks yapma
autofellatio
n.
3
General
kendi kendine gerçekleştirme
self realization
n.
4
General
kendi kendine yardım teknikleri
self help techniques
n.
5
General
kendi kendine döllenme
self pollination
n.
6
General
oyuncunun kendi kendine yaptığı konuşma
soliloquy
n.
7
General
kendi kendine zarar verme
self destruction
n.
8
General
kendi kendine gülme
chuckle
n.
9
General
kendi kendine telkin
autosuggestibility
n.
10
General
kendi kendine söylenen
grump
n.
11
General
kendi kendine öğrenme
self learning
n.
12
General
bireyin kendi kendine verdiği söz
personal commitment
n.
13
General
kendi kendine yardım
self-help
n.
14
General
kendi kendine telkin
self-command
n.
15
General
kendi kendine uyanış
self-awakening
n.
16
General
kendi kendine tapma
self-worship
n.
17
General
kendi kendine algılayış
self-perceiving
n.
18
General
kendi kendine acıma
self-pity
n.
19
General
kendi kendine zarar verme
self-destruction
n.
20
General
kendi kendine algılama
self-perceiving
n.
21
General
kendi kendine yapabilir
self-efficacy
n.
22
General
kendi kendine sertlik verme
self-annealing
n.
23
General
kendi kendine döllenme
self-pollination
n.
24
General
kendi kendine yetme
self-help
n.
25
General
kendi kendine hakimiyet
self-command
n.
26
General
kendi kendine abartma
self-aggrandizement
n.
27
General
kendi kendine doğrulama
self-validating
n.
28
General
kendi kendine belgelendirme
self-certificating
n.
29
General
kendi kendine belgelendirme
self-certification
n.
30
General
kendi kendine rapor etme
self-report
n.
31
General
kendi kendine hakim olma
ascesis
n.
32
General
kendi kendine şekillenen/şekil alan kum
self-sculpting sand
n.
33
General
kendi kendine abartma
self-aggrandisement
n.
34
General
kendi kendine üretim
self production
n.
35
General
kişinin kendi kendine koyduğu son teslim tarihi
self-imposed deadline
n.
36
General
kendi kendine öğrenmiş kimse
automath
n.
37
General
kendi kendine var olma
uncreatedness
n.
38
General
kendi kendine yeten birimlerle veya bölümlerle inşa edilmiş şey
modular
n.
39
General
kendi kendine konuşan kimse
monologist
n.
40
General
kendi kendine konuşan kimse
monologuist
n.
41
General
(çin usulü) kendi kendine masaj
do-in
n.
42
General
kendi kendine konuşma
self-commune
n.
43
General
kendi kendine konuşma
self-communion
n.
44
General
kendi kendine düşünme
self-contemplation
n.
45
General
kendi kendine hüküm giydirme
self-conviction
n.
46
General
kendi kendine övünme
self-gratulation
n.
47
General
kendi kendine duyulan öfke
self-indignation
n.
48
General
kendi kendine içerleme
self-indignation
n.
49
General
kendi kendine hayallere dalma
self-involution
n.
50
General
kendi kendine dalıp gitme
self-involution
n.
51
General
kendi kendine ilaç kullanma
self-medication
n.
52
General
kendi kendine polislik yapma
self-policing
n.
53
General
tehlikeli durumları kendi kendine tespit etme
self-policing
n.
54
General
kendi kendine suçun önüne geçme
self-policing
n.
55
General
kendi kendine konuşmak
huddle with oneself
v.
56
General
kendi kendine yara olmak
exulcerate
v.
57
General
tamamen yanıp kendi kendine sönmek
burn out
v.
58
General
kendi kendine konuşmak
speak aside
v.
59
General
kendi kendine konuşmak
talk to oneself
v.
60
General
kendi kendine anlamak
self understand
v.
61
General
kendi kendine gülmek
chuckle
v.
62
General
kendi kendine servis yaparak yiyeceklerden almak
help oneself to
v.
63
General
kendi kendine konuşmak
soliloquize
v.
64
General
kendi kendine gelin güvey olmak
reckon without one's host
v.
65
General
kendi kendine düşüp yaralanmak
gutser
v.
66
General
yangın kendi kendine çıkmak
burn (itself) out
v.
67
General
yangının kendi kendine çıkması
burn (itself) out
v.
68
General
kendi kendine tekrarlamak
soliloquize
v.
69
General
kendi kendine yetmek
become self-sufficient
v.
70
General
kendi kendine söylenmek
murmur
v.
71
General
kendi kendine söylenmek
mutter to oneself
v.
72
General
kendi kendine zarar vermek
self-harm
v.
73
General
kendi kendine konuşmak
engage in private speech
v.
74
General
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
go away on its own
v.
75
General
kendi kendine öğrenmek
teach yourself
v.
76
General
(bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
think to yourself
v.
77
General
kendi kendine tekrarlamak
soliloquise
v.
78
General
kendi kendine konuşmak
soliloquise
v.
79
General
kendi kendine konuşmak
talk yourself
v.
80
General
kendi kendine gülmek
hug one's self
v.
81
General
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak
help
v.
82
General
kendi kendine kısıtlama olmaksızın servis yapmak
help oneself
v.
83
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostasize
v.
84
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostasise
v.
85
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek
hypostatize
v.
86
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak
hypostatize
v.
87
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öze dönüştürmek
hypostatise
v.
88
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak
hypostatise
v.
89
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostatize
v.
90
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak
hypostatize
v.
91
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öze dönüştürmek
hypostatise
v.
92
General
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak
hypostatise
v.
93
General
kendi kendine konuşmak
monologuise
v.
94
General
yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak
mortify
v.
95
General
kendi kendine yatışmak
self-soothe
v.
96
General
(bebek) kendi kendine sakinleşmek
self-soothe
v.
97
General
kendi kendine zarar vermek
cut
v.
98
General
kendi kendine eğlenmek
popjoy
v.
99
General
kendi kendine döllenmek
self
v.
100
General
kendi kendine tutuşmak
self-ignite
v.
101
General
kendi kendine alev almak
self-ignite
v.
102
General
(maddeyi) kendi kendine ilaç niyetine kullanmak
self-medicate
v.
103
General
kendi kendine ilaç almak
self-medicate
v.
104
General
kendi kendine tozlaşmak
self-pollinate
v.
105
General
kendi kendine tozlaştırmak
self-pollinate
v.
106
General
kendi kendine tozlanmasını engellemek
semicastrate
v.
107
General
kendi kendine tazelenmek
fresh
v.
108
General
kendi kendine gülmek
smudge
v.
109
General
kendi kendine konuşma hazırlamak
soliloquy [rare]
v.
110
General
kendi kendine üretilmiş
self produced
adj.
111
General
kendi kendine olan
automatic
adj.
112
General
kendi kendine karar veren
self determining
adj.
113
General
kendi kendine yeten
self sufficient
adj.
114
General
kendi kendine yeten
self supporting
adj.
115
General
kendi kendine hizmet eden
self serving
adj.
116
General
kendi kendine işleyen
self activating
adj.
117
General
kendi kendine akabilen
self flowable
adj.
118
General
kendi kendine üretilmiş
self generated
adj.
119
General
kendi kendine zarar veren
self destructive
adj.
120
General
kendi kendine yeten
self contained
adj.
121
General
kendi kendine işler
self acting
adj.
122
General
(meyve/bitki) kendi kendine açılmayan
indehiscent
adj.
123
General
kendi kendine olan
self inflicted
adj.
124
General
kendi kendine öğrenen
self learning
adj.
125
General
kendi kendine devam eden
self-sustaining
adj.
126
General
kendi kendine ısınan
self-heating
adj.
127
General
kendi kendine akabilen
self-flowable
adj.
128
General
kendi kendine hızlanan
self-accelerating
adj.
129
General
başkalarına yük olmadan kendi kendine yaşayabilen
self-sustained
adj.
130
General
kendi kendine algılayan
self-perceiving
adj.
131
General
kendi kendine çalışan
self-operating
adj.
132
General
kendi kendine yeten
self-sustained
adj.
133
General
kendi kendine olan
self-inflicted
adj.
134
General
kendi kendine anlayabilen
self-understanding
adj.
135
General
bir şeyde kendi kendine yeten
self-sufficient in something
adj.
136
General
kendi kendine öğrenilmiş
self-taught
adj.
137
General
başkalarına yük olmadan kendi kendine yaşayabilen
self-supporting
adj.
138
General
kendi kendine yeten
self-supporting
adj.
139
General
kendi kendine oluşmuş
self-created
adj.
140
General
kendi kendine yeten
self-contained
adj.
141
General
kendi kendine yeten
complacent
adj.
142
General
kendi kendine doyan
self saturating
adj.
143
General
kendi kendine uygulayan
self executing
adj.
144
General
kendi kendine doğrulayan
self-validating
adj.
145
General
kendi kendine varlığını sürdüren
self-perpetuating
adj.
146
General
kişinin kendi kendine algıladığı
self-perceived
adj.
147
General
kendi kendine oluşan
autogenous
adj.
148
General
kendi kendine şişen
self-inflating
adj.
149
General
kendi kendine var olan
unbegotten
adj.
150
General
kendi kendine var olan
uncreated
adj.
151
General
kendi kendine devam eden
self-sustaining
adj.
152
General
kendi kendine yeten
self-sustaining
adj.
153
General
kendi kendine idare edilemeyen
helpless
adj.
154
General
kendi kendine gidebilen
horseless
adj.
155
General
kendi kendine duran
lone
adj.
156
General
kendi kendine kurulu
lone
adj.
157
General
kendi kendine düzenleyen
self-activating
adj.
158
General
kendi kendine yeten
self-centered
adj.
159
General
kendi kendine konuşan
self-communicative
adj.
160
General
kendi kendine değerlendiren
self-considering
adj.
161
General
kendi kendine yeten
self-content
adj.
162
General
kendi kendine hüküm giydiren
self-convicted
adj.
163
General
kendi kendine yapan
self-generated
adj.
164
General
kendi kendine üretilen
self-generated
adj.
165
General
kendi kendine belirleyen
self-governed
adj.
166
General
kendi kendine söyleyen
self-imparting
adj.
167
General
kendi kendine öğretilen
self-instructed
adj.
168
General
kendi kendine öğreten
self-instructed
adj.
169
General
kendine kendi yanmış
self-kindled
adj.
170
General
kendi kendine kafası karışmış
self-perplexed
adj.
171
General
kendi kendine ayakta duran
self-pitying
adj.
172
General
kendi kendine ayakta duran
self-poised
adj.
173
General
kendi kendine ayarlanan
self-posited
adj.
174
General
kendi kendine hazırlanan
self-posited
adj.
175
General
kendi kendine yayılan
self-propagating
adj.
176
General
kendi kendine üreyen
self-propagating
adj.
177
General
kendi kendine çoğalan
self-propagating
adj.
178
General
kendi kendine kayıt yapan
self-recording
adj.
179
General
kendi kendine kaydeden
self-recording
adj.
180
General
kendi kendine düzenleyen
self-regulative
adj.
181
General
kendi kendine düzenleyen
self-regulatory
adj.
182
General
kendi kendine kapatılabilir
self-sealing
adj.
183
General
kendi kendine yapıştırılabilir
self-sealing
adj.
184
General
kendi kendine mühürlenebilir
self-sealing
adj.
185
General
kendi kendine söylenen
self-whispered
adj.
186
General
kendi kendine telkin edilen
self-whispered
adj.
187
General
kendi kendine fısıldanan
self-whispered
adj.
188
General
açılmamış bir çiçeğin kendi kendine döllenmesi ile ilgili olarak
cleistogamously
adv.
189
General
kendi kendine kıkırdayarak
chucklingly
adv.
190
General
kendi kendine doğru
selfward
adv.
191
General
kendi kendine kalmış
on his own
adv.
192
General
kendi kendine (yapmak)
on one's own hook
adv.
193
General
kendi kendine (eril)
himself
pron.
194
General
kendi kendine hareket eden anlamı veren ön ek
automat-
pref.
Phrasals
195
Phrasals
kendi kendine gülmek
chortle about someone or something
v.
196
Phrasals
kendi kendine gülmek
chortle over someone or something
v.
197
Phrasals
kendi kendine gülmek
chuckle about someone or something
v.
198
Phrasals
kendi kendine dert olmak
worry oneself about
v.
199
Phrasals
kendi kendine mırıldanmak
mutter something to oneself
v.
200
Phrasals
kendi kendine düşünmek
think to
v.
201
Phrasals
kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
geek out about (someone or something)
v.
202
Phrasals
kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
geek out over (someone or something)
v.
203
Phrasals
(bir şeye) davet edilmeden/kendi kendine dahil olmak
invite (someone or oneself) to (something)
v.
204
Phrasals
(kendi kendine bir şeyle) gururlanmak
plume (oneself) on (something)
v.
205
Phrasals
(kendi kendine bir şeyle) övünmek
plume (oneself) on (something)
v.
206
Phrasals
(kendi kendine bir şeyle) kibirlenmek
plume (oneself) on (something)
v.
207
Phrasals
(kendi kendine bir şeyle) böbürlenmek
plume (oneself) on (something)
v.
208
Phrasals
(kendi kendine) söylemek
say to (oneself)
v.
209
Phrasals
(kendi kendine) konuşmak/mırıldanmak
say to (oneself)
v.
210
Phrasals
kendi kendine yetmek
scratch for (oneself)
v.
Proverb
211
Proverb
kendi kendine övünmek hoş bir şey değil
self-praise is no recommendation
212
Proverb
kendi kendine övünmek (hiç) hoş bir şey değil
self-praise is no recommendation (at all)
Colloquial
213
Colloquial
kendi kendine ilerlemesine izin vermek
let her roll
v.
214
Colloquial
kendi kendine kalmak
lay low
v.
215
Colloquial
(kendi) kendine acımak
be sorry for (oneself)
v.
216
Colloquial
kendi kendine sönmek
burn itself out
v.
217
Colloquial
kendi kendine servis yaparak istediği kadar almak
help (oneself) (to something)
v.
218
Colloquial
(tamamen) kendi kendine
all by oneself
expr.
219
Colloquial
kendi kendine bak
live on your hump
expr.
220
Colloquial
(bir şey bir şeyi) kendi kendine yapmayacak
(something) is not going to (do something) itself
expr.
221
Colloquial
(bir şey) kendiliğinden mi/kendi kendine mi olacak?
(something) is not going to (do something) itself
expr.
Idioms
222
Idioms
bir şeyin kendi kendine harekete geçmesi
(have) a life of its own
n.
223
Idioms
kendi kendine vakit geçirmenin keyfi
joy of missing out
n.
224
Idioms
kendi kendine kalmanın keyfi
joy of missing out
n.
225
Idioms
kendi kendine en büyük zararı veren
(one's) own worst enemy
n.
226
Idioms
kendi kendine engel olan
(one's) own worst enemy
n.
227
Idioms
kendine en büyük zararı kendi veren
(one's) own worst enemy
n.
228
Idioms
bir şeyi kendi kendine başarmak
pull oneself up by one's bootstraps
v.
229
Idioms
kendi kendine bulmak
find oneself in
v.
230
Idioms
kendi kendine gelin güvey olmak
build castles in spain
v.
231
Idioms
kızgınlıkla kendi kendine kötülük etmek
cut off one's nose to spite one's face
v.
232
Idioms
kendi kendine mırıldanmak
say something to oneself
v.
233
Idioms
kendi kendine düşman olmak
become one's own worst enemy
v.
234
Idioms
kendi kendine gelin güvey olmak
build castles in the air
v.
235
Idioms
kendi kendine demek
say something to oneself
v.
236
Idioms
kendi derdi kendine yetmek
have enough on someone's mind
v.
237
Idioms
kendi kendine düşman olmak
be one's own worst enemy
v.
238
Idioms
kendi kendine söylemek
say something to oneself
v.
239
Idioms
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözülmek
work itself out
v.
240
Idioms
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözüme ulaşmak
work itself out
v.
241
Idioms
sorunlarını kendi kendine çözmek
get one's own house in order
v.
242
Idioms
sorunlarını kendi kendine çözmek
put one's own house in order
v.
243
Idioms
kendi kendine başarmak
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps
v.
244
Idioms
kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps
v.
245
Idioms
(bir şeyi) kendi kendine yapmak
make (something) by (one's) own fair hands
v.
246
Idioms
(bir şeyi) kendi kendine yapmak
make (something) by (one's) own fair hand
v.
247
Idioms
(bir şeyi) kendi kendine yapmak
make (something) with (one's) own fair hands
v.
248
Idioms
(bir şeyi) kendi kendine yapmak
make (something) with (one's) own fair hand
v.
249
Idioms
kendi kendine varlığını sürdürebilen bir şeye lüzumsuz para, enerji harcamak
feed the beast
v.
250
Idioms
kendi kendine zarar vermek
do somebody/yourself an injury
v.
251
Idioms
bir şeyi kendi kendine yapmak
plough (one's) own furrow [uk]
v.
252
Idioms
bir şeyi kendi kendine halletmek
plough (one's) own furrow [uk]
v.
253
Idioms
sorunlarla kendi kendine başa çıkmak
fight (one's) own battles
v.
254
Idioms
birine kendi kendine düşünemeyeceği fikirler vermek
put something in someone's head
v.
255
Idioms
birine kendi kendine düşünemeyeceği fikirler vermek
put something into someone's head
v.
256
Idioms
(kendi kendine) yetmek
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete]
v.
257
Idioms
(kendi kendine) bakmak
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete]
v.
258
Idioms
(kendi kendine) yetmek
live on (one's) (own) hump
v.
259
Idioms
(kendi kendine) bakmak
live on (one's) (own) hump
v.
260
Idioms
kendi kendine at oynatmak
run (one's) own show
v.
261
Idioms
(kendi) kendine engel olmak
stand in (one's) own light
v.
262
Idioms
(kendi) kendine köstek olmak
stand in (one's) own light
v.
263
Idioms
(kendi kendine) düşünmek
think to (oneself)
v.
264
Idioms
kendi kendine düşman olmak
be your own worst enemy
v.
265
Idioms
kendi kendine zarar veren biri olmak
be your own worst enemy
v.
266
Idioms
kendi kendine sorun yaratmak/çıkartmak
be your own worst enemy
v.
267
Idioms
kendi kendine zorluk yaratmak/çıkartmak
be your own worst enemy
v.
268
Idioms
kendi kendine acımak
be/feel sorry for yourself
v.
269
Idioms
kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps
v.
