History

take for

Meanings of "take for" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	take for v.	sanmak
2	General	take for v.	yanında götürmek
3	General	take for v.	zannetmek
Phrasals
4	Phrasals	take for v.	yanlış anlamak
5	Phrasals	take for v.	yanlış anlam çıkarmak
6	Phrasals	take for v.	addetmek
7	Phrasals	take for v.	akılda tutmak
8	Phrasals	take for v.	dikkate almak
9	Phrasals	take for v.	göz önünde bulundurmak
10	Phrasals	take for v.	saymak

Meanings of "take for" with other terms in English Turkish Dictionary : 313 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	take a turn for the worse v.	işler kötüye gitmeye başlamak
2	General	take somebody for a ride v.	yamuk yapmak
3	General	take a turn for the worse v.	hasta kötüleşmek
4	General	take place for an armed fight v.	çatışma çıkmak
5	General	take somebody for a fool v.	budala yerine koymak
6	General	take for a walk v.	yürüyüş yapmak
7	General	take walk for a walk v.	gezdirmek
8	General	take someone for granted v.	birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek
9	General	take someone's word for it v.	birinin sözüne inanmak
10	General	take over for someone v.	birinin yerine bakmak
11	General	take somebody for v.	yerine koymak
12	General	take a turn for the worse v.	durumu kötüye gitmeye başlamak
13	General	take responsibility for v.	sorumluluğunu üstlenmek
14	General	take a turn for the worse v.	kötüleşmek
15	General	for someone's curse to take effect v.	bedduası tutmak
16	General	take something for granted v.	bir şeyi bir hak gibi görmek
17	General	take it for granted v.	bir şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek
18	General	take somebody for a walk v.	yürüyüşe çıkarmak
19	General	take a turn for the worse v.	kötü olmak
20	General	take for a walk v.	dolaştırmak
21	General	take revenge for v.	acısını çıkarmak
22	General	take revenge for v.	acısını çıkartmak
23	General	take the car in for service v.	servise bırakmak (arabayı)
24	General	take the car in for service v.	servise götürmek (arabayı)
25	General	take the car in for service v.	arabayı servise götürmek
26	General	take the car in for service v.	arabayı servise bırakmak
27	General	become too much for (someone) to take v.	çok gelmek
28	General	take someone for a ride v.	birini aldatmak
29	General	take someone for a ride v.	birini kandırmak
30	General	take something for granted v.	kesin gözüyle bakmak
31	General	take up cudgels for v.	şiddetle müdafaa etmek
32	General	take up cudgels for v.	tarafını tutmak
33	General	take up cudgels for v.	savunmak
34	General	take up cudgels for v.	arkasında olmak
35	General	take the credit for other people's work v.	kendine pay çıkarmak
36	General	take for granted v.	düzenlenmiş saymak
37	General	take the dog for a walk v.	köpeği gezintiye çıkarmak
38	General	take the exam for someone else v.	başkası yerine sınava girmek
39	General	take the cat to the vet for her shots v.	kediyi aşıya götürmek
40	General	take for granted v.	kanıksamak
41	General	take someone for a ride v.	birini arabasıyla gezdirmek
42	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakika ayırmak
43	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakikasını ayırmak
44	General	take the dog for a walk v.	köpeği yürüyüşe çıkarmak
45	General	take the dog for a walk v.	köpeği yürüyüşe çıkartmak
46	General	take for granted v.	kıymet bilmemek
47	General	take for the kitchen v.	bir tartışmada sessiz kalmak
48	General	take for the kitchen v.	bir konuşmadan çekilmek
49	General	take the dog for a walk v.	köpeği gezdirmek
50	General	take order for v.	sorumluluğu üstlenmek
51	General	take order for v.	yükümlülüğü üzerine almak
52	General	take order for v.	emir almak
53	General	take order for v.	sipariş almak
54	General	take something for granted v.	bir şeyi cepte görmek
Phrasals
55	Phrasals	take up for v.	birinin tarafını tutmak/ondan yana olmak
56	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) -e götürmek
57	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek
58	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) -e çıkarmak
59	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şeyde refakat etmek
60	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey sanmak
61	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey zannetmek
62	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey gibi görmek
63	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şey gözüyle bakmak
64	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) dolandırmak
65	Phrasals	take (someone or something) for v.	birini/bir şeyi) söğüşlemek
66	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) üçkağıda getirmek
67	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) kazıklamak
68	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birinin/bir şeyin) parasını çarpmak
69	Phrasals	take someone for something v.	birini bir şeye götürmek
70	Phrasals	take someone for something v.	birine bir şeyde eşlik etmek
71	Phrasals	take someone for something v.	birini bir şeye çıkarmak
72	Phrasals	take someone for something v.	birine bir şeyde refakat etmek
73	Phrasals	take someone for something v.	birini bir miktar parasını dolandırmak
74	Phrasals	take someone for something v.	birinin bir miktar parasını söğüşlemek
75	Phrasals	take someone for something v.	birini belli bir miktar kazıklamak
76	Phrasals	take up for v.	arka çıkmak
77	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şey) sanmak
78	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şey) olduğunu tahmin etmek
79	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şey) olduğunu düşünmek
80	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini) kandırarak (bir şeyini) almak
81	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şeyini) dolandırmak
82	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şeyini) hileyle elinden almak
83	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini) kandırıp (bir şeyinden) etmek
84	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şeye/bir yere) götürmek
85	Phrasals	take (some amount of money) for (something) v.	(bir şey) için (belirli bir miktar para) kabul etmek
86	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) götürmek
87	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi başkasıyla/başka bir şeyle) karıştırmak
88	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi başkası/başka bir şey) sanmak
89	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu sanmak/düşünmek
90	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi) bir şey sanmak
91	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek
92	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birinin/bir şeyin bir miktar parasını) dolandırmak
93	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi) kandırıp (bir miktar parasını) almak
94	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şeye/bir yere) götürmek
95	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şey) ısmarlamaya götürmek
96	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şey) yemeye götürmek
97	Phrasals	take (some amount of money) for (something) v.	(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek
98	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) tarafını tutmak
99	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) yana olmak
100	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
101	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak/desteklemek
Proverb
102	Proverb	every man for himself and the devil take the hindmost	her koyun kendi bacağından asılır
Colloquial
103	Colloquial	take someone for a ride v.	aldatmak
104	Colloquial	take someone for a ride v.	oyun oynamak
105	Colloquial	can't take something for much longer v.	bir şeye daha fazla dayanamamak
106	Colloquial	won't take no for an answer v.	hayırı cevap olarak kabul etmeyecek olmak
107	Colloquial	take it for a while expr.	bir süre sende kalsın
108	Colloquial	take some time for yourself expr.	kendine biraz zaman ayır
Idioms
109	Idioms	take for the kitchen v.	konuşmadan çekilmek veya sessiz kalmak
110	Idioms	not take no for an answer v.	hayırı cevap olarak kabul etmemek
111	Idioms	take someone to task for something v.	birini bir nedenle eleştirmek
112	Idioms	take for a drive v.	arabayla gezintiye çıkmak
113	Idioms	take someone for a ride v.	birin kaçırıp öldürmek
114	Idioms	take over for someone v.	birinin yerine geçmek
115	Idioms	take someone for dead v.	birisini ölmüş kabul etmek
116	Idioms	take for granted v.	bir şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünmek
117	Idioms	take someone for dead v.	birisini ölmüş sanmak
118	Idioms	take over for someone v.	birinden işi devralmak
119	Idioms	take someone for a ride v.	biriyle dalga geçmek
120	Idioms	take someone for a fool v.	birini aptal yerine koymak
121	Idioms	take it for granted v.	bir şeye kesin gözüyle bakmak
122	Idioms	take someone for an idiot v.	birini aptal yerine koymak
123	Idioms	take a bullet for someone v.	biri için kurşunun önüne atlamak
124	Idioms	take someone for dead v.	birisini öldü sanmak
125	Idioms	take a turn for the better v.	durumu iyiye gitmeye başlamak
126	Idioms	take for granted v.	çantada keklik saymak
127	Idioms	take for granted v.	cepte görmek
128	Idioms	take something for granted v.	doğru saymak
129	Idioms	take someone for granted v.	çantada keklik görmek
130	Idioms	take something for granted v.	doğru olarak kabul etmek
131	Idioms	take a turn for the worse v.	durumu kötüleşmek
132	Idioms	take for granted v.	değerini hafife almak
133	Idioms	take it for granted v.	değerini, kıymetini bilmemek
134	Idioms	take a turn for the better v.	dar boğazdan çıkmak
135	Idioms	take something for granted v.	duygusuna kapılmak
136	Idioms	not take anything for granted v.	her şeyin altında bir bit yeniği aramak
137	Idioms	not take anything for granted v.	her şeyi sorgulamak
138	Idioms	take one for the team v.	elini taşın altına sokmak
139	Idioms	take a turn for the better v.	iyiye gitmek
140	Idioms	take credit for something v.	iyi bir şeyi kendine mal etmek
141	Idioms	take something for granted v.	olmuş saymak
142	Idioms	take someone for dead v.	ölmüş saymak
143	Idioms	take for granted v.	kıymetini bilmemek
144	Idioms	take credit for something v.	kendine pay çıkarmak
145	Idioms	take credit for something v.	kendine yontmak
146	Idioms	take someone for dead v.	ölü saymak
147	Idioms	take a turn for the worse v.	kötüleşmeye başlamak
148	Idioms	take a turn for the worse v.	kötü olmaya başlamak
149	Idioms	take the rap (for something) v.	sorumluluğu/suçu üstlenmek
150	Idioms	take the blame (for doing something) v.	suçu/sorumluluğu üzerine almak
151	Idioms	not take no for an answer v.	reddedilmeyi kabul etmemek
152	Idioms	take a turn for the better v.	sıkıntıdan çıkmak
153	Idioms	take the fall for somebody v.	suçu üzerine almak
154	Idioms	take a turn for the better v.	toparlanmak
155	Idioms	take for a ride v.	tuzağa düşürmek
156	Idioms	take something for granted v.	zannına kapılmak
157	Idioms	take a collection up (from someone) (for something) v.	(bir şey için) (birilerinden) para toplamak
158	Idioms	take something for granted v.	varsaymak
159	Idioms	take a look for v.	(bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak
160	Idioms	take eggs for money v.	kendini kazıklatmak
161	Idioms	take eggs for money v.	birinin kendini kazıklamasına izin vermek
162	Idioms	take eggs for money v.	kendini suistimal ettirmek
163	Idioms	take eggs for money v.	birinin kendini suistimal etmesine/kandırmasına izin vermek
164	Idioms	take eggs for money v.	havasını almak
165	Idioms	take eggs for money v.	eli boş çıkmak
166	Idioms	take (something) for gospel v.	(bir şeyi) doğru saymak
167	Idioms	take (something) for gospel v.	(bir şeyi) doğru kabul etmek
168	Idioms	take (something) for gospel v.	(bir şeyi) mutlak/tereddütsüz doğru olarak kabul etmek
169	Idioms	take (something) for gospel v.	(bir şeyi) doğru olarak almak
170	Idioms	take (something) for gospel v.	(bir şeyi) sorgulamadan/itiraz etmeden doğru olarak kabul etmek
171	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) dolandırmak
172	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) kandırmak
173	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) tokatlamak
174	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birinin) parasını çarpmak
175	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) kafeslemek
176	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) söğüşlemek
177	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) üçkağıda getirmek
178	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) aldatmak
179	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) yanlış yola sevk etmek
180	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) yanıltmak
181	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) çarpmak
182	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birine) kazık atmak
183	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) oyuna getirmek
184	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birini) uyutmak
185	Idioms	take (one) for a sleigh ride v.	(birinin) gözünü boyamak
186	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini dolandırmak
187	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini kandırmak
188	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini tokatlamak
189	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birinin parasını çarpmak
190	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini kafeslemek
191	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini söğüşlemek
192	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini üçkağıda getirmek
193	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini aldatmak
194	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini yanlış yola sevk etmek
195	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini yanıltmak
196	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini çarpmak
197	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birine kazık atmak
198	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini oyuna getirmek
199	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birini uyutmak
200	Idioms	take someone for a sleigh ride v.	birinin gözünü boyamak
201	Idioms	take out a warrant for (someone) v.	(birinin) yakalanması için mahkeme emri çıkarmak
202	Idioms	take out a warrant for (someone) v.	(biri) hakkında yakalama emri çıkarmak
203	Idioms	take out a warrant for (someone) v.	(birinin) tutuklanması için mahkeme emri çıkarmak
204	Idioms	take out a warrant for (someone) v.	(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak
205	Idioms	take an eye for an eye v.	kısasa kısas yapmak
206	Idioms	take an eye for an eye v.	aynı şekilde intikam almak
207	Idioms	take an eye for an eye v.	göze göz dişe diş intikam almak
208	Idioms	take an eye for an eye v.	birinin yaptığının aynısını ona yaparak intikam almak
209	Idioms	not take anything for granted v.	her şeyden şüphelenmek
210	Idioms	take a collection up (from someone) (for someone or something) v.	(birinden biri/bir şey için) para toplamak
211	Idioms	take a collection up (from someone) (for someone or something) v.	(birinden biri/bir şey için) para almak
212	Idioms	take (the) flak (for something) v.	(bir şey için) sert eleştiri almak
213	Idioms	take (the) flak (for something) v.	(bir şey için) ağır biçimde eleştirilmek
214	Idioms	take (the) flak (for something) v.	(bir şeyden dolayı) eleştiri oklarının hedefi olmak
215	Idioms	get/take (the) flak (for something) v.	(bir şey için) ağır biçimde eleştirilmek
216	Idioms	get/take (the) flak (for something) v.	(bir konuda) eleştiri oklarının hedefi olmak
217	Idioms	get/take (the) flak (for something) v.	(bir konuda) yoğun eleştirilere maruz kalmak
218	Idioms	get/take (the) flak (for something) v.	(bir konuda) sert eleştiri almak
219	Idioms	take (one's) word for (something) v.	(birinin bir konuda) dediğini/söylediğini kabul etmek
220	Idioms	take (one's) word for (something) v.	(birinin bir konuda) sözüne itibar etmek/inanmak
221	Idioms	take (one's) word for (something) v.	(birinin bir konuda) sözüne güvenmek
222	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birini/bir şeyi) kanıksamak
223	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birinin/bir şeyin) kıymetini bilmemek
224	Idioms	take (someone or something) for granted v.	otomatik olarak (birinin/bir şeyin) belirli bir şekilde olduğunu düşünmek
225	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birine/bir şeye) kesin gözüyle bakmak
226	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birini/bir şeyi) çantada keklik saymak
227	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birinin/bir şeyin) değerini hafife almak
228	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birini/bir şeyi) cepte görmek
229	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birinin/bir şeyin) kıymetini bilmemek
230	Idioms	take (something) for (the) gospel truth v.	(bir şeyi) gerçek kabul etmek
231	Idioms	take (something) for (the) gospel truth v.	(bir şeye) tamamen inanmak
232	Idioms	take (something) for (the) gospel truth v.	(bir şeyi) kesinlikle doğru kabul etmek
233	Idioms	take (something) for (the) gospel truth v.	(bir şeyi) tereddütsüz doğru kabul etmek
234	Idioms	take (something) for a drive v.	(bir şeyle) gezintiye çıkmak
235	Idioms	take (something) for a drive v.	(bir araçla) kısa bir sürüşe çıkmak
236	Idioms	take (something) for a drive v.	(bir aracı) biraz sürmek
237	Idioms	take (something) for a ride v.	(bir şeyle) gezintiye çıkmak
238	Idioms	take (something) for a ride v.	(bir araçla) kısa bir sürüşe çıkmak
239	Idioms	take (something) for a ride v.	(bir aracı) biraz sürmek
240	Idioms	take (something) for a spin v.	(bir şeyle) gezintiye çıkmak
241	Idioms	take (something) for a spin v.	(bir araçla) kısa bir sürüşe çıkmak
242	Idioms	take (something) for a spin v.	(bir aracı) biraz sürmek
243	Idioms	take a collection up (for someone or something) v.	(biri/bir şey için) para/bağış toplamak
244	Idioms	take a look for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) aramak
245	Idioms	take a look for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bulmaya çalışmak
246	Idioms	take a look for (someone or something) v.	(biri/bir şey) için araştırma yapmak
247	Idioms	take a bullet (for someone) v.	(biri için) kurşunun önüne atlamak
248	Idioms	take a bullet (for someone) v.	(biri için) kendini feda etmek
249	Idioms	take a bullet (for someone) v.	(birini) korumak için kendini ateşe atmak
250	Idioms	take the bullet (for someone) v.	(biri için) kurşunun önüne atlamak
251	Idioms	take the bullet (for someone) v.	(biri için) kendini feda etmek
252	Idioms	take the bullet (for someone) v.	(birini) korumak için kendini ateşe atmak
253	Idioms	take credit for v.	kendine pay çıkarmak
254	Idioms	take credit for v.	kendine mal etmek
255	Idioms	take credit for v.	kendine yontmak
256	Idioms	take for dead v.	ölü saymak
257	Idioms	take for dead v.	ölmüş saymak
258	Idioms	take for dead v.	ölmüş kabul etmek
259	Idioms	take for dead v.	ölmüş/öldü sanmak
260	Idioms	take no for an answer v.	hayırı cevap olarak almak/kabul etmek
261	Idioms	take no for an answer v.	reddi kabul etmek
262	Idioms	take revenge against (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şeyin) intikamını/öcünü almak
263	Idioms	take revenge against (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak
264	Idioms	take revenge against (someone or something) for (something) v.	(birine/bir şeye bir şeyi) ödetmek
265	Idioms	take revenge for (something) v.	(bir şeyin) intikamını/öcünü almak
266	Idioms	take revenge for (something) v.	(bir şey) için intikam/öç almak
267	Idioms	take revenge for (something) v.	(bir şeyi) ödetmek
268	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şeyin) intikamını/öcünü almak
269	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) için intikam/öç almak
270	Idioms	take revenge on (someone or something) for (something) v.	(birine/bir şeye bir şeyi) ödetmek
271	Idioms	take the blame (for something) v.	(bir şeyin) suçunu kabul etmek/üstlenmek
272	Idioms	take the fall (for someone) v.	(birinin) suçunu üstlenmek
273	Idioms	take the fall (for someone) v.	(birinin) suçunu üzerine almak
274	Idioms	take the fall (for someone) v.	(birinin) suçunun cezasını çekmek
275	Idioms	take the hit (for someone) v.	(birinin) suçunu üstlenmek
276	Idioms	take the hit (for someone) v.	(birinin) suçunu üzerine almak
277	Idioms	take the hit (for someone) v.	(birinin) suçunun cezasını çekmek
278	Idioms	take the rap (for someone) v.	(birinin) suçunu üstlenmek
279	Idioms	take the rap (for someone) v.	(birinin) suçunu üzerine almak
280	Idioms	take the rap (for someone) v.	(birinin) suçunun cezasını çekmek
281	Idioms	take the shadow for the substance [dated] v.	gerçek olanla sahte olanı birbirine karıştırmak
282	Idioms	take the shadow for the substance [dated] v.	yanlış bir şeyi doğru olarak kabul etmek
283	Idioms	take the shadow for the substance [dated] v.	hayali gerçek sanmak
284	Idioms	take up the cudgels for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
285	Idioms	take up the cudgels for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak
286	Idioms	take up the cudgels for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklemek
287	Idioms	take up the cudgel for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
288	Idioms	take up the cudgel for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak
289	Idioms	take up the cudgel for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklemek
290	Idioms	take word for it v.	sözüne güvenmek
291	Idioms	take something for granted v.	doğru farz etmek
292	Idioms	take (someone or something) for granted v.	(birini/bir şeyi) varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek
293	Idioms	what do you take me for? expr.	beni ne zannediyorsun?
Speaking
294	Speaking	take a seat for a few minutes please interj.	birkaç dakika oturun lütfen
295	Speaking	you don't have to take my word for it expr.	benim sözüme güvenmek zorunda değilsin
296	Speaking	it's for the best that i take some time off expr.	bir süreliğine izin alsam çok iyi olacak
297	Speaking	what do you take me for? expr.	beni ne sanıyorsun?
298	Speaking	take your dog for a walk expr.	köpeğini gezdir
299	Speaking	take your dog for a walk expr.	köpeğini yürüyüşe çıkar
300	Speaking	take for granted expr.	oldu bil
301	Speaking	don't take his word for it expr.	onun sözüne güvenme
302	Speaking	don't take his word for it expr.	onun ipiyle kuyuya inme
303	Speaking	what do you take me for? expr.	sen beni ne sanıyorsun?
304	Speaking	take my word for it expr.	sözüme güven
305	Speaking	can I take you for a drink? expr.	seni bir şeyler içmeye götürebilir miyim?
Trade/Economic
306	Trade/Economic	take for granted v.	doğal karşılamak
Aeronautic
307	Aeronautic	cleared for take off n.	kalkış müsaadesi
Military
308	Military	trim for take-off feature n.	kalkış ayarı
309	Military	ready for take-off adj.	kalkış için hazır
310	Military	cleared for take-off expr.	kalkışa serbestsiniz
Slang
311	Slang	take one for the team v.	diğerleri/grup için fedakarlık yapmak
312	Slang	take the dog for a walk v.	işemek
313	Slang	take for a ride v.	söğüşlemek