ortadan kaldırmak - Turkish English Dictionary
History

ortadan kaldırmak



Meanings of "ortadan kaldırmak" in English Turkish Dictionary : 107 result(s)

Turkish English
Common Usage
ortadan kaldırmak annihilate v.
General
ortadan kaldırmak make away with v.
ortadan kaldırmak extinguish v.
ortadan kaldırmak sweep v.
ortadan kaldırmak resolve v.
ortadan kaldırmak take away v.
ortadan kaldırmak suppress v.
ortadan kaldırmak remove v.
ortadan kaldırmak wipe something out v.
ortadan kaldırmak raze v.
ortadan kaldırmak rule out v.
ortadan kaldırmak clear off v.
ortadan kaldırmak put away v.
ortadan kaldırmak put out of sight v.
ortadan kaldırmak hide from view v.
ortadan kaldırmak do away with v.
ortadan kaldırmak get rid of v.
ortadan kaldırmak destroy v.
ortadan kaldırmak kill v.
ortadan kaldırmak clear away v.
ortadan kaldırmak eliminate v.
ortadan kaldırmak stamp out v.
ortadan kaldırmak blot out v.
ortadan kaldırmak put up v.
ortadan kaldırmak pick up v.
ortadan kaldırmak work off v.
ortadan kaldırmak adempt [obsolete] v.
ortadan kaldırmak rase v.
ortadan kaldırmak remble [obsolete] v.
ortadan kaldırmak remue [french] v.
ortadan kaldırmak do way v.
ortadan kaldırmak toll v.
ortadan kaldırmak zap v.
ortadan kaldırmak end v.
ortadan kaldırmak unbuild v.
ortadan kaldırmak unload v.
ortadan kaldırmak blanket (out) v.
ortadan kaldırmak wipe (out) v.
ortadan kaldırmak wipe out v.
ortadan kaldırmak blot v.
ortadan kaldırmak harlequin v.
ortadan kaldırmak hide v.
ortadan kaldırmak rid v.
ortadan kaldırmak delete v.
ortadan kaldırmak deprive [obsolete] v.
ortadan kaldırmak heave [obsolete] v.
ortadan kaldırmak hod [scotland] v.
ortadan kaldırmak offtake [obsolete] v.
ortadan kaldırmak abolish v.
ortadan kaldırmak impoverish v.
ortadan kaldırmak dismantle v.
ortadan kaldırmak dispense (with) v.
ortadan kaldırmak infringe [obsolete] v.
ortadan kaldırmak cleanse v.
ortadan kaldırmak fay (up) [dialect] [uk] v.
ortadan kaldırmak fay (out) [dialect] [uk] v.
ortadan kaldırmak disappear v.
ortadan kaldırmak finish v.
ortadan kaldırmak perempt [obsolete] v.
ortadan kaldırmak pheese v.
ortadan kaldırmak scissor v.
ortadan kaldırmak scrub v.
ortadan kaldırmak slay v.
ortadan kaldırmak slee v.
ortadan kaldırmak slight [obsolete] v.
ortadan kaldırmak poison v.
ortadan kaldırmak spunge v.
ortadan kaldırmak starve [obsolete] v.
ortadan kaldırmak sterve v.
ortadan kaldırmak stramash v.
ortadan kaldırmak strike v.
ortadan kaldırmak suffocate v.
Phrasals
ortadan kaldırmak make away v.
ortadan kaldırmak patch up v.
ortadan kaldırmak take out v.
ortadan kaldırmak magic away v.
ortadan kaldırmak design out v.
ortadan kaldırmak iron out v.
ortadan kaldırmak make away off v.
ortadan kaldırmak put down v.
ortadan kaldırmak wash away v.
ortadan kaldırmak kill off v.
ortadan kaldırmak clear up v.
Colloquial
ortadan kaldırmak deep six v.
ortadan kaldırmak zap out v.
ortadan kaldırmak off v.
ortadan kaldırmak drown v.
Idioms
ortadan kaldırmak make way with v.
ortadan kaldırmak make way with v.
ortadan kaldırmak put out of the way v.
ortadan kaldırmak close the door on v.
ortadan kaldırmak close the door to v.
ortadan kaldırmak shut the door on v.
ortadan kaldırmak shut the door to v.
ortadan kaldırmak keep clear of v.
ortadan kaldırmak put paid v.
ortadan kaldırmak cut one's throat v.