270
Idioms
sorunlarla kendi kendine başa çıkmak
fight your own battles
v.
271
Idioms
kendi kendine zarar vermek
foul one's nest
v.
272
Idioms
kendi kendine zarar vermek
foul one's own nest
v.
273
Idioms
kendi kendine zarar vermek
foul own nest
v.
274
Idioms
kendi kendine zarar vermek
foul your own nest
v.
275
Idioms
kendi kendine kalmak
lie low and sing small
v.
276
Idioms
kendi kendine gururlanmak
plume oneself
v.
277
Idioms
kendi kendine övünmek
plume oneself
v.
278
Idioms
kendi kendine böbürlenmek
plume oneself
v.
279
Idioms
bir şeyi kendi kendine başarmak
pull (oneself) up by the bootstraps
v.
280
Idioms
bir şeyi kendi kendine başarmak
pull oneself up by bootstraps
v.
281
Idioms
(sarkaç) kendi kendine salınım yapacak şekilde dengelenmiş
in beat
adv.
282
Idioms
(sarkaç) kendi kendine salınım yapabileceği şekilde dengelenmeden
out of beat
adv.
283
Idioms
her şey kendi kendine düzelir
things work themselves out
expr.
284
Idioms
kendine yapılanlar düşünülünce kendi yaptıkları solda sıfır kalan
more sinned against than sinning
expr.
Trade/Economic
285
Trade/Economic
iktisaden kendi kendine yeterlik
economic self-sufficiency
n.
286
Trade/Economic
iktisadi bakımdan kendi kendine yeterlilik
economic self-sufficiency
n.
287
Trade/Economic
kendi kendine yeterli olma
self-sufficiency
n.
288
Trade/Economic
kendi kendine yetme
self-sufficiency
n.
289
Trade/Economic
kendi kendine yeterli olma
self-sufficiency
n.
290
Trade/Economic
kendi kendine yapan
self-service
n.
291
Trade/Economic
kendi kendine tasfiye
self liquidation
n.
292
Trade/Economic
kendi kendine yeterli
self-sufficient
adj.
293
Trade/Economic
kendi kendine tasfiye eden
self liquidating
adj.
294
Trade/Economic
kendi kendine destek olan
self-supporting
adj.
295
Trade/Economic
kendi kendine yeterli olan
self-sufficient
adj.
296
Trade/Economic
kendi kendine yeten
closed
adj.
Law
297
Law
kendi kendine fiziksel zararda bulunma
self destruction
n.
298
Law
kendi kendine yeterlilik
self reliance
n.
299
Law
kendi kendine yeten ülke
autarky
n.
300
Law
kendi kendine yeten
self contained
adj.
Politics
301
Politics
kendi kendine yeterli büyüme
sustainable development
n.
302
Politics
kendi kendine yeten millet
self sufficient nation
n.
303
Politics
ulusal kendi kendine yeterlilik
national self-sufficiency
n.
304
Politics
kendi kendine darbe
autogolpe
n.
305
Politics
(orta çağ'da) bir mülk ile bu mülk arazisi üzerinde yaşayan farklı özgürlük derecelerine sahip serflere ve kiracılara hükmeden arazi sahibinden meydana gelen ve ekonomik olarak kendi kendine yetebilen sosyal, ekonomik ve idari bir teşkilat
manor
n.
306
Politics
kendi kendine yeten
autarchic
adj.
Institutes
307
Institutes
finansal olarak kendi kendine yetemeyen ve parasal desteği kendi mezhebinden veya daha büyük dini kurumlardan alan yerel kilise
mission
n.
Industry
308
Industry
kendi kendine çalışan makinelerle yapılan zanaat ve üretim
automatic arts
n.
Insurance
309
Insurance
kendi kendine yanma
spontaneous combustion
n.
Technical
310
Technical
basınçlı azot ve oksijenle kullanılan açık devre kendi kendine yeterli dalma aparatı
open-circuit self-contained diving apparatus for use with compressed nitrox and oxygen
n.
311
Technical
kaçış için kendi kendine yeterli kapalı devre solunum aparatı
self-contained closed-circuit breathing apparatus for escape
n.
312
Technical
kendi kendine havalanma
self aeration
n.
313
Technical
kendi kendine boşalma
self discharge
n.
314
Technical
kendi kendine yağlanan silindir gömleği
self-lubricating liner
n.
315
Technical
kendi kendine test çıkışı
self test output
n.
316
Technical
kendi kendine yeterli açık devreli sıkıştırılmış hava solunum cihazı
self-contained open-circuit compressed air breathing apparatus
n.
317
Technical
kendi kendine yeterli kapalı devre solunum cihazı
self contained closed-circuit breathing apparatus
n.
318
Technical
kendi kendine ayarlanan mekanizma
self-adjusting mechanism
n.
319
Technical
kendi kendine tahliye
self discharging
n.
320
Technical
kendi kendine test girişi
self test input
n.
321
Technical
kendi kendine bakım
self-maintenance
n.
322
Technical
kendi kendine ayarlanan mekanizma pimi
self adjusting mechanism pin
n.
323
Technical
kendi kendine içten yanma
spontaneous combustion
n.
324
Technical
kendi kendine kilitlenen ikili altıgen somun
self-locking bihexagonal nut
n.
325
Technical
kendi kendine tutuşma
self ignition
n.
326
Technical
kendi kendine çalışan kontrol
self operated control
n.
327
Technical
kendi kendine deneme
self-testing
n.
328
Technical
kendi kendine tozlaşma
autogamy
n.
329
Technical
kendi kendine ayarlanan mekanizma somunu
self adjusting mechanism nut
n.
330
Technical
kendi kendine temizleme
self-purification
n.
331
Technical
kendi kendine ilk yardım
self aid
n.
332
Technical
kendi kendine yeterli açık devreli basınçlı hava solunum cihazı
self-contained open circuit compressed air breathing apparatus
n.
333
Technical
kendi kendine yeterli sıkıştırılmış havalı dalma aparatı
self-contained compressed air diving apparatus
n.
334
Technical
küresel düz geniş iç bilezik ve kendi kendine yağlanan silindir gömlekli korozyona dayanıklı çelikten bilyalı yatak
spherical plain in corrosion resisting steel with self-lubricating liner and wide inner ring bearings
n.
335
Technical
motorun kendi kendine devirden düşmesi
die down
n.
336
Technical
kendi kendine sönebilen
self-extinguishing
adj.
337
Technical
kendi kendine işleyen
self acting
adj.
338
Technical
kendi kendine sönen
self-extinguishing
adj.
339
Technical
kendi kendine açılan
dehiscent
adj.
340
Technical
kendi kendine yağlanan
self-lubricating
adj.
341
Technical
kendi kendine açılmayan
indehiscent
adj.
342
Technical
kendi kendine yeterli
self-contained
adj.
343
Technical
kendi kendine hareket eden
self-sustained
adj.
344
Technical
kendi kendine kilitlenen
self-locking
adj.
345
Technical
kendi kendine kaydeden (müzik aleti)
autographic
adj.
346
Technical
kendi kendine kayıt yapan bir müzik aleti ile kaydedilmiş
autographic
adj.
347
Technical
otomatik olarak kendi kendine hareket eden
autokinetic
adj.
Computer
348
Computer
kendi kendine dolmak
self populate
v.
Electric
349
Electric
(elektrik yükseltici sistem) istenmeyen ve kendi kendine süren bir salınım üretmek
sing
v.
Textile
350
Textile
çeşitli yapıda inorganik nanoparçacıkları kullanarak kumaşların kendi kendine temizlenmesine olanak sağlayan sistem
nanosphere technology
n.
Construction
351
Construction
kendi kendine yerleşen
self-consolidating
adj.
Lighting
352
Lighting
kendi kendine yeterli bağımsız olarak çalışabilen ışıklı gösterge birimi
stand-alone indicator light unit
n.
353
Lighting
kendi kendine yeten bir güç kaynağıyla aydınlanan
autophanous
adj.
Automotive
354
Automotive
kendi kendine merkezleme
self centering
n.
355
Automotive
kendi kendine merkezleme
self centring
n.
356
Automotive
kendi kendine merkezleme
self-centering
n.
357
Automotive
kendi kendine enerjilenme
self-energizing
n.
358
Automotive
kendi kendine merkezleme
self-centring
n.
359
Automotive
kendi kendine hareket eden
automotive
adj.
Aeronautic
360
Aeronautic
kendi kendine ateşleme sıcaklığı
auto-ignition temperature
n.
361
Aeronautic
pervanenin kendi kendine dönmesi
autorotation
n.
362
Aeronautic
kendi kendine iş yapmak
solo
v.
Petrol
363
Petrol
(dizel yakıt) kendi kendine yanmak
self-ignite
v.
Mining
364
Mining
kendi kendine kuruma
self-desiccation
n.
365
Mining
kendi kendine ilerleyen lastik tekerlekli araç
self-propelled rubber tyred vehicle
n.
366
Mining
kendi kendine ilerleyen lastik tekerlekli araç
self-propelled rubber tired vehicle
n.
Medical
367
Medical
kendi kendine meme muayenesi
breast self examination
n.
368
Medical
kendi kendine kasılan kas
involuntary muscle
n.
369
Medical
kendi kendine teşhis koyma
self-diagnosis
n.
370
Medical
kendi kendine iyileşme
self-healing
n.
371
Medical
kendi kendine enjeksiyon
self-injection
n.
372
Medical
kendi kendine meme muayenesi
breast self-examination
n.
373
Medical
kendi kendine düşük yapma
coat hanger abortion (coat hanger insertion)
n.
374
Medical
kendi kendine düşük yapma
self-induced abortion
n.
375
Medical
kendi kendine yardım
self-aid
n.
376
Medical
kendi kendine iğne yapmaya imkan tanıyan şırınga
autoinjector
n.
377
Medical
hastanın kendi kendine dönebilmesi
hypostrophe
n.
378
Medical
kendi kendine muayene
self-examination
n.
379
Medical
kendi kendine tedavi uygulama
self-treatment
n.
380
Medical
kendi kendine verilen
self-administered
adj.
381
Medical
kendi kendine uygulanan
self-administered
adj.
382
Medical
(yara) kendi kendine yapılan
self-inflicted
adj.
Psychology
383
Psychology
kendi kendine ötanazi
auto-euthanasia
n.
384
Psychology
kendi kendine şekillendirme
autoshaping
n.
385
Psychology
kendi kendine motivasyon
self-motivation
n.
386
Psychology
kendi kendine motivasyon
self motivation
n.
387
Psychology
kendi kendine psikanaliz
self-analysis
n.
388
Psychology
kendi kendine hipnoz
autohypnosis
n.
389
Psychology
kendi kendine cinsel doyum
autoerotism
n.
390
Psychology
hastalara kendi kendine gevşemeyi öğretme süreci
autogenics
n.
391
Psychology
kendi kendine hipnoz olma
autohypnotism
n.
392
Psychology
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali
autointoxication
n.
393
Psychology
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali
autotoxaemia
n.
394
Psychology
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali
autotoxemia
n.
395
Psychology
kendi kendine konuşma alışkanlığı
monology
n.
396
Psychology
kendi kendine telkin
autosuggestion
adj.
397
Psychology
kendi kendine gevşemeye ait
autogenic
adj.
398
Psychology
kendi kendine gevşemeye dair
autogenic
adj.
Dentistry
399
Dentistry
kendi kendine sertleşen
self-curing
n.
Physiology
400
Physiology
kendi kendine zehirlenme
autotoxication
n.
401
Physiology
kendi kendine oluşan
autogenic
adj.
Gastronomy
402
Gastronomy
kendi kendine kabaran
self-rising
adj.
Physics
403
Physics
kendi kendine kayıt alan termometre
thermetograph
n.
Chemistry
404
Chemistry
kendi kendine oksitlenme
autooxidation
n.
Biology
405
Biology
kendi kendine tozlaşma
autofecundation
n.
406
Biology
kendi kendine yetme
evolutility
n.
407
Biology
erkek ve dişi organları farklı zamanlarda olgunlaştığı için kendi kendine döllenememe
dichogamy
n.
408
Biology
kendi kendine kısımlarına ayrılan
autotomic
adj.
409
Biology
kendi-kendine beslenebilen
self-nourishing
adj.
410
Biology
kendi kendine çoğalabilen
autonomous
adj.
411
Biology
kendi kendine tozlaşan
autogamic
adj.
412
Biology
kendi kendine tozlaşabilen
autogamic
adj.
413
Biology
kendi kendine oluşan
autogeneal
adj.
414
Biology
erkek ve dişi organları farklı zamanlarda olgunlaştığı için kendi kendine döllenemeyen
dichogamous
adj.
415
Biology
kendi kendine tozlaşan
self-fertile
adj.
416
Biology
kendi kendine dölleyen
self-fertile
adj.
417
Biology
kendi kendine tozlaşan
self-fertilized
adj.
418
Biology
kendi kendine tozlaşan
self-fertilised
adj.
419
Biology
kendi kendine beslenerek
autotrophically
adv.
Biochemistry
420
Biochemistry
hücre veya dokuların kendi kendine parçalanması
autolysis
n.
Botanic
421
Botanic
demet halinde beyaz çiçekleri ve pulsu yaprakları olan, kendi kendine açılmayan ipeksi meyvelere sahip bir bitki
narrow-leaved white-topped aster (sericocarpus linifolius)
n.
422
Botanic
açılmamış bir çiçeğin kendi kendine döllenmesi
cleistogamy
n.
423
Botanic
doğal olarak, kendi kendine veya kazara düşen bir tohumdan çıkan bitki
volunteer
n.
424
Botanic
(meyve/bitki) kendi kendine açılma
indehiscence
n.
425
Botanic
kendi kendine tozlaşma yeteneği
autoallogamy
n.
426
Botanic
kendi kendine tozlaşma sonucu oluşan bir meyve
autocarp
n.
427
Botanic
kendi kendine oluşan ve tahıl ürünlerinde yabani ot olarak değerlendirilen bir yulaf
wild oat (avena fatua)
n.
428
Botanic
kendi kendine oluşan ve tahıl ürünlerinde yabani ot olarak değerlendirilen bir yulaf
wild oat grass (avena fatua)
n.
429
Botanic
kendi kendine açılmayan, kanatlı ve genelde tek tohumlu meyve
key fruit
n.
430
Botanic
kendi kendine döllenebilme
homothally
n.
431
Botanic
kapalı çiçeğin kendi kendine tozlaşıp döllenmesi
clistogamy
n.
432
Botanic
kendi kendine açılmayan çok sayıda kuru hücrenin oluşturduğu meyve
sarcobasis
n.
433
Botanic
(kendi kendine tozlaşarak meydana gelen) fide
self
n.
434
Botanic
bitkinin kendi kendine tozlaşmasını önlemek için çiçeğindeki erkek organlarını kesmek
emasculate
v.
435
Botanic
kendi kendine tozlaştırmak
self
v.
436
Botanic
kendi kendine çimlenmek
self-seed
v.
437
Botanic
(tohum) kendi kendine toprağa düşmek
self-seed
v.
438
Botanic
kendi kendine çimlenmek
self-sow
v.
439
Botanic
kendi kendine tohum düşürmek
self-sow
v.
440
Botanic
kendi kendine döllenen (açmamış çiçek)
cleistogamic
adj.
441
Botanic
kendi kendine döllenen (açmamış çiçek)
cleistogamous
adj.
442
Botanic
kendi kendine açılıp kapanabilen
automotive
adj.
443
Botanic
birleşik olan meyve yapraklarının ayrılması ile kendi kendine açılan (meyve)
marginicidal
adj.
444
Botanic
kendi kendine döllenebilen (alg, mantar)
homothallic
adj.
445
Botanic
kendi kendine döllenemeyen (bitki)
dichogamous
adj.
446
Botanic
kendi kendine tozlaşabilen
self-compatible
adj.
447
Botanic
(bitki) kendi kendine tozlaşamayan
self-incompatible
adj.
448
Botanic
kendi kendine tohumlanan
self-seeded
adj.
449
Botanic
kendi kendine büyüyen
self-seeded
adj.
450
Botanic
kendi kendine tohumlanan
self-sowed
adj.
451
Botanic
kendi kendine büyüyen
self-sowed
adj.
Agriculture
452
Agriculture
kendi kendine yeten
self-sufficient
adj.
Social Sciences
453
Social Sciences
bir halkın veya sosyal grubun kendi kendine verdiği ad
autonym
n.
Education
454
Education
kendi kendine öğrenme araçları
self guided learning tools
n.
455
Education
kendi kendine çalışma dönemi
self study period
n.
456
Education
kendi kendine çalışma seti
self-study
n.
457
Education
kendi kendine öğrenme
autodidacticism
n.
458
Education
kendi kendine öğrenme süreci
autodidactics
n.
Literature
459
Literature
kendi kendine konuşma
soliloquy
n.
460
Literature
kendi kendine söylenmek
remurmur
v.
Linguistics
461
Linguistics
kendi kendine öğrenme
autonomous learning
n.
Religious
462
Religious
kendi kendine tapan kimse
autotheist
n.
Environment
463
Environment
kendi kendine temizlenen, hızla akan sular
lenitic
n.
464
Environment
kendi kendine durma
coastdown
n.
465
Environment
kendi kendine temizlenme özarıtım
self-purification
n.
466
Environment
kendi kendine temizleme
self purification
n.
467
Environment
doğada kendi kendine yok olan
biodegradable
adj.
Geology
468
Geology
kendi-kendine beslenebilen bitki
autotroph
n.
Sport
469
Sport
müzik eşliğinde kendi kendine dövüş hareketlerinin yapıldığı bir tür egzersiz programı
body combat®
n.
Music
470
Music
sahnede kendi kendine söyleme
aside
n.
Theatre
471
Theatre
kendi kendine söylenen sözler
aside
n.
472
Theatre
oyuncunun kendi kendine yaptığı konuşma
soliloquy
n.
473
Theatre
oyuncunun kendi kendine konuştuğu dramatik sahne
monolog
n.
Engineering
474
Engineering
(motor veya jeneratör) indüktör sargısı üzerine makinenin kendi kendine çalışması için biri paralel diğeri seri bağlanmış dubleks sargı yerleştirmek
compound
v.
Slang
475
Slang
kendi kendine eğlenebilen neşeli kimse
nut [aus]
n.
476
Slang
kullanıcının kendi kendine sardığı sigara
rollie
n.
477
Slang
kendi kendine eğlenebilen kişi
larrikin
n.
Modern Slang
478
Modern Slang
utanç verici bir şekilde kendi kendine ereksiyon olma
allergic erection
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kendi kendine
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy