sıkıca - Turkish English Dictionary
History

sıkıca



Meanings of "sıkıca" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
General
sıkıca tight adj.
sıkıca stringent adj.
sıkıca tithly [obsolete] adj.
sıkıca nimbly adv.
sıkıca firm adv.
sıkıca closely adv.
sıkıca fast adv.
sıkıca tightly adv.
sıkıca hard adv.
sıkıca firmly adv.
sıkıca squarely adv.
sıkıca fastly adv.
sıkıca chock adv.
sıkıca agilely adv.
sıkıca tight adv.
sıkıca home adv.
sıkıca chockablock adv.
sıkıca close adv.
sıkıca short adv.
sıkıca solidly adv.
sıkıca snug adv.
sıkıca square adv.
sıkıca stievely adv.
Idioms
sıkıca like grim death expr.
Technical
sıkıca firmly adv.
sıkıca snugly adv.
Archaic
sıkıca buff adv.

Meanings of "sıkıca" with other terms in English Turkish Dictionary : 316 result(s)

Turkish English
General
sıkıca tutma clutch n.
sıkıca yakalama tackle n.
avını sıkıca saran boa yılanı boa constrictor n.
sıkıca tutma enclasping n.
sıkıca tutma grip n.
sıkıca tutma clenching n.
sıkıca yakalama clenching n.
sıkıca tutma hug n.
bir şeyi sıkıca kavrama taking hold n.
brezilya'ya özgü, partnerlerin birbirine sıkıca sarılıp yakın temasta bulunduğu balo salonu dansı lambada n.
sıkıca bağlama astriction n.
sıkıca sarılma embracing n.
iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası lasher n.
sıkıca tutma hand-eye coordination n.
sıkıca kavrama hand-eye coordination n.
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey hold fast n.
sıkıca kavrama holdfast n.
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey holdfast n.
sıkıca sarılma lovemaking n.
sıkıca sarılma love-making n.
sıkıca tutan kimse grasper n.
sıkıca tutma gripe n.
birinin külotunu sıkıca yukarı çekerek yapılan şaka grundy n.
sıkıca birleştirme complication [obsolete] n.
sıkıca birleştirilme complication [obsolete] n.
(iş, spor, eğitim) tekrarlanan talimatlar ve sıkıca denetlenen eğitimler drill n.
sıkıca köklenme rooting n.
sıkıca tutmak purchase n.
sıkıca yapışmak stick firmly v.
sıkıca yakalamak clench v.
sıkıca yapıştırmak stick firmly v.
sıkıca yapıştırmak adhere to v.
sıkıca bağlamak truss v.
sıkıca tutmak grip v.
sıkıca tutmak clutch v.
sıkıca yapışmak adhere to v.
sıkıca yakalamak tackle v.
sıkıca tutmak clasp v.
sıkıca birleştirmek weld v.
bir yere sıkıca tutturmak secure v.
sıkıca tutmak tackle v.
sıkıca tutmak hold tight v.
sıkıca sarılmak cling v.
sıkıca sarılmak nestle v.
sıkıca kapatmak close tightly v.
sıkıca kapatmak close firmly v.
sıkıca yerleştirmek pin down v.
sıkıca tutturmak fix v.
sıkıca örtmek shrink-wrap v.
sıkıca paketlemek shrink-wrap v.
sıkıca ve kuvvetlice kapamak lock v.
sıkıca yerleştirmek plant v.
birbirine sıkıca bağlanmak intermesh v.
sıkıca tutunmak hang on tight v.
bir şey ile sıkıca birleştirmek dovetail with something v.
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek walk to the balcony with hands clasped tightly together v.
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek dog v.
ata sıkıca tutunmak tight-leg v.
ata bacakları kısıp sıkıca binmek tight-leg v.
sıkıca sabitlemek anchor v.
sıkıca bağlanmış paketten çıkarmak unbale v.
sıkıca yapışmak bind v.
sıkıca tutmak hang v.
(eli) sıkıca sıkmak wring v.
sıkıca yerleştirmek brace v.
sıkıca tutunmak brace v.
sıkıca bağlı kalmak hold v.
sıkıca yapışmak hold fast v.
sıkıca tutmak hook v.
sıkıca tutturmak moor v.
sıkıca birleştirmek mortice v.
sıkıca bağlamak mortice v.
sıkıca bağlamak yerk [dialect] v.
sıkıca birleştirmek yot v.
sıkıca bağlamak yot v.
sıkıca tutmak claucht [scotland] v.
sıkıca tutmak claught [scotland] v.
sıkıca tutmak claw v.
paketleyerek veya sıkıştırarak sıkıca sabitlemek impact v.
sıkıca iç içe girebilmek compact v.
sıkıca tutunmuş bir şeyi çözmek disengage v.
sıkıca tutmak ingrapple [obsolete] v.
sıkıca yapışık durması için sararak sabitlemek barnacle v.
sıkıca birleşmek complicate [obsolete] v.
sıkıca kontrol etmek corset v.
sıkıca kök salmak irradicate v.
sıkıca sabitlemek irradicate v.
sıkıca bağlamak constrain v.
sıkıca birleştirmek context [obsolete] v.
(bir şeyle) sıkıca tutmak fasten v.
(bir şeyle) sıkıca kavramak fasten v.
(gemi inşaatında) sıkıca bağlamak fay v.
sıkıca tutmak forehend v.
sıkıca kavramak forehend v.
sıkıca kucaklamak crush v.
sıkıca oturtmak found v.
sıkıca kucaklamak bear hug v.
sıkıca oturtmak snug v.
sıkıca kavramak span v.
sıkıca kapatılmak stive v.
sıkıca bağlamak secure v.
sıkıca bağlanmamış loose adj.
sıkıca paketlenmiş closely packed adj.
sıkıca kapatılmış (mandal vb ile) clipped tightly adj.
sıkıca kapatılmış air tight adj.
sıkıca yerleştirilmiş imbedded adj.
sıkıca kapatılmış close-fitting adj.
sıkıca sarılmış furled adj.
içine sıkıca yerleştirilmiş implanted adj.
sıkıca kapalı nonbreathing adj.
sıkıca sabitlenmiş tight adj.
sıkıca yapışık appressed adj.
sıkıca sarılan hugging adj.
sıkıca tutan grasping adj.
sıkıca tutturulmuş graven adj.
sıkıca sabitlenmiş immoveable adj.
sıkıca tutulan implanted adj.
sıkıca birleştirilmiş close-banded adj.
sıkıca kapatılmış close-barred adj.
sıkıca birleşmiş co-unite adj.
sıkıca emniyetlenmiş fastened adj.
sıkıca bağlanmış secure adj.
dış hatlarına sıkıca oturarak snugly adv.
Phrasals
yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak run away with v.
sıkıca bağlamak do up v.
iyice/sıkıca sarmak/örtmek tuck something around someone or something v.
sıkıca bağlamak bolt down v.
sıkıca bağlamak bolt something down v.
sıkıca sarmak bundle off v.
sıkıca paketlemek bundle off v.
sıkıca/her yeri örtmek button up v.
sıkıca kapatmak button up v.
(beyzbol sopası, raket vb.) dibinden sıkıca kavramak choke up v.
(beyzbol sopası, raket vb.) iki el birbirine değecek şekilde sıkıca kavramak choke up v.
iğneyle sıkıca tutturmak pin down v.
sıkıca tutmak/kavramak seize upon v.
sıkıca bağlamak make fast v.
sıkıca tutmak/kavramak seize on v.
sıkıca tutmak keep hold of v.
sıkıca tutmak hang on to v.
kırlangıç kuyruğu tekniğiyle sıkıca birbirine geçirmek/monte etmek dovetail with something v.
sıkıca tutulan bir şeyi zorla almak tear from (someone or something) v.
sıkıca tutunmak dig in v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak glom onto (someone or something) v.
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak strap in v.
(bir şeyin içine bir şeyi) sıkıca saplamak plant (something) in (something else) v.
-e sıkıca tutmak/tutunmak latch on v.
'-e sıkıca yapışmak latch on v.
'-e sıkıca bağlanmak latch on v.
-e sıkıca bağlamak latch on v.
'-e sıkıca tutturmak latch on v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/tutturmak rivet (something) to (something) v.
iple sıkıca (bir yere) bağlamak snub up v.
iple sıkıca (bir yere) sabitlemek snub up v.
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınayı atlatması için sıkıca sabitlemek/bağlamak snug down v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak lock on (to) (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak lock on (to) (someone or something) v.
'-e sıkıca sarmak nest in v.
içine sıkıca sarmak nest in v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak rivet (something) onto (something) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak tighten (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak tighten (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak tighten (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek tighten (something) onto (something else) v.
(birine/bir şeye) sıkıca bastırmak bear down on (someone or something) v.
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak buckle someone or something up v.
sıkıca/iyice paketlemek bundle up v.
(bir şeyi) sıkıca tutmak catch at (something) v.
sıkıca kapatmak chain up v.
sıkıca kilitlemek chain up v.
(ellerle) sıkıca tutmak hold close v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kıstırmak clamp down on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak cling on (to someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak cling on (to someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak cling to (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak cling to (someone or something) v.
ile sıkıca birleştirmek dovetail with v.
birini/bir şeyi sıkıca tutmak fasten upon someone or something v.
birini/bir şeyi sıkıca tutmak fasten on someone or something v.
sıkıca tutmak/tutunmak grab on v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak grab on to (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak grab on to (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir yerinden) sıkıca tutmak grasp (someone or something) by (something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak/kavramak grasp at (someone or something) v.
-'den sıkıca tutmak grasp by v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutmak hang on to (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak latch on to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak latch on to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak latch on to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca bağlamak latch on to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutturmak latch on to (someone or something) v.
(bir fikre, inanca) sıkıca tutunmak latch on to (something) v.
(bir fikre, inanca) sıkıca bağlanmak latch on to (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize (someone or something) with (something) v.
(birine/bir şeye bir şeyle) sıkıca tutunmak seize (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize onto (something) v.
(bir şeye) sıkıca tutunmak seize onto (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize on (something) v.
(bir şeye) sıkıca tutunmak seize on (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize upon (something) v.
(bir şeye) sıkıca tutunmak seize upon (something) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/takmak tighten (something) on (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak tighten (something) on (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek tighten (something) on (something else) v.
-e sıkıca bağlamak/takmak tighten on v.
'-e sıkıca tutturmak tighten on v.
'-e sıkıca sabitlemek tighten on v.
(bir şeyi) kavrayıp sıkıca tutmak fasten onto v.
Colloquial
sıkıca kavrayarak sevgiyle öpmek neck v.
sıkıca elinden tutmak cling on (to) like grim death v.
sıkıca elinden tutmak hang on (to) like grim death v.
sıkıca yapışmak freeze onto v.
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmuş set in concrete adj.
Idioms
(bir şeyi) sıkıca tutma grip on (something) n.
(bir şeye) sıkıca tutunma grip on (something) n.
(bir şeyi) sıkıca kavrama grip on (something) n.
bir şeyi sıkıca tutma a grip on something n.
bir şeye sıkıca tutunma a grip on something n.
bir şeyi sıkıca kavrama a grip on something n.
bir şeyi sıkıca tutmak hold on like grim death (brit) v.
bir şeyi sıkıca tutmak hang on like grim death (brit) v.
sıkıca elinden tutmak hold on (to) like grim death v.
sıkıca tutunmak hang on for dear life v.
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmak be set in concrete v.
sıkıca tutunmak hold on for dear life v.
bir şeye sıkıca tutunmak/yapışmak have something by the ears v.
(birinin/bir şeyin) ensesinden sıkıca tutmak have a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak have a firm grip on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak have a firm grip on (someone or something) v.
(bir şeye) sıkıca sarılmak grab (something) by the throat v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak keep a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak keep a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak keep a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak lay hold of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak/yakalamak lay hold of (someone or something) v.
birini/bir şeyi sıkıca sahiplenmek get (one's) hooks into (someone or something) v.
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak glom on (to someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak hang on to (someone or something) like grim death v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak hang on to (someone or something) like grim death v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak hang on to (someone or something) like grim death v.
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak hold on (someone or something) like grim death v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak hold on (someone or something) like grim death v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak hold on (someone or something) like grim death v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak hold on to (someone or something) like grim death v.
düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak hold on to (someone or something) like grim death v.
'-i sıkıca tutmak keep a firm grip on v.
'-i sıkıca yakalamak/kavramak keep a firm grip on v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on (someone or something) v.
(bir şeye/yere) sıkıca tutturulmuş rooted to (something or some place) adj.
(bir şeye/yere) sıkıca bağlı rooted to (something or some place) adj.
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş rooted to (something or some place) adj.
bir şeye/yere sıkıca bağlı rooted to something adj.
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş rooted to something adj.
sıkıca gerilmiş tight as a drum adj.
sıkıca kapatılmış tight as a drum adj.
sıkıca kapalı tight as a drum adj.
Trade/Economic
sıkıca tutmak grip v.
sıkıca paketlenmiş tight-packed adj.
sıkıca paketlenmiş tightly-packed adj.
Industry
(shrink naylonu ile) sıkıca paketlemek shrinkwrap v.
(ürün) sıkıca ambalajlı shrink-wrapped adj.
Technical
sıkıca bağlantılı sistemler tightly coupled systems n.
sıkıca bağlantılı ikiz tightly coupled twin n.
sıkıca contalanmış cihaz hermetically sealed device n.
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutuşu bite n.
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutan bölümü bite n.
aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları yoke n.
sıkıca kavrayan alet clench n.
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek shrink on v.
sıkıca bağlamak clip v.
sıkıca bağlamak rivet v.
sıkıca doldurmak (basınç) cram v.
sıkıca bağlamak brace v.
uçaktaki bir bağlantı somununun sarsılmadan kaynaklı olarak gevşememesi için sıkıca sabitlemek safety v.
Computer
sıkıca bağlantılı sistemler tightly coupled systems n.
sıkıca bağlantılı ikiz tightly coupled twin n.
Mechanic
şafta sıkıca bağlanmış kasnak fast pulley n.
tezgahı bir aletle sıkıca tutmak bite v.
Textile
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka nehru collar n.
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka mandarin collar n.
önü kapatılan kıyafetlerin vücuda sıkıca oturmasını sağlayan dikiş açıklığı placket n.
(belirtilen kısmı) sıkıca saran -hugging adj.
Marine
dalgıcın su altındayken alın hizasından gözlüğünü sıkıca bastırıken burnundan nefes vermesi işlemi mask clearing n.
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk anchor log n.
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk deadman n.
çıpayı grivaya sıkıca tutturmak için çıpa gövdesinin altından ve etrafından geçirilen zincir ring stopper n.
geri halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş çubuklar deadman [obsolete] n.
(nesneyi) bir çıkıntı altına sıkıca bağlamak breast in v.
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak serve v.
(halat veya ıstralya çevresinden) sıkıca tel geçirmek serve v.
Medical
vücudun krem, losyon, şifalı otlar vb. ile kaplanıp bezle sıkıca sarıldığı bir güzellik terapisi wrap n.
Fishery
(ölü balinayı) kuyruğundan sıkıca bağlamak fluke v.
Social Sciences
sıkıca düzenlenmiş sosyal veya ekonomik bir sistemin hakim olmadığı unregimented adj.
Hunting
elde sıkıca tutmak scabbard v.
(köpek) sıkıca tutmak pinch v.
(ormanların, çalılıkların) av hayvanlarını uyandırmak için sıkıca aranması beaten adj.
Sport
yarığa sıkıca sabitlenen taş chockstone n.
(kuşçulukta) şahini sıkıca tutup salmamak truss v.
Archaic
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk nightcap n.
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk nightcap wig n.
(saçı) sıkıca toplamak truss v.
ayakkabı yapımında (dikişi) sıkıca çekmek yerk v.
sıkıca elinde tutmak gripe v.
sıkıca birleştirmek contex v.
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek pitch v.
sıkıca sabitlemek için koymak pitch v.
sıkıca bağlanmış truss adj.
Entomology
özellikle dişisi balmumu ile sıkıca kaplı, diaspididae familyasından olan böcekler armored scale n.
Slang
şaka olarak birinin donunu/külotunu sıkıca yukarı çekme atomic wedgie n.
sıkıca yapışmak cling like shit to a shovel v.
sıkıca tutunmak cling like shit to a shovel v.
sıkıca yapışmak stick like shit to a shovel v.
sıkıca tutunmak stick like shit to a shovel v.
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek dogg v.