yasadışı - Turkish English Dictionary
History

yasadışı



Meanings of "yasadışı" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
yasadışı unlawful adj.
yasadışı illicit adj.
yasadışı illegal adj.
General
yasadışı illegitimate adj.
yasadışı pirate adj.
yasadışı illegal adj.
yasadışı unlegal adj.
yasadışı wild-cat adj.
yasadışı lawless adj.
yasadışı backstreet adj.
yasadışı uncurrent adj.
yasadışı unlawlike adj.
yasadışı black adj.
yasadışı sly adj.
Idioms
yasadışı (as) bent as a nine-bob note [uk] adj.
yasadışı (as) phony as a three-dollar bill adj.
yasadışı (as) queer as a three-dollar bill [us] adj.
yasadışı phony as a three-dollar bill adj.
yasadışı queer as a three-dollar bill adj.
Trade/Economic
yasadışı unlawfully adv.
Law
yasadışı non licet adj.
yasadışı illegal adj.
Politics
yasadışı lawless adj.
Slang
yasadışı under the counter expr.

Meanings of "yasadışı" with other terms in English Turkish Dictionary : 235 result(s)

Turkish English
General
yasadışı grev yapma wildcatting n.
yasadışı olma illegality n.
birisini özellikle yasadışı işler yapması konusunda kışkırtan kimse abetter n.
kazançtan alınan (yasadışı) pay rake-off n.
yasadışı siyasi grup junto n.
yasadışı olma illegitimacy n.
yasadışı alkol üretimi moonshining n.
abd'de gizli bir yasadışı grup cosa nostra n.
yasadışı işler çeviren örgüt syndicate n.
yasadışı alkol üretme moonshining n.
komisyon (yasadışı) rake-off n.
yasadışı para kazanan kimse spiv n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı faaliyet illegal activity n.
yasadışı kazanç ill-gotten gain n.
yasadışı kürtaj illegal abortion n.
yasadışı kürtaj backstreet abortion n.
çok miktarda yasadışı mal vast quantities of illicit substances n.
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme clampdown n.
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme clampdown n.
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke narco-state n.
yasadışı cinsel ilişki unlawful carnal knowledge n.
yasadışı cinsel ilişki criminal congress n.
yasadışı cinsel ilişki bawdry [obsolete] n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer mail drop n.
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti mail drop n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer maildrop n.
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti maildrop n.
ahlaksız, yasadışı veya etik olmayan mesleki davranış malepractice n.
yasadışı viski hokonui [obsolete] [new zealand] n.
(yasadışı bir iş için) gizlice buluşma hit n.
kötü veya yasadışı amaca ulaşmak için yapılan gizli plan connivence n.
yasadışı taklit clone n.
yasadışı bir şekilde paraya el koyma con n.
yasadışı dini grupların düzenlediği özel toplantı conciliable n.
yasadışı dini grupların düzenlediği küçük toplantı conciliabule n.
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi drug bust n.
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi drugs bust n.
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi drug interdiction n.
yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma drug-running n.
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse drug-taker n.
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse drug-taking n.
eserlerin yasadışı kopyası pirate copy n.
yasadışı kullanma pirating n.
yasadışı yollarla çoğaltma pirating n.
yasadışı para basımı coining [uk] n.
yasadışı uyuşturucu üretim merkezleri olan peru, bolivya ve kolombiya'yı kapsayan güney amerika bölgesi silver triangle n.
yasadışı kesici alet kullanımı slashing n.
yasadışı alkol üretmek moonshine v.
yasadışı bir işin içinde olmak be in something up to one's eyes v.
yasadışı yoldan (uyuşturucu) satmak push v.
yasadışı ilan etmek outlaw v.
yasadışı kılmak delegitimise v.
yasadışı kılmak delegitimize v.
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak smuggle out of the country v.
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak take it out of the country illegally v.
yasadışı ilan etmek declare unlawful v.
yasadışı içki yapmak bootleg v.
(yasadışı) ticaret yapmak traffic v.
yasadışı yollarla sınırdan geçmek cross the border illegally v.
yasadışı yollardan sınırı geçmek cross the border illegally v.
birini yasadışı bir işe bulaştırmak involve someone in an illegal activity v.
gayrimeşru / yasadışı yoldan para kazanmak make an illicit profit v.
yasadışı ticaretini yapmak traffick v.
yasadışı işlere karışmak trinkle [obsolete] v.
(yasaklı malları) yasadışı olarak ihraç etmek contraband v.
marka ismini yasadışı bir yolla almış misbranded adj.
yasadışı ve beklenmedik wildcat adj.
yasadışı kazanılmış ill gotten adj.