Law
ortadan kaldırmak tol v.
Technical
ortadan kaldırmak dispose v.
ortadan kaldırmak iron out v.
Psychology
ortadan kaldırmak depersonalize [us] v.
ortadan kaldırmak depersonalise [uk] v.
Archaic
ortadan kaldırmak abolish v.
ortadan kaldırmak do away v.
ortadan kaldırmak divorce v.
Slang
ortadan kaldırmak kill (someone) v.
ortadan kaldırmak dispose of v.

Meanings of "ortadan kaldırmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 155 result(s)

Turkish English
General
(yemekleri, boşları) ortadan kaldırmak için kullanılan tepsi veya sepet voider [dialect] n.
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak set someone's mind at rest v.
zehirin etkisini ortadan kaldırmak detoxify v.
bir şeyi ortadan kaldırmak put something away v.
yükümlülüğü ortadan kaldırmak remove an obligation v.
yükümlülüğü ortadan kaldırmak cancel an obligation v.
hakkı ortadan kaldırmak abolish a right v.
ırk ayrımını ortadan kaldırmak desegregate v.
riski ortadan kaldırmak eliminate the risk v.
riski ortadan kaldırmak remove the risk v.
önyargıları ortadan kaldırmak eliminate the prejudices v.
tehlikeleri ortadan kaldırmak remove the hazards v.
bürokratik engelleri ortadan kaldırmak debureaucratize v.
sanayiyi ortadan kaldırmak deindustrialise v.
sanayiyi ortadan kaldırmak deindustrialize v.
kutsallığını ortadan kaldırmak desanctify v.
yükümlülüğü ortadan kaldırmak nullify an obligation v.
eğitimle ortadan kaldırmak educate v.
özendirici/teşvik edici bir etmeni ortadan kaldırmak disincentivize v.
özendirici/teşvik edici bir etmeni ortadan kaldırmak disincentivise v.
yok etmek ortadan kaldırmak unget v.
öldürerek ortadan kaldırmak snatch v.
provokasyonu ortadan kaldırmak unprovoke [obsolete] v.
kışkırtmayı ortadan kaldırmak unprovoke [obsolete] v.
tahriki ortadan kaldırmak unprovoke [obsolete] v.
bariyerin kapatıcılığını ortadan kaldırmak break v.
bağımsızlığını ortadan kaldırmak humble v.
iradesini ortadan kaldırmak humble v.
sihrini ortadan kaldırmak decharm v.
(binanın, evin) çatısını ortadan kaldırmak deroof v.
karanlığı ortadan kaldırmak detenebrate v.
(zorluk) ortadan kaldırmak conquer v.
parçalayarak ortadan kaldırmak discuss [obsolete] v.
(şiirsel) verilen evlilik sözüne olan sorumluluğunu ortadan kaldırmak disespouse v.
boynuzlarını ortadan kaldırmak dishorn v.
yanılgıları ortadan kaldırmak disillude v.
kuruntuları ortadan kaldırmak disillude v.
gerçekleri ortadan kaldırmak disrealize v.
gerçekleri ortadan kaldırmak disrealise v.
gizlice ortadan kaldırmak condiddle [dialect] [uk] v.
(bir şeyi) kademeli olarak ortadan kaldırmak drain v.
enkazı ortadan kaldırmak clean up v.
gevşetmek ve ortadan kaldırmak pitch v.
(yabani otları) ateşe vererek ortadan kaldırmak flame v.
(kepeği) kazıyarak, ovarak veya silerek ortadan kaldırmak scurf v.
karbon tortularını ortadan kaldırmak scurf v.
kendini ortadan kaldırmak self-destroy v.
kendini ortadan kaldırmak self-destruct v.
(vurarak) ortadan kaldırmak shoot v.
ezerek ortadan kaldırmak crush out v.
bir hatayı ortadan kaldırmak eleminate an error v.
mumu elle kıstırır gibi ortadan kaldırmak snuff v.
ortadan kaldırmak için away adv.
Phrasals
tamamen ortadan kaldırmak rub out v.
darbeyle ortadan kaldırmak strike off v.
bir şeyi yavaş yavaş yok etmek/ortadan kaldırmak chip away at something v.
bir şeyi ortadan kaldırmak sweep something away v.
bir şeyi ortadan kaldırmak sweep away something v.
aceleyle ortadan kaldırmak whisk away v.
yakıp ortadan kaldırmak blaze away v.
ayırt edici özelliklerini ortadan kaldırmak bland out v.
toplumsal bir engeli ortadan kaldırmak break down v.
bir şeyin etkilerini silmek/ortadan kaldırmak cancel something out v.
bir şeyi ortadan kaldırmak cancel something out v.
birini ortadan kaldırmak cancel someone out of something v.
birini/bir şeyi ortadan kaldırmak cut someone or something out v.
birini öldürmek/temizlemek/ortadan kaldırmak hush up v.
birini/bir şeyi ortadan kaldırmak kiss someone/something off v.
(bir şeyi) ortadan kaldırmak sit on (something) v.
(bir şeyi) ortadan kaldırmak sit upon (something) v.
(birinin/bir şeyin bir özelliğini) yok etmek/ortadan kaldırmak stamp (something) out of (someone or something) v.
(bir şeyi) ortadan kaldırmak clean out (of/from) v.
Idioms
potansiyel bir sorunu ortadan kaldırmak için verilen rüşvet a sop to cerberus n.
tamamen ortadan kaldırmak blow (something) sky-high v.
tamamen ortadan kaldırmak blow sky-high v.
ortalıktan/ortadan/kenara kaldırmak put out of the way v.
çirkefliği ortadan kaldırmak cleanse the augean stables v.
kaşla göz arasında ortadan kaldırmak conjure away v.
yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak put the record straight v.
yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak set the record straight v.
yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak keep the record straight v.
yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak get the record straight v.
ufak pürüzleri ortadan kaldırmak get the wrinkles out v.
sırları ortadan kaldırmak lift the curtain (on something) v.
sırları ortadan kaldırmak raise the curtain (on something) v.
sırları ortadan kaldırmak raise the curtain v.
sırları ortadan kaldırmak lift the curtain v.
bir şansı ortadan kaldırmak shut the door upon someone or something v.
bir şansı ortadan kaldırmak shut the door on someone or something v.
bir şansı ortadan kaldırmak close the door on someone or something v.
bir şansı ortadan kaldırmak close the door to someone or something v.
birini ortadan kaldırmak/bertaraf etmek hang, draw, and quarter v.
yolsuzluğu temizlemek/ortadan kaldırmak clean house v.
istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak clean house [us] v.
(bir şeydeki) problemli detayları ortadan kaldırmak iron out the wrinkles (of/in something) v.
problemli detayları ortadan kaldırmak iron out the wrinkles v.
(bir şeydeki) problemli detayları ortadan kaldırmak iron the wrinkles out (of/in something) v.
(bir şeyi) ortadan kaldırmak take (something) off the table v.
(bir şeyin) çirkefliğini ortadan kaldırmak cleanse the augean stables of (something) v.
çirkefliği ortadan kaldırmak clear the augean stables v.
(bir şeyin) çirkefliğini ortadan kaldırmak clear the augean stables of (something) v.
(bir şey için/bir şeyin olması için) engelleri ortadan kaldırmak clear the way (for something/for something to happen) v.
(birinin) bir şansını ortadan kaldırmak close the door to (one) v.
Speaking
engelleri ortadan kaldırmak clear the way v.
Trade/Economic
indeks bağlantısını ortadan kaldırmak deindex v.
Law
satış sözleşmesindeki noksanları ortadan kaldırmak için yapılan talep requisition on title n.
husumeti ortadan kaldırmak reconcile v.
arazilerin kiracının tüm erkek çocukları arasında eşit olarak bölüşülmesini öngören mülkiyet hakkını ortadan kaldırmak disgavel [uk] v.
Politics
kanıtları ortadan kaldırmak airbrush out v.
stalin'in etkisini ortadan kaldırmak de-stalinize [us] v.
stalin'in etkisini ortadan kaldırmak de-stalinise [uk] v.
(siyasi rakibi) yasadışı şekilde ortadan kaldırmak disappear v.
Industry
kimyasal veya metalurjik süreçlerde yabancı maddeleri ortadan kaldırmak için küçük miktarlarda eklenen madde getter n.
Technical
çelik fırınının döküm potasına olan ihtiyacı ortadan kaldırmak için ön tarafına konulan eklenti forehearth n.
okunabilirliği artırmak veya bir özelliği vurgulamak için (haritadaki gereksiz ayrıntıları) değiştirmek veya ortadan kaldırmak generalise v.
okunabilirliği artırmak veya bir özelliği vurgulamak için (haritadaki gereksiz ayrıntıları) değiştirmek veya ortadan kaldırmak generalize v.
(titreşimi veya deşarjı) ortadan kaldırmak quench v.
(ölü otları) çayır toprağını havalandırma amacıyla ortadan kaldırmak dethatch v.
toprağı havalandırmak için çayırdaki ölü otları ortadan kaldırmak dethatch v.
Telecom
komşu kablolardan kaynaklanan indüksiyon etkisini veya paraziti ortadan kaldırmak için (telleri) aralıklarla kesmek transpose v.
Electric
dünyanın manyetik alanının etkisini ortadan kaldırmak için ayarlanmış, statik olmayan bobinleri olan galvanometre astatic galvanometer n.
Radio
(istenmeyen statiği) ortadan kaldırmak squelch v.
Railway
rayın yanındaki karları sonrasında döner kar küreyici ile ortadan kaldırmak üzere rayın üzerine çeken özel donanımlı vagon snow crab n.
Marine
gemi direğini ortadan kaldırmak unmast v.
izbiroyu ortadan kaldırmak unsling v.
çeşitli yükleri yukarı çekmek için halattan yapılmış sapanı ortadan kaldırmak unsling v.
geminin dümenini ortadan kaldırmak dishelm v.
Medical
nazal septumdaki kusur veya biçim bozukluklarını ortadan kaldırmak için yapılan cerrahi işlem septoplasty n.
Psychology
(koşullu tepkiyi) ortadan kaldırmak decondition v.
Dermatology
kırışıklık, leke ve pürüz gibi erken yaşlanma belirtilerini ve cilt sorunlarını ortadan kaldırmak için lazerle uygulanan bir cilt tedavisi laser skin resurfacing n.
kırışıklık, leke ve pürüz gibi erken yaşlanma belirtilerini ve cilt sorunlarını ortadan kaldırmak için lazerle uygulanan bir cilt tedavisi photorejuvenation n.
Math
özel durumları ortadan kaldırmak için matematik teorisine eklenen eleman ideal element n.
denklemleri birleştirerek (bilinmeyen değeri) ortadan kaldırmak eliminate v.
Statistics
kontrole ve deney koşuluna tabi, tekil farklılıkları ortadan kaldırmak amacıyla eşleştirilmiş denek çiftlerinin bağımlı değişkenlerinin ölçümü ile ilgili olan (deney) matched-pairs design n.
Chemistry
yoğun veya ani ısıya maruz bırakıp buharlaştırarak ortadan kaldırmak flash v.
Biology
bazı biyolojik aktivitelerini ortadan kaldırmak inactivate v.
(enfeksiyöz etkenin) hastalık yapıcılığını ortadan kaldırmak inactivate v.
Astronomy
gözlemdeki sistematik hataları ortadan kaldırmak için gözlemlenen değerlerde yapılan küçük değişiklikler equation n.
Social Sciences
bir yerde yaşayan insanları ortadan kaldırmak unpeople v.
örgütteki aşırı departmanlaşmayı ortadan kaldırmak decompartmentalize [us] v.
örgütteki aşırı departmanlaşmayı ortadan kaldırmak decompartmentalise [uk] v.
Religious
kilisenin kilise statüsünü ortadan kaldırmak nonchurch v.
vaftizin etkilerini ortadan kaldırmak unbaptize v.
Geology
dalga erozyonu ile (nehrin) drenaj sahasının üst bölümünü ortadan kaldırmak behead v.
Hunting
nişan ve vuruş noktaları arasındaki yatay farkı ortadan kaldırmak için yapılan nişangah ayarı windage n.
Sport
(engeli) havaya atarak ortadan kaldırmak loft v.
Archaic
izlerini ortadan kaldırmak demark v.
(parça veya özelliği) bütüne zarar vermek için ortadan kaldırmak derogate v.
köpük veya cüruftaki katışkıları ortadan kaldırmak despumate v.
bir şeyin değerini veya önemini azaltmak için bir parçasını ortadan kaldırmak detract v.
Slang
(birini) ortadan kaldırmak cancel out v.
birini ortadan kaldırmak dispose of someone v.
birini ortadan kaldırmak eliminate v.
birini ortadan kaldırmak wipe someone out v.
birini ortadan kaldırmak take someone off v.