tıkanıklık - Turkish English Dictionary
History

tıkanıklık



Meanings of "tıkanıklık" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
tıkanıklık deadlock n.
tıkanıklık jam n.
tıkanıklık being choked up n.
tıkanıklık blockage n.
tıkanıklık stoppage n.
tıkanıklık congestion n.
tıkanıklık blocking n.
tıkanıklık block n.
tıkanıklık hold-up n.
tıkanıklık tie-up n.
tıkanıklık obstruction n.
tıkanıklık bottleneck n.
tıkanıklık holdup n.
tıkanıklık log jam n.
tıkanıklık log jam n.
tıkanıklık jam-up n.
tıkanıklık glitch n.
tıkanıklık clamp n.
tıkanıklık clogginess n.
tıkanıklık cloister n.
tıkanıklık stintance n.
Trade/Economic
tıkanıklık bottleneck n.
Technical
tıkanıklık obstruction n.
Telecom
tıkanıklık congestion n.
Automotive
tıkanıklık clogging n.
tıkanıklık bottleneck n.
Medical
tıkanıklık atresia n.
tıkanıklık occlusion n.
Archaic
tıkanıklık oppilation n.

Meanings of "tıkanıklık" with other terms in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

Turkish English
General
tıkanıklık/tıkanma logjam n.
tomrukların neden olduğu tıkanıklık log jam n.
darboğazdan kaynaklanan tıkanıklık bottleneck n.
yoldaki tıkanıklık roadblock n.
tıkanıklık yaratmak impede v.
tıkanıklık yaratmak dit [scotland] v.
tıkanıklık yaratmak ditt v.
tıkanıklık gideren deoppilative adj.
tıkanıklık giderici deoppilative adj.
tıkanıklık anlamına gelen bir son ek -stasis suf.
Technical
katmanlararası tıkanıklık cross-layer congestion n.
katmanlar arası tıkanıklık cross-layer congestion n.
mutlak tıkanıklık başlangıcı absolute congestion threshold n.
Telecom
tıkanıklık denetimi congestion control n.
Medical
anal tıkanıklık atresia ani n.
çoklu seviyeli tıkanıklık multilevel obstruction n.
göğüste tıkanıklık chest tightness n.
izole tıkanıklık isolated occlusion n.
koroner tıkanıklık coronary blockage n.
tam tıkanıklık complete obstruction n.
yemek borusunda tıkanıklık ea (esophageal atresia) n.
sol koroner arterde genellikle kalp krizine neden olan tıkanıklık widow-maker n.
(vücutta) tıkanıklık giderici ilaç deoppilative n.
tıkanıklık oluşturan fasulyemsi yağ salgısı kütlesi bean n.
tıkanıklık ile ilgili occlusal adj.
tıkanıklık açıcı decongestant adj.
Pathology
beyindeki kanama veya tıkanıklık nedeniyle his ve hareket kaybı bloodstroke n.
dokuda tıkanıklık sonucu oluşan nekroz bölgesi infarction n.
proksimal bağırsak segmentinin distal segmente girerek tıkanıklık yapması introsusception n.
Pharmaceutics
burun tıkanıklıklarında tıkanıklık semptomlarını gidermek, göz kaşınmasının tedavisinde ise göz damlalarında kullanılan damar büzücü bir ilaç naphazoline n.
Veterinary
ineğin meme ucunda tıkanıklık spider n.
Zoology
ayı ve benzeri hayvanların bağırsaklarında kış uykusu esnasında meydana gelen tıkanıklık veya dışkı kitlesi tappen n.
Military
otomatik tıkanıklık kontrolü automatic congestion control n.