uyarıcı - Turkish English Dictionary
History

uyarıcı



Meanings of "uyarıcı" in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

Turkish English
Common Usage
uyarıcı stimulant adj.
General
uyarıcı stimulus n.
uyarıcı upper n.
uyarıcı up n.
uyarıcı energiser n.
uyarıcı speed n.
uyarıcı reviver n.
uyarıcı exciter n.
uyarıcı alerter n.
uyarıcı actuator n.
uyarıcı warning assembly n.
uyarıcı energizer n.
uyarıcı beacon n.
uyarıcı excitive n.
uyarıcı monitor n.
uyarıcı invitation n.
uyarıcı excitatory adj.
uyarıcı stimulative adj.
uyarıcı warning adj.
uyarıcı exciting adj.
uyarıcı stimulating adj.
uyarıcı admonitory adj.
uyarıcı cautionary adj.
uyarıcı premonitory adj.
uyarıcı stimulatory adj.
uyarıcı adhortatory adj.
uyarıcı admonitive adj.
uyarıcı admonitorial adj.
uyarıcı admonishing adj.
uyarıcı telltale adj.
uyarıcı excitant adj.
uyarıcı excitative adj.
uyarıcı excitatory adj.
uyarıcı excitive adj.
uyarıcı happening adj.
uyarıcı high-seasoned adj.
uyarıcı hypodermic adj.
uyarıcı galvanic adj.
uyarıcı incitant adj.
uyarıcı incitative adj.
uyarıcı inspiring adj.
uyarıcı irritatory adj.
uyarıcı premonitive adj.
uyarıcı exc (exciter) abrev.
Electric
uyarıcı exciter n.
uyarıcı exciting adj.
Mechanic
uyarıcı actuator n.
Physiology
uyarıcı excito-motory adj.
uyarıcı mammogenic adj.
Pharmaceutics
uyarıcı analeptic adj.
Food Engineering
uyarıcı stimulant n.
Biochemistry
uyarıcı stimulator n.
Marine Biology
uyarıcı inducer n.
Archaic
uyarıcı invitement n.

Meanings of "uyarıcı" with other terms in English Turkish Dictionary : 201 result(s)

Turkish English
Common Usage
uyarıcı ilaç stimulant n.
General
uyarıcı madde cordial n.
uyarıcı sinir excitor n.
uyarıcı etki tonic n.
uyarıcı lamba optical sound lamp n.
uyarıcı/uyaran mesaj/duyuru advisory message n.
uyarıcı bir madde (banyo tuzları olarak da bilinir) cathinone n.
olması muhtemel bir şeye ilişkin uyarıcı nitelikte tavsiye word of advice n.
uyarıcı hikaye cautionary tale n.
uyarıcı ses hunt's-up n.
uyarıcı çağrı hunt's-up n.
uyarıcı madde incitative n.
vücuda giren uyarıcı input n.
gerçekleri uyarıcı ve açıklayıcı bilgilerle kombine eden eğitim tekniği interpretation n.
uyarıcı madde fillip n.
uyarıcı gösterge scent n.
uyarıcı madde stimulative n.
uyarıcı vermek dope v.
uyarıcı vermek hop up v.
uyarıcı vermek hop v.
uyarıcı olmayan nonstimulating adj.
cinsel olarak uyarıcı olmayan unerotic adj.
uyarıcı olmayan unexciting adj.
cinsel olarak uyarıcı olmayan unsexy adj.
uyarıcı özellikleri olmayan monochrome adj.
uyarıcı uygulama sonrasına ait poststimulus adj.
uyarıcı uygulama sonrası ile ilgili poststimulus adj.
uyarıcı uygulama sonrası gerçekleşen poststimulus adj.
uyarıcı bir şekilde warningly adv.
uyarıcı halde admonitorily adv.
uyarıcı bir şekilde stimulatingly adv.
uyarıcı bir şekilde monitorially adv.
Colloquial
amfetamin gibi uyarıcılara benzer fiziksel ve psikolojik etkileri olan öforik bir uyarıcı flakka n.
amfetamin gibi uyarıcılara benzer fiziksel ve psikolojik etkileri olan öforik bir uyarıcı gravel n.
yoğun keyif/zevk (özellikle uyuşturucu vs gibi uyarıcı maddelerin yarattığı etki sonucunda) rush n.
uyarıcı şey pepper-upper n.
keyif veren/uyarıcı uyuşturucular amped-up adj.
Idioms
uyarıcı ilaçların etkisinde olmak be (down) on (one's) uppers v.
uyarıcı ilaç almış olmak be (down) on (one's) uppers v.
Trade/Economic
hisse senedi ve tahvilat ihracı için yayınlanan uyarıcı prospektüs red-herring prospectus n.
uyarıcı göstergeler leading indicators n.
Law
uyuşturucu ve uyarıcı maddeler narcotic drugs and psychotropic substances n.
Politics
uyarıcı önlem stimulus measure n.
Technical
alıcı uyarıcı receiver exciter n.
kılavuz uyarıcı pilot exciter n.
otomatik uç uyarıcı mübadele sistemi automatic end effector exchange system n.
sesli uyarıcı audible warning signal n.
sesli uyarıcı buzzer n.
uyarıcı foton enerjisi incident photon energy n.
uyarıcı foton incident photon n.
uyarıcı lamba exciter lamp n.
uyarıcı lamba optical sound lamp n.
uyarıcı durma hoot stop n.
sülfürik asit gibi uyarıcı bir sıvının içine konmuş karbon ve çinkodan oluşan galvanik pil graphite battery n.
Computer
devam uyarıcı dipnot cont notice n.
uyarıcı durma hoot stop n.
Informatics
uyarıcı saat alarm clock n.
Electric
bazı pil veya bataryalarda kullanılan uyarıcı ve depolarize bir asit çözeltisi electropoion n.
hücre veya hücrelerden uyarıcı sıvı akması ile sabit tutulan pil flowing battery n.
Textile
floresan renkli veya reflektörlü uyarıcı/dikkat çekici dış giysi high visibility warning clothing n.
Automotive
uyarıcı halka pulse ring n.
Medical
cinsiyet bezlerini uyarıcı hormon gonadotrophin n.
cinsiyet bezlerini uyarıcı hormon gonadotropin n.
folikül uyarıcı hormon fsh (follicle stimulating hormone) n.
granülosit koloni uyarıcı faktör granulocyte colony stimulating factor n.
granülosit-koloni uyarıcı faktör g-csf (granulocyte-colony stimulating factor) n.
granülosit makrofaj-koloni uyarıcı faktör gm-csf (granulocyte macrophage-colony stimulating factor) n.
koloni uyarıcı büyüme faktörü colony-stimulating growth factor n.
melanosit uyarıcı hormon melanocyte stimulathormone n.
saç gelişmesini uyarıcı herhangi bir madde trichogen n.
rekombinan insan granulosit koloni uyarıcı faktör recombinant human granulocyte colony stimulating factor n.
sindirim uyarıcı digestive stimulant n.
tiroid uyarıcı hormonu thyroid stimulating hormone n.
tiroid uyarıcı hormon tsh (thyroid stimulating hormone) n.
uyarıcı ışın demeti excitant beam n.
uyarıcı hormon stimulating hormone n.
uyarıcı ışık excitant light n.
uyarıcı lezyon stimulating lesion n.
uyarıcı madde stimulant n.
uyarıcı etkene karşı dokularda kalsiyum birikimi sonucu oluşan aşırı duyarlılık calciphylaxis n.
eteri uyarıcı veya uyuşturucu olarak kullanan kimse etherist n.
heterolog uyarıcı heterologous stimulus n.
bağışıklık uyarıcı madde immunogen n.
bağışıklık uyarıcı ilaç immunostimulant n.
bağışıklık uyarıcı besin immunostimulant n.
granülosit koloni uyarıcı faktörün nötropeni tedavisinde kullanılan rekombinant formu filgrastim n.
Psychology
ortadan kaldırıldığında davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcı negative reinforcer n.
ortadan kaldırıldığında davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcı negative reinforcing stimulus n.
olumsuz uyarıcı negative stimulus n.
istenmeyen etkiler yaratan uyarıcı negative stimulus n.
alt algısal uyarıcı subliminal stimulus n.
ayırdedici uyarıcı discriminative stimulus n.
bir uyarıcı algılanmadan önceki hazırlık durumu preperception n.
erken uyarıcı belirti early warning sign n.
iştah uyandıran uyarıcı appetitive stimulus n.
kaçınmalı uyarıcı aversive stimuli n.
nötr uyarıcı neutral stimulus n.
öncelikli uyarıcı prepotent stimulus n.
özgül uyarıcı specific excitant n.
ön uyarıcı antecedent stimulus n.
saldırgan uyarıcı aggressive stimulus n.
son uyarıcı terminal stimulus n.
şartlı uyarıcı conditioned stimulus n.
şizofreninin erken uyarıcı belirtileri early warning signs of schizophrenia n.
şartsız uyarıcı unconditioned stimulus n.
standart uyarıcı standard stimulus n.
tiroid uyarıcı hormon thyroid stimulatitng hormone n.
uyarıcı-motor excito-motory n.
uyarıcı postsinaptik potansiyel excitatory postsynaptic potential n.
uyarıcı sinaps excitatory synapse n.
uyarıcı ilaç tedavisi stimulant medication n.
uyarıcı-hareket excito-motion n.
uyarıcı-organizma-tepki stimulus-organism-response n.
uyarıcı genelleştirme eğimi gradient of stimulus generalization n.
uyarıcı salgı excito-secretory n.
uyarıcı kontrolü stimulus control n.
uyarıcı potansiyel excitatory potential n.
uyarıcı eğimi excitatory gradient n.
uyarıcı genelleştirme stimulus generalization n.
yapısallaşmış uyarıcı structured stimulus n.
yakın uyarıcı proximal stimuli n.
yumurtalık uyarıcı hormon follicle stimulating hormone n.
hoşa gitmeyen uyarıcı aversive stimulus n.
rahatsız edici uyarıcı aversive stimulus n.
olumsuz uyarıcı aversive stimulus n.
uyarıcı ile tepki arasında geçen zaman latent time n.
(fizyolojide) uyarıcı ile tepki arasında geçen zaman latent time n.
öznel deneyimin uyarıcı şiddeti ile orantılı arttığını öne süren bir kavram weber-fechner law n.
iki veya daha fazla uyarıcı arasında fark bulunup bulunmadığı üzerine verilen hüküm comparative judgment n.
kendini uyarıcı davranış self-stimulatory behavior n.
uyarıcı-davranış ilişkisi s-r connection n.
kendini uyarıcı davranış stim n.
Physiology
bir uyarıcı-motor siniri reflex nerve n.
tiroid uyarıcı hormon thyrotrophic hormone n.
tiroid uyarıcı hormon thyrotropin n.
tiroid uyarıcı hormon thyrotropic hormone n.
tiroid uyarıcı hormon thyrotrophin n.
tiroid uyarıcı hormon thyrotrophin n.
uyarıcı hareket excito-motor n.
uyarıcı motor excito-motor n.
beslenmeyi uyarıcı excito-nutrient n.
hipofiz bezinden salgılanan eşey organlarını uyarıcı hormonlar gonadotrophins n.
ön hipofiz bezine eşey organlarını uyarıcı hormonları salgılatan bir hormon luteinizing hormone-releasing factor n.
melanosit uyarıcı hormon intermedin n.
tiroid uyarıcı hormondan thyrotropic adj.
tiroid uyarıcı hormonla ilgili thyrotropic adj.
hareket uyarıcı motorial adj.
hareket uyarıcı motory adj.
Pathology
uyarıcı ajan incitant n.
Pharmaceutics
uyarıcı olarak kullanılan kurutulmuş cedvar köksapı cetewale [curcuma zedoaria] n.
nikotinik asitten elde edilen uyarıcı bir madde nikethamide n.
nikotinik asitten elde edilen uyarıcı bir madde nicotinic acid diethylamide n.
kargabüken ağacının tohumundan üretilen, önceden kalp uyarıcı olarak kullanılan ilaç nux vomica n.
efedra bitkisinden elde edilen ve ilaç yapımında kullanılan uyarıcı bir ot ephedra n.
uyarıcı ilaç excitant n.
uyarıcı ilaç stimulant drug n.
türkler tarafından yaygın olarak kullanılan, afyon içeren bir uyarıcı madde maslach n.
narkolepsi tedavisinde kullanılan uyarıcı bir ilaç modafinil n.
Food Engineering
uyarıcı etki stimulant n.
Gastronomy
uyarıcı olmayan bland adj.
Chemistry
uyarıcı amino asit excitatory amino acid n.
halüsinojenik ve uyarıcı özellikleri olan bir amfetamin türevi methylene dioxyamphetamine n.
halüsinojenik ve uyarıcı özellikleri olan bir amfetamin türevi mda (methylene dioxyamphetamine) abrev.
melanosit uyarıcı hormon msh (melanocyte-stimulating hormone) abrev.
Biology
dış uyarıcı external stimulus n.
tiroid uyarıcı hormon thyroid-stimulating hormone n.
uyarıcı madde excitant n.
interstisyel hücre uyarıcı hormon interstitial cell-stimulating hormone n.
uyarıcı renklenme synaposematism n.
organizmaya (uyarıcı) vermek reward v.
istenen yanıt sonrasında organizmaya (uyarıcı) vermek reward v.
Biochemistry
yumurtalık uyarıcı hormon follicle-stimulating hormone n.
folikül uyarıcı hormon follicle-stimulating hormone n.
Zoology
folikül uyarıcı hormon folliculin n.
folikül uyarıcı hormon follicle stimulating hormon n.
Botanic
orta doğu ve afrika'da yetişen, yaprak ve tomurcukları alışkanlık yaratan uyarıcı bitki cat (catha edulis) n.
kuzey amerika'da yetişen, köksapı uyarıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılan çok yıllık bir bitki redroot (sanguinaria canadensis) n.
kuzey amerika'da yetişen, köksapı uyarıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılan çok yıllık bir bitki bloodroot n.
kuzey amerika'da yetişen, köksapı uyarıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılan çok yıllık bir bitki puccoon n.
kuzey amerika'da yetişen, köksapı uyarıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılan çok yıllık bir bitki tetterwort n.
eskiden terletici ve uyarıcı olarak kullanılan kurutulmuş bir tür ağaç kabuğu zanthoxylum n.
orta doğu ve afrika'da yetişen, yaprak ve tomurcukları alışkanlık yaratan uyarıcı bir bitki khat n.
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen yabani bir biberin uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan, eskiden tıpta uyarıcı ve kan durdurucu olarak kullanılan uzun aromatik yaprakları matico n.
mate bitkisinin kurumuş yapraklarından ve filizlerinden yapılan, çay ve kahve gibi uyarıcı özelliği bulunan güney amerika menşeli aromatik bir içecek matte n.
tonik olarak kullanılan ve uyarıcı özelliklere sahip olan hoş aromalı bir ağaç kabuğu winter's bark n.
(uyarıcı olarak da çiğnenen) taze betel yaprakları paan n.
amerika'ya özgü eskiden kökü uyarıcı, tonik veya terletici olarak kullanılan tropikal bir bitki contrayerva n.
amerika'ya özgü eskiden kökü uyarıcı, tonik veya terletici olarak kullanılan tropikal bir bitki contrahierba n.
amerika'ya özgü eskiden kökü uyarıcı, tonik veya terletici olarak kullanılan tropikal bir bitki dorstenia contrayerva n.
dış uyarıcı yerine büyüme ile belirlenen auxotonic adj.
dış uyarıcı yerine büyüme ile tetiklenen auxotonic adj.
Sport
elektriksel galvanik uyarıcı electrical galvanic stimulant (egs) n.
troid uyarıcı hormon thyroid stimulating hormone (tsh) n.
Archaic
(uyarıcı veya tehditkar şekilde) olacakları söylemek denounce v.
Slang
mor renkli uyarıcı bir şurup sizzurp n.
son derece uyarıcı şey skull-popper n.
rahatlatıcı değil uyarıcı esrar/marihuana up pot n.
uyuşturucu/uyarıcı haplar lid poppers n.
uyuşturucu/uyarıcı haplar lid proppers n.
British Slang
uyarıcı madde upper n.
Modern Slang
uyarıcı ortadan kalktıktan sonra dokunma hissinin devam etmesi aftertouch n.