Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
uğraşmak
Meanings of
"uğraşmak"
in English Turkish Dictionary : 100 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
uğraşmak
strive
v.
2
Common Usage
uğraşmak
labour
v.
3
Common Usage
uğraşmak
labor
v.
General
4
General
uğraşmak
mess around with
v.
5
General
uğraşmak
try hard
v.
6
General
uğraşmak
be occupied in doing
v.
7
General
uğraşmak
work
v.
8
General
uğraşmak
tussle
v.
9
General
uğraşmak
come at
v.
10
General
uğraşmak
struggle on
v.
11
General
uğraşmak
set to
v.
12
General
uğraşmak
contend
v.
13
General
uğraşmak
endeavor
v.
14
General
uğraşmak
go in for
v.
15
General
uğraşmak
struggle
v.
16
General
uğraşmak
labour
v.
17
General
uğraşmak
grapple
v.
18
General
uğraşmak
strive
v.
19
General
uğraşmak
exert
v.
20
General
uğraşmak
agonize
v.
21
General
uğraşmak
mess with
v.
22
General
uğraşmak
push
v.
23
General
uğraşmak
engage in
v.
24
General
uğraşmak
wrestle
v.
25
General
uğraşmak
haze
v.
26
General
uğraşmak
make an effort
v.
27
General
uğraşmak
attack
v.
28
General
uğraşmak
cope with
v.
29
General
uğraşmak
fight with
v.
30
General
uğraşmak
fag
v.
31
General
uğraşmak
monkey with
v.
32
General
uğraşmak
be at war with
v.
33
General
uğraşmak
attend to
v.
34
General
uğraşmak
moil
v.
35
General
uğraşmak
monkey around with
v.
36
General
uğraşmak
endeavour
v.
37
General
uğraşmak
tackle
v.
38
General
uğraşmak
be occupied with doing
v.
39
General
uğraşmak
toil
v.
40
General
uğraşmak
cope
v.
41
General
uğraşmak
tug
v.
42
General
uğraşmak
get at
v.
43
General
uğraşmak
work hard
v.
44
General
uğraşmak
bend over backwards
v.
45
General
uğraşmak
groove
v.
46
General
uğraşmak
work away
v.
47
General
uğraşmak
strive against
v.
48
General
uğraşmak
seek
v.
49
General
uğraşmak
fight
v.
50
General
uğraşmak
exert oneself
v.
51
General
uğraşmak
deal with
v.
52
General
uğraşmak
labor
v.
53
General
uğraşmak
try
v.
54
General
uğraşmak
do business
v.
55
General
uğraşmak
scramble
v.
56
General
uğraşmak
deal
v.
57
General
uğraşmak
agonise
v.
58
General
uğraşmak
exert one's self
v.
59
General
uğraşmak
entend [obsolete]
v.
60
General
uğraşmak
envie [obsolete]
v.
61
General
uğraşmak
wage [obsolete]
v.
62
General
uğraşmak
wrangle
v.
63
General
uğraşmak
hassle
v.
64
General
uğraşmak
have to do with
v.
65
General
uğraşmak
breast
v.
66
General
uğraşmak
bustle [obsolete]
v.
67
General
uğraşmak
dab
v.
68
General
uğraşmak
dabble
v.
69
General
uğraşmak
demean [obsolete]
v.
70
General
uğraşmak
oppose
v.
71
General
uğraşmak
oppugn
v.
72
General
uğraşmak
bandy (with) [obsolete]
v.
73
General
uğraşmak
dispute
v.
74
General
uğraşmak
fand
v.
75
General
uğraşmak
pingle [scotland]
v.
76
General
uğraşmak
plea
v.
77
General
uğraşmak
sauce [obsolete]
v.
78
General
uğraşmak
order
v.
79
General
uğraşmak
press
v.
80
General
uğraşmak
scraffle
v.
81
General
uğraşmak
scrattle [dialect] [uk]
v.
82
General
uğraşmak
scrawm [dialect] [uk]
v.
83
General
uğraşmak
stickle
v.
84
General
uğraşmak
stiver [dialect]
v.
85
General
uğraşmak
strike
v.
86
General
uğraşmak
plague
v.
Phrasals
87
Phrasals
uğraşmak
work at
v.
88
Phrasals
uğraşmak
go out
v.
Idioms
89
Idioms
uğraşmak
go for the doctor [australia]
v.
90
Idioms
uğraşmak
be at grips with
v.
Technical
91
Technical
uğraşmak
try
v.
Archaic
92
Archaic
uğraşmak
intreat
v.
93
Archaic
uğraşmak
meddle (with)
v.
94
Archaic
uğraşmak
chode
v.
95
Archaic
uğraşmak
row
v.
96
Archaic
uğraşmak
digladiate
v.
97
Archaic
uğraşmak
sprattle
v.
Slang
98
Slang
uğraşmak
front
v.
British Slang
99
British Slang
uğraşmak
give it some welly
v.
100
British Slang
uğraşmak
give it some rice
v.
Meanings of
"uğraşmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
ile uğraşmak
contend with
v.
2
General
gizlice uğraşmak
tamper
v.
3
General
önemsiz işlerle uğraşmak
piddle
v.
4
General
gereksiz ayrıntılarla uğraşmak
niggle
v.
5
General
çok uğraşmak
take pains
v.
6
General
etimolojiyle uğraşmak
etymologise
v.
7
General
çok uğraşmak
battle
v.
8
General
felsefe ile uğraşmak
philosophize
v.
9
General
ile uğraşmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar)
niggle over
v.
10
General
çiçeklerle uğraşmak
garden
v.
11
General
böcek bilimiyle uğraşmak
entomologize
v.
12
General
ile uğraşmak
be involved in
v.
13
General
ile uğraşmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar)
niggle about
v.
14
General
uğraşmak (biriyle)
take on
v.
15
General
abesle uğraşmak
waste one's time
v.
16
General
abesle uğraşmak
fool around
v.
17
General
tamiriyle uğraşmak
work on
v.
18
General
kaldırmaya uğraşmak
heave
v.
19
General
ile amatörce uğraşmak
dabble in
v.
20
General
kökenbilimle uğraşmak
etymologise
v.
21
General
dilin köklerini araştıran bilimle uğraşmak
etymologise
v.
22
General
bir şeyle uğraşmak
cope with
v.
23
General
ile uğraşmak
confront
v.
24
General
bahçe işiyle uğraşmak
garden
v.
25
General
(biriyle) uğraşmak
take on
v.
26
General
inatla uğraşmak
threap
v.
27
General
ile uğraşmak
engage in
v.
28
General
çiftçilikle uğraşmak
be busy with farming
v.
29
General
çiftçilikle uğraşmak
be engaged in farming
v.
30
General
boşa uğraşmak
push on a rope
v.
31
General
boşa uğraşmak
run in circles
v.
32
General
boşa uğraşmak
go around in circles
v.
33
General
boşa uğraşmak
run around in circles
v.
34
General
sorun yaratan birisiyle uğraşmak
sort someone out
v.
35
General
boşa uğraşmak
waste one's time and effort
v.
36
General
boşa uğraşmak
flog a dead horse
v.
37
General
fazla uğraşmak
strive hard
v.
38
General
fazla uğraşmak
strive mightily
v.
39
General
fazla uğraşmak
exert oneself
v.
40
General
asıl yapılması gereken şeyi ihmal edip başka şeylerle uğraşmak
side-track
v.
41
General
-in yapımıyla uğraşmak
work on
v.
42
General
ile uğraşmak
get to grips with
v.
43
General
amatörce uğraşmak
dabble
v.
44
General
ufak tefek işlerle uğraşmak
potter about
v.
45
General
tarımla uğraşmak
do agriculture
v.
46
General
tarımla uğraşmak
be engaged in farming
v.
47
General
tarımla uğraşmak
be engaged in agriculture
v.
48
General
çok uğraşmak
try so hard
v.
49
General
felsefe ile uğraşmak
philosophise
v.
50
General
bürokrasiyle uğraşmak
push paper
v.
51
General
boşuna uğraşmak
beat the air
v.
52
General
dilin köklerini araştıran bilimle uğraşmak
etymologize
v.
53
General
kökenbilimle uğraşmak
etymologize
v.
54
General
etimolojiyle uğraşmak
etymologize
v.
55
General
böcek bilimiyle uğraşmak
entomologise
v.
56
General
biriyle uğraşmak
annoy
v.
57
General
aşırı ilgili olmak/uğraşmak
be into
v.
58
General
ince ince uğraşmak
labor
v.
59
General
ince ince uğraşmak
labour
v.
60
General
inatla uğraşmak
threep
v.
61
General
bir problemle uğraşmak
deal with a problem
v.
62
General
hobi olarak uğraşmak
toy
v.
63
General
bir şeyle uğraşmak
twiddle
v.
64
General
kıyıya vuran enkazı toplama işiyle uğraşmak
beachcomb
v.
65
General
ile uğraşmak
make [dialect] [uk]
v.
66
General
devamlı uğraşmak
hammer
v.
67
General
kendi adına uğraşmak
help oneself
v.
68
General
tek bir işle uğraşmak
monotask
v.
69
General
(bir şeyle) hobi olarak uğraşmak
be unpaid
v.
70
General
amatörce uğraşmak
dip
v.
71
General
ile uğraşmak
graith [dialect] [uk]
v.
72
General
çıkarmaya uğraşmak
heave
v.
73
General
sık sık uğraşmak
run
v.
74
General
kesinleştirmek için uğraşmak
rush [canada] [us]
v.
75
General
destek için uğraşmak
infect
v.
76
General
önemsiz işlerle uğraşmak
peddle
v.
77
General
beraberce uğraşmak
coexert
v.
78
General
(ticaret veya meslek) ile uğraşmak
follow
v.
79
General
daha çok uğraşmak
outstrive
v.
80
General
bir şeyle coşkulu şekilde uğraşmak
plough into
v.
81
General
kendi doktrinine ikna etmeye uğraşmak
proselytise
v.
82
General
kendi doktrinine ikna etmeye uğraşmak
proselytize
v.
Phrasals
83
Phrasals
elde etmeye uğraşmak
grasp at
v.
84
Phrasals
tavlamaya uğraşmak
hit on
v.
85
Phrasals
ufak tefek işlerle oyalanmak/uğraşmak/vakit geçirmek
potter around
v.
86
Phrasals
oradan oraya taşımakla uğraşmak
galumph around
v.
87
Phrasals
amatörce uğraşmak
muddle around
v.
88
Phrasals
temizlemek/lekesini çıkarmak için çok/defalarca uğraşmak
beat (something) out of (someone or something)
v.
89
Phrasals
birisiyle uğraşmak
chide (one) for (something)
v.
90
Phrasals
birisiyle uğraşmak
chide someone for something
v.
91
Phrasals
(biriyle veya bir şeyle) uğraşmak
bother with (someone or something)
v.
92
Phrasals
(biriyle veya bir şeyle) uğraşmak
bother with someone or something
v.
93
Phrasals
bir sonuç elde etmek için uğraşmak
battle it out
v.
94
Phrasals
biriyle uğraşmak
push someone around
v.
95
Phrasals
biriyle uğraşmak
mess around with someone
v.
96
Phrasals
birisiyle uğraşmak
pick on
v.
97
Phrasals
biriyle uğraşmak
fiddle with someone
v.
98
Phrasals
biriyle uğraşmak
screw around with someone
v.
99
Phrasals
çok çalışmak/uğraşmak
toil over
v.
100
Phrasals
zorla tamamlamaya/bitirmeye uğraşmak
push on with something
v.
101
Phrasals
üzerinde çok uğraşmak
sweat over something
v.
102
Phrasals
(dik bir yere) tırmanmaya uğraşmak
toil up something
v.
103
Phrasals
biriyle uğraşmak
get down on someone
v.
104
Phrasals
boş işlerle uğraşmak
faff about [uk]
v.
105
Phrasals
faydasız işlerle uğraşmak
faff about [uk]
v.
106
Phrasals
boş işlerle uğraşmak
faff around [uk]
v.
107
Phrasals
faydasız işlerle uğraşmak
faff around [uk]
v.
108
Phrasals
(bir şeyin, kanunun, mevzuatın) geçmesi için uğraşmak
fight (something) through
v.
109
Phrasals
(bir şeyi, kanunu, mevzuatı) paldır küldür geçirmeye uğraşmak
fight (something) through
v.
110
Phrasals
(birinden/bir şeyden) bir şey elde etmeye uğraşmak
seek (something) from (someone or something)
v.
111
Phrasals
birinden/bir şeyden bir şey elde etmeye uğraşmak
seek something from someone or something
v.
112
Phrasals
çok uğraşmak
graft away
v.
113
Phrasals
(bir şey) yapmaya uğraşmak
endeavor to (do something)
v.
114
Phrasals
birini/bir şeyi birine/bir şeye yönlendirmek için uğraşmak
work someone or something to someone or something
v.
115
Phrasals
birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek için uğraşmak
work someone or something to someone or something
v.
116
Phrasals
birini/bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak için uğraşmak
work someone or something to someone or something
v.
117
Phrasals
(birini bir konuma/duruma) getirmek için uğraşmak/çabalamak
wrestle (someone) into (something)
v.
118
Phrasals
bir süreçten/durumdan geçirmeye uğraşmak
work through
v.
119
Phrasals
bir şeyin içinden geçirmeye uğraşmak/çalışmak
work through
v.
120
Phrasals
bir şeyi bir şeyin/yerin içinden geçirmeye uğraşmak
work something through (something)
v.
121
Phrasals
bir amaca ulaşmak için uğraşmak
work toward
v.
122
Phrasals
boş işlerle uğraşmak
pootle along [uk]
v.
123
Phrasals
önemsiz işlerle uğraşmak
pootle along [uk]
v.
124
Phrasals
amaçsız işlerle uğraşmak
pootle along [uk]
v.
125
Phrasals
bir şey için çabalamak/uğraşmak
aim for something
v.
126
Phrasals
bir şey için çabalamak/uğraşmak
aim at something
v.
127
Phrasals
bir şey için çabalamak/uğraşmak
aim for something
v.
128
Phrasals
bir şey için çabalamak/uğraşmak
aim at something
v.
129
Phrasals
bir şeyi elde etmek/kazanmak için uğraşmak
battle for something
v.
130
Phrasals
yoğun bir şekilde uğraşmak
battle out
v.
131
Phrasals
bir sonuç elde etmek için uğraşmak
battle something out
v.
132
Phrasals
(bir şeyin) düzgün çalışması için uğraşmak
battle with (something)
v.
133
Phrasals
bir şey için hırsla çalışmak/uğraşmak
buck for something
v.
134
Phrasals
bir konuda (biriyle) uğraşmak
chide for
v.
135
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak
contend with (something)
v.
136
Phrasals
bir sorunla uğraşmak
contend with a problem
v.
137
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) uğraşmak
cope with (someone or something)
v.
138
Phrasals
finansal hesaplarla uğraşmak
crunch (the) numbers
v.
139
Phrasals
çok uğraşmak/çabalamak
fall over
v.
140
Phrasals
bir şeyin (bir şeyden) geçmesi için uğraşmak
fight something through (something)
v.
141
Phrasals
paldır küldür geçirmeye uğraşmak
fight through
v.
142
Phrasals
geçmesi için uğraşmak
fight through
v.
143
Phrasals
biriyle/bir şeyle uğraşmak
fuss (around) with someone or something
v.
144
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak
fuss (around) with (something)
v.
145
Phrasals
(bir şeyi) elde etmek için uğraşmak
get after (something)
v.
146
Phrasals
bir şeyle uğraşmak
grapple with something
v.
147
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak
grapple with (something)
v.
148
Phrasals
(bir iş) üzerinde durmadan uğraşmak
hammer at (something)
v.
149
Phrasals
ile uğraşmak
hit with
v.
150
Phrasals
ile uğraşmak
hit with (something)
v.
151
Phrasals
(biriyle) uğraşmak
joke around with (one)
v.
152
Phrasals
çok uğraşmak
lay (oneself) out
v.
153
Phrasals
(biriyle) uğraşmak/cebelleşmek
pick at (one)
v.
154
Phrasals
(biriyle) uğraşmak/cebelleşmek
pick away at (one)
v.
155
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) uğraşmak
pick on (someone or something)
v.
156
Phrasals
(bir şeyin) olması için zorlamak/uğraşmak
push for (something)
v.
157
Phrasals
(bir yasayı, tasarıyı) geçirmeye uğraşmak
push through
v.
158
Phrasals
ile uğraşmak
screw around with
v.
159
Phrasals
(birini/bir şey) bulmak için uğraşmak
scrounge around (for someone or something)
v.
160
Phrasals
(bedava) bir şey bulmak için uğraşmak
scrounge around
v.
161
Phrasals
(birini/bir şey) bulmaya uğraşmak
search after (someone or something)
v.
162
Phrasals
(bir şeyi) elde etmek için uğraşmak/çabalamak
set after (something)
v.
163
Phrasals
(bir şey) üretmeye/başarmaya uğraşmak
strain after (something)
v.
164
Phrasals
çok uğraşmak/çabalamak
strain away
v.
165
Phrasals
(bir şeyi) engellemeye uğraşmak
strive against (something)
v.
166
Phrasals
(bir şey) için uğraşmak
strive for (something)
v.
167
Phrasals
(bir şey) için uğraşmak
strive toward (something)
v.
168
Phrasals
(bir şeye) çok çalışmak/uğraşmak
toil over (something)
v.
169
Phrasals
tırmanmaya uğraşmak
toil up
v.
170
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak
tussle with (someone)
v.
171
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak/uğraşıp durmak
work away (at something)
v.
172
Phrasals
(bir şeyin) yapımıyla uğraşmak
work on (something)
v.
173
Phrasals
(bir şeyi) çözmeye çalışmak/uğraşmak
wrestle with (something)
v.
174
Phrasals
(bir şeyle) uğraşmak
wrestle with (something)
v.
175
Phrasals
(iltifat) almak için uğraşmak
fish for
v.
Proverb
176
Proverb
bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır
better the devil you know
177
Proverb
bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır
better the devil you know (than the devil you don't)
178
Proverb
bildiğin/aşina olduğun bir şeyle uğraşmak bilmediğin bir şeyin riskine girmekten daha kolaydır
better the devil you know than the one you don't know
Colloquial
179
Colloquial
(bir şey) elde etmek/almak için çok uğraşmak/çalışmak
be out for (something)
v.
180
Colloquial
işin içinden çıkıncaya kadar bıktırma pahasına uğraşmak
flog to death
v.
181
Colloquial
işin içinden çıkıncaya kadar bıktırma pahasına uğraşmak
beat to death
v.
182
Colloquial
önemsiz işlerle uğraşmak
piddle
v.
183
Colloquial
biriyle uğraşmak
front
v.
184
Colloquial
bir şeylerle uğraşmak
do stuff
v.
185
Colloquial
ıvır zıvırla uğraşmak
do stuff
v.
186
Colloquial
ufak tefek işlerle uğraşmak
do stuff
v.
187
Colloquial
bazı işlerle uğraşmak
do stuff
v.
188
Colloquial
ciddi bir problemle uğraşmak
be put to it
v.
189
Colloquial
ciddi bir problemle uğraşmak
put to it
v.
190
Colloquial
(bir şeyi yapmak için) ölümüne uğraşmak
kill (oneself) (doing something)
v.
191
Colloquial
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak
kill yourself doing something
v.
192
Colloquial
bir şeyle uğraşmak
screw around
v.
193
Colloquial
ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill oneself
v.
194
Colloquial
(bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill (oneself) (doing something)
v.
195
Colloquial
bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill yourself doing something
v.
196
Colloquial
(biriyle) uğraşmak
have got it in for (someone)
v.
197
Colloquial
bir şey için uğraşmak
slug it out
v.
198
Colloquial
boş boş uğraşmak
beat off
v.
199
Colloquial
boş işlerle uğraşmak
beat off
v.
200
Colloquial
çok uğraşmak
be hard pushed
v.
201
Colloquial
bir şey yapmaya uğraşmak
be looking to do something
v.
202
Colloquial
bir şeyi yapmak/yapmamak için elinden geldiğince uğraşmak
as much as somebody can/could do (not) to do something
v.
203
Colloquial
bir şeyi yapmak için elinden geldiğince uğraşmak
as much as somebody can/could do to do something
v.
204
Colloquial
nafile uğraşmak
be chasing tail
v.
205
Colloquial
(bir şeyle) uğraşmak
be up to (something)
v.
206
Colloquial
çok uğraşmak
go at it
v.
207
Colloquial
(biriyle) uğraşmak
mess with (someone)
v.
208
Colloquial
(birini bir şeyle) uğraşmak zorunda bırakmamak
spare (one) (something)
v.
Idioms
209
Idioms
biriyle uğraşmak
pick on someone
v.
210
Idioms
(zor bir kişiyle) uğraşmak
take someone or something on
v.
211
Idioms
bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak
harp on one string
v.
212
Idioms
olmayacak şeylerle uğraşmak
boil the ocean
v.
213
Idioms
derinlemesine uğraşmak
be bound up in (something)
v.
214
Idioms
bir dünya işle uğraşmak
be up to ninety
v.
215
Idioms
bir dünya işle uğraşmak
be up to your ears in something
v.
216
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat (one's) brains out
v.
217
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat someone's brains out
v.
218
Idioms
boşu boşuna uğraşmak
beat the wind
v.
219
Idioms
var/olanca gücüyle uğraşmak
bend over backwards
v.
220
Idioms
hatırlamak için uğraşmak
wrack (one's) brain
v.
221
Idioms
hatırlamak için uğraşmak
wrack (one's) brains
v.
222
Idioms
hatırlamak için uğraşmak
rack one's brains
v.
223
Idioms
boşa/haybeye uğraşmak
wash a brick
v.
224
Idioms
o sorunla da/konuyla da sonra zamanı gelince uğraşmak
cross that bridge later
v.
225
Idioms
(bir şey olsun diye) uğraşmak
work it so (that) (something is the case)
v.
226
Idioms
(bir şey olsun diye) uğraşmak
work it/things (so that...)
v.
227
Idioms
(biriyle) uğraşmak
jerk (one's) chain
v.
228
Idioms
boşuna uğraşmak
chase (one's) tail
v.
229
Idioms
bir şeyle uğraşmak/oynamak
mess about with
v.
230
Idioms
biriyle dalga geçmek/uğraşmak
mess about with
v.
231
Idioms
bir şeyle uğraşmak/oynamak
monkey about with (someone or something)
v.
232
Idioms
aynı anda bir sürü değişik işle uğraşmak
have many irons in the fire
v.
233
Idioms
aynı anda bir sürü işle uğraşmak
have a finger in every pie
v.
234
Idioms
aynı anda pek çok işle uğraşmak
stretch oneself too thin
v.
235
Idioms
aynı anda pekçok işle uğraşmak
spread oneself too thin
v.
236
Idioms
azimle uğraşmak
hammer away at
v.
237
Idioms
bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
make hard work of something
v.
238
Idioms
bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
make hard work of something
v.
239
Idioms
boşa uğraşmak
knock one's head against the wall
v.
240
Idioms
birisiyle uğraşmak
keep on someone's back
v.
241
Idioms
birisiyle uğraşmak
yank somebody's chain
v.
242
Idioms
birisiyle uğraşmak
be on someone's back
v.
243
Idioms
biraz daha uğraşmak/çabalamak
go the extra mile
v.
244
Idioms
boşuna uğraşmak
bang one's head against a brick wall
v.
245
Idioms
büyük sorunları göz ardı edip ufak tefeklerle uğraşmak
strain at gnats and swallow camels
v.
246
Idioms
birisiyle uğraşmak
keep on someone's case
v.
247
Idioms
birisiyle uğraşmak
be on someone's case
v.
248
Idioms
birisiyle uğraşmak
get on someone's case
v.
249
Idioms
boşuna uğraşmak
run one's head against a brick wall
v.
250
Idioms
bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
make hard work of doing something
v.
251
Idioms
boşa uğraşmak
knock one's head against a brick wall
v.
252
Idioms
birisiyle uğraşmak
pull someone's chain
v.
253
Idioms
boşa uğraşmak
beat a dead horse
v.
254
Idioms
boşuna uğraşmak
run one's head against or into a brick wall
v.
255
Idioms
boşu boşuna uğraşmak
bay the moon
v.
256
Idioms
bir şeyle uğraşmak
hot on something
v.
257
Idioms
birisiyle uğraşmak
get on someone's back
v.
258
Idioms
biraz daha uğraşmak/çabalamak
walk the extra mile
v.
259
Idioms
birisiyle uğraşmak
pull somebody's chain
v.
260
Idioms
bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
make hard work of doing something
v.
261
Idioms
biriyle uğraşmak
fiddle with someone
v.
262
Idioms
birisiyle uğraşmak
get at someone
v.
263
Idioms
birine kafayı takmak ve onunla uğraşmak
get a hard on for someone
v.
264
Idioms
boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall
v.
265
Idioms
biriyle uğraşmak
screw someone around
v.
266
Idioms
bir defada birçok şeyle birden uğraşmak yerine, odaklanacak tek bir önemli konu seçmek
pick one's battles
v.
267
Idioms
çok uğraşmak
go to any lengths
v.
268
Idioms
çok uğraşmak
beat the bushes
v.
269
Idioms
çok uğraşmak
strain for an effect
v.
270
Idioms
çok uğraşmak
go at it hammer and tongs
v.
271
Idioms
çok uğraşmak
fall over oneself
v.
272
Idioms
çok uğraşmak
bust a blood vessel
v.
273
Idioms
çok uğraşmak
be at it hammer and tongs
v.
274
Idioms
çok uğraşmak
bend over backwards
v.
275
Idioms
çok uğraşmak
go to great lengths
v.
276
Idioms
çok uğraşmak
do absolutely anything
v.
277
Idioms
çok uğraşmak
go to any extreme
v.
278
Idioms
güç bir işle ciddi olarak uğraşmak
come to grips with
v.
279
Idioms
haybeye uğraşmak
be treading water
v.
280
Idioms
güç bir işle ciddi olarak uğraşmak
get to grips with
v.
281
Idioms
ile uğraşmak
engage in
v.
282
Idioms
olmadık işlerle uğraşmak
get up to
v.
283
Idioms
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak
can't call one's soul one's own
v.
284
Idioms
önemsiz işlerle uğraşmak
play second fiddle
v.
285
Idioms
nafile uğraşmak
spin one's wheels
v.
286
Idioms
sorunu çözmeye çalışmak/çözmek için uğraşmak
work the problem
v.
287
Idioms
tüm çabasıyla uğraşmak
put one's best foot forward
v.
288
Idioms
zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
take in stride
v.
289
Idioms
yemek pişirmekle uğraşmak
slave away over a hot stove
v.
290
Idioms
(birisi/birşey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak
hear the last of somebody/something
v.
291
Idioms
üzerinde çok uğraşmak/çabalamak
strain away (at something)
v.
292
Idioms
üzerinde çok uğraşmak
slave over something
v.
293
Idioms
zorluklarla sakin bir şekilde uğraşmak
take something in one's stride
v.
294
Idioms
boşuna uğraşmak
preach to deaf ears
v.
295
Idioms
ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
lay out the welcome mat (for somebody)
v.
296
Idioms
ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out the welcome mat (for somebody)
v.
297
Idioms
ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
roll out the welcome mat (for somebody)
v.
298
Idioms
beyhude bir işle uğraşmak
put a rope to the eye of a needle
v.
299
Idioms
boşuna uğraşmak
put a rope to the eye of a needle
v.
300
Idioms
biriyle uğraşmak
get in someone's face
v.
301
Idioms
acil durumlarla uğraşmak
fight fires
v.
302
Idioms
krizlerle uğraşmak
fight fires
v.
303
Idioms
acil durumlarla uğraşmak
put out a fire
v.
304
Idioms
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out a fire
v.
305
Idioms
acil durumlarla uğraşmak
put out the fire
v.
306
Idioms
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out the fire
v.
307
Idioms
var gücüyle çalışmak/uğraşmak
do (one's) damndest
v.
308
Idioms
boşuna uğraşmak
play a losing game
v.
309
Idioms
(bir iş) üzerinde durmadan uğraşmak
hammer away at (something)
v.
310
Idioms
zorlu bir işle uğraşmak
be in a spot of bother
v.
311
Idioms
bir şeyle uğraşmak
be in the middle of (something or some place)
v.
312
Idioms
(bir şeyle) uğraşmak
be in the throes of
v.
313
Idioms
bin türlü zorlukla uğraşmak
go through hell and high water [uk]
v.
314
Idioms
boşuna uğraşmak
shoe the goose
v.
315
Idioms
bir şeye ulaşmak için azimle uğraşmak
make a spoon or spoil a horn
v.
316
Idioms
olmayacak bir işle uğraşmak
seek a knot in a bulrush
v.
317
Idioms
ile uğraşmak
get lumbered with
v.
318
Idioms
doğrudan (birisi ya da bir şey) ile uğraşmak yerine üslerine yönelmek
go above (someone or something)
v.
319
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
juggle balls in the air
v.
320
Idioms
altından kalkamayacağı kadar çok şeyle uğraşmak
juggle balls in the air
v.
321
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
have too many balls in the air
v.
322
Idioms
altından kalkamayacağı kadar çok şeyle uğraşmak
have too many balls in the air
v.
323
Idioms
(bir şeyle kendisi) uğraşmak
take (something) into (one's) own hands
v.
324
Idioms
nafile/beyhude bir şeyle uğraşmak
wrestle with a pig
v.
325
Idioms
mücadeleyi seven/inatçı biriyle uğraşmak
wrestle with a pig
v.
326
Idioms
nafile/beyhude bir şeyle uğraşmak
milk the pigeon [obsolete]
v.
327
Idioms
boşuna uğraşmak
plow the sands
v.
328
Idioms
boşuna uğraşmak
plow water
v.
329
Idioms
boşuna uğraşmak
pour water on a duck's back
v.
330
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
have (an amount of) plates spinning
v.
331
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
keep (an amount of) plates spinning
v.
332
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
keep all the plates spinning
v.
333
Idioms
altından kalkamayacağı kadar çok şeyle uğraşmak
have (an amount of) plates spinning
v.
334
Idioms
altından kalkamayacağı kadar çok şeyle uğraşmak
keep (an amount of) plates spinning
v.
335
Idioms
altından kalkamayacağı kadar çok şeyle uğraşmak
keep all the plates spinning
v.
336
Idioms
boşuna uğraşmak
throw straws against the wind
v.
337
Idioms
(bir şeyi yapmak için) çok uğraşmak
go to great lengths (to do something)
v.
338
Idioms
ekstra uğraşmak
be at pains
v.
339
Idioms
ekstra uğraşmak
take pains
v.
340
Idioms
boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall
v.
341
Idioms
boşuna uğraşmak
knock your head against a brick wall
v.
342
Idioms
boşuna uğraşmak
bang (one's) head against a wall
v.
343
Idioms
boşuna uğraşmak
bang (one's) head into a brick wall
v.
344
Idioms
boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall
v.
345
Idioms
(biriyle) uğraşmak
be at (one) hammer and tongs
v.
346
Idioms
boşuna uğraşmak
be banging your head against a brick wall [uk]
v.
347
Idioms
boşuna uğraşmak
be banging your head against a wall [us]
v.
348
Idioms
boşuna uğraşmak
be barking up the wrong tree
v.
349
Idioms
boş yere uğraşmak
be barking up the wrong tree
v.
350
Idioms
çok uğraşmak
be beating the bushes [us]
v.
351
Idioms
canla başla çalışmak/uğraşmak
be beating the bushes [us]
v.
352
Idioms
nafile uğraşmak
be chasing (one's) (own) tail
v.
353
Idioms
nafile uğraşmak
be chasing your tail
v.
354
Idioms
nafile uğraşmak
be chasing your own tail
v.
355
Idioms
olmayacak bir şey için uğraşmak
be fighting a losing battle
v.
356
Idioms
boşuna uğraşmak
be fighting a losing battle
v.
357
Idioms
nafile uğraşmak
be fighting a losing battle
v.
358
Idioms
başarılı olma şansı pek olmayan bir şey için uğraşmak
be fighting a losing battle
v.
359
Idioms
bir şeyle/bir şey yapmakla uğraşmak
be in the middle of something/of doing something
v.
360
Idioms
boşuna uğraşmak
be like rearranging (the) deckchairs on the titanic
v.
361
Idioms
(biriyle) uğraşmak
be on (one's) case
v.
362
Idioms
çok uğraşmak
be working overtime
v.
363
Idioms
boşuna uğraşmak
beat (one's) head against a stone wall
v.
364
Idioms
boşuna uğraşmak
beat (one's) head against a wall
v.
365
Idioms
boşuna uğraşmak
beat (one's) head against the wall
v.
366
Idioms
boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall
v.
367
Idioms
boşuna uğraşmak
bang one's head against a brick wall
v.
368
Idioms
boşuna uğraşmak
beat head against the wall
v.
369
Idioms
boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall
v.
370
Idioms
(birini/bir şey) bulmak için çok uğraşmak
beat the bushes (for someone or something)
v.
371
Idioms
bulmak için çok uğraşmak
beat the bushes for
v.
372
Idioms
(biri için bir şey yapmak uğruna) uğraşmak
bend over backwards (to do something) (for someone)
v.
373
Idioms
bir şey yapmak için uğraşmak
bend over backwards to do something
v.
374
Idioms
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak
can't call soul own
v.
375
Idioms
boşuna uğraşmak
chase your tail
v.
376
Idioms
boşuna uğraşmak
chase your (own) tail
v.
377
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross a bridge when one comes to it
v.
378
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross abridge when you come to it
v.
379
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross your bridges when you come to them
v.
380
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross that bridge when (one) comes to it
v.
381
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross that bridge when (one) gets there
v.
382
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross that bridge when (one) gets to it
v.
383
Idioms
sorunlarla ancak ortaya çıktığında uğraşmak
cross that bridge when one comes to it
v.
384
Idioms
yapmaya uğraşmak
endeavor to do
v.
385
Idioms
(biri/bir şey için) fazlasıyla uğraşmak/çabalamak
go the extra mile (for somebody/something)
v.
386
Idioms
çok uğraşmak/çabalamak
fall over backward
v.
387
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak/çabalamak
fall over backwards (to do something)
v.
388
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak/çabalamak
bend over backwards (to do something)
v.
389
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak/çabalamak
lean over backwards (to do something)
v.
390
Idioms
çıkmaya uğraşmak
fight (one's) way out
v.
391
Idioms
dişinle tırnağınla savaş vermek/uğraşmak
sink your teeth into
v.
392
Idioms
bir şey için dişinle tırnağınla savaş vermek/uğraşmak
get your teeth into something
v.
393
Idioms
bir şey için dişinle tırnağınla savaş vermek/uğraşmak
sink your teeth into something
v.
394
Idioms
(bir şeye) canla başla uğraşmak
give (one's) mind to (something)
v.
395
Idioms
(bir şey için) canla başla uğraşmak/çabalamak
give (something) (one's) all
v.
396
Idioms
(bir şey için) canla başla uğraşmak/çabalamak
give (something) (one's) best shot
v.
397
Idioms
canla başla uğraşmak/çabalamak
give best shot
v.
398
Idioms
bir şeye canla başla uğraşmak/çabalamak
give something your best shot
v.
399
Idioms
olmayacak bir şeyle uğraşmak
go down a blind alley
v.
400
Idioms
en iyisi olmak için uğraşmak
go for (the) gold
v.
401
Idioms
gidip kendi küçük işleriyle uğraşmak
go pound salt
v.
402
Idioms
gidip kendi küçük işleriyle uğraşmak
go pound sand
v.
403
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak
go to any lengths to (do something)
v.
404
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak
go to any length to (do something)
v.
405
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak
go to any greats to (do something)
v.
406
Idioms
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak
go to any great to (do something)
v.
407
Idioms
(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak
have a hard-on for (someone or something)
v.
408
Idioms
birine kafayı takmak ve onunla uğraşmak
have a hard-on for someone
v.
409
Idioms
(biriyle) uğraşmak
have got it in for (one)
v.
410
Idioms
(birisi/bir şey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak
hear the end/the last of somebody/something
v.
411
Idioms
(birisi/bir şey ile yeniden) uğraşmak zorunda/durumunda kalmamak
see the end/the last of somebody/something
v.
412
Idioms
aynı anda (birden çok) şeyle uğraşmak
keep (an amount of) balls in the air
v.
413
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
keep balls in the air
v.
414
Idioms
aynı anda birden çok şeyle uğraşmak
juggle balls in the air
v.
415
Idioms
boşa uğraşmak
knock one's head against a wall
v.
416
Idioms
boşa uğraşmak
knock one's head against the wall
v.
417
Idioms
boşa uğraşmak
knock head against a brick wall
v.
418
Idioms
(ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
lay out the welcome mat (for somebody) [us]
v.
419
Idioms
(ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
put out the welcome mat (for somebody) [us]
v.
420
Idioms
(ziyaretçilerin/misafirlerin) kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
roll out the welcome mat (for somebody) [us]
v.
421
Idioms
(bir şey yapmaya) uğraşmak
make an effort (to do something)
v.
422
Idioms
boşuna uğraşmak
nail jell-o to a cross
v.
423
Idioms
boşuna uğraşmak
nail jell-o to a tree
v.
424
Idioms
boşuna uğraşmak
nail jell-o to the wall
v.
425
Idioms
uğraşmaya değecek şeylerle uğraşmak
pick (one's) battle
v.
426
Idioms
uğraşmaya değecek şeylerle uğraşmak
pick (one's) battles
v.
427
Idioms
(biriyle) uğraşmak
pull (one's) chain
v.
428
Idioms
tüm çabasıyla uğraşmak
put best foot forward
v.
429
Idioms
acil durumlarla uğraşmak
put out fires
v.
430
Idioms
krizlerle uğraşmak
put out fires
v.
431
Idioms
kısa ömürlü ve yarar getirmeyecek bir işle uğraşmak
rearrange (the) deckchairs on the titanic [uk/australia]
v.
432
Idioms
boşuna uğraşmak
rearrange (the) deckchairs on the titanic [uk/australia]
v.
433
Idioms
hiçbir fayda sağlamayacak/hiçbir sonuca varmayacak bir işle uğraşmak
rearrange (the) deckchairs on the titanic [uk/australia]
v.
434
Idioms
boşuna uğraşmak
run (one's) head against a stone wall
v.
435
Idioms
boşuna uğraşmak
run (one's) head into a stone wall
v.
436
Idioms
yemek pişirmekle uğraşmak
slave over a hot stove
v.
437
Idioms
nafile uğraşmak
spin your wheels [us]
v.
438
Idioms
aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread (oneself) thin
v.
439
Idioms
aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread thin
v.
440
Idioms
aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread too thin
v.
441
Idioms
aynı anda pek çok işle uğraşmak
spread yourself too thin
v.
442
Idioms
çok çabalamak/uğraşmak
strain every nerve and muscle
v.
443
Idioms
tüm gücüyle uğraşmak/çabalamak
strain every nerve and muscle
v.
444
Idioms
(bir şey) için çok uğraşmak
take (great) pains over (something)
v.
445
Idioms
(bir şey) için çok uğraşmak
take (great) pains with (something)
v.
446
Idioms
kendisi uğraşmak
take into one's own hands
v.
447
Idioms
ile uğraşmak
try a fall with
v.
448
Idioms
amacına ulaşmak için uğraşmak
work an angle
v.
449
Idioms
aynı anda birden fazla iş ile uğraşmak
spread oneself thin
v.
450
Idioms
(bu iş için) biraz uğraşmak gerekecek/gerekiyor
it will take some doing
expr.
Speaking
451
Speaking
bununla uğraşmak istemiyorum
I don't want to deal with it
expr.
Trade/Economic
452
Trade/Economic
gereksiz şeylerle uğraşmak
boondoggle
v.
453
Trade/Economic
ticaretle uğraşmak
engage in trade
v.
454
Trade/Economic
toptancılıkla uğraşmak
wholesale
v.
Law
455
Law
bir dava için uğraşmak
investigate a case
v.
Politics
456
Politics
siyasetle uğraşmak
be engaged in politics
v.
457
Politics
politika ile uğraşmak
be active in politics
v.
458
Politics
siyaset ile uğraşmak
be active in politics
v.
459
Politics
politikayla uğraşmak
be engaged in politics
v.
Technical
460
Technical
pirogravürle uğraşmak
pyrograph
v.
Marine
461
Marine
adaletsiz bir biçimde uğraşmak
horse
v.
Literature
462
Literature
şiir yazımı ile uğraşmak
verse
v.
Geology
463
Geology
jeoloji ile uğraşmak
geologise
v.
464
Geology
jeoloji ile uğraşmak
geologize
v.
Sport
465
Sport
aerobik ile uğraşmak
aerobicize
v.
466
Sport
dağcılıkla uğraşmak
climb
v.
Music
467
Music
müzikle uğraşmak
music
v.
Abbreviation
468
Abbreviation
hiç uğraşmak istememek
cba (can't be arsed)
v.
Slang
469
Slang
birisiyle uğraşmak
jerk someone's chain
v.
470
Slang
önemsiz işlerle uğraşmak
blow off
v.
471
Slang
birisiyle uğraşmak
yank someone's chain
v.
472
Slang
biriyle uğraşmak
yank someone's chain
v.
473
Slang
(biriyle) uğraşmak
yank (one's) crank
v.
474
Slang
boş/saçma işlerle uğraşmak
fart off
v.
475
Slang
boş işlerle uğraşmak
fiddle-fart
v.
476
Slang
faydasız işlerle uğraşmak
fiddle-fart
v.
477
Slang
boşuna uğraşmak/vakit harcamak
monkey-fart with (something)
v.
478
Slang
beceriksizce uğraşmak
monkey-fart with (something)
v.
479
Slang
boş işlerle uğraşmak
monkey-fart
v.
480
Slang
faydasız işlerle uğraşmak
monkey-fart
v.
481
Slang
boş işlerle uğraşmak
fiddle-fart
v.
482
Slang
faydasız işlerle uğraşmak
fiddle-fart
v.
483
Slang
boş işlerle uğraşmak
fiddle-fart
v.
484
Slang
(amaçsız işlerle/şeylerle) uğraşmak/zaman harcamak
futz with (something)
v.
485
Slang
(boş boş şeylerle) uğraşmak
futz with (something)
v.
486
Slang
boş işlerle uğraşmak
wank off [uk]
v.
487
Slang
aptalca işlerle uğraşmak
wank off [uk]
v.
488
Slang
boş işlerle uğraşmak
jack off
v.
489
Slang
boş işlerle uğraşmak
jag off
v.
490
Slang
boş işlerle uğraşmak
jerk off
v.
491
Slang
boş işlerle uğraşmak
whank off
v.
492
Slang
(bir şeyle) uğraşmak
phutz with (something)
v.
493
Slang
boşuna uğraşmak
piss up a rope
v.
494
Slang
olmayacak bir şey için uğraşmak
piss up a rope
v.
495
Slang
çok uğraşmak
bust (one's) gut
v.
496
Slang
çok uğraşmak
bust (one's) stones
v.
497
Slang
(bir şey yapmak için) çok uğraşmak
bust a gut (to do something)
v.
498
Slang
bir şey yapmak için çok uğraşmak
bust ass to do something
v.
499
Slang
çok uğraşmak
bust butt
v.
500
Slang
bir şey yapmak için çok uğraşmak
bust butt to do something
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of uğraşmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy