Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | yüzüne karşı | his face adv. |
General | yüzüne karşı | to somebody's face adv. |
General | yüzüne karşı | in the face of prep. |
Phrases | ||
Phrases | yüzüne karşı | in the face expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | yüzüne karşı | in face expr. |
Idioms | ||
Idioms | yüzüne karşı | to someone's face expr. |
Idioms | yüzüne karşı | to his head expr. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yüzüne karşı hakarette bulunan kişi | affronter [obsolete] n. | ||
General | birinin yüzüne karşı söylemek | tell one to one's face v. | ||
General | yan yüzüne karşı | upside prep. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | yüzüne karşı çok ağır sözler söylemek | sock it to v. | ||
Colloquial | birinin yüzüne karşı | in someone's face expr. | ||
Idioms | ||||
Idioms | insanın yüzüne karşı yapılan dürüst eleştiri | a home truth n. | ||
Idioms | birinin yüzüne karşı bir şey söylemek | say something right to someone's face v. | ||
Idioms | birinin yüzüne karşı çok ağır sözler söylemek ya da davranışlarda bulunmak | sock it to someone v. | ||
Idioms | yüzüne karşı söylemek | say something right to one's face v. | ||
Idioms | birinin yüzüne karşı gülmek | laugh in somebody's face v. | ||
Idioms | yüzüne karşı gülerek/alay ederek sahneden indirmek | laugh off the stage v. | ||
Idioms | (bir şeyi birinin) yüzüne karşı söylemek | say (something) to (one's) face v. | ||
Idioms | yüzüne karşı söylemek | say to face v. | ||
Idioms | yüzüne karşı söylemek | tell one to face v. |