History

son vermek

Meanings of "son vermek" in English Turkish Dictionary : 91 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	son vermek	end v.
2	Common Usage	son vermek	cease v.
3	Common Usage	son vermek	terminate v.
4	Common Usage	son vermek	put an end v.
General
5	General	son vermek	close v.
6	General	son vermek	sign off v.
7	General	son vermek	call a halt to v.
8	General	son vermek	put an end to v.
9	General	son vermek	raise v.
10	General	son vermek	finish v.
11	General	son vermek	fetch up v.
12	General	son vermek	break something off v.
13	General	son vermek	chuck v.
14	General	son vermek	shut down upon v.
15	General	son vermek	stop v.
16	General	son vermek	discontinue v.
17	General	son vermek	conclude v.
18	General	son vermek	call a halt v.
19	General	son vermek	wrap up v.
20	General	son vermek	make an end of v.
21	General	son vermek	drop v.
22	General	son vermek	dissolve v.
23	General	son vermek	call off v.
24	General	son vermek	top off v.
25	General	son vermek	stash v.
26	General	son vermek	end off v.
27	General	son vermek	the close of the day v.
28	General	son vermek	put a stop to v.
29	General	son vermek	shut down on v.
30	General	son vermek	cut off v.
31	General	son vermek	wind up v.
32	General	son vermek	terminate v.
33	General	son vermek	termine v.
34	General	son vermek	put an end v.
35	General	son vermek	defeat v.
36	General	son vermek	abscise v.
37	General	son vermek	avocate [obsolete] v.
38	General	son vermek	quit v.
39	General	son vermek	unestablish v.
40	General	son vermek	lift v.
41	General	son vermek	deprive v.
42	General	son vermek	devall [scotland] v.
43	General	son vermek	pack (in) v.
44	General	son vermek	pack (up) v.
45	General	son vermek	issue [obsolete] v.
46	General	son vermek	satisfy v.
47	General	son vermek	date [obsolete] v.
48	General	son vermek	foredo v.
49	General	son vermek	over [dialect] v.
50	General	son vermek	spike v.
Phrasals
51	Phrasals	son vermek	have done v.
52	Phrasals	son vermek	fall in v.
53	Phrasals	son vermek	do for v.
54	Phrasals	son vermek	break up v.
55	Phrasals	son vermek	draw up v.
56	Phrasals	son vermek	snuff out something v.
57	Phrasals	son vermek	shoot down v.
58	Phrasals	son vermek	damp out v.
59	Phrasals	son vermek	snuff something out v.
60	Phrasals	son vermek	put down v.
61	Phrasals	son vermek	fetch up v.
62	Phrasals	son vermek	write off v.
63	Phrasals	son vermek	give off [obsolete] v.
Colloquial
64	Colloquial	son vermek	cut v.
65	Colloquial	son vermek	kevork v.
66	Colloquial	son vermek	cut it v.
67	Colloquial	son vermek	pack up v.
Idioms
68	Idioms	son vermek	place something on one side v.
69	Idioms	son vermek	bust up v.
70	Idioms	son vermek	bring to an end v.
71	Idioms	son vermek	put an end to v.
72	Idioms	son vermek	bring the curtain down v.
73	Idioms	son vermek	put the lid on v.
74	Idioms	son vermek	make an end of v.
75	Idioms	son vermek	play (up) old gooseberry [obsolete] v.
76	Idioms	son vermek	bring down the curtain v.
77	Idioms	son vermek	bring/ring down the curtain v.
78	Idioms	son vermek	ring down the curtain v.
79	Idioms	son vermek	ring the curtain down (on something) v.
80	Idioms	son vermek	bring the curtain down (on something) v.
81	Idioms	son vermek	slam the door shut v.
82	Idioms	son vermek	dead-end v.
Law
83	Law	son vermek	cease v.
84	Law	son vermek	abate v.
85	Law	son vermek	terminate v.
86	Law	son vermek	cease to exist v.
Technical
87	Technical	son vermek	terminate v.
Literature
88	Literature	son vermek	abscind v.
Archaic
89	Archaic	son vermek	do away v.
Slang
90	Slang	son vermek	pull the pin v.
91	Slang	son vermek	boff v.

Meanings of "son vermek" with other terms in English Turkish Dictionary : 274 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	birine maaşını verip işine son vermek	pay someone off v.
2	General	son nefesini vermek	expirer v.
3	General	oturuma son vermek	adjourn v.
4	General	bir ilişkiye son vermek	through with someone v.
5	General	son nefesini vermek	draw one's last breath v.
6	General	ırk ayırımına son vermek	desegregate v.
7	General	son nefesini vermek	gasp one's life out v.
8	General	son vermek (bir konuşmaya)	put an end to v.
9	General	maaşına zam işine son vermek	pay somebody off v.
10	General	son vermek için bir şeyin üstüne gitmek	crack down on v.
11	General	işine son vermek	turn off v.
12	General	tv yayına son vermek	go off the air v.
13	General	faaliyetine son vermek	shut v.
14	General	hayvanı öldürerek acılarına son vermek	put an animal out of its misery v.
15	General	birine ücretini verip işine son vermek	pay someone off v.
16	General	bir hayvanın hayatına son vermek	put an animal down v.
17	General	son vermek (henüz başlanmışken)	abort v.
18	General	son nefesini vermek	expire v.
19	General	son nefesini vermek	breathe one's last v.
20	General	birine ücretini verip işine son vermek	pay off (someone) v.
21	General	konuşmaya son vermek	ring off v.
22	General	öldürerek acılarına son vermek	put someone out of one's misery v.
23	General	onaylamaya son vermek	unrecognise v.
24	General	kabul etmeye son vermek	unrecognize v.
25	General	onaylamaya son vermek	unrecognize v.
26	General	kabul etmeye son vermek	unrecognise v.
27	General	bir son vermek	put an end v.
28	General	toplantıya son vermek	close the meeting v.
29	General	toplantıya son vermek	declare closed the meeting v.
30	General	görevine son vermek	remove from office v.
31	General	görevine son vermek	discharge v.
32	General	yayına son vermek	go off the air v.
33	General	işlere son vermek	close the business v.
34	General	işlere son vermek	give up the business v.
35	General	son kararı vermek	make the final decision v.
36	General	varlığına son vermek	cease to exist v.
37	General	tüm bu çılgınlığa bir son vermek	put an end to all the madness v.
38	General	son şeklini vermek	finalise v.
39	General	üyeliğe son vermek	revoke the membership v.
40	General	üyeliğe son vermek	end/terminate membership v.
41	General	son şeklini vermek	put the last touches on v.
42	General	son halini vermek	finalize v.
43	General	son halini vermek	put the last touches on v.
44	General	son şeklini vermek	finalize v.
45	General	son halini vermek	put into final form v.
46	General	son halini vermek	make final v.
47	General	son şeklini vermek	put into final form v.
48	General	son şeklini vermek	make final v.
49	General	hayatına son vermek	put an end to one's life v.
50	General	konuşurken son heceyi incelterek soru sorulmadığı halde cümleye soru havası vermek	uptalk v.
51	General	işine son vermek	terminate v.
52	General	kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek	knock in the head v.
53	General	işine son vermek	bag v.
54	General	varlığına son vermek	unessence v.
55	General	yorgunluğuna son vermek	unweary v.
56	General	bitkinliğine son vermek	unweary v.
57	General	kendi hayatına son vermek	kill oneself v.
58	General	(özellikle güç kullanarak) son vermek	break v.
59	General	işleme son vermek	demise v.
60	General	oturuma son vermek	rise v.
61	General	son şeklini vermek	round v.
62	General	görevine son vermek	dispost v.
63	General	(alışılageldik olanı) aniden son vermek	crack v.
64	General	gidişatına son vermek	constrict v.
65	General	kağıda son kat vermek	plate v.
66	General	hayatına son vermek	corpse [dialect] v.
67	General	direnişe son vermek	fold up v.
68	General	kendi hayatına son vermek	suicide v.
69	General	saklanmaya son vermek	surface v.
70	General	aktif görevine son vermek	survey v.
71	General	son nefesini vermek üzere	at one's last gasp adv.
72	General	sıfatlara ve zarflara üstünlük derecesi vermek için kullanılan son ek	-er suf.
73	General	nitelik vermek anlamı veren son ek	-ise suf.
Phrasals
74	Phrasals	bir şeyi yapmaya son vermek	lay off v.
75	Phrasals	derhal görevine son vermek	drum out v.
76	Phrasals	(bir şeye) geçici olarak son vermek	freeze on (doing something) v.
77	Phrasals	birini rahatsız etmeye bir son vermek	get off v.
78	Phrasals	seçimle görevine son vermek	sweep out v.
79	Phrasals	görevine derhal son vermek	sweep out of (something or some place) v.
80	Phrasals	görevine kesin olarak son vermek	sweep out of (something or some place) v.
81	Phrasals	muhalefete son vermek	argue down v.
82	Phrasals	görüşüp son havadisleri almak/vermek	catch up v.
83	Phrasals	(biriyle) görüşüp son havadisleri almak/vermek	catch up with (someone) v.
84	Phrasals	yasa dışı faaliyetlere son vermek	clean up v.
85	Phrasals	(bir şeye) son vermek	do away with (something) v.
86	Phrasals	bir şeye son vermek	fold something up v.
87	Phrasals	-e geçici olarak son vermek	freeze on v.
88	Phrasals	(yarış) son yarışta karar vermek	run off v.
89	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilişkisine son vermek	get through (with someone or something) v.
90	Phrasals	son gelişmeleri/haberleri vermek	update about v.
Colloquial
91	Colloquial	kederine son vermek için intihar etme	the dutch cure n.
92	Colloquial	kederine son vermek için intihar etme	the dutch act n.
93	Colloquial	yapmaya son vermek	cut out v.
94	Colloquial	konuşmaya son vermek	stow it v.
95	Colloquial	iyice rezil olmadan bir şeye son vermek	cut losses v.
96	Colloquial	zarara son vermek	cut losses v.
97	Colloquial	bir şeye son vermek	shut down v.
Idioms
98	Idioms	gençliğe özgü amaçsızlığa son vermek	cast one's colt's tooth v.
99	Idioms	son nefesini vermek	have had the biscuit v.
100	Idioms	dargınlığa son vermek	become reconciled with (someone or something) v.
101	Idioms	(çalışanının) işine son vermek	give (one) the air v.
102	Idioms	(çalışanının) işine son vermek	give someone the air v.
103	Idioms	(çalışanının) işine son vermek	give someone the brush off v.
104	Idioms	(çalışanının) işine son vermek	give someone the gate v.
105	Idioms	(çalışanının) işine son vermek	give someone the old heave-ho v.
106	Idioms	daha önemli bir işi için bir işe son vermek	clear the decks v.
107	Idioms	daha önemli bir işi için bir işe son vermek	clear the deck v.
108	Idioms	yaşamına son vermek	stop (one's) clock v.
109	Idioms	yaşamına son vermek	stop someone's clock v.
110	Idioms	haksız/yolsuz uygulamasına son vermek	cease and desist v.
111	Idioms	acısına son vermek	put out of one's misery v.
112	Idioms	akşam olduğu için bir işe son vermek	call it a night v.
113	Idioms	aşk ilişkisine son vermek	give the elbow v.
114	Idioms	bir şeye son vermek	bring something to an end v.
115	Idioms	bir şeye son vermek	put a lid on something v.
116	Idioms	bir şeye son vermek	put the brakes on v.
117	Idioms	bir ihtilafa son vermek	bury the hatchet v.
118	Idioms	bir şeye bir son vermek	put a stop to something v.
119	Idioms	birinin işine son vermek	hire someone away v.
120	Idioms	bir hayvanın acılarına son vermek amacıyla onu uyutmak	put an animal down v.
121	Idioms	birisinin işine son vermek	let somebody go v.
122	Idioms	birisinin işine son vermek	give somebody their walking papers v.
123	Idioms	bir şeye son vermek	bring something to a close v.
124	Idioms	bir şeye son vermek	hit the brakes v.
125	Idioms	bir şeye son vermek	slam the brakes on v.
126	Idioms	bir rezalete son vermek	cleanse the augean stables v.
127	Idioms	bir şeye bir son vermek	put an end to something v.
128	Idioms	baskı kurmaya son vermek	call off the dogs v.
129	Idioms	bir şeye son vermek	pull the plug on something v.
130	Idioms	bir şeye son vermek	bring something to a climax v.
131	Idioms	birisinin işine son vermek	let go somebody v.
132	Idioms	bir şeye son vermek	put the brakes on something v.
133	Idioms	görevine son vermek	relieve one of one's duties v.
134	Idioms	görevine son vermek	boot out v.
135	Idioms	işine son vermek	let somebody go v.
136	Idioms	iyice rezil olmadan bir şeye son vermek	cut one's losses v.
137	Idioms	işine son vermek	let someone go v.
138	Idioms	işine son vermek	cut the deadwood out v.
139	Idioms	işine son vermek	give someone the axe v.
140	Idioms	işine son vermek	give the axe v.
141	Idioms	kavgaya son vermek	patch a quarrel up v.
142	Idioms	son derece çetin bir mücadele vermek	fight someone or something hammer and tongs v.
143	Idioms	son nefesini vermek	breathe one's last v.
144	Idioms	son derece çetin bir mücadele vermek	go at it hammer and tongs v.
145	Idioms	son derece çetin bir mücadele vermek	go at it tooth and nail v.
146	Idioms	son anda karar vermek	call an audible v.
147	Idioms	son derece çetin bir mücadele vermek	fight someone or something tooth and nail v.
148	Idioms	sorumluluğuna son vermek	be off one's hands v.
149	Idioms	yaşamına son vermek	claim one's life v.
150	Idioms	zarara son vermek	cut one's losses v.
151	Idioms	(öldürerek/uyutarak) acısına son vermek	put (one) out of (one's) misery v.
152	Idioms	(bir işe vb) son vermek	lay off v.
153	Idioms	(bir hayvanı öldürerek) acılarına son vermek	put an animal out of its misery v.
154	Idioms	(bir şey) son vermek	draw the curtain over (something) v.
155	Idioms	olumsuz bir davranışı tekrar etmeye son vermek	break the cycle v.
156	Idioms	büsbütün son vermek	kill (something) stone dead v.
157	Idioms	faaliyetine son vermek	go down/drop like ninepins v.
158	Idioms	bir şeye son vermek/bitirmek	draw stumps v.
159	Idioms	(biriyle olan bir şeye) birdenbire son vermek	give (one) running shoes v.
160	Idioms	(biriyle olan bir şeye) aniden son vermek	give (one) running shoes v.
161	Idioms	(biriyle olan bir şeye) beklenmedik bir şekilde son vermek	give (one) running shoes v.
162	Idioms	(biriyle) ilişkisine son vermek	give (one) the shove [uk/australia] v.
163	Idioms	anlaşmazlığa son vermek	bury the hatchet v.
164	Idioms	(biriyle) arasındaki anlaşmazlığa/tartışmaya son vermek	be square (with one) v.
165	Idioms	(birinin) işine son vermek	let loose of (someone) v.
166	Idioms	(bir şeyle) ilgili son kararı vermek	pull the trigger (on something) v.
167	Idioms	(bir şeye) bir son vermek	put a stopper on (something) v.
168	Idioms	'-e bir son vermek	put a stopper on v.
169	Idioms	'-e bir son vermek	put the stopper on v.
170	Idioms	(bir şeye) son vermek	put the stopper on (something) v.
171	Idioms	(bir şey) hakkında tartışmaya/düşünmeye son vermek	put (something) to bed v.
172	Idioms	(birinin) kararsızlığına son vermek	pull (one) off the fence v.
173	Idioms	(bir şeye) bir son vermek	put a halt to (something) v.
174	Idioms	(bir şeyi) öldürerek acılarına son vermek	put (something) out of its misery v.
175	Idioms	(bir şeyi) öldürerek ıstırabına son vermek	put (something) out of its misery v.
176	Idioms	(birini) öldürerek acılarına son vermek	put (someone) out of one's misery v.
177	Idioms	(birini) öldürerek ıstırabına son vermek	put (someone) out of one's misery v.
178	Idioms	(birinin) merakına son vermek	put (someone) out of (one's) misery v.
179	Idioms	(birini) öldürerek acılarına son vermek	put (one) out of (one's) misery v.
180	Idioms	(birini) öldürerek ıstırabına son vermek	put (one) out of (one's) misery v.
181	Idioms	(birinin) merakına son vermek	put (one) out of (one's) misery v.
182	Idioms	deniz hayatına son vermek	swallow the anchor v.
183	Idioms	denizcilik hayatına son vermek	swallow the anchor v.
184	Idioms	son nefesini vermek	breathe (one's) last (breath) v.
185	Idioms	son nefesini vermek	breathe last v.
186	Idioms	son nefesini vermek	breathe your last v.
187	Idioms	(bir şeye) son vermek	bring/ring down the curtain (on something) v.
188	Idioms	(bir şeye) son vermek	bring/ring the curtain down (on something) v.
189	Idioms	anlaşmazlığa son vermek	bury your differences v.
190	Idioms	bir rezalete son vermek	clear the augean stables v.
191	Idioms	(birinin) konuşmasına son vermek	cut (someone) short v.
192	Idioms	zarara son vermek	cut your losses v.
193	Idioms	hayatına son vermek	end (one's) life v.
194	Idioms	(birine/bir şeye) karşı son derece çetin bir mücadele vermek	fight (someone or something) tooth and claw v.
195	Idioms	son derece çetin bir mücadele vermek	fight hammer and tongs v.
196	Idioms	son nefesini vermek	give up the ghost v.
197	Idioms	(birinin) işine son vermek	give (one) the ax v.
198	Idioms	(birinin) işine son vermek	give (one) the axe v.
199	Idioms	(biriyle) ilişkisine son vermek	give (one) the boot v.
200	Idioms	(biriyle) ilişkisine son vermek	give (one) the push [uk/australia] v.
201	Idioms	(birinin) işine son vermek	give (someone) the elbow v.
202	Idioms	birinin işine son vermek	give somebody the push [uk] v.
203	Idioms	birinin işine son vermek	give somebody the sack v.
204	Idioms	birinin işine son vermek	give someone their walking papers v.
205	Idioms	işine son vermek	give the heave-ho v.
206	Idioms	faaliyetine son vermek	go down like ninepins v.
207	Idioms	faaliyetine son vermek	drop like ninepins v.
208	Idioms	'-in işine son vermek	let loose of v.
209	Idioms	(bir şeye) son vermek	make an end of (something) v.
210	Idioms	kavgaya son vermek	patch a quarrel up v.
211	Idioms	kavgaya son vermek	patch the quarrel up v.
212	Idioms	kavgaya son vermek	patch one's quarrel up v.
213	Idioms	kavgaya son vermek	patch up a quarrel up v.
214	Idioms	kavgaya son vermek	patch up the quarrel up v.
215	Idioms	kavgaya son vermek	patch up one's quarrel up v.
216	Idioms	(bir şeye) son vermek	pull the plug (on something) v.
217	Idioms	birinin endişesine/merakına/ıstırabına son vermek	put somebody out of their misery v.
218	Idioms	bir hayvanı acısını dindirmek/acısına son vermek için öldürmek	put something out of its misery v.
219	Idioms	bir hayvanı öldürerek ıstırabına son vermek	put something out of its misery v.
220	Idioms	(bir hayvanı) acısını dindirmek/ıstırabına son vermek için öldürmek	put (something) to sleep v.
221	Idioms	(kendi) hayatına son vermek	put an end to (oneself) v.
222	Idioms	kendi hayatına son vermek	put an end to yourself v.
223	Idioms	kendi hayatına son vermek	put an end to it all v.
224	Idioms	(öldürerek/uyutarak) acısına son vermek	put out of misery v.
225	Idioms	öldürerek ıstırabına son vermek	put out of misery v.
226	Idioms	bir hayvanı acısına son vermek için öldürmek	put some creature out of its misery v.
227	Idioms	(birinin/bir şeyin) işleyişine son vermek	put the brakes on (someone or something) v.
228	Idioms	-e bir son vermek	put the mockers on [uk] v.
229	Idioms	-e bir son vermek	put the mocks on [australia] v.
230	Idioms	görevine son vermek	relieve one of duties v.
231	Idioms	-e son vermek	ring down the curtain on v.
232	Idioms	(bir şeye) son halini vermek	set (something) in concrete v.
233	Idioms	bir şeye son vermek	slam (on) the brake v.
234	Idioms	bir şeye son vermek	slam (on) the brakes v.
235	Idioms	birinden son bilgileri almak veya birine son bilgileri vermek için (biriyle) görüşmek	touch base (with someone) v.
236	Idioms	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the blinds on v.
237	Idioms	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the curtains on v.
238	Idioms	gereğinden fazla uzamış bir şeye son vermek	draw the shades on v.
239	Idioms	yayın hayatına son vermek	pull the plug v.
Trade/Economic
240	Trade/Economic	faaliyetine son vermek	go out of business v.
241	Trade/Economic	faaliyetine son vermek	go to the wall v.
242	Trade/Economic	faaliyetine son vermek	go bust v.
243	Trade/Economic	işine son vermek	pay off v.
244	Trade/Economic	işine son vermek	dismiss v.
245	Trade/Economic	tartışmaya son vermek	dismiss v.
246	Trade/Economic	üretim faaliyetine son vermek	discontinue the production v.
247	Trade/Economic	üretimine son vermek	discontinue the production of v.
248	Trade/Economic	üretime son vermek	discontinue the production v.
249	Trade/Economic	üretime son vermek	cease the production v.
250	Trade/Economic	üretim faaliyetine son vermek	cease the production v.
Law
251	Law	eşlerden birinin diğerini geri dönmemek ve evlilik bağına son vermek niyetiyle terk etmesi	willful desertion n.
252	Law	eşlerden birinin diğerini geri dönmemek ve evlilik bağına son vermek niyetiyle terk etmesi	wilful desertion n.
253	Law	celseye son vermek	adjourn v.
254	Law	işe son vermek	lay off v.
255	Law	oturuma son vermek	adjourn v.
Politics
256	Politics	görevine son vermek	unseat v.
257	Politics	meclis oturumuna son vermek	prorogue v.
258	Politics	savaşa son vermek	disengagement v.
Construction
259	Construction	gemi kalafat ustalarının eklenti yerlerine son halini vermek için kullandıkları keskiye benzer oluklu bir alet	making-iron n.
Religious
260	Religious	piskoposluk görevine son vermek	unbishop v.
261	Religious	(papazın) görevine son vermek	degrade v.
Archaic
262	Archaic	var olmaya son vermek	unbe v.
263	Archaic	evliliğe son vermek	unmarry v.
264	Archaic	görevine son vermek	disseat v.
Slang
265	Slang	kederine son vermek için intihar etme	dutch act n.
266	Slang	kederine son vermek için intihar etme	the dutch cure n.
267	Slang	kesmek (son vermek)	can v.
268	Slang	işine son vermek	can v.
269	Slang	(bir şeye) son vermek	kick the (something) v.
270	Slang	kendi yaşamına son vermek	do the dutch [us] v.
271	Slang	işine son vermek	shitcan v.
British Slang
272	British Slang	bir son vermek	put the kibosh on (something) v.
273	British Slang	bir son vermek	put the mockers on (something) v.
274	British Slang	bir şeye son vermek	sack (something) off v.