yaygın - Turkish English Dictionary
History

yaygın



Meanings of "yaygın" in English Turkish Dictionary : 61 result(s)

Turkish English
Common Usage
yaygın prevalent adj.
yaygın extensive adj.
yaygın common adj.
yaygın widespread adj.
General
yaygın wide adj.
yaygın broad adj.
yaygın familiar adj.
yaygın rife adj.
yaygın subtile adj.
yaygın general adj.
yaygın rampant adj.
yaygın catholic adj.
yaygın widespread adj.
yaygın widely distributed adj.
yaygın prevailing adj.
yaygın expansive adj.
yaygın vernacular adj.
yaygın disseminated adj.
yaygın worldwide adj.
yaygın spread adj.
yaygın current adj.
yaygın diffuse adj.
yaygın frequent adj.
yaygın widely-used adj.
yaygın popular adj.
yaygın universal adj.
yaygın ubiquitous adj.
yaygın wide-ranging adj.
yaygın diffusive adj.
yaygın commonly-held adj.
yaygın commonly held adj.
yaygın afloat adj.
yaygın regnant adj.
yaygın ubiquarian [rare] adj.
yaygın ubiquitary [obsolete] adj.
yaygın extense [obsolete] adj.
yaygın vulgate adj.
yaygın pervasive adj.
yaygın wyd (wide) adj.
yaygın broadspread adj.
yaygın homely adj.
yaygın going adj.
yaygın communicative [obsolete] adj.
yaygın cosmopolitan adj.
yaygın pandemic adj.
yaygın plain adj.
yaygın peregrine adj.
yaygın peregrinic adj.
Idioms
yaygın a household word n.
yaygın a household name n.
yaygın in the mainstream expr.
Technical
yaygın diffuse n.
yaygın frequent adj.
yaygın popular adj.
Medical
yaygın epidemic adj.
yaygın pandemic adj.
yaygın generalised adj.
yaygın generalized adj.
yaygın banal adj.
Religious
yaygın catholical adj.
Archaic
yaygın famous adj.

Meanings of "yaygın" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
yaygın eğitim universal education n.
müziği varolan hareketleri bilinmeyen 13.yüzyılda napoli'de yaygın olan hareketli bir dans türü saltarello n.
yolcular ya da konaklayanlar anlamında yaygın kısaltma pax n.
yaygın apse diffuse abscess n.
yaygın yörünge delocalizer orbit n.
yaygın tarım extensive agriculture n.
yaygın kullanım common usage n.
yaygın kullanım common use n.
yaygın servis broad service n.
yaygın servis widespread service n.
yaygın kullanım extensive usage n.
yaygın eğitim common-public education n.
yaygın eğitim non-formal education n.
yaygın olma distribution n.
bar veya şarap dükkanı anlamına gelen ve özellikle meksika'da yaygın ispanyolca bir ifade cantina n.
halk arasındaki yaygın inanış folk wisdom n.
halk arasındaki yaygın inanış conventional wisdom n.
yaygın eğitim informal education n.
yaygın düşünce a common idea n.
yaygın filler common verbs n.
yaygın fiiler common verbs n.
yaygın pişmanlık common regret n.
doğada yaygın olarak bulunan common substance in nature n.
yaygın destek widespread support n.
yaygın kanı/inanış/bilgi popular wisdom n.
patatesten damıtılan iskandinavya'da yaygın biçimde tüketilen alkollü bir içecek aquavit n.
yaygın önyargı widespread prejudice n.
brezilya'da yaygın olan bir dini inanç candomble n.
yaygın şekilde paylaşılan ortak bir değer a commonly shared value n.
yaygın gelenek common custom n.
yaygın etki widespread impact n.
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli meme n.
yaygın süreli yayın vernacular publication n.
hindistan ve burma'da yaygın olan haydut şebekesi dacoit n.
en yaygın akne türü acne vulgaris n.
yaygın rustik yaşamdan korkunç manzara temsili bambocciade n.
iskoçya'da bir zamanlar yaygın olan bir ruh çağırma biçimi taghairm n.
yaygın sistem regimen n.
yaygın olarak bilinen ve genellikle iyi bir ünü olan marka adı name brand n.
yaygın örgüt network n.
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi hackney n.
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi hackney carriage n.
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi black cab n.
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi hack n.
(özellikle ingiltere'de yaygın olan) siyah taksi london taxi n.
yaygın yaklaşım common approach n.
spesifik örneklerden yaygın özelliklerin çıkartılması abstract entity n.
yaygın olma ubiquitariness n.
dağ eteği anlamına gelen yaygın bir japon soyadı yamamoto n.
yaygın düşünceye ters düşünce undertow n.
galler'de yaygın olan baba kökenli bir soyadı evans n.
hindistan'da yaygın olarak giyilen bol ve yakasız bir gömlek kurta n.
afrika ve güney asya ile bu kültürlerin etkisi altındaki bölgelerde yaygın oynanan mangala türevi çeşitli oyunlara verilen ad wari n.
sabır, özveri, besleyici olma ve cinselliği sadece evlilikte yaşama gibi değerlere önem veren ve özellikle birtakım latin amerikalı kültürlerde yaygın olan, geleneksel dişiliğin güçlü veya abartılı bir formu marianismo n.
kırmızımsı mor dalları ve beyaz çiçekleri olan yaygın bir kuzey amerika çalısı red osier dogwood n.
yaygın bir soyisim hardy n.
doğu asya'da yaygın bir soyadı hu n.
almanca kökenli yaygın bir erkek ismi hugh n.
irlanda'nın güneybatı bölümünde yaygın bir soyadı looney n.
eski ahit'te geçen ve günümüzde yaygın olmayan bir erkek ismi lot n.
genellikle eski akdeniz toplumlarında yaygın olan, tören ve ayinlerle nitelen bir kült mystery n.
yaygın benimsenen yanlış inanış myth n.
yaygın tarz garb n.
(yaygın enfeksiyonun lokalize tahliyesi için hayvan derisi altına yerleştirilen kıl veya ipek) alet rowel n.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruff n.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruffle n.
yaygın bir memnuniyetsizlik veya rahatsızlık ifadesi rumble n.
kız öğrenci gruplarına ait yaygın sosyal aktivite rushing n.
yaygın olmayan imprevalence n.
yaygın şey old hat n.
hindistan'da yaygın bir kadın ismi padma n.
abd'nin doğu kıyısında yaygın olan düz tabanlı küçük bir tekne flattie n.
kökeni ve doğruluğu şüpheli olan yaygın bilgi folklore n.
yaygın olup temeli bulunmayan inanç folklore n.
yaygın bir tatlı su salyangozu cinsi physa n.
yaygın olma prevalency n.
yaygın kullanım prevalency n.
yaygın olan şey prevalent n.
yaygın olmak come in v.
yaygın olmak prevail in v.
yaygın olmak go about v.
yaygın olmak go around v.
yaygın olmak come up v.
yaygın olmak prevail among v.
çok yaygın olmak be rife v.
yaygın hale gelmek become widespread v.
yaygın hale getirmek make something widespread v.
yaygın olmak be common v.
yaygın olmak be prevalent v.
yaygın bir hal almak become prevalent v.
yaygın bir hal almak become common v.
yaygın hale gelmek become common v.
yaygın hale gelmek become prevalent v.
yaygın hale getirmek mainstream v.
yaygın olmak obtain v.
yaygın olandan kurtarmak devulgarise v.
yaygın olmak domineer v.
yaygın düşünceden uzaklaşmak stray v.
geniş anlamda yaygın largely common adj.
(belirli bir yerde) yaygın endemic adj.
yaygın olarak kullanılan commonly used adj.
en yaygın most common adj.
yaygın kullanımlı widely-used adj.
(bitki) sık ve yaygın rank adj.
yaygın halde kullanılan commonly used adj.
yaygın kullanılan commonly used adj.
yaygın biçimde kullanılan commonly used adj.
yaygın kullanımlı widely used adj.
kullanımı yaygın widely used adj.
yaygın kullanımlı commonly used adj.
kullanımı yaygın commonly used adj.
yaygın kabul gören broadly accepted adj.
yaygın olarak kabul edilen broadly accepted adj.
yaygın kabul gören widely accepted adj.
yaygın olarak kabul gören widely accepted adj.
yaygın olarak kabul edilen widely accepted adj.
yaygın olarak kabul gören broadly accepted adj.
yaygın konuşulan widely spoken adj.
daha yaygın more common adj.
yaygın kullanılan widely utilized adj.
yaygın kullanılan widely used adj.
son derece yaygın overbroad adj.
yaygın olmayan unprevailing adj.
yaygın olarak kabul gören established adj.
yaygın olarak kullanılan vulgate adj.
yaygın olarak kabul edilen vulgate adj.
yaygın olmayan quiet adj.
(bulaşıcı hastalık) çok yaygın brief [dialect] adj.
eskiden ingiltere'de yaygın yapılan eski bir halk dansıyla ilgili morris adj.
dakka'da yaygın olan dacca adj.
sık ve yaygın sürgünler veren overbattle adj.
aşırı yaygın overfrequent adj.
çok yaygın overrife adj.
yaygın olarak kabul edilmeyen illegitimate adj.
daha yaygın commoner adj.
kısmen yaygın olan commonish adj.
dağılarak yaygın hale gelmiş disperse adj.
aileler arasında yaygın familiar adj.
cumberland'da yaygın olan tür veya tarzda cumbrian adj.
yaygın olmayan geason adj.
yaygın geleneklere karşı çıkan iconoclastic adj.
yaygın olarak epidemically adv.
yaygın biçimde largely adv.
yaygın bir şekilde commonly adv.
yaygın bir şekilde in a widespread manner adv.
yaygın olarak commonly adv.
yaygın olarak in a widespread manner adv.
yaygın olarak prevalently adv.
yaygın bir şekilde widely adv.
yaygın biçimde widely adv.
yaygın bir şekilde catholicly adv.
yaygın olarak normally adv.
yaygın bir biçimde extensively adv.
yaygın olarak extensively adv.
yaygın bir şekilde vulgo adv.
yaygın uygulamada in practice [obsolete] adv.
yaygın kültüre göre culturally adv.
en yaygın prevailingly adv.
yaygın anlamı veren ön ek eury pref.
yaygın anlamı veren ön ek coen- pref.
yaygın anlamı veren ön ek coeno- pref.
yaygın anlamı veren ön ek cen- pref.
yaygın anlamı veren ön ek caen- pref.
yaygın anlamı veren ön ek caeno- pref.
çok yaygın a dime a dozen expr.
birleşik krallık'ta yaygın kullanılan seçim tekniği pig (persuade identify gotv) abrev.
Phrasals
yaygın olarak dolaşmak send round v.
Phrases
daha yaygın görülür it is more common to see expr.
Colloquial
sırt kısmı mavimsi ve alt kısımları beyaz olan, güney denizlerinde yaygın bulunan bir kuş blue billy [new zealand] n.
yaygın olay standard fare n.
ingiltere'de yaygın bir soyadı clapham n.
(şaka yollu) yaygın bir köpek ismi fido n.
yaygın görüşe aykırı olsa da kendine has zevkleri olmak know what (one) likes v.
yaygın kullanılan big adj.
çok yaygın a dime a dozen expr.
Idioms
yaygın yöntem time-honored practice n.
yaygın yöntem time-honoured practice n.
yaygın kullanılan/tercih edilen/revaçta olan ilaç tedavisi drug of choice n.
bir grup insanın geçmiş bir olayı/bir şeyi yanlış hatırladığı durum (nelson mandela'nın 1980'de hapishanede öldüğü konusundaki yaygın yanlış anlaşılmaya gönderme yapılarak türetilmiş bir ifade) mandela effect n.
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse the uncrowned king/queen of (something) n.
yaygın şey old-hat n.
yaygın/genel geçer görüşü kabul etmek go with the stream v.
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse olmak be the uncrowned king/queen (of something) v.
çok yaygın olmak be a dime a dozen v.
(bir şeyde) yaygın olmak be in the mainstream (of something) v.
çok yaygın olmak be ten a penny v.
çok yaygın olmak be two a penny v.
aşırı yaygın a dime a dozen adj.
son derece yaygın all the rage expr.
(bir alanda) yaygın in the mainstream (of something) expr.
eğitim farklı sosyal çevrelerden ve konumlardan insanlar arasında yaygın hale geldi the schoolmaster is abroad expr.
Trade/Economic
ekonominin genel durumu hakkında kişilerde yaygın olumsuz veya olumlu görüşler animal spirits n.
fiyat düzeylerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir indeks base pay n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri repair & maintenance cost for the years n.
yıllara yaygın inşaat enflasyon düzeltme hesabı inflation adjustments on contract progress n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri construction and repair costs spread over years n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım hakediş bedelleri progress payments for long-term construction and repair projects n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım hakedişleri contract progress income n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım hakedişleri construction and repair billings spread over years n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri contract progress costs n.
yıllara yaygın inşaat enflasyon düzeltme hesabı inflation adjustments on contract progress income n.
yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyeti cost of long term construction contracts n.
büyük britanya'da yaygın şekilde kullanılan kurumsal bir menkul kıymet türü debenture stock n.
en yaygın most commonly adv.
Law
yaygın ve kapsamlı şekilde ihlal widespread and gross violation n.
yaygın saldırı common assault n.
Institutes
çıraklık ve yaygın eğitim genel müdürlüğü general directorate for apprenticeship and non-formal education n.
çıraklık ve yaygın eğitim genel müdürlüğü general directorate of apprenticeship and nonformal education n.
yaygın ve mesleki eğitim daire başkanlığı department for non-formal and vocational education n.
Tourism
japonya'da yaygın bir konaklama türü capsule hotel n.
Media
yaygın basın mainstream press n.
yaygın medya mainstream media n.
Technical
yaygın gün ışığı difused daylight n.
yaygın riski fire risk n.
yaygın küçük kabarcıklar dusty seed n.
yaygın özellik extensive property n.
yaygın olarak kullanılan ekipman commonly used equipment n.
yıllara yaygın inşaat onarım hak ediş bedeli acceleration for repair & maintenance n.
(ispanya'da yaygın kullanılan) masa altı ısıtıcı brasero n.
eskiden yaygın şekilde ihraç edilen sırlı ve boyalı bir fayans dutch tile n.
astronomi ve fotofluorografide yaygın kullanılan bir kamera schmidt camera n.
yaygın olmak prevail v.
Computer
yaygın geçiş yolu arayüzü common gateway interface n.
yaygın simgeler common symbols n.
(özellikle iPhone veya iPad için) kullanıcının mesaj yazarken yaygın olarak kullandığı ifadeleri kaydedip bunları sonraki mesajlarda kullanıcıya sunan bir tür yazı tahmin sistemi predictive typing n.
bilgisayarlarda yaygın kullanılan iki veya daha fazla giriş ve bir çıkış kablolu bir mantık devresi and circuit n.
bilgisayarlarda yaygın kullanılan iki veya daha fazla giriş ve bir çıkış kablolu bir mantık devresi and gate n.
yaygın olarak kullanılan ücretsiz bir web harita hizmeti mapquest® n.
yaygın bulunan parçalardan yapılmış dizüstü bilgisayar white book n.
Informatics
yaygın bir internet arama motoru yahoo n.
yaygın bilişim everyware n.
yaygın bilişim ubicomp n.
Telecom
doğrudan sıralı yaygın spektrum direct sequence spread spectrum n.
yaygın nedenler common causes n.
zaman kapılı doğrudan sıralı yaygın spektrum time-gated direct-sequence spread spectrum n.
Textile
nijeryalı keçilerin yaygın olarak ciltçilikte kullanılan derisi niger n.
19. yüzyılda yaygın olan kenarsız kadın şapkası turban n.
19. yüzyılda yaygın olan kenarsız kadın şapkası pillbox n.
pamuk ya da ketenden yapılan küba ve meksida'ya yaygın olarak giyilen bir gömlek guayabera n.
komünist çin'de yaygın olarak giyilen, bol pantolon ve gömleğe benzer, dik yakalı ve düz bir ceketten oluşan basit bir giyim tarzı mao suit n.
yaygın kullanılan orta kalınlıkta bir tür örgü yünü double knitting n.
direktuvar döneminde yaygın olup yunan ve roma kıyafetlerini andıran bir stil directoire style n.
türkler ve tunguz halkları arasında yaygın olarak giyilen ve pamuk deel n.
Architecture
orta çağ kiliselerinde yaygın görülen özgün bir pencere tasarımı low side window n.
16. yüzyıla ait ingiliz konutlarında yaygın olarak görülüp ağır aralıklı iksa içeren bir mimari tarz old english n.
new england eyaletinde yaygın bir konut mimarisi türü salt-box n.
Woodworking
17. ve 18. yüzyılın başlarında marangozlukta yaygın bir oyma tekniği nicking n.
Automotive
yaygın servis ağı broad service network n.
Aeronautic
uçakların iş yolcularına ayrılan kısmı için en yaygın kullanılan isim club class n.
Marine
bir dizi (beyaz ve kırmızı renkli) lambanın gemi direğine dikey yerleştirildiği yaygın bir gece sinyal sistemi ardois system n.
kanoya benzeyip melanezya'da yaygın kullanılan büyük tahta tekne mon n.
eskiden abd'nin chesapeake körfezi'nde yaygın bir şekilde kullanılan bir tür kano cunner n.
bahama adaları'nda yaygın görülen bir yelkenli sharpshooter n.
Petrol
çelik halat veya gerdirme gibi yaygın teknikleri içeren her tür petrol kuyusu müdahalesi workover n.
Mining
nevada'da yaygın olan bir tür granitik riyolit nevadite n.
kilermeni (ermenistan'da yaygın olan kırmızı renkli kil) armenian bole n.
kilermeni (ermenistan'da yaygın olan kırmızı renkli kil) bolus armenus n.
kilermeni (ermenistan'da yaygın olan kırmızı renkli kil) bole armoniac n.
Medical
adjuvan tedavinin yaygın kullanımı widespread use of adjuvant treatment n.
bebeklerde şiddetli solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olan bulaşıcı ve yaygın bir virüs respiratory syncytial virus n.
en yaygın komplikasyon most common complication n.
en yaygın üç beyin kanseri the three most prevalent brain cancers n.
iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom an uncommon well-defined neurovascular syndrome n.
insüline bağımlı olmayan diyabet (yaygın kullanım) non-insulin-dependent diabetes mellitus (niddm) n.
insüline bağımlı olmayan diyabet (yaygın kullanım) non-insulin-dependent diabetes (niddm) n.
kronik yaygın ağrı chronic widespread pain n.
kronik yaygın damar içi pıhtılaşma chronic disseminated intravascular coagulopathy n.
mide duvarını yaygın şekilde tutan mide kanseri linitis plastica n.
olan iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom an uncommon well-defined neurovascular syndrome n.
ön üretranın yaygın genişlemesi diffuse dilatation of the anterior urethra n.
yaygın büyük hücreli lenfoma diffuse large cell lymphoma n.
yaygın vaksinia generalized vaccinia n.
yaygın zona zoster disseminated herpes zoster n.
yaygın anksiyete bozukluğu generalized anxiety disorder n.
yaygın inflamatuar bir deri hastalığı a common inflammatory skin disease n.
yaygın enkondroma enchondromatosis n.
yaygın tüberoz ksantomlar generalized tuberous xanthomas n.
vücutta yaygın koyu renkli plaklar generalized poikiloderma n.
yaygın osteomiyelit diffuse osteomyelitis n.
yaygın alerjik fungal sinüzit extensive allergic fungal sinusitis n.
yaygın idiyopatik iskelet hiperostozu diffuse idiopathic skeletal hyperostosis n.
yaygın eritem generalized erythema n.
yaygın semptomlar common symptoms n.
yaygın ur sarcomatosis n.
yaygın hastalıklar common diseases n.
yaygın gelişimsel bozukluk pervasive developmental disorder n.
yaygın fibroma fibromatosis n.
yaygın eklem ağrısı arthralgia n.
yaygın bronşektazi disseminated bronchiectasis n.
yaygın kronik hastalıklar common chronic diseases n.
yaygın serbest mayi free abdominal fluid n.
yaygın nodüler lezyonlar common nodular lesions n.
yaygın gelişimsel bozukluk diffused developmental disorder n.
yaygın larengeal tüberküloz diffused laryngeal tuberculosis n.
yaygın parankim lezyonları invasive parenchymal lesions n.
yaygın makulopapüler döküntü widespread maculopapular rash n.
yaygın hemoliz massive hemolysis n.
yaygın reaksiyonları olan hasta patient with generalized reactions n.
yaygın damariçi pıhtılaşma dic (dissemine intravascular coagulation) n.
yaygın damariçi pıhtılaşması consumptive coagulopathy n.
yaygın damariçi pıhtılaşması disseminated intravascular coagulation n.
yaygın pigmente villonodüler sinovit diffuse pigmented villonodular synovitis n.
yaygın anestezi local anaesthesia n.
yaygın doku hasarı disseminated tissue injury n.
yaygın püstüler psoriazis generalized pustular psoriasis n.
yaygın değişken immün yetmezlik common variable immunodeficiency n.
yaygın psoriasiform deri lezyonları common psoriasiform skin lesions n.
yaygın peritonit generalized peritonitis n.
yaygın nörofibromlarla oluşan hastalık neurofibromatosis n.
yaygın radyolojik tutulum extensive radiologic involvement n.
yaygın lenfadenopatilli sinus histiositozisi sinus histiocytosis with massive lymphadenopathy n.
yaygın eritroderm predominating erythroderma n.
yaygın ilaç dirençli tüberkuloz extensive drug-resistant tuberculosis n.
yaygın tedavi endikasyonları common treatment indications n.
özellikle dirsek ve dizlerde görülen yaygın ksantomlar cholesterosis cutis n.
insan parmak izinde u şeklindeki çıkıntılardan oluşan yaygın desen loop n.
bir tür yaygın enfeksiyon rahatsızlığı suppurative fever n.
yaygın görülen endemic adj.
ortak, yaygın anlamı veren ön ek ceno- pref.
Psychology
bireyde yaygın olarak ortaya çıkan kişilik özellikleri character type n.
yaygın gelişim bozukluğu pervasive development disorder n.
yaygın anksiyete bozukluğu gad (generalized anxiety disorder) n.
yaygın kullanılan sözcüklerin anlamlarını hatırlayamama paramnesia n.
Dentistry
oral mukozanın en yaygın premalign veya potansiyel malign lezyonu the most common premalign or potentially malign lesion of the oral mucosa n.
Physiology
refleksoloji tedavilerinde yaygın olarak uyarılan sinir uçları reflex point n.
Pathology
cilt kalınlaşması ve sivilceli renk değişikliğine sebep olan tropik amerika'da yaygın ve bulaşıcı cilt hastalığı carate n.
soluk borusu ve bronş iltihabı ile karakterize yaygın bir solunum yolu enfeksiyonu tracheobronchitis n.
asya'da yaygın olan akut bulaşıcı bir hastalık tsutsugamushi disease n.
asya'da yaygın olan akut bulaşıcı bir hastalık scrub typhus n.
yaygın deri döküntüsü general skin eruption n.
yaygın değişken immün yetmezlik common variable immunodeficiencies n.
yaygın püstüler psoriazis generalised pustular psoriasis n.
yaygın büyümüş lenf nodları generalised enlarged lymph nodes n.
yaygın korioretinal enflamasyon disseminated chorioretinal inflammation n.
yaygın hiperhidroz generalised hyperhidrosis n.
zorlu antrenmanlar yapan sporcularda yaygın görülen genişlemiş kalp rahatsızlığı athlete's heart n.
orta ve güney amerika'da yaygın olarak görülen bir tür layşmanyaz hastalığı forest yaws n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık kenya fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık boutonneuse fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık indian tick fever n.
köpekler ve diğer memelilerden insana bir tür kene ile geçen riketsiyanın sebep olduğu, hindistan ve akdeniz bölgesinde yaygın olan bir hastalık marseilles fever n.
özellikle dirsek ve dizlerde görülen yaygın ksantomlar xanthoma multiplex n.
yaygın ksantomlar lipoid granulomatosis n.
yaygın ksantomlar cholesterosis cutis n.
yaygın ksantomlar xanthoma multiplex n.
treponema