yıkamak - Turkish English Dictionary
History

yıkamak



Meanings of "yıkamak" in English Turkish Dictionary : 35 result(s)

Turkish English
Common Usage
yıkamak wash v.
General
yıkamak elutriate v.
yıkamak develop v.
yıkamak sluice v.
yıkamak clean down v.
yıkamak lave v.
yıkamak clean v.
yıkamak bathe v.
yıkamak splash v.
yıkamak launder v.
yıkamak lustrate v.
yıkamak bath v.
yıkamak ablute v.
yıkamak wash v.
yıkamak scour v.
yıkamak swill v.
yıkamak net [dialect] v.
yıkamak deterge v.
yıkamak dook v.
yıkamak douk v.
yıkamak sker v.
yıkamak synd [scotland] v.
yıkamak syne v.
Phrasals
yıkamak sluice down v.
Technical
yıkamak wash v.
yıkamak scour v.
yıkamak flush v.
yıkamak rocker v.
yıkamak irrigate v.
yıkamak scrub v.
Archaic
yıkamak embathe v.
British Slang
yıkamak doby v.
yıkamak dhoby v.
yıkamak dhobi v.
yıkamak dobi v.

Meanings of "yıkamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 178 result(s)

Turkish English
General
bol suda yıkamak sluice v.
bol suyla yıkamak swill v.
elini yüzünü yıkamak wash v.
elle yıkamak wash by hand v.
yıkamak (bulaşık) do v.
hafifçe yıkamak rinse v.
yıkamak (yara vb) bathe v.
birini yıkamak give someone a bath v.
suyla yıkamak water wash v.
şampuanla yıkamak shampoo v.
bol suyla yıkamak scour v.
bulaşık yıkamak bubble dance v.
elini yüzünü yıkamak wash one's hands and face v.
makineyle yıkamak wash by machine v.
bulaşık yıkamak wash up v.
çamaşır yıkamak wash the clothes v.
elle yıkamak launder by hand v.
bulaşıkları yıkamak wash up v.
içini yıkamak wash out v.
beynini yıkamak indoctrinate v.
tazyikli su ile yıkamak power wash v.
el yıkamak handwash v.
antiseptik suyla yıkamak douche v.
birinin saçını şampuanla yıkamak give someone a shampoo v.
bol suyla yıkamak sluice v.
beyin yıkamak brainwash v.
ovalayarak yıkamak scrub v.
elini yüzünü yıkamak wash up v.
çamaşır yıkamak do the washing v.
yıkamak (çamaşır) launder v.
bulaşık yıkamak do the dishes v.
beynini yıkamak brainwash v.
yıkamak (film) develop v.
her tarafını yıkamak wash up v.
yüzeyini yıkamak wash off v.
saçını yıkamak wash one's hair v.
saç yıkamak wash hair v.
boru yıkamak wash a pipe v.
halı yıkamak wash carpet v.
ölü yıkamak wash dead v.
yüz yıkamak wash face v.
yüzünü yıkamak wash one's face v.
çamaşır yıkamak launder v.
bulaşık yıkamak do the washing-up v.
ovarak yıkamak scrub v.
fırçalayarak yıkamak scrub v.
bulaşıkları yıkamak wash the dishes v.
kıyıda yıkamak cast up v.
sahilde yıkamak cast up v.
ölü yıkamak bath the deceased v.
çamaşırları yıkamak do the laundry v.
halı yıkamak wash the rug v.
halı yıkamak wash the carpet v.
elde yıkamak hand-wash v.
elde yıkamak handwash v.
elde yıkamak wash by hand v.
çamaşır yıkamak do laundry v.
yıkamak ve ütülemek için (giysilerin) tersini çevirmek turn inside out for washing and ironing v.
birinin arabasını yıkamak wash someone's car v.
bez yıkamak wash diapers v.
arabayı yıkamak wash the car v.
bol suyla yıkamak wash with plenty of water v.
bol su ile yıkamak wash with plenty of water v.
araba yıkamak wash a car v.
ellerini yıkamak wash one's hands v.
bebek yıkamak give a baby a bath v.
bebek yıkamak wash a baby v.
çamaşırları yıkamak do the laundry v.
çamaşır yıkamak do the laundry v.
köpeği yıkamak bath the dog v.
köpeği yıkamak wash the dog v.
elini yıkamak wash one's hand v.
yeniden çamaşır yıkamak relaunder v.
bebeğin yüzünü ve poposunu yıkamak top and tail v.
şapırdatarak yıkamak lap v.
şapır şupur yıkamak lap v.
(dalga) yıkamak bathe v.
çamaşır makinesinde yıkamak machine-wash v.
kaynatarak yıkamak boil v.
(kıyafetleri) küllü veya sabunlu suda taşa vurarak yıkamak buck [dialect] [uk] v.
yeniden yıkamak rewash v.
üzerini yıkamak overlave v.
beynini yıkamak overpersuade v.
aşırı yıkamak overwash v.
çok sık yıkamak overwash v.
beynini yıkamak impregnate v.
araba yıkamak/temizlemek valet v.
beynini yıkamak dispute [obsolete] v.
beynini yıkamak doit [scotland] v.
(kıyafetleri) çamaşır sopası ile yıkamak dolly [dialect] [uk] v.
beynini yıkamak dope v.
hortum ile yıkamak pipe v.
beynini yıkamak insense [dialect] [uk] v.
(toprak, kum altın veya değerli metal bulmak için konteynerde yıkamak pan v.
(kir, kum ağır partiküllerden arındırmak için konteynerde yıkamak pan v.
(çakıl ve kumu) değerli minerallerin ayrışması için konteynerde yıkamak pan off v.
(çakıl ve kumu) değerli minerallerin ayrışması için konteynerde yıkamak pan out v.
(kıyafetleri) değnek ile döndürerek yıkamak poss v.
(bir şeyi) suda yıkamak sapple v.
köpürterek yıkamak shampoo v.
(birinin) saçını yıkamak shampoo v.
(halı, döşeme) temizleyiciyle köpürterek yıkamak shampoo v.
(güverteyi) şapır şupur yıkamak slush v.
daldırarak yıkamak sozzle v.
(kıyafetleri) köpüklü suda yıkamak suds v.
(yüzü) kozmetik temizleme suyu ile yıkamak surfel [obsolete] v.
(yüzü) kozmetik temizleme suyu ile yıkamak surphul v.
(vücudun bir bölümünü) şırınga ile yıkamak syringe v.
Phrasals
birisinin beynini yıkamak brainwash someone with something v.
elleri ve bilekleri iyice yıkamak scrub in v.
ile beynini yıkamak indoctrinate with v.
suyla/bir sıvıyla yıkamak rinse down v.
su/bir sıvı püskürterek yıkamak rinse down v.
suyla/bir sıvıyla yıkamak rinse someone or something down v.
bir şeyi veya bir yeri bol sıvıyla yıkamak sluice something down v.
(bir şeyin içinde) yıkamak bathe in v.
suyla yıkamak bathe in v.
(ışık, renk) yıkamak bathe in v.
bir şeyin içini yıkamak wash something out v.
bir şeyi yıkamak wash something out v.
bol suyla yıkamak/temizlemek sluice out v.
bir şeyi bol suyla yıkamak/temizlemek sluice something out v.
bir şeyi yıkamak swab something out v.
suyla/bir sıvıyla yıkamak swill out v.
suyla yıkamak water down v.
birini/bir şeyi bir şeyde yıkamak bathe someone or something in something v.
birini/bir şeyi bir ışıkla, dumanla, renkle kaplamak, birini/bir şeyi bir ışıkla, dumanla, renkle yıkamak/yalamak bathe someone or something in something v.
ile beyin yıkamak brainwash with v.
(araba) hortum ile yıkamak hose down v.
birini/bir şeyi yıkamak clean someone or something down v.
birini/bir şeyi yıkamak clean someone or something up v.
iyice yıkamak scrub down v.
bir şeyi suyla temizlemek/yıkamak/akıtmak flush something out v.
(bir şeyi) suyla (bir şeyden/yerden) temizlemek/yıkamak/akıtmak flush (something) out of (some thing or place) v.
suyla temizlemek/yıkamak/akıtmak flush out v.
(suyla veya bir sıvıyla) temizlemek/yıkamak/akıtmak flush with (something) v.
(birini/bir şeyi) hortumla yıkamak hose (someone or something) down v.
hortumla yıkamak hose off v.
(birinin bir şeyle) beynini yıkamak indoctrinate (someone) with (something) v.
ile yıkamak rinse with v.
(bir sıvıyla) yıkamak rinse with (something) v.
içini iyice yıkamak scrub out v.
(bir şeyin) üzerinden (bir şeyi) yıkamak/gidermek wash (something) of (something else) v.
üzerinden yıkamak/gidermek wash of v.
Colloquial
saç kremiyle saç yıkamak co-wash v.
elini/yüzünü/vücudunu/saçını sabunla veya şampuanla yıkamak suds up v.
Idioms
sadece saç kremi ile saç yıkamak co-wash v.
bulaşıkları yıkamak do the dishes v.
(birinin) midesini yıkamak pump (one's) stomach v.
birinin midesini yıkamak pump somebody’s stomach v.
hızlıca bebeğin başını ve poposunu yıkamak top and tail [uk] v.
elde bazı kıyafetleri yıkamak wash a few things out v.
elde birkaç parça bir şey yıkamak wash a few things out v.
Technical
(cevheri, madeni) yıkamak tub v.
antiseptik suyla yıkamak irrigate v.
çamaşır yıkamak launder v.
(gaz veya buharı) yıkamak scrub v.
Dyeing
(eski boyayı ve küfü çıkarmak için) boyamadan önce yıkamak powerwash v.
(eski boyayı ve küfü çıkarmak için) boyamadan önce yıkamak pressure-wash v.
Mining
mineral damarını ortaya çıkarmak veya cevher yıkamak için su fışkırtma hushing n.
cevherleri yıkamak veya kaydırmak için kullanılan beşik rocker n.
(cevheri) yıkamak tramble v.
(cevheri) lavvarda yıkamak tye [brit] v.
(cevheri) yunakta yıkamak buddle v.
(cevher) yıkamak hush v.
(cevher) kutuda veya elekte yıkamak hutch v.
madenci kalburunda yıkamak cradle v.
kalburda cevher yıkamak cradle v.
zemini oluklu olan uzun ve eğimli kanalda yıkamak sluice v.
yüzeydeki cevher yatağını yıkamak surface v.
Medical
içi boş bir organı yıkamak lavage v.
Gastronomy
şarap kadehlerini soğutmak veya yıkamak için kullanılan kase monteith n.
bulaşık yıkamak wash the dishes v.
kaynar su ile yıkamak scald v.
Religious
ekmek ve şarap ayininden sonra el yıkamak için su koyulan kap urceole n.
Photography
kontrast ve rengini ayarlamak için filmi yeniden yıkamak redevelop v.
Slang
bulaşık yıkamak bust some suds v.
bulaşık yıkamak bust suds v.