volley - Turkish English Dictionary
History

volley

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "volley" in Turkish English Dictionary : 27 result(s)

English Turkish
General
volley n. atma
volley n. yaylım ateşi
volley n. vole
volley n. yağdırma
volley n. yaylım ateş
volley n. kriket vole
volley n. yağmur (mermi, füze)
volley n. topçu bataryasında her bir silahın mermisi
volley n. (badmintonda) servisten sonra topun raketler arasında gidip gelmesi
volley n. bir uç organdan, sinapstan veya merkezden geçen eşzamanlı veya ardışık şiddetli sinir uyarıları
volley n. selamet ordusu üyelerinin birlikte söylediği kısa karşılık (amin)
volley v. vole vurmak
volley v. yağdırmak
volley v. yaylım ateşine tutmak
volley v. topa yere değmeden vurmak
volley v. (mermi, füze) yağmuruna tutmak
volley v. büyük bir hızla hareket etmek
volley v. büyük bir hızla ilerlemek
volley v. durmaksızın yüksek sesler çıkarmak
volley v. tekrar tekrar aynı gürültüyü yapmak
Military
volley n. yaylım ateşi
volley n. birkaç yükün tek seferde patlaması
Sport
volley n. (krikette) bir topa kalenin üst kısmına gidecek şekilde vurma
volley n. (krikette) yere değmeden önce kaleye çarpan bir top
volley v. vole vurmak
Tennis
volley n. uçarak vuruş
volley n. top yere değmeden yapılan vuruş

Meanings of "volley" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

English Turkish
General
beach volley n. plaj voleybolu
half volley n. yarım vole
a volley of questions n. soru yağmuru
high volley n. tenis ve voleybolda smaç
volley forth v. yağdırmak
volley forth v. yağmuruna tutmak
play beach volley v. plaj voleybolu oynamak
on the volley adv. tesadüfen
on the volley adv. rastgele
on the volley adv. gelişigüzel
on the volley adv. geçerken
on the volley adv. şans eseri
on the volley adv. laf arasında
Military
bracketing volley n. çatal grubu
volley fire n. grup atışı
volley bombing n. grup salvo bombardımanı
firing volley n. şeref atışı
volley gun n. mitralyöz
Sport
half-volley n. yarı uçara
half-volley n. yarım uçara
half-volley v. top yerden biraz yükselmişken vurmak
half-volley v. (tenis topuna) yarı uçara vurmak
half-volley v. (topa) yarım vole ile geriye vurmak
on the volley adv. havada (top)
Football
half-volley n. yarı vole
lash home a volley v. vole vurmak
crack a volley v. vole vurmak
crash a volley v. vole vurmak
unleash a volley v. vole vurmak
strike a volley v. vole vurmak