lie in - Turkish English Dictionary
History

lie in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "lie in" in Turkish English Dictionary : 13 result(s)

English Turkish
Phrasals
lie in v. çocuk doğurmak
lie in v. evlat vermek
lie in v. loğusa olmak
Idioms
lie in v. içinde boylu boyunca uzanmak
lie in v. içinde gömülü olmak
lie in v. içinde dümdüz yatmak
lie in v. hastanede doğumu beklemek
lie in v. -e dayanmak
lie in v. -den doğmak
lie in v. -den kaynaklanmak
lie in v. -den meydana gelmek
lie in v. -e bağlı olmak
lie in v. -in sonucu olmak

Meanings of "lie in" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

English Turkish
General
lie-in n. (protesto amacıyla yapılan) yatma eylemi
lie in ruins v. harap olmak
lie in ruins v. mahvolmak
lie in wait for v. pusuya yatmak
lie in ambush v. pusuya yatmak
lie in one's teeth v. korkunç yalanlar söylemek
lie in the bed v. yatağa uzanmak
lie in a pool of blood v. kanlar içinde yerde yatmak
lie in wait v. pusu kurmak
lie in wait v. pusuda beklemek
lie in wait v. pusuya yatmak
lie in state v. gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenmek
Phrasals
lie deep in v. kaplı olmak
Phrases
If you lie down with the devil, you will wake up in hell expr. şeytanla sevişirsen cehennemde uyanırsın
Proverb
as you make your bed, so you must lie in it kendi düşen ağlamaz
(one) has made (one's) bed and (one) will have to lie in it kendi düşen ağlamaz
(one) made (one's) bed and (one) has to lie in it kendi düşen ağlamaz
(one) made (one's) bed and (one) must lie in it kendi düşen ağlamaz
you have made your bed and must lie in it kendi düşen ağlamaz
you've made your bed, now lie in it kendi düşen ağlamaz
you've made your bed, now lie in it kendin ettin kendin buldun
Colloquial
lie in one's power v. elinden gelmek
lie in one's power v. elinde olmak
lie in state v. katafalka koymak
lie in ambush v. pusuya yatmak
lie in ambush v. pusu kurmak
lie in ambush v. pusuda beklemek
Idioms
give one the lie in his throat v. yalanını yüzüne vurmak
lie in one v. hakimiyeti altında olmak
lie in the way v. (yolunda) engel olmak
lie in wait v. tuzak kurmak
lie in one v. ait olmak
lie in one's throat v. bir ayak üstünde bin yalan söylemek
lie in one's teeth v. bir ayak üstünde bin yalan söylemek
lie in store for someone v. birini (sürpriz vb) beklemek
have a lie-in v. geç saatlere kadar yatakta çıkmamak
lie in ruins v. harabeye dönmek
have a lie-in v. geç saatlere kadar yatakta oyalanmak
have a lie-in v. geç saatlere kadar yatmak
lie in ruins v. harap olmak
lie in one's teeth v. kuyruklu yalan söylemek
lie in one's throat v. kuyruklu yalan söylemek
lie in ruins v. mahvolmak
lie down in ambush v. pusuya yatmak
lie in wait v. pusuya yatmak
lie in wait for v. pusuda beklemek
lie in wait for v. pusuya yatmak
lie in wait for v. pusu kurmak
lie in ruins v. (plan vb) yıkılmak
give someone the lie in his throat v. yalanını yüzüne vurmak
lie in [us] v. yatakta uzanmak
lie in [us] v. yataktan çıkmamak
lie in [us] v. sabah yatakta uzun süre kalmak/vakit geçirmek
lie in [us] v. geç kalkmak
lie in state v. katafalkta durmak
lie in state v. katafalkta kalmak
lie in state v. katafalkta olmak
lie in state v. katafalka koyulmak
lie in store v. ileride/gelecekte (birini) beklemek
lie in store v. (birinin) geleceğinde olmak/beklemek
make one's bed and lie in it v. ektiğini biçmek
make one's bed and lie in it v. ettiğini bulmak
make one's bed and lie in it v. yaptıklarının cezasını çekmek/sonuçlarına katlanmak
couldn't lie straight in bed expr. hiç dürüst değil
have made one's bed and have to lie in it expr. ne ekersen onu biçersin
couldn't lie straight in bed expr. üçkağıtçının teki
Speaking
you made your bed now lie in it expr. kendi düşen ağlamaz
have made one's bed and have to lie in it expr. mademki yaptın sonuçlarına katlanacaksın
you've made your bed and you'll have to lie in it expr. kendi düşen ağlamaz
have made one's bed and have to lie in it expr. mademki yatağını yaptın içinde yatacaksın
Law
lie in grant n. hibeye dair yalan
lie in franchise n. imtiyaza dair yalan