kese - Turkish English Dictionary
History

kese



Meanings of "kese" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
kese sac n.
kese pouch n.
General
kese saccus n.
kese vesicle n.
kese bag n.
kese bladder n.
kese short cut n.
kese pocket n.
kese money bag n.
kese cyst n.
kese marsupium n.
kese scrip n.
kese small bag n.
kese purse n.
kese bursa n.
kese scrub mitt n.
kese bath glove n.
kese crumenal [obsolete] n.
kese poke n.
Textile
kese washing glove n.
Medical
kese bladder n.
Biology
kese sac n.
kese crumen n.
kese pod n.
Marine Biology
kese caecum n.
kese cecum n.
Botanic
kese cyst n.

Meanings of "kese" with other terms in English Turkish Dictionary : 166 result(s)

Turkish English
Common Usage
kese kağıdı paper bag n.
General
bir kese veya torbayı doldurabilecek miktar sacksful n.
çamaşırların arasına konulan içi hoş kokulu kuru bitki vb ile dolu bez kese sachet n.
ipe bağlı şekilde süvarinin kemerinden sarkan küçük kese sabretache n.
kese kağıdı sack n.
kese kağıdı brownbag n.
kese kağıdı brown-bag n.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat-run n.
ara/kısa/kese/kestirme yol rat run n.
bazı komedi gösterilerinde sopa gibi kullanılan içi hava dolu kese bladder n.
doğumda bebeğin kafasını kaplayan amniyotik kese hoo [dialect] n.
(dekoratif amaçla kese kağıdına koyulan) dilek mumu luminaria n.
(dekoratif amaçla kese kağıdına koyulan) dilek mumu farolito n.
dayanıklı kese kağıdı overslip n.
büzme ipiyle ağzı kapanan kese biçimli çanta drawstring bag n.
(içine bir şeyler koymak için) kese şekline getirilen kağıt paper n.
kese benzeri şekle sahip olmak be saclike v.
kese içine almak encyst v.
kese kağıdına koymak brownbag v.
kese kağıdına koymak brown-bag v.
kese yapmak rub with a coarse bath-glove v.
kese yaratmak pouch v.
kese oluşturmak pouch v.
kese haline getirmek pocket v.
kese içinde iltihap biriktirmek pocket v.
kese gibi saclike adj.
kese benzeri saclike adj.
kese şeklinde pouch-shaped adj.
kese şeklinde pouchlike adj.
kese şeklinde saclike adj.
kese biçiminde pouchlike adj.
kese biçiminde pouch-shaped adj.
kese biçiminde saclike adj.
kese biçiminde bursiform adj.
kese şeklinde bursiform adj.
kese dolusu pouchful adj.
Colloquial
(yemeği vb.) kese kağıdına koymak bag it v.
Idioms
kese kağıdında öğlen yemeği brown-bag n.
kese boş cupboard is bare expr.
kese boş the cupboard is bare expr.
Technical
kese kağıdı cap paper n.
kese kağıdı bag n.
kese kalınlığı capsule thickness n.
kese kağıdı kalıplaması bag moulding n.
kese biçiminde çıkıntı sacculation n.
sıvı dolu kese fluid-filled sac n.
kese şeklinde sacciform adj.
kese gibi saclike adj.
kese biçimli sacciform adj.
Automotive
sinyal kesici kese signal blocker bag n.
Medical
dural kese dural sac n.
endolenfatik kese endolymphatic sac n.
erkekte, rektum ile mesane arasındaki kese şeklinde boşluk recto-vesical pouch n.
kanalikül ve lakrimal kese dokular canaliculi and lacrimal sac tissues n.
kese yangısı bursitis n.
kese ağzı (dikişi) purse string n.
kör kese caecum n.
kör bir kese/cep a blind pouch n.
konjunktival kese conjunctival sac n.
kör kese cecum n.
pouch suprapatellar kese supra patellar n.
perikardiyal kese pericardial sac n.
vücutta herhangi bir sıvının toplandığı kese cistern n.
zarsal kese membranous sac n.
salgılama sürecinde etkin rol oynayan hücre içi kese secernent n.
Anatomy
tek açıklığı bulunan vücut boşluğu ya da kese caeca n.
kalp kulakçıklarının üst kısmından çıkıntı yapan küçük bir konik kese atrial auricle n.
iç kulağın gelişiminde ortaya çıkan kese biçiminde oluşum otic vesicle n.
seröz sıvı ile dolu kese water bag n.
anatomik kese utriculus n.
kese formundaki vücut bölümü utriculus n.
iç kulaktaki kese utriculus n.
birçok geyikte ve geyiğe akraba hayvanlarda bulunan, alt göz kapağının altında korucu bir salgı üreten kese veya çukur larmier n.
bazı balıklarda beynin altında bulunan bir tür kese haematosac n.
büyük peritoneal kese greater peritoneal sac n.
organizmanın gövdesinde yer alan içi sıvı dolu kese veya oyuk reservoir n.
yalnızca bir ucu açık olan kese benzeri yapı cul de sac n.
kör kese cul-de-sac n.
olgunlaşmakta olan bir döllenmiş yumurtayı içeren küçük kese follicle n.
Physiology
sinir ucunda yer alan kese benzeri yapı synaptosome n.
sinir ucunda yer alan kese benzeri yapıya ait synaptosomal adj.
Pathology
amniotik kese ve membranların enfeksiyonu infection of amniotic sac and membranes n.
Parasitology
planarya sınıfına mensup kese şeklinde sindirim boşluğu olan çeşitli küçük yassıkurtlara verilen ad rhabdocoele n.
pectostraca takımının içinde bulunan ve eklembacaklı kabukluların kese biçimindeki parazitlerini içeren bölümüne verilen ad rhizocephala n.
Optics
kese içi in the bag adj.
Gastronomy
pişirme sırasında eklenip servis öncesi çıkarılan baharat dolu kese sachet n.
Biology
koruyucu kese capsule n.
bitki hücrelerinin kloroplastlarındaki kese benzeri bir zar thylakoid n.
bazı birgözelilerde içinde kıl benzeri iğne olan küçük kese trichocyst n.
amniyotik kese amniotic sac n.
amniyotik kese amnios n.
kese mantarları sınıfı ascomycetes n.
kese mantarları sınıfı class ascomycetes n.
amniyotik kese embryonic sac n.
amniyotik kese amnios sac n.
amniyotik kese embryonal sac n.
endoplazmik retikulumu kaplayan kese cisterna n.
(toprak solucanında) taşlığın önündeki ince duvarlı kese proventricule n.
(toprak solucanında) taşlığın önündeki ince duvarlı kese proventriculus n.
(birçok trematodada) kese benzeri larva evresi sporocyst n.
kese benzeri uzantılara sahip olmak veya oluşturmak sacculate v.
kese mantarları sınıfıyla ilgili ascomycetous adj.
kese biçiminde sacciform adj.
kese biçiminde saccular adj.
kese anlamı veren ön ek cyst- pref.
kese anlamı veren ön ek cysto- pref.
kese anlamı veren ön ek cysti- pref.
Biochemistry
heksoz monofosfat kese-yolu pentozphoshate shunt n.
Marine Biology
dikenli kese horny capsule n.
heksoz monofosfat kese yolu hexose monophosphate shunt n.
heksoz monofosfat kese-yolu hexose monophosphate shunt n.
heksoz monofosfat kese yolu pentose phosphate shunt n.
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok bladdernose n.
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok hooded seal n.
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok cystophora cristata n.
selentere ve taraklılarda kese şeklindeki gastrovasküler boşluk coelentera n.
hidroit gonoforunda üreme organlarını saran kese perigone n.
Zoology
sürüngenlerin, kuşların ve memelilerin embriyolarında beslenme kanalının alt ucundan büyüyen zarımsı kese allantois n.
kese kemikleri marsupial bones n.
dişilerin karınlarında yer alan ve süt bezi içeren, yavruların doğduktan sonra içinde büyüme devam ettikleri dış kese marsupion n.
bazı balıklarda, amfibilerde ve omurgasızlarda bulunan, yumurtaların çatlayana kadar taşındığı geçici bir kese marsupion n.
keseli dişilerinin karınlarında yer alan ve süt bezi içeren, yavruların doğduktan sonra içinde büyüme devam ettikleri dış kese incubatorium n.
pek çok omurgasız hayvanda bulunan, kalkerli kitle içeren bir kese lithocyst n.
(bazı tulumlularda) yumurtanın geliştiği kese ovicyst n.
hayvanların vücudundaki kese veya kese oluşturan yapılara verilen ad bag n.
bazı hayvanların yemek borusunda bulunan kese ingluvies n.
hayvan vücudunda üretilen kese veya kapsül cyst n.
kese gibi saclike adj.
kanadın ön kenarına yakın bir yerde kese olan (yarasa) sack-winged adj.
Botanic
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek ladies' slipper (cypripedium) n.
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek lady's slipper n.
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek ladys-slipper n.
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek lady-slipper n.
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek moccasin flower n.
amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek slipper orchids n.
kese çiçeği cinsi çalılara verilen ad tree myrtle n.
kese çiçeği cinsinden morumsu renklere sahip bir çalı california lilac (ceanothus thyrsiflorus) n.
kese çiçeği ceanothus n.
araceae takımına ait bazı bitkilerin yapraklarında bulunan oval bir kese veya hücre biforine n.
kareks cinsi sazların pistilli çiçeklerine karşılık gelen veya meyvenin içinde tüp benzeri bir kılıf halini alan kese benzeri bürgü perigynium n.
(bazidyomiset ve kese mantarları sınıfında) hücre tabakası hymenium n.
bazı kese mantarlarında görülen disk şeklindeki siyah bir doku çeşidi clypeus n.
solucanın buğday üzerinde oluşturduğu küçük kese cockle n.
kese gibi şişmiş utriculate adj.
kese gibi şişmiş utriculoid adj.
Agriculture
safra sineğinin böğürtlen kamışlarında oluşturduğu kese pithy gall n.
Fishery
trolün balık yakalamaya yarayan kese benzeri kapalı uç kısmı cod n.
trolün balıkların yakalandığı kese benzeri kapalı uç kısmı cod end n.
History
eskiden kuşağa takılan bir tür kese gipser n.
Geography
kese şeklinde sulak veya toprak arazi cod [dialect] n.
Meteorology
tabanı kese şeklindeki tümseklerden oluşan buluta ait mammatus adj.
tabanı kese şeklindeki tümseklerden oluşan bulut ile ilişkili mammatus adj.
Geology
volkanik bir kaya içerisinde kaçan bir gaz baloncuğundan oluşan, kuvars ve kalsit gibi açık renkli minerallerle dolu sert bir kese amygdale n.
volkanik kaya içerisinde kaçan bir gaz baloncuğundan oluşan, kuvars ve kalsit gibi açık renkli minerallerle dolu sert bir kese amygdule n.
Military
ipek barut haklı kese powder silk n.
süvari eyerine asılı deri kese sabretache n.
Baseball
beyzbol oyuncularının top hakimiyetini güçlendirmek için kullandıkları içi reçine dolu bir kese rosin bag n.
Ornithology
kuş gırtlağında kese görünümlü genişleme crop n.
Entomology
çam kese böceği pine processionary n.
çam kese böceği pine processionary caterpillar n.
Slang
ancak çift kese kağıdıyla seks yapilabilecek güzellikte olan aşırı çirkin kadın double bagger (vulgar) n.
yüzüne bakılmayacak kadar çirkin bir kadınla sevişirken (kadının) yüzüne kese kağıdı örtmek brown-bag it v.
yüzüne bakılmayacak kadar çirkin bir kadınla sevişirken (kadının) yüzüne kese kağıdı örtmek brown bag it v.
kese kağıtlık coyote ugly adj.
kese kağıtlık coyote-ugly adj.
Star Wars
kese dünyası purse-world n.