stand against - Turkish English Dictionary
History

stand against

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "stand against" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

English Turkish
General
stand against v. karşı duruş sergilemek
Phrasals
stand against v. direnmek
stand against v. karşı koymak
stand against v. karşı gelmek
stand against v. karşı olmak

Meanings of "stand against" with other terms in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

English Turkish
General
stand out against v. karşı koymak
stand out against v. direnmek
make a stand against v. düşmana karşı direnmek
stand out against v. göğüs germek
stand out against v. atılmak
stand against someone v. karşısına dikilmek
take a stand against v. karşı durmak
take a stand against v. karşısına dikilmek
take a stand against v. karşısında durmak
Phrasals
stand up against someone v. birine karşı durmak/dayanmak
stand with someone against someone v. birine karşı biriyle beraber (aynı safta) durmak
stand up against v. (bir fikrin/görüşün) karşısında durmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) yaslanmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) abanmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı direnmek
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koymak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı durmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı gelmek
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) başkaldırmak
stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yarışmak
stand against (someone or something) v. (seçimlerde birine/bir şeye) karşı yarışmak
stand out against (something) v. (bir şeye) karşı direnmek
stand out against (something) v. (bir şeye) karşı göğüs germek
stand out against (something) v. (bir şeye) karşı koymak
stand up against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) karşısında durmak
stand up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı olmak
stand up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı çıkmak
stand up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) başkaldırmak
stand up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) kafa tutmak
stand up against (something) v. (bir şeye) dayanmak
stand up against (something) v. (bir şeye) yaslanmak
stand up against (something) v. (bir şeye) abanmak
stand up against (something) v. (bir şeye) dayandırmak
stand up against (something) v. (bir şeye) yaslamak
Proverb
a house divided against itself cannot stand bölünmüş bir ev ayakta kalamaz
a house divided against itself cannot stand içten bölünen bir grup/kurum ayakta kalamaz
a house divided against itself cannot stand kendi içerisinde bölünen bir grup/kurum ayakta kalamaz
a house divided against itself cannot stand kendi içerisinde çatışma/çekişme yaşayan bir grup/kurum sonunda dağılır
a house divided against itself cannot stand içsel bölünme/çatışma dağılmaya yol açar
Idioms
take a firm line/stand (on/against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
take a firm line/stand (on/against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
take a firm line/stand (on/against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
take a firm line/stand (on/against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
take a firm line/stand (on/against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
take a firm stand (on or against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
take a firm stand (on or against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
take a firm stand (on or against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
take a firm stand (on or against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
take a firm stand (on or against something) v. (bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
take a stand against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı durmak
take a stand against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
take a stand against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) karşısında durmak