çoğunlukla yasadışı often-illegal adj.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan back-alley adj.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan backstreet adj.
yasadışı bir şekilde arzu edilen temptatious adj.
yasadışı kopyalanmış (sanat eseri, fikir) pirated adj.
yasadışı sürdürülen sly adj.
yasadışı silahlanan (örgüt) paramilitary adj.
yasadışı olarak illegally adv.
yasadışı yollarla through illegal ways adv.
yasadışı yollarla illegally adv.
Phrasals
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak catch (one) with (someone) v.
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
zararlı, yasadışı, sağlıksız, kötü bir şeyden uzak durmak keep off v.
Colloquial
silah ya da yasadışı maddeleri aramak için yapılan üst araması body shake n.
yasadışı içki satan mekan booze can n.
yasadışı madde zip n.
yasadışı olarak elde edilmiş şey/mal haul n.
yasadışı üretilen içki white lightning n.
yasadışı sokak yarışı drag racing n.
kayıtlı seçmenleri taklit ederek yasadışı biçimde oy kullanmak telegraph [canadian] v.
parayı çeşitli finansal kuruluşlar arasında işleterek yasadışı kaynağının izini silmek greenwash v.
(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek mainline v.
Idioms
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak sully (one's) hands v.
(birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v.
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak sully your hands v.
(kötü/yasadışı bir şeye) karışmış mixed up in adj.
tamamen yasadışı ninebob adj.
yasadışı yollarla off the back of a truck expr.
yasadışı yollarla off the back of a lorry expr.
yasadışı bir şey yaparken with (one's) hand in the cookie jar expr.
yasadışı bir şey yaparken with your hand in the cookie jar [us] expr.
Speaking
ben yasadışı bir şey yapmadım I've done nothing illegal expr.
biz yasadışı hiçbir iş yapmıyoruz we don't do anything illegal expr.
Trade/Economic
alıcının söz konusu ürüne ek olarak başka bir ürün veya hizmeti de satın alması şartıyla sağlanan yasadışı anlaşma tying agreement n.
yasadışı işler unlawful business n.
yasadışı ekonomi illegal economy n.
yasadışı grev wild-cat strike n.
yasadışı grev illegal strike n.
yasadışı iş illicit work n.
yasadışı işler illegal affairs n.
yasadışı grev wild-cat n.
yasadışı ticaret yapan kimse black market n.
fiyatları yasadışı olarak sabitleme price-rigging n.
13. yüzyılda irlanda'da yasadışı şekilde basılan ve üzerinde gül deseni olan bir madeni para rosary n.
yasadışı bir şekilde dağıtılan black-market adj.
Law
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma champerty n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narcotraffic n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narcotrafficking n.
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı narco-trafficking n.
kredi kartı, banka hesabı ve diğer kişisel bilgilerin yasadışı yollarla ticaretinin yapılması carding n.
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenme bigamy n.
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenen kimse bigamist n.
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek detection dog n.
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek sniffer dog n.
ülkeye yasadışı yollarla içki sokma bootlegging n.
yasadışı öldürme unlawful killing n.
yasadışı uyuşturucu ticareti illegal drug trade n.
yasadışı yollar illegal methods n.
yasadışı telefon dinleme phone-hacking n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-yard abortion n.
yasadışı dinleme warrantless wiretapping n.
yasadışı avlanma poaching n.
yasadışı dinleme warrantless eavesdropping n.
yasadışı telekulak şebekesi illegal wiretapping network n.
yasadışı göç irregular migration n.
yasadışı zenginleşme unjustifiable enrichment n.
yasadışı uygulama unlawful practice n.
yasadışı giriş illegal entry n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı göçmen illegal migrant n.
yasadışı uyuşturucu ticareti illegal drug trafficking n.
yasadışı dinleme unlawful eavesdropping n.
yasadışı olarak faizle borç verme defeneration n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back alley abortion n.
yasadışı imal illicit production n.
yasadışı dinleme illegal wiretapping n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı giriş illegal entry n.
yasadışı üretim illicit production n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj unsafe abortion n.
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj back-alley abortion n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı kiddie porn n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı child pornography n.
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı kiddy porn n.
abd anayasası'nın 4. maddesi uyarınca yasadışı yollarla elde edilen tanıklığın geçersiz sayılması kuralı exclusionary rule n.
müsabakada rakibi yakalamak için yapılan yasadışı tertip veya hile manovery n.
yasadışı cinsel ilişki whoredom n.
ciddi şekilde yaralanma veya ölüme sebep olan fakat ihmal, haksız amaç veya yasadışı fiil içermeyen kaza misadventure n.
(yasadışı topluluklar tarafından) karargah olarak kullanılan yer rendezvous n.
yasadışı eylemde işbirliği yapma connivence n.
yasadışı toplantı parasynaxis n.
(bazı durumlarda) yasadışı unlicenced adj.
yasadışı olmayan unprohibited adj.
yasadışı olarak ihraç edilen (mal) contraband adj.
yasadışı olarak ithal edilen (mal) contraband adj.
yasadışı bir şekilde injudicially adv.
yasadışı yollarla injudicially adv.
bu diski yasadışı çoğaltmayın do not make illegal copies of disc expr.
Politics
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narcoterrorism n.
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri narco-terrorism n.
devletin onayıyla işlenmiş yasadışı fiil act of state n.
şüphelilerin ülkeler arasında yasadışı transferi rendition flight n.
terörizm gibi yasadışı yöntemleri benimseyen sendika hareketi criminal syndicalism n.
yasadışı birleşme unlawful combination n.
yasadışı ayrılıkçı oluşum illegal separatist entity n.
yasadışı birlik unlawful combination n.
yasadışı göçmen illegal immigrant n.
yasadışı göç illegal immigration n.
yasadışı müdahale unlawful interference n.
yasadışı sermaye çıkışı illicit capital outflow n.
yasadışı rejimler outlaw regimes n.
yasadışı örgüt illegal organisation n.
yasadışı şiddet force n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı örgüt üyeliği membership of an illegal organization n.
yasadışı ayrılıkçı oluşum illegal secessionist entity n.
yasadışı uyuşturucu madde ticareti illegal trafficking in drugs n.
yasadışı örgüt üyeliği membership of illegal group n.
yasadışı örgüt üyeliği state of being a member of an illegal organisation n.
yasadışı savaşçı unlawful combatant n.
yasadışı ilan etmek damn v.
(siyasi rakibi) yasadışı şekilde ortadan kaldırmak disappear v.
Computer
aktif yasadışı erişim active wiretapping n.
yasadışı erişim illegal access n.
Telecom
mesaj göndererek yasadışı yollarla bir kişinin şifresini veya kredi kartı detaylarının öğrenilmesi phishing n.
telefon şebekesine yasadışı girme phreak n.
telefon şebekesine yasadışı girme phreaking n.
telefon şebekesine yasadışı girmek phreak v.
(telefonu) yasadışı olarak kurcalamak phreak v.
Radio
radyo veya televizyon sinyallerine yasadışı müdahale piracy n.
Traffic
yasadışı park edenlerin hemen cezalandırıldığı yol red route n.
Railway
new york, londra gibi şehirlerin yer altındaki demiryollarında devriye gezip yasadışı olarak asayişi sağlayan gönüllüler guardian angels n.
Medical
yasadışı kürtaj foeticide n.
Food Engineering
güney afrika'ya yasadışı olarak üretilen oldukça güçlü bir içki witblits [south africa] n.
Chemistry
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi mdma (methylene dioxymethamphetamine) abrev.
Marine Biology
yasadışı isim nomen illegitimum n.
History
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi moderator n.
Religious
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı novatian adj.
Military
yasadışı uyuşturucu üretip satan ulusal ve uluslararası örgütlerle mücadeleyi koordine etmek üzere tasarlanmış bir kuruluş organized crime drug enforcement task force n.
abd mallarının yasadışı şiddete karşı korunması için gerekli hallerde orantılı güç kullanımı protection of shipping n.
Sport
profesyonel sporcuları amatör yarışlara sokup yasadışı ödemelerle destekleme shamateurism n.
Music
daha çok yasadışı işleri konu alan bol küfürlü ve yaratıcı sözlü rap müzik türü underground rap n.
Latin
müştekinin toprağına yasadışı olarak giren sanık trespass quare clausum fregit n.
Archaic
yasadışı kazanç meed n.
yasadışı ticaret free trade n.
Slang
hırsızlık, soygun benzeri yasadışı eylem caper n.
yasadışı ilaç chemical n.
yasadışı yollarla para kazanan kimse hustla n.
yasadışı maddeleri enjekte etmekte kullanılan iğne mainer n.
yasadışı uyuşturucu polisliği konusunda uzman kolluk kuvvetleri junk squad [dated] n.
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında verilen cinsel içerikli yasadışı hizmetler massage n.
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında cinsel içerikli yasadışı hizmetler veren işletme massage parlor n.
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer blind pig [dialect] n.
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer blind tiger [dialect] n.
toz halinde yasadışı uyuşturucu içeren küçük paket wrap [uk] n.
yasadışı uyuşturucuları kullanım amaçlı eşyalar satan dükkan head shop n.
yasadışı ilaçlar dadah [australia] n.
yasadışı ilaç satın alma connection n.
yasadışı uyuşturucular scooby snacks n.
kıçına yasadışı madde saklamak hoop v.
kıçına yasadışı madde saklamak hoof v.
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak hoof v.
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak hoop v.
yasadışı yollarla elde etmek hustle v.
yasadışı marihuana tüketimine karşı olan antipot adj.
yasadışı kazanç elde eden hustling adj.