kendiliğinden - Turkish English Dictionary
History

kendiliğinden



Meanings of "kendiliğinden" in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

Turkish English
General
kendiliğinden automatically adv.
kendiliğinden by itself adv.
kendiliğinden of one's own accord adv.
kendiliğinden on one's own responsibility adv.
kendiliğinden by oneself adv.
kendiliğinden autochthonously adv.
kendiliğinden of oneself adv.
kendiliğinden of one's own free will adv.
kendiliğinden as such adv.
kendiliğinden instinctively adv.
kendiliğinden naturally adv.
kendiliğinden willy adv.
kendiliğinden of one's self adv.
kendiliğinden on one's own account adv.
Phrases
kendiliğinden per say (correct spelling: per se) expr.
kendiliğinden as a matter of course expr.
Colloquial
kendiliğinden of one's own accord expr.
Idioms
kendiliğinden like a duck to water expr.
kendiliğinden like a martin to its gourd [dated] [us] expr.
kendiliğinden like a martin to his gourd [dated] [us] expr.
kendiliğinden like a ripe plum expr.
kendiliğinden of own accord expr.
kendiliğinden of your own accord expr.
kendiliğinden of your own free will expr.
kendiliğinden off your own bat [uk] expr.
kendiliğinden on own account expr.
Trade/Economic
kendiliğinden per se adv.
Law
kendiliğinden ipso facto adv.
kendiliğinden on its own motion expr.
Technical
kendiliğinden spontaneous adj.
kendiliğinden autogeneous adj.
Computer
kendiliğinden automatic adj.
Informatics
kendiliğinden spontaneous n.
Medical
kendiliğinden spontaneously adv.
Food Engineering
kendiliğinden spontaneous adj.
Latin
kendiliğinden ipso facto adv.
kendiliğinden per se adv.
kendiliğinden motu proprio expr.
kendiliğinden ex mero motu expr.
Archaic
kendiliğinden ultroneously adv.

Meanings of "kendiliğinden" with other terms in English Turkish Dictionary : 378 result(s)

Turkish English
Common Usage
kendiliğinden olan spontaneous adj.
General
kendiliğinden hareket edebilme motility n.
kendiliğinden kopyalama replication n.
kendiliğinden hak alma repossession n.
kendiliğinden felsefe spontaneous philosophy n.
kendiliğinden olma spontaneousness n.
kurutulup kendiliğinden ikiye ayrılmış bezelye tanesi split pea n.
kendiliğinden biçim değiştirme automorph n.
kendiliğinden öğrenme self learning n.
kendiliğinden tamamlanma autocompletion n.
kendiliğinden uyanma self-awakening n.
kendiliğinden bozunma self-decomposition n.
kendiliğinden bildirme self-reporting n.
kendiliğinden bozulma spontaneous deterioration n.
kendiliğinden apaçık kabul edilen temel önerme axiom n.
kendiliğinden oluşan sebepler self-induced causes n.
kendiliğinden ortaya çıkan duygular nature n.
kendiliğinden anlaşılır olma immediacy n.
kendiliğinden çalışabilme self-activity n.
kendiliğinden yağlanma self-lubrication n.
kendiliğinden kayganlaşma self-lubrication n.
kendiliğinden meydana gelen varlık substantive n.
bir işi kendiliğinden yapmak take something upon oneself v.
kendiliğinden söylemek volunteer v.
kendiliğinden teklif etmek (bir işi yapmayı) volunteer to v.
bir işi kendiliğinden yapmak take something on oneself v.
kendiliğinden teklif etmek (bir işi yapmayı) volunteer for v.
kendiliğinden olmak happen by itself v.
kendiliğinden oluşmak come into being by itself v.
(durum) kendiliğinden çözülmek (situation) to resolve itself v.
(acı/ağrı) kendiliğinden geçmek go away on its own v.
kendiliğinden sona ermek end/finish automatically v.
kendiliğinden sona ermek end/finish by itself v.
kendiliğinden kurulmak self-assemble v.
kendiliğinden yapılan voluntary adj.
kendiliğinden gelen (fikir) unbidden adj.
kendiliğinden akan free flowing adj.
kendiliğinden hareket eden motile adj.
kendiliğinden hareket edebilen motile adj.
karanlıkta kendiliğinden parlayan luminous adj.
kendiliğinden öğrenen self learning adj.
kendiliğinden hızlanan self-accelerating adj.
kendiliğinden hizaya giren self-aligning adj.
kendiliğinden olan self-produced adj.
kendiliğinden anlaşılır self-transparent adj.
kendiliğinden oluşmuş self-created adj.
kendiliğinden olan self-generated adj.
kendiliğinden yüzebilen inherently buoyant adj.
kendiliğinden yüzen inherently buoyant adj.
kendiliğinden oluşan spontaneous adj.
kendiliğinden tutuşabilir self-combustible adj.
kendiliğinden tutuşan self-combustible adj.
kendiliğinden tutuşabilir self-flammable adj.
kendiliğinden tutuşan self-flammable adj.
kendiliğinden algılanan self-perceived adj.
kendiliğinden uygulanan self-executing adj.
kendiliğinden gerçekleşen spontaneous adj.
kendiliğinden uzayan self-lengthening adj.
kendiliğinden tepkimeye giren self-reactive adj.
kendiliğinden çalışan automobile adj.
kendiliğinden olan uncaused adj.
kendiliğinden olan untaught adj.
kendiliğinden olan bootstrap adj.
kendiliğinden var olan increate adj.
doğal yolla kendiliğinden gerçekleşen physiurgic adj.
kendiliğinden aktifleştiren self-activating adj.
kendiliğinden çalıştıran self-activating adj.
kendiliğinden oluşan self-generated adj.
kendiliğinden tutuşan self-kindled adj.
kendiliğinden alev alan self-kindled adj.
kendiliğinden öğrenen self-knowing adj.
kendiliğinden dengede duran self-pitying adj.
kendiliğinden dengede duran self-poised adj.
kendiliğinden oluşan free-from adj.
kendiliğinden olan free-will adj.
kendiliğinden olan anlamına gelen ön ek idio- pref.
Colloquial
alışılmış şeyleri bilinçsizce kendiliğinden yapma automatic pilot n.
(bir şey) kendiliğinden olmayacak (something) is not going to (do something) itself expr.
(bir şey) kendiliğinden mi/kendi kendine mi olacak? (something) is not going to (do something) itself expr.
Idioms
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözülmek work itself out v.
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözüme ulaşmak work itself out v.
kendiliğinden yapmak take on oneself v.
işler kendiliğinden yoluna girer things work themselves out expr.
Speaking
eskiden kendiliğinden olurdu it used to come so naturally expr.
Trade/Economic
belli bir sınırı olan ve kullanıldığında kendiliğinden yenilenen çerçeve kredisi revolving credit agreement n.
kendiliğinden olan bozulma spontaneous deterioration n.
kendiliğinden faturalama self-billing n.
kendiliğinden düzenlenen fatura self-billing invoice n.
kendiliğinden sınıf class in itself n.
kendiliğinden işleyen maliye politikası nondiscretionary fiscal policy n.
kendiliğinden faturalama self-invoicing n.
kendiliğinden oluşan denge automatic balance n.
kendiliğinden dengeye gelen self-balancing adj.
Law
kendiliğinden ihkakı hak edenler enforcement of one's rights without resorting to judicial procedure n.
kendiliğinden sona erme spontaneous termination n.
kendiliğinden fesih spontaneous termination n.
kendiliğinden geçiş ipso iure succession n.
normal şartlarda kendiliğinden tehlike arz eden fiiller nuisance per se n.
normal şartlarda kendiliğinden tehlikeli olmayıp özel durumlarda tehlike arz eden fiiller nuisance per accidens n.
normal şartlarda kendiliğinden tehlikeli olmayıp özel durumlarda tehlike arz eden fiiller a nuisance in fact n.
sigorta sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi klozu automatic termination n.
derhal ve kendiliğinden immediately and automatically adv.
Politics
kendiliğinden geri dönüş spontaneous return n.
kendiliğinden geçersiz automatically void adj.
Media
doğrudan sorgulama yerine ve görüşülen kişiyi özgürce, gayri resmi veya kendiliğinden konuşmaya yönlendiren (röportaj) nondirective adj.
Technical
bir füzenin veya uzay mekiğinin yer çekiminden kurtulup kendiliğinden hareket etmesi için gereken hız escape velocity n.
çalışmakta olan motorun kendiliğinden durması flame out n.
fazla / istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valf safety valve n.
kendiliğinden iyonlaşma autoionization n.
kendiliğinden harekete geçen gaz sızdırmazlık destek sistemi self-acting gas seal support system n.
kendiliğinden taşlama autogeneous grinding n.
kendiliğinden tutuşma derecesi self-ignition temperature n.
kendiliğinden temizlenme özellikleri self-cleaning properties n.
kendiliğinden açılır vana normally open valve n.
kendiliğinden suverilme self-quenching n.
kendiliğinden hareket etme self-moving n.
kendiliğinden yapışkan bant self adhesive tape n.
kendiliğinden tutuşma auto-ignition n.
kendiliğinden seviyelenme özellikleri self-levelling properties n.
kendiliğinden çatlama spontaneous cracking n.
kendiliğinden yoğunlaşım self-condensation n.
kendiliğinden oluşan nanoparçacıklar self-assembled nanoparticles n.
kendiliğinden havasızlandırmalı pompa self priming pump n.
kendiliğinden oluşan küçücük kesecikler self-assembled microscopic vesicles n.
kendiliğinden yükseltgenme self-oxidation n.
kendiliğinden tutan konikler self-holding tapers n.
kendiliğinden yağlanma self lubricating n.
kendiliğinden eritkenli sinter self-fluxing sinter n.
kendiliğinden kurulan kol saati self-winding watch n.
kendiliğinden ısınma değeri spontaneous heating value n.
kendiliğinden hareket etme kapasitesine sahip tarak gemisi self-propelled dredge n.
kendiliğinden olma spontaneity n.
kendiliğinden kilitlenebilir somun self-locking nut n.
kendiliğinden indüklenme self-induction n.
kendiliğinden yenilenme automatic renewal n.
kendiliğinden havasızlandırma self priming n.
kendiliğinden tutuşma self-ignition n.
kendiliğinden kırılma spontaneous breaking n.
kendiliğinden menevişlenme self-tempering n.
kendiliğinden işlemler autogeneous operations n.
kendiliğinden tutuşma spontaneous combustion n.
kendiliğinden genişleme self-expansion n.
kendiliğinden tutuşma derecesi autoignition temperature n.
kendiliğinden oluşan nanoborucuk demetleri self-assembled nanotube bunches n.
kendiliğinden tutuşma sıcaklığı autogenous ignition temperature n.
kendiliğinden oluşan yapılar self-assembled structures n.
kendiliğinden katılaşan reçine cold box resin n.
kendiliğinden örgütlenme self-organization n.
kendiliğinden iyonlaşma autoionisation n.
kendiliğinden kürlenme self-curing n.
kendiliğinden kurulma self-assembly n.
kendiliğinden tutuşma derecesi auto-ignition temperature n.
kendiliğinden sıvılanma sudden liquefaction n.
kendiliğinden kurulan saat self-winding clock n.
kendiliğinden yükseltilmiş emisyon amplified spontaneous emission n.
kendiliğinden emişli pompa self-suction pump n.
kendiliğinden flüorışıma autofluorescence n.
kendiliğinden tavlanma self-annealing n.
kendiliğinden yağlanan yatak self-oiling bearing n.
kendiliğinden yükseltilmiş ışıma amplified spontaneous emission n.
kendiliğinden tutuşma ısısı autoignition temperature n.
kendiliğinden oluşan nanoborucuklar self-assembled nanotubes n.
kendiliğinden yağlama self lubricating n.
kendiliğinden tutuşma ısısı self-ignition temperature n.
kendiliğinden tutuşma sıcaklığı autoignition temperature n.
kendiliğinden örgütlenme self-organisation n.
kendiliğinden sıvılanma spontaneous liquefaction n.
kendiliğinden ateşleme auto ignition n.
kendiliğinden yapışan bant self adhesive tape n.
kendiliğinden yaşlanma self-aging n.
kendiliğinden ısınma spontaneous heating n.
kendiliğinden genleşme self-expansion n.
kendiliğinden depolu su altı solunum cihazı self contained underwater breathing apparatus n.
kendiliğinden oluşan büyüme self-assembled growth n.
kendiliğinden tutuşma sıcaklığı self-ignition temperature n.
kendiliğinden kapanır vana normally closed valve n.
kendiliğinden sertleşme self-hardening n.
kendiliğinden kilitlenme self-locking n.
kendiliğinden kurma self-winding n.
kendiliğinden odaklanma autofocusing n.
büyük kısmı suyun altında kalan ve kendiliğinden çalışan su taşıtı semisubmersible n.
kendiliğinden çalışan ve kısmen suya batmış mavna semisubmersible n.
kendiliğinden çalışan ve kısmen suya batmış mavna semisubmersible rig n.
kendiliğinden havalanan self-ventilating adj.
kendiliğinden oluşan autogenous adj.
kendiliğinden çatlamayan indehiscent adj.
kendiliğinden hazırlanan self-priming adj.
kendiliğinden çatlayan dehiscent adj.
kendiliğinden çalışan (motor vb) self-propelled adj.
kendiliğinden yağlanan self-oiling adj.
kendiliğinden indüklenen self-induced adj.
kendiliğinden pişen self-baking adj.
kendiliğinden kurulan self-winding adj.
kendiliğinden açılan self-opening adj.
kendiliğinden ayarlanan self-aligning adj.
kendiliğinden sertleşmiş self-hardened adj.
kendiliğinden uyarılan self-exited adj.
kendiliğinden ısıtmalı self-heating adj.
kendiliğinden çalışır self-propelled adj.
kendiliğinden itişli self-propelled adj.
kendiliğinden çalışan self-exciting adj.
kendiliğinden çalışan (motor vb) self propelled adj.
kendiliğinden merkezlenen self-centering adj.
kendiliğinden boşalan self-discharging adj.
kendiliğinden eritkenli self-fluxing adj.
kendiliğinden sönen self-extinguishing adj.
kendiliğinden kapanan self-closing adj.
kendiliğinden hareket eden self-propelled adj.
Computer
kendiliğinden aldığı değer default n.
kendiliğinden geçerli sayfalar default pages n.
kendiliğinden kapat auto close expr.
kendiliğinden ölçeklendir auto scaling expr.
kendiliğinden etkinleştir auto activate expr.
kendiliğinden pasifleştir auto deactivate expr.
kendiliğinden aç auto open expr.
kendiliğinden ölçekle auto scaling expr.
tabloyu kendiliğinden biçimle autoformat table expr.
Informatics
kendiliğinden saat beslemeli self-clocking n.
Textile
kendiliğinden yapışkan şerit self adhesive tape n.
Construction
kendiliğinden yerleşen beton self-compacting concrete n.
kendiliğinden yayılan bireşim self propagating synthesis n.
kendiliğinden yerleşen beton self-consolidating concrete n.
kendiliğinden sıkışan beton self-compacting concrete n.
kendiliğinden yerleşen reaktif pudra self-compacting reactive-powder n.
kendiliğinden yüzeylenen beton self-levelling concrete n.
kendiliğinden konsolide olan/ çöken beton self-consolidating concrete n.
içindekilerin kendiliğinden akabileceği bir yere drenaj borusu döşemek daylight v.
Automotive
kendiliğinden dış hat belirleme autotrace n.
kendiliğinden tutuşma self ignition n.
kendiliğinden iptal olan self-cancelling n.
kendiliğinden ayar mekanizması self-adjusting mechanism n.
kendiliğinden kitlenme self-locking n.
kendiliğinden merkezleme self-centring n.
kendiliğinden ayar mekanizması self adjusting mechanism n.
kendiliğinden kitlenme self locking n.
kendiliğinden ateşleme dieseling n.
kendiliğinden ateşleme auto-ignition n.
kendiliğinden yanma spontaneous combustion n.
kendiliğinden ateşleme self-ignition n.
kendiliğinden boyutlandırma auto-dimensioning n.
kendiliğinden açılır bagaj camı flipper glass n.
kendiliğinden merkezleme self centring n.
kendiliğinden iptal olan self cancelling n.
yakıtın kendiliğinden tutuşması auto ignition n.
kendiliğinden havalandırmalı self-ventilating adj.
Traffic
kendiliğinden yerleşen beton self-compacting concrete n.
Railway
kendiliğinden çalışan vagon unit [new zealand] n.
Aeronautic
motorun kendiliğinden durması flame-out n.
kendiliğinden çalışan yönlendirilebilir uçak dirigible n.
kendiliğinden emniyetli self-locking adj.
Marine
kendiliğinden yüzebilen canlılar necton n.
kendiliğinden hareketli emici tarayıcı self-propelled suction dredger n.
kendiliğinden hareketli silolu tarayıcı self-propelled hopper dredger n.
kendiliğinden hareket etme self-propelling n.
kendiliğinden hareketli çift çeneli mavna self-propelled grab barge n.
kendiliğinden yükselebilen hareketli platform self-elevated movable platform n.
kendiliğinden kayıt yapabilen gel-git ölçer self registering tide gage n.
kendiliğinden yükselir platform self-elevation platform n.
kendiliğinden hareketli self-propelled adj.
Medical
bağışıklık sisteminin vücuda yabancı olan bir şeyi ya da durumu kendiliğinden algılaması self-nonself discrimination n.
gözbebeğinin kendiliğinden sağa sola titremesi nystagmus n.
kendiliğinden delinme spontaneous perforation n.
kendiliğinden boşalma spontaneous evacuation n.
kendiliğinden oluşan tekkatman self-assembled monolayer n.
kendiliğinden neonatal mide delinmesi spontaneous neonatal gastric perforation n.
kendiliğinden hastalık spontaneous disease n.
kendiliğinden uzayan intramedüller çivi self-lengthening intramedullary nail n.
kendiliğinden doğan abiogenist n.
kendiliğinden kabaran un self-raising flour n.
kendiliğinden açılarak düşük veya erken doğuma sebep olan zayıf uterus serviksi incompetent cervix n.
kalp veya bağırsakta kendiliğinden uyarı veren özel sinir hücreleri pacemaker n.
kendiliğinden iyileşmek heal spontaneously v.
kendiliğinden iyileşme eğiliminde olmak tend to heal spontaneously v.
kendiliğinden gerilemek regress spontaneously v.
kendiliğinden oluşan self-induced adj.
kendiliğinden meydana gelen self-induced adj.
kendiliğinden tetiklenen self-induced adj.
Psychology
hedef imajların kendiliğinden yürütülmesi default execution of goal images n.
kendiliğinden düşük spontaneous abortion n.
kendiliğinden yargılama automatic judgement n.
kendiliğinden türemeci abiogenist n.
kendiliğinden genelleştirme spontaneous generalization n.
kendiliğinden canlanma autochthonous revival n.
kendiliğinden sinir etkinliği spontaneous neural activity n.
kendiliğinden davranış spontaneous behavior n.
kendiliğinden gerileme spontaneous regression n.
kendiliğinden hareket spontaneous movement n.
kendiliğinden düzelme spontaneous remission n.
kendiliğinden gestalt autochtonous gestalt n.
kendiliğinden boşalma spontaneous discharge n.
kendiliğinden trans spontaneous trance n.
kendiliğinden türeme abiogenesis n.
kendiliğinden canlanma spontaneous recovery n.
kendiliğinden faaliyet self-action n.
alışılmış şeyleri bilinçsizce kendiliğinden yapma autopilot n.
kendiliğinden oluşan ve pekiştirici veya engelleyici etkileri olan bir tepkiye ait operant adj.
kendiliğinden oluşan ve pekiştirici veya engelleyici etkileri olan bir tepkiyle ilgili operant adj.
kendiliğinden oluşan ve pekiştirici veya engelleyici etkileri olan bir tepki olan operant adj.
Dentistry
kendiliğinden sertleşen self-curing n.
Physiology
kendiliğinden hareket spontaneous movement n.
kendiliğinden üreme spontaneous generation n.
kendiliğinden meydana gelen automatic adj.
kendiliğinden oluşan automatic adj.
Pathology
kendiliğinden pnömotoraks spontaneous pneumothorax n.
Pharmaceutics
kendiliğinden mikroemülsifiye olabilen ilaç taşıyıcı sistem self- microemulsifying drug delivery system (smedds) n.
Gastronomy
kendiliğinden mayalanan self-raising adj.
Physics
kendiliğinden iyonlaşma autoionization n.
kendiliğinden iyonlaşma autoionisation n.
atomun, atom çekirdeğinin veya mezonun kendiliğinden parçalanması decay n.
atom altı parçacığın enerji yüklü parçacık veya radyasyon yayılımı sonucu kendiliğinden parçalanması particle decay n.
Chemistry
kendiliğinden yanıcı ve kötü kokulu bir sıvı madde alkarsin n.
kendiliğinden kaynaşan bant self-amalgamating tape n.
kendiliğinden yanma spontaneous combustion n.
kendiliğinden süreç spontaneous process n.
germanitte kendiliğinden oluşan yarı iletken kristalli bir element germanium n.
kendiliğinden yanmayan renksiz bir gaz hydrogen silicide n.
kendiliğinden yanmayan renksiz bir gaz siliciureted hydrogen n.
kendiliğinden yayılabilen (gaz) elastic adj.
Biology
kendiliğinden doğma abiogeny n.
kendiliğinden türeme abiogeny n.
kendiliğinden birleşme self-association n.
kendiliğinden türeme parthenogenesis n.
kendiliğinden üreme parthenogenesis n.
kendiliğinden doğma abiogenesis n.
kendiliğinden sıralanan moleküller self-sorting molecules n.
kendiliğinden oluşum autogeny n.
kendiliğinden oluşum spontaneous generation n.
kendiliğinden oluşum autogony n.
kendiliğinden türeme unigenesis n.
kendiliğinden üreme virginal generation n.
kendiliğinden üreme heterogenesis n.
kendiliğinden doğma kuramına inanan kimse heterogenist n.
kendiliğinden üreme heterogeny n.
kendiliğinden üremiş olan abiogenous adj.
kendiliğinden büyüyen/gelişen natural adj.
kendiliğinden üreyen autonomous adj.
kendiliğinden gelişen autonomous adj.
kendiliğinden üreme ile meydana gelen uniparental adj.
kendiliğinden üreyebilen parthenogenetic adj.
kendiliğinden üreyebilen parthenogenic adj.
kendiliğinden üreyebilen parthenogenous adj.
kendiliğinden üreyebilen parthenogenitive adj.
Astronomy
kendiliğinden etrafa ışık saçan ağır gök cismi star n.
Zoology
kendiliğinden üreme virgin birth n.
Botanic
üzüm, kuşburnu gibi kendiliğinden yetişen bitkiler bacca n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar mastigomycota n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar mastigomycotina n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar subdivision mastigomycota n.
spor ve gametleri kendiliğinden hareket edebilen mantarlar subdivision mastigomycotina n.
meyvenin kendiliğinden yarıya bölünen kısmı hemicarp n.
çölde veya kurak ve verimsiz arazilerde kendiliğinden yetişen bitki örtüsü desert flora n.
(tohum zarfı) olgunlaştığında kendiliğinden açılamama indehiscence n.
kendiliğinden çatlamayan yapıya sahip, tek tohumlu ceviz tadında olan (meyve) nucamentaceous adj.
kendiliğinden çatlamayan yapıya sahip, tek tohumlu ceviz tadında olan (meyve) nucumentaceous adj.
kendiliğinden büyüyen wild adj.
Agriculture
kendiliğinden bitmek/yetişmek (bitki) volunteer v.
kendiliğinden biten/yetişen (bitki) volunteer adj.
Linguistics
kendiliğinden işlemleme automatic processing n.
kendiliğinden meydana gelebilen dilsel biçim freeform n.
Religious
hz. isa'nın kendiliğinden var olan tanrı olduğu doktrini autotheism n.
Philosophy
kendiliğinden meydana gelme/oluşma aseity n.
Environment
çekirdeğin kendiliğinden bozunması spontaneous fission n.
kendiliğinden tabii süzgeçleme inherent filtration n.
Geography
kendiliğinden kayıt yapabilen bir gel-git ölçer marigraph n.
kendiliğinden kayıt yapabilen bir gel-git ölçer mareograph n.
Meteorology
kendiliğinden kayıt yapabilen yağmur ölçer udomograph n.
Military
kendiliğinden ateş alma cook off n.
kendiliğinden ateş alma cook-off n.
kendiliğinden çalışan bir tür abd uçaksavar silahı duster n.
teli beklenmeyen temasa maruz kaldığında kendiliğinden ateşlenen bir silah türü set gun n.
Sport
kişiye özel kendiliğinden çalışan su taşıtları üreten bir marka sea-doo [canada] n.
Art
profesyonellikten uzak ve kendiliğinden sanat outsider art n.
Music
gözyaşları kendiliğinden kurur (şarkı sözleri) tears dry on their own (lyrics) expr.
Cinema
kendiliğinden ağlamak cry on cue v.
Archaic
kendiliğinden olan ultroneous adj.
kendiliğinden yapılan ultroneous adj.
Modern Slang
kendiliğinden kilo verme a little aIds n.
gülerken göz çevresinde oluşan veya yüzde kendiliğinden bulunan ve sevimli bulunan kabarıklık aegyosal n.