Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
yaşında
Meanings of
"yaşında"
in English Turkish Dictionary : 5 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yaşında
aged
adj.
2
General
yaşında
at the age of
adv.
3
General
yaşında
years old
prep.
4
General
yaşında
year old
prep.
Phrases
5
Phrases
yaşında
y/o (years old)
expr.
Meanings of
"yaşında"
with other terms in English Turkish Dictionary : 96 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
bir yaşında hayvan yavrusu
yearling
n.
2
General
bir yaşında hayvan
yearling
n.
3
General
yüz yaşında ya da yüz yaşının üstünde kimse
centenarian
n.
4
General
olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
a buck of the first head
n.
5
General
iki yaşında geyik
pricket
n.
6
General
altı yaşında çocuk
six-year-old
n.
7
General
altı yaşında hayvan
six-year-old
n.
8
General
oy kullanma yaşında olmak
be entitled to vote
v.
9
General
oy kullanma yaşında olmak
be eligible to vote
v.
10
General
on yaşında kör olmak
go blind at the age of ten
v.
11
General
20 yaşında gibi hissetmenizi sağlamak
make someone feel 20 again
v.
12
General
3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intellect of a 3 year old
v.
13
General
3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child
v.
14
General
üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intellect of a 3 year old
v.
15
General
üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child
v.
16
General
yaşında/döneminde
aetatis
adj.
17
General
yüz yaşında
centenarian
adj.
18
General
bir yaşında
at the age of one
adj.
19
General
iki yaşında
two-year old
adj.
20
General
5 yaşında
5 years old
adj.
21
General
bir yaşında olan
yearling
adj.
22
General
kırk yaşında olan
quadragenarious
adj.
23
General
100 yaşında
hundred
adj.
24
General
yüz yaşında
hundred-year-old
adj.
25
General
bir yaşında olan
one
adj.
26
General
beş yaşında
five-year-old
adj.
27
General
kırk yaşında olan
forty
adj.
28
General
dört yaşında olan
four
adj.
29
General
on dört yaşında olan
fourteen
adj.
30
General
altı yaşında olan
six-year-old
adj.
31
General
onun yaşında
at his age
adv.
32
General
ilerlemiş yaşında
in one's extreme old age
adv.
33
General
bir yaşında
one year old
adv.
Colloquial
34
Colloquial
beş yaşında bir erkek çocuk
a 5-year-old boy
n.
35
Colloquial
dört yaşında bir çocuk
a four-year-old child
n.
36
Colloquial
16 yaşında bir çocuk
a 16-year-old kid
n.
37
Colloquial
yirmi küsur yaşında kimse
twenty-something
n.
38
Colloquial
nerdeyse 50 yaşında olmak
be pushing 50
v.
39
Colloquial
neredeyse 40, 50 yaşında olmak
be pushing 40, 50
v.
40
Colloquial
yirmi küsur yaşında
twenty-something
adj.
41
Colloquial
senin yaşında birisi
somebody your age
expr.
42
Colloquial
senin yaşında biri
somebody your age
expr.
43
Colloquial
senin yaşında birinin
somebody your age
expr.
44
Colloquial
(birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) yaşında
(one) could be (someone's) (parent/grandparent)
expr.
Idioms
45
Idioms
annesi yaşında olmak
be old enough to be someone's mother
v.
46
Idioms
babası yaşında olmak
be old enough to be someone's father
v.
47
Idioms
otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek
seem over-the-hill at thirty
v.
48
Idioms
(birinin) babası yaşında
old enough to be (one's) father
adj.
49
Idioms
(birinin) annesi yaşında
old enough to be (one's) mother
adj.
50
Idioms
annesi yaşında
old enough to be mother
adj.
51
Idioms
annesi yaşında
old enough to be someone's mother
expr.
52
Idioms
özgür, beyaz ve yirmi bir yaşında
free, white, and twenty-one
expr.
53
Idioms
hayat 40 yaşında başlar
life begins at 40
expr.
54
Idioms
(birinin ebeveyni/büyük annesi veya dedesi) yaşında
(one) is old enough to be (someone's) (parent/grandparent)
expr.
55
Idioms
(birinin) yaşında
at (one's) time of life
expr.
Speaking
56
Speaking
annen kaç yaşında?
how old is your mother?
expr.
57
Speaking
arkadaşın kaç yaşında?
how old is your friend?
expr.
58
Speaking
beş yaşında yüzebiliyorlardı
they could swim when they were five
expr.
59
Speaking
baban kaç yaşında?
how old is your father?
expr.
60
Speaking
babanız kaç yaşında?
how old is your father?
expr.
61
Speaking
bir insan kaç yaşında yaşlı sayılır?
at what age do you consider someone old?
expr.
62
Speaking
o kaç yaşında?
how old is he/she?
expr.
63
Speaking
kaç yaşında öldü?
how old was he when he died?
expr.
64
Speaking
kaç yaşında öldü?
how old was she when she died?
expr.
65
Speaking
öğretmenin kaç yaşında?
how old is your teacher?
expr.
66
Speaking
o en az 40 yaşında
she/he's at least 40 years old
expr.
67
Speaking
kaç yaşında (bayan)
how old is she
expr.
68
Speaking
kaç yaşında?
how old is she?
expr.
69
Speaking
o en az 40 yaşında
he/she is forty if she's a day
expr.
70
Speaking
kaç yaşında (bay/erkek)?
how old is he?
expr.
71
Speaking
kaç yaşında (erkek)
how old is he
expr.
72
Speaking
kaç yaşında?
how old is he?
expr.
73
Speaking
kaç yaşında
how old
expr.
74
Speaking
seksen yaşında
he numbers eighty years
expr.
75
Speaking
18 yaşında idim
I was eighteen
expr.
76
Speaking
ebeveynlerin kaç yaşında?
how old are your parents?
expr.
77
Speaking
annen baban kaç yaşında?
how old are your parents?
expr.
78
Speaking
benim annem 45 yaşında
my mom is 45 years old
expr.
79
Speaking
benim annem 45 yaşında
my mother is 45 years old
expr.
Medical
80
Medical
altmış yaşında erkek hasta
60-year-old man patient
n.
81
Medical
elli dokuz yaşında erkek hasta
59-year-old male patient
n.
82
Medical
üç yaşında bir kız çocuğu
a 3 years old girl
n.
83
Medical
50 yaşında erkek hasta
male patient aged 50
n.
Marine Biology
84
Marine Biology
beş yaşında somon
half-fish
n.
Zoology
85
Zoology
iki yaşında olan hayvan
twinter [scottish]
n.
86
Zoology
dört yaşında veya daha yaşlı aygır
horse
n.
87
Zoology
sekiz yaşında erkek geyik
royal
n.
Botanic
88
Botanic
bir yaşında
annotinous
adj.
Breeding
89
Breeding
iki yaşında olan koyun
teg
n.
90
Breeding
iki yaşında olan koyun
tegg
n.
91
Breeding
iki yaşında (besi hayvanı)
twinter [dialect]
adj.
Wagering
92
Wagering
en fazla iki yaşında olan yarış tayı
yearling
n.
Latin
93
Latin
bir yaşında
annulatus
expr.
Archaic
94
Archaic
iki yaşında erkek geyik
knobber
n.
95
Archaic
iki yaşında erkek karaca
knobbler
n.
Modern Slang
96
Modern Slang
yetimhaneden evlat edinilmeyip 18 yaşında orayı da terk etmek zorunda kalan çocuk
an unwanted
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yaşında
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy