olmak üzere - Turkish English Dictionary
History

olmak üzere



Meanings of "olmak üzere" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
olmak üzere be on the point of being v.
olmak üzere impending adj.
olmak üzere be about adv.
olmak üzere afoot adv.
olmak üzere on the brink of prep.
Colloquial
olmak üzere in the offing expr.
olmak üzere in for expr.
olmak üzere (almost) upon (one) expr.
Idioms
olmak üzere in the wind expr.
olmak üzere near to hand expr.

Meanings of "olmak üzere" with other terms in English Turkish Dictionary : 338 result(s)

Turkish English
General
melanezya, okyanusya avustralya, yeni zelanda, mikronesya ve polinezya dahil olmak üzere orta ve güney pasifik'teki adalar oceania n.
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap eighteenmo n.
büyük mağazalarda işi idare eden ve müşterilere yardımcı olmak üzere dolaşan görevli floorwalker n.
yol ve caddelerde sürücü ve yayalara yardımcı olmak üzere bulunan çeşitli işaret ve düzenekler street furniture n.
başta olmak üzere being in the first place n.
-den itibaren geçerli olmak üzere being valid from n.
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu common era n.
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu christian era n.
tarihi isa'dan önce ve isa'dan sonra olmak üzere ayıran takvim metodu current era n.
iki önde/iki arkada olmak üzere dört tekerlekli paten roller/quad skate n.
olmak üzere oluş impendency n.
olmak üzere oluş forthcomingness n.
olmak üzere oluş imminentness n.
olmak üzere oluş imminency n.
olmak üzere oluş imminence n.
olmak üzere oluş impendence n.
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) nones n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem median plane n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem mesial plane n.
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç lorraine cross n.
sahip olduğu dikey çubuğun orta noktasının üzerinde ve altında olmak üzere iki adet enine çubuk içeren haç cross of lorraine n.
içerde iki yolcu, dışarıda sürücü ve uşak olmak üzere toplamda dört kişi taşıyan, üstü açılabilir dört tekerlekli hafif bir at arabası gladstone n.
genellikle lübnan, suriye, ırak, israil, ürdün, suudi arabistan ve arap yarımadası'nın diğer ülkeleri de dahil olmak üzere güneybatı asya ülkelerini kapsadığı düşünülen coğrafi bölge near east n.
baş rahibe olmak üzere yetiştirilen rahibe subprioress n.
patlamak üzere olmak simmer v.
üzere olmak be going to v.
devri kapanmak üzere olmak be on its way out v.
ölmek üzere olmak be at the point of death v.
patlamak üzere olmak brew v.
kötü bir şeyi geçirmek üzere olmak be in for v.
üzere olmak be about v.
üzere olmak be on the verge of v.
(kötü bir şeyi) geçirmek üzere olmak be in for v.
(kötü bir şey) geçirmek üzere olmak be in for it v.
bitmek üzere olmak be on the point of finishing v.
tükenmek üzere olmak be on the point of exhausting v.
-mek üzere olmak be going to v.
-mek üzere olmak be at the point of v.
-mek üzere olmak be on the point of v.
yapmak üzere olmak be on the point of doing v.
bitirmek üzere olmak be on the point of finishing v.
düşmek üzere olmak teeter v.
çökmek üzere olmak totter v.
patlamak üzere olmak simper [dialect] [uk] v.
olmak üzere olan upcoming adj.
-den itibaren geçerli olmak üzere valid starting from adj.
kendi inisiyatifinde olmak üzere with its own initiative adv.
başta olmak üzere particularly adv.
tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere at your risk adv.
de dahil olmak üzere without excepting adv.
başta olmak üzere especially adv.
başta ... olmak üzere notably adv.
riski kendine ait olmak üzere at one's own risk adv.
riski size ait olmak üzere at your own risk adv.
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere be effective as of adv.
-den itibaren geçerli olmak üzere being effective from adv.
masrafları kendine ait olmak üzere at its own expense adv.
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere twice daily once in the morning and once in the evening adv.
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere twice daily once in the morning and once in the evening adv.
ağırlıklı olmak üzere primarily adv.
ağırlıklı olmak üzere predominantly adv.
ağırlıklı olmak üzere mainly adv.
riski kendine ait olmak üzere on one's own account adv.
tüm çıkıntılar dahil olmak üzere bir uçtan diğer uca overall adv.
de dahil olmak üzere not excepting prep.
hariç olmak üzere with the exception of prep.
hariç olmak üzere excluding prep.
hariç olmak üzere not including prep.
hariç olmak üzere except for prep.
hariç olmak üzere excepting prep.
dahil olmak üzere including prep.
dahil olmak üzere on condition that conj.
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere w.e.f. (with effect from) abrev.
-den itibaren geçerli olmak üzere w.e.f. (with effect from) abrev.
Phrasals
bir şey olmak üzere olmak verge upon something v.
bir şey olmak üzere olmak verge on something v.
tükenmek üzere olmak run low v.
bitmek üzere olmak run low v.
Phrases
yapmak üzere olmak be bousta (about to [do something]) v.
istisna olmak üzere with apologies to expr.
bugünden geçerli olmak üzere (being) valid as of today expr.
bugünden geçerli olmak üzere effective as of today expr.
masrafı kendisine ait olmak üzere at its sole cost and expense expr.
kanundaki istisnalar hariç olmak üzere without prejudice to the exceptions in the law expr.
sınırlı olmak üzere limited to expr.
tarihinden geçerli olmak üzere effective from that date on expr.
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere with effect from expr.
-den geçerli olmak üzere effective as of expr.
-den itibaren geçerli olmak üzere effective starting from expr.
yukarıdaki hükümlerin kanıtı olmak üzere in witness whereof expr.
-den itibaren geçerli (olmak üzere) with effect from expr.
(biri/bir şey) dahil olmak üzere not forgetting (someone or something) expr.
Colloquial
başta kadınlar olmak üzere herkese kaba saba davranan hoyrat kimse cave man n.
başta esrar olmak üzere bazı uyuşturucuları içmekte kullanılan nargile bong n.
-mek üzere olmak be about to v.
-memek üzere olmak not to be about to v.
yapmak üzere olmak be about to do v.
ayrılmak üzere olmak be on the rocks v.
(fırtına) kopmak/patlamak üzere olmak brew up v.
cezalandırmak üzere olmak be for the high jump v.
olmak üzere olmak be up v.
üzere olmak be about to v.
(bir hastalık nedeniyle) ölmek üzere olmak be dying of (something) v.
bozulmak üzere olmak be done for v.
miadı dolmak üzere olmak be done for v.
ölmek üzere olmak be done for v.
(bir şey) yüzünden ölmek üzere olmak be dying of (something) v.
(bir şeyden) ölmek üzere olmak be dying of (something) v.
bir şey bitmek/tükenmek üzere olmak be light on something v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak be about to (do something) v.
bir şeyi yapmak üzere olmak be about to do something v.
kötü bir şey geçirmek üzere olmak be in for something v.
keçileri kaçırmak üzere olmak be losing it v.
çıldırmak üzere olmak be losing it v.
(önemli bir şey) keşfetmek üzere olmak be on to (something) v.
(önemli bir şeyin) farkına varmak üzere olmak be on to (something) v.
ağlamak üzere olmak be on the verge of tears v.
bir sefere mahsus olmak üzere for once only expr.
bir defaya mahsus olmak üzere for one time only expr.
bir defaya mahsus olmak üzere for once only expr.
bir sefere mahsus olmak üzere for one time only expr.
masraflar bana ait olmak üzere at my charge expr.
masraflar bana ait olmak üzere at my expense expr.
Idioms
kalkmak üzere olmak hoist the blue peter v.
(gemi/tekne) limanı terk etmek üzere olmak hoist the blue peter v.
olmak/yapmak üzere olmak look (all) set (to do something) v.
olmak/yapmak üzere olmak be(all) set (for something) v.
olmak/yapmak üzere olmak be(all) set (to do something) v.
ölmek üzere olmak buy the box v.
ölmek üzere olmak buy the box v.
işini kaybetmek üzere olmak be for the chop v.
tekmeyi yemek üzere olmak be for the chop v.
kapının önüne koyulmak üzere olmak be for the chop v.
sepetlenmek üzere olmak be for the chop v.
(bir hizmetin ya da program için) sona ermek üzere olmak be for the chop v.
bozulmak üzere olmak be on last legs v.
bozulmak üzere olmak be on its last legs v.
benzin bitmek üzere olmak run on fumes v.
bir şeyi bulmak/yakalamak üzere olmak be hot on the trail of something v.
gerektiğinde kullanmak üzere bir kenarda hazır kozu olmak have a card up one's sleeve v.
ölmek/bitmek üzere olmak head for the last roundup v.
ölmek üzere olmak be on one's last legs v.
ölmek üzere olmak have one foot in the grave v.
(önemli bir şeyi) keşfetmek üzere olmak be on to v.
kendinden geçmek üzere olmak get the vapors v.
(proje, plan) sonlandırılmak üzere olmak be for the chop v.
(program) yayını durdurulmak üzere olmak be for the chop v.
(bir şeyi) riski kendine ait olmak üzere yapmak do (something) at (one's) own risk v.
(bir şey yapmak) üzere olmak look (all) set (to do something) v.
zahmetli bir şeyi bitirmek üzere olmak be in the short strokes v.
rakibini geride bırakmak/geçmek üzere olmak be knocking on the door v.
uykusuzluktan/yorgunluktan bayılmak üzere olmak be out on (one's) feet v.
sonu gelmek üzere olmak be out on (one's) feet v.
ölmek üzere olmak have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak be (all) set (for something/to do something) v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak look (all) set (for something/to do something) v.
(bir şey yapmak) üzere olmak be on the point of (doing something) v.
bir şey yapmak üzere olmak be on the point of doing something v.
üzere olmak be on the ragged edge [us] v.
bir şey yapmak üzere olmak be on the threshold of something v.
çıkmak üzere olmak be on the way out v.
dışarı çıkmak üzere olmak be on the way out v.
gitmek üzere olmak be on the way out v.
bir yerden ayrılmak üzere olmak be on the way out v.
(bir şey) bitmek üzere olmak be short of (something) v.
(bir şey) tükenmek üzere olmak be short of (something) v.
yenilmek, ölmek, mahvolmak üzere olmak be staring something in the face v.
yenilmek, ölmek, mahvolmak üzere olmak be staring something in the face v.
kovulmak üzere olmak be toast v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak be (all) set (for something/to do something) v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak look (all) set (for something/to do something) v.
(bir şey) bitmek/tükenmek üzere olmak be low (on something) v.
(bir şey) bitmek/tükenmek üzere olmak run low (on something) v.
(bir şey) bitmek/tükenmek üzere olmak be short of something v.
(bir şey) bitmek/tükenmek üzere olmak run short of something v.
ölmek üzere olmak be circling (the drain) v.
ölmek üzere olmak be circling v.
riski kendine ait olmak üzere yapmak do something at your own risk v.
gerektiğinde kullanmak üzere bir kenarda hazır kozu olmak have a card up your sleeve v.
(bir projeyi) bitirmek üzere olmak see daylight v.
beklenmeyen bir şey olmak üzere there's something in the wind expr.
bilinmedik bir şey olmak üzere there's something in the wind expr.
riski kendine ait olmak üzere on own account expr.
(bir şey) yapmak/olmak üzere on the threshold of (something) expr.
Speaking
başta xxx olmak üzere herkese teşekkür ederim I would like to express my gratitude to everyone to xxx in particular expr.
başta xxx olmak üzere herkese teşekkür ederim I would like to express my gratitude to everyone and in particular to xxx expr.
işinden olmak üzere about to be out of a job expr.
Trade/Economic
kira ve faiz dahil olmak üzere, bir malın spot fiyatı ile vadeli fiyatı arasındaki fark backwardation n.
bütün sorumluluk satıcıya ait olmak üzere caveat venditor n.
masrafları kendisine ait olmak üzere at its own cost n.
masraflar bana ait olmak üzere at my expense n.
risk size ait olmak üzere at your risk n.
riziko size ait olmak üzere at your risk n.
risk mal sahibine ait olmak üzere owner's risk n.
bir önceki cümleye tabi olmak üzere subject to the preceding sentence expr.
derhal geçerli olmak üzere with immediate effect expr.
tüm risk alıcıya ait olmak üzere let the buyer beware expr.
tüm risk alıcıya ait olmak üzere caveat emptor expr.
tüm risk alıcıya ait olmak üzere let the buyer aware expr.
tüm risk alıcıya ait olmak üzere buyer beware expr.
Law
(iskoç hukukunda) aynı meseleyi inceleyen, biri ceza davası ve diğeri hukuk davası olmak üzere iki davanın ortaya çıkması concourse n.
Politics
amerikan iç savaşı sırasındaki kuzey ülkeleri başta olmak üzere abd için kullanılan ifade north n.
(özellikle dezavantajlı gruplar olmak üzere) tüm birey ve grupların her türlü faaliyete dahil edilmesi inclusion n.
bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler and sadder and graver than all these circumstances, those who hold power within the country may be in error, misguided and may even be traitors expr.
Insurance
-den geçerli olmak üzere with effect from n.
Tourism
başta bira olmak üzere, alkollü içeceklerin servis edildiği oda taproom n.
biri yatak odası diğeri de genellikle mutfak olmak üzere en azından iki odalı konaklama suite n.
Technical
teleskop ve ekleri dahil olmak üzere bir teodolitin hareket eden üst kısmından oluşan ölçme aleti alidad n.
teleskop ve ekleri dahil olmak üzere bir teodolitin hareket eden üst kısmından oluşan ölçme aleti alidade n.
elde taşınabilen veya seyyar olmak üzere imal edilmiş manufactured as mobile or portable adj.
Computer
bütün sayıların 1 ve 0 olmak üzere iki rakamla temsil edildiği bir sistem binary number system n.
etrafındaki boşluk da dahil olmak üzere tüm karakterlerin eşit genişliğe sahip olduğu yazı tipi monospaced type n.
Textile
genellikle altın veya gümüş olmak üzere metal ipliklerle dokunmuş parlak kumaş lame n.
özellikle kırmızı ve siyah olmak üzere iki farklı renkten oluşan bir ekose buffalo plaid n.
Architecture
(kilise başta olmak üzere binaların tepesinde bulunan) külah flèche n.
Construction
bir binanın kapıları başta olmak üzere donanımı trim n.
paralel olmayan kenarları daha uzun olmak üzere, biri çok kısa olan iki paralel kenarı bulunan dörtgen (bina şekli) flatiron n.
Transportation
kiralık taksi hizmeti (amerika'da sarı ticari taksilerden farklı olmak üzere caddelerde müşteri aramayan ve sadece telefon ile çağırabileceğiniz daha lüks otomobillerden oluşan size özel taksi hizmeti) livery cab service n.
yol için temeli de dahil olmak üzere hazırlanmış konum roadbed n.
Aeronautic
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri aerofoil n.
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri airfoil n.
Marine
sefere çıkmak üzere olmak be about to sail v.
Medical
otizm spektrum bozukluğu başta olmak üzere hiçbir nörogelişimsel bozukluğu olmayan kimse neurotypical n.
özellikle uzay seyahatiyle ilgili olmak üzere olağandışı stresin insan üzerindeki etkilerini inceleyen tıp disiplini biomedicine n.
otizm spektrum bozukluğu başta olmak üzere hiçbir nörogelişimsel bozukluğu olmayan neurotypical adj.
Anatomy
başta orta beynin arka kısmı olmak üzere, vücuttaki çatıya benzeyen yapılar tecta n.
başta orta beynin arka kısmı olmak üzere, vücuttaki çatıya benzeyen yapılar tectum n.
sinir yolu ve sinir ucu olmak üzere ikiye ayrılan, kalınlaşmış, sırtta yer alan dış deri plakası neural plate n.
embriyonun kolon ve rektum dahil olmak üzere yemek borusunun kaudal kısmı hindgut n.
Psychology
başta bilgisayarlar olmak üzere teknolojiden nefret eden kimse technophobe n.
Pathology
taş tozu başta olmak üzere toz solumaktan kaynaklı akciğer hastalığı chalicosis n.
başta domuz olmak üzere memelilerden insanlara bulaşarak ateş ve kas ağrısına neden olan bir virüs nipah virus n.
bacaklar başta olmak üzere ciltte ince parlak lekeler oluşturan bir deri hastalığı necrobiosis lipoidica n.
bacaklar başta olmak üzere ciltte ince parlak lekeler oluşturan bir deri hastalığı necrobiosis lipoidica diabeticorum n.
dirsek, kalça ve diz eklemleri başta olmak üzere eklemleri etkileyen ağrılı ve hareketi kısıtlayıcı bir rahatsızlık chondromatosis n.
Pharmaceutics
morfin başta olmak üzere narkotik madde zehirlenmesinin etkilerini gideren bir narkotik antagonist markası nalline® n.
morfin başta olmak üzere narkotik madde zehirlenmesinin etkilerini gideren bir anti-narkotik ilaç nalorphine n.
özellikle siyah kaşu ağacından olmak üzere bazı tropik bitkilerden elde edilen, kanama durdurucu, suda çözünür reçineli bir madde catechu n.
özellikle siyah kaşu ağacından olmak üzere bazı tropik bitkilerden elde edilen, kanama durdurucu, suda çözünür reçineli bir madde cutch n.
şarbon dahil olmak üzere çeşitli bakterilerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tetrasiklin antibiyotik doxycycline n.
Parasitology
abd'nin güney bölümleri de dahil olmak üzere yeni dünya'daki sıcak bölgelerde bulunan, tavukları ve hindileri istila eden bir mayt tropical fowl mite (bdellonyssus bursa) n.
Math
sadece üç asal olmak üzere toplamda sekiz böleni olan sayı sphenic number n.
Chemistry
balon balığı, semender ve yengeç dahil olmak üzere bazı hayvanlarda bulunan etkili bir nörotoksin tetrodotoxin n.
Biology
bilhassa süt içerisinde olmak üzere laktik asit üreten, çubuk şeklinde bir gram pozitif bakteri lactobacillus n.
ektoderm, endoderm ve mezoderm olmak üzere üç ana katmana ayrılan (embriyo) triploblastic adj.
vücudu ektoderm ve endoderm olmak üzere yalnızca iki germ tabakasından meydana gelen (denizanası, mercan gibi selentereler) diploblastic adj.
Marine Biology
gözenekli yapısı olanlar da dahil olmak üzere mercanlar perforata n.
Astronomy
yoğun x-ışını kaynağı ve normal olmak üzere iki yıldızdan oluşan ikili yıldız x-ray binary n.
samanyolu da dahil olmak üzere 24'ten fazla galaksiyi kapsayan bir gökadalar grubu local group of galaxies n.
Zoology
başta ladin ormanları olmak üzere kuzey amerika'nın nemli ormanlık alanlarında yaşayan açık-kahverengi kurbağa wood frog (rana sylvatica) n.
geneli kuş olmak üzere bazı hayvanların tepesinde bulunan kask benzeri yapı casque n.
asya'ya özgü, asellia cinsi başta olmak üzere çatal burunlu yarasalara verilen ad trident bat n.
bilateral olarak simetrik olan bir hayvanı sağ ve sol olmak üzere iki eşit parçaya bölen hayali bir aks mesial plane n.
tam açıklığa sahip olanlar olmak üzere yapay bir karındanbacaklılar şubesi holostomata n.
(atlar başta olmak üzere hayvanların) alın bölgesinde yer alan beyaz leke star n.
Botanic
polysiphonia cinsi başta olmak üzere kırmızı alglere verilen ad redshare n.
anter içindeki mikro sporlar başta olmak üzere, gelişmekte olan bazı sporları çevreleyen besleyici doku tapetum n.
avustralya'ya özgü yaprak dökmeyen sumak ağacı olmak üzere tek bir tür barındıran bitki cinsi rhodosphaera n.
avustralya'ya özgü yaprak dökmeyen sumak ağacı olmak üzere tek bir tür barındıran bitki cinsi genus rhodosphaera n.
tek bir bitkide erkek, dişi ve erdişi olmak üzere üç farklı organı olan triecious adj.
tek bir bitkide erkek, dişi ve erdişi olmak üzere üç farklı organı olan trioecious adj.
Agriculture
başta sığır olmak üzere besi hayvanı yetiştirme amaçlı tarım ranching n.
Forestry
kurşun kalem ardıcı başta olmak üzere çeşitli sedir türlerinden elde edilen kereste cedar n.
Social Sciences
amerika'da yaşayan, meksikalılar başta olmak üzere kabaca hispanik amerikalıları kapsayan milliyetçilik akımı la raza n.
belirli bir ülkenin kuzey kesiminin siyasi görüşleri başta olmak üzere diğer karakteristik özelliklerine ait olan northernism n.
başlıca gine ve mali olmak üzere batı afrika ülkelerinde yaşayan ve deniz kabuklarını para olarak kullanmaları ile bilinen siyahi bir halka mensup kimse malinke n.
başlıca gine ve mali olmak üzere batı afrika ülkelerinde yaşayan ve deniz kabuklarını para olarak kullanmaları ile bilinen siyahi bir halka mensup kimse maninke n.
kanada kızılderilisi ve genellikle fransız kanadalı olmak üzere beyaz bir ırkın melezi olan kimse brule n.
kanada kızılderilisi ve genellikle fransız kanadalı olmak üzere beyaz bir ırkın melezi olan kimse bois brûlé n.
sagaylar dahil olmak üzere yenisey ırmağı çevresinde yaşayan halklardan birinin üyesi yeniseian n.
sagaylar dahil olmak üzere yenisey ırmağı çevresinde yaşayan halklardan birinin üyesi yenisei-ostyak n.
Education
hayvan ve bitkiler başta olmak üzere doğanın temel düzeyde doğrudan gözlem yoluyla incelenmesi nature study n.
çocukların yazın derslerine destek olmak üzere gönderildiği kamp enrichment camp n.
mesleki ve teknik dahil olmak üzere tüm önlisans programları upper secondary education n.
Literature
iki kısa ve iki uzun olmak üzere dört heceden oluşan vezin antispast n.
(orta çağ latin şiirinde) her bir dizede bir vurgulu ve bir vurgusuz olmak üzere dört hece bulunan ölçü septenary n.
(orta çağ latin şiirinde) her bir dizede bir vurgulu ve bir vurgusuz olmak üzere dört hece bulunan ölçü septenar n.
mısraları bir kısa bir uzun olmak üzere on ikişer heceli şiir ölçüsüne göre yazılmış alexandrian adj.
mısraları bir kısa bir uzun olmak üzere on ikişer heceli şiir ölçüsüne göre yazılmış alexandrine adj.
Linguistics
(ikizler başta olmak üzere) çocuklar tarafından icat edilen dil idioglossia n.
History
antik nemea'da olimpiyatların ikinci ve dördüncü yıllarında olmak üzere iki yılda bir düzenlenen panhellenik oyunlar nemean games n.
özellikle almanca olmak üzere cermen dili konuşan halkların herhangi birinin üyesi teuton n.
batı almanya'nın ingiltere, abd ve fransa olmak üzere üç ülke tarafından kontrol edilmesiyle ilgili trizonal adj.
Religious
hristiyanlık öncesi dönem başta olmak üzere eski dönemlerin çok tanrılı inanç ve uygulamalarını canlandırmayı amaçlayan hareket reconstructionism n.
isa'nın ilahi ve insani olmak üzere iki farklı varlığının birbirinden bağımsız olduğunu ve isa'nın tek kutsal bir kişiliği olduğunu iddia eden dini akım nestorianism n.
(başta incil olmak üzere) metne bağlılık textualism n.
(başta incil olmak üzere) metin eleştirisi textualism n.
(budizmde) benlik de dahil olmak üzere her şeyin sürekli değiştiği inancı anicca n.
katolik kilisesi'nin merkezi ayini başta olmak üzere bazı kilise ayinlerinde okunan bir dua kyrie eleison n.
katolik kilisesi'nin merkezi ayini başta olmak üzere bazı kilise ayinlerinde okunan duaya eşlik eden müzik kyrie eleison n.
sihizm, jainizm ve budaizm dahil olmak üzere birçok dinin kökeni hindoo n.
sihizm, jainizm ve budaizm dahil olmak üzere birçok dinin kökeni hindu n.
isa'nın insani ve ilahi olmak üzere iki iradesinin bulunduğu öğretisini benimsemiş kimse diothelete n.
isa'nın insani ve ilahi olmak üzere iki iradesinin bulunduğu öğretisini benimsemiş kimse diothelite n.
isa'nın insani ve ilahi olmak üzere iki iradesinin bulunduğu öğretisi diothelism n.
dünyayı iyi ve kötü olmak üzere iki prensibin yönettiği inancı ditheism n.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğuna inanan kimse dithelete n.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı ditheletism n.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı dithelism n.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradeye sahip olduğu inancı dithelitism n.
iyi ve kötü olmak üzere birbirinden bağımsız iki kutsal varoluşun bulunduğu öğretisi dualism n.
insanın beden ve ruh olmak üzere iki bölümden oluştuğu inancı dualism n.
isa'nın ilahi ve insani olmak üzere iki farklı varlığının birbirinden bağımsız olduğuna inanan ve isa'nın tek kutsal bir kişiliği olduğunu kabul etmeyen nestorian adj.
isa'nın insani ve ilahi olmak üzere iki iradesinin bulunduğu öğretisi ile ilişkili diotheletic adj.
isa'nın insani ve ilahi olmak üzere iki iradesinin bulunduğu öğretisi ile ilişkili diotheletical adj.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili ditheletic adj.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili ditheletical adj.
Geography
abd'de arazi etüdü yapılırken belirli bir boylam çizgisinden itibaren doğu ve batı olmak üzere numaralandırılan, her biri altı mil kareden oluşan arazi parçası range n.
m.ö. 418, m.ö. 362 ve m.ö. 207'de olmak üzere yunan kent devletleri arasındaki üç ünlü savaşın gerçekleştiği yer mantineia n.
söğüt başta olmak üzere çalıların olduğu bataklık arazi carr [uk] n.
(özellikle alpler olmak üzere) dağların bu tarafındaki cismontane adj.
Meteorology
başta büyük göller olmak üzere herhangi bir gölün, civarındaki bölgelerin hava koşullarını değiştirmedeki etkisi lake effect n.
Basketball
bir oyuncunun tek bir oyunda basket, ribaunt ve asist olmak üzere üç kategoride çift haneli sayılara erişmesi triple-double n.
Football
futbolda hücum ve savunma olmak üzere iki ayrı grup oyuncuyla oynama two-platoon system n.
Tennis
(her bir tarafta iki kort olmak üzere) dört oyunculuk tenis kortu double court n.
Chess
rakiplerin birbirlerinin hamlelerini görmediği, bir hakem ve iki oyuncu olmak üzere toplamda üç takımla oynanan bir satranç çeşidi kriegspiel n.
Art
(kurgu) özellikle psikolojik deneyimler olmak üzere kişisel ve özel konuları temel alan intimist adj.
Mythology
(avustralya aborijinleri mitolojisinde) ilk insanlar da dahil olmak üzere her şeyin yaratıldığı ve mitlerin kaynağı olan efsanevi başlangıç zamanı dreamtime n.
Abbreviation
biri birine öteki öbürüne ait olmak üzere resp. (respectively) abrev.
Archaic
kanada kızılderilisi ile genellikle fransız kanadalı olmak üzere beyaz bir ırkın melezi olan kimse bois-brûlé n.
Engineering
özellikle elektronik sistemlere olmak üzere mühendislik sistemlerinin incelenmesi ve tasarımında biyolojik ilkelerin uygulanması bionics n.
Ornithology
gökkuzgunumsular takımı başta olmak üzere, genellikle ağaçlarda yaşayan kuş türleri nonpasserine bird n.
perde ayaklı olanlar da dahil olmak üzere yüzen kuşlar totipalmi n.
Entomology
nymphalis başta olmak üzere bazı cinslere mensup turuncu, siyah, kahverengi benekli kelebeklere verilen ad red empress n.
nymphalis başta olmak üzere bazı cinslere mensup turuncu, siyah, kahverengi benekli kelebeklere verilen ad tortoise shell n.
zarkanat ve karınca aslanları da dahil olmak üzere sinirkanatlıların düzenini inceleyen entomoloji dalı neuropterology n.
yabani bitkiler ve ekinler dahil olmak üzere pek çok bitkiyi tahrip eden yaygın bir böcek cinsi anaphothrips n.
özellikle pirinç olmak üzere tahıl zararlısı kahverengi bir böcek black weevil n.
özellikle pirinç olmak üzere tahıl zararlısı kahverengi bir böcek rice weevil n.
özellikle pirinç olmak üzere tahıl zararlısı kahverengi bir böcek sitophylus oryzae n.
gövdeyi sağ ve sol olmak üzere iki eş parçaya bölen hayali orta aks meson n.
Slang
cezası bitmek üzere olmak short v.
altına sıçmak üzere olmak prairie dog v.
altına yapmak üzere olmak prairie dog v.
altına yapmak üzere olmak be touching cloth v.
sıçmak üzere olmak turtle head v.
kasım ayı boyunca mastürbasyon başta olmak üzere hiçbir yolla boşalmamaya çalışmak no nut november (nnn) v.