peek - Turkish English Dictionary
History

peek

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "peek" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

English Turkish
General
peek n. gözetleme
peek n. dikiz
peek n. dikizleme
peek n. röntgencilik
peek n. gizlice bakma
peek n. röntgen
peek n. bakış
peek n. kısa bakış
peek v. gözetlemek
peek v. röntgenlemek
peek v. gizlice bakmak
peek v. dikizlemek
peek v. dikiz etmek
peek v. kısmen görünmek
peek v. görüneyazmak
Computer
peek v. adres okumak
peek v. aralıktan bakmak

Meanings of "peek" with other terms in English Turkish Dictionary : 123 result(s)

English Turkish
General
peek-a-boo n. bir çocuk oyunu
peek-a-boo n. ce-ee
sneak a peek v. hızla göz atmak
peek (at) v. göz atmak
peek (at) v. göz gezdirmek
peek–a–boo adj. (kıyafet) pencereli
peek–a–boo adj. halka oyalı
peek–a–boo adj. delikli
peek–a–boo adj. istenen belgenin kart deliğinden yansıyan ışık ile tanımlandığı (belge kurtarma sistemi)
peek–a–boo adj. kısmen gösteren
peek–a–boo adj. bir kısmını sergileyen
Phrasals
peek out from underneath v. altından gizlice bakmak
peek out from behind v. arkasından gizlice bakmak
sneak a peek at someone v. birine gözünün ucuyla bakmak
peek over something v. bir şeyin üzerinden bakmak
peek in(to something) v. bir şeye şöyle bir bakmak
peek under something v. bir şeyin altına hızla/şöyle bir bakmak
peek at v. gizlice göz gezdirmek
peek into v. gizlice bir yere bakmak
peek over something v. şöyle bir bakmak
peek through v. şöyle bir bakmak/göz gezdirmek
peek out (from something) v. (bir şeyin) arkasından/altından gözetlemek
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından gizlice bakmak
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından gizli gizli bakmak
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından az bir kısmı görünmek
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı görünmek
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı belli olmak
peek out (from something) v. (bir şeyin) altından/arkasından sızmak
peek out (from something) v. az/küçük bir kısmı açıkta kalmak
peek out (from something) v. az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak
peek out v. saklanıp gözetlemek
peek out v. saklanıp gizlice bakmak
peek out v. saklanıp gizli gizli bakmak
peek out v. bir şeyin arkasından gözetlemek
peek out v. saklandığı yerden az bir kısmı görünmek
peek out v. saklandığı yerden küçük bir kısmı görünmek
peek out v. saklandığı yerden küçük bir kısmı belli olmak
peek out v. aradan sızmak
peek out v. saklandığı yerden az/küçük bir kısmı açıkta kalmak
peek out v. saklandığı yerden az/ küçük bir kısmı dışarıda kalmak
peek out v. saklanıp gözetlemek
peek out v. saklanıp gizlice bakmak
peek out v. saklanıp gizli gizli bakmak
peek out v. bir şeyin altından gözetlemek
peek out v. bir şeyin altından az bir kısmı görünmek
peek out v. bir şeyin altından küçük bir kısmı görünmek
peek out v. bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak
peek out v. aradan sızmak
peek out v. bir şeyin altından az/küçük bir kısmı açıkta kalmak
peek out v. bir şeyin altından az/küçük bir kısmı dışarıda kalmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) göz atmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) hızlıca bakıvermek
peek in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) üstünkörü bakmak
peek in on (someone or something) v. uğrayıp hızlıca (birini/bir şeyi) kontrol etmek
peek in on (someone or something) v. hızlıca (birine/bir şeye) bakıp çıkmak
peek in on (someone or something) v. gidip (birine/bir şeye) bir göz atmak
peek in on (someone or something) v. gidip (birini/bir şeyi) kolaçan etmek
peek out of something v. bir şeyin içinden gözetlemek
peek out of something v. bir şeye saklanıp/gizlenip gözetlemek
peek out of something v. bir şeyden dışarıyı gözetlemek
peek out of something v. bir şeye saklanıp gizlice bakmak
peek out of something v. bir şeye saklanıp gizli gizli bakmak
peek out of something v. bir şeyin altından küçük bir kısmı görünmek
peek out of something v. bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak
peek out of something v. küçük bir kısmı dışarıda kalmak
peek out of something v. bir şeyin altından küçük bir kısmı açıkta kalmak
peek out of something v. bir şeyin içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak
peek out of something v. bir şeyin içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak
peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) göz ucuyla bakmak
peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) gizlice göz gezdirmek
peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir göz atmak
peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) hızlıca bir bakmak
peek in v. göz ucuyla bakmak
peek in v. gizlice göz gezdirmek
peek in v. şöyle bir bakmak
peek in v. bir göz atmak
peek in v. hızlıca bir bakmak
peek out of v. -in içinden gözetlemek
peek out of v. '-e saklanıp/gizlenip gözetlemek
peek out of v. '-den dışarıyı gözetlemek
peek out of v. '-e saklanıp gizlice bakmak
peek out of v. '-e saklanıp gizli gizli bakmak
peek out of v. '-in altından küçük bir kısmı görünmek
peek out of v. '-in altından küçük bir kısmı belli olmak
peek out of v. küçük bir kısmı dışarıda kalmak
peek out of v. '-in altından küçük bir kısmı açıkta kalmak
peek out of v. '-in içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak
peek out of v. '-in içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak
peek over v. üzerinden bakmak
peek over v. şöyle bir bakmak
peek over (something) v. (bir şeyin) üzerinden görünmek/çıkmak
peek over (something) v. (bir şeyin) tepesinden görünmek/belli olmak
peek over (something) v. (bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peek through v. -den belli olmak/görünmek
peek through v. '-den bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
peek under v. altına hızla/şöyle bir bakmak
peek under (something) v. (bir şeyin) altından belli olmak/görünmek
peek under (something) v. (bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
peek underneath (something) v. (bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak
peek underneath (something) v. (bir şeyin) altına bir göz atmak
peek underneath (something) v. (bir şeyin) altından belli olmak/görünmek
peek underneath (something) v. (bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
Idioms
take a peek v. göz atmak
take a peek v. hızlıca bakmak
take a peek v. şöyle bir göz atmak
take a peek v. şöyle bir bakmak
take a peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir göz atmak
take a peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir bakmak
take a peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak/göz atmak
take a peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) gözünün ucuyla bakmak
take a peek at (someone or something) v. (birine/bir şeye) göz ucuyla bakmak
Law
sneak and peek search warrant n. gizli ve mukimin izni ve bilgisi olmadan yapılan arama
sneak and peek search warrant n. izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama
Computer
peek message expr. iletiye gözat
Medical
peek or titanium cage n. peek veya titanyum kafes
Chemistry
peek (polyetheretherketone) abrev. polietereterketon
Cinema
sneak peek n. bir filmin gösterime girmeden önce az sayıdaki izleyici grubuna tanıtım ve tepki alma amacıyla gösterilmesi
sneak peek n. gala
sneak peek n. ön gösterim
sneak peek n. tanıtım videosu
sneak peek n. tanıtım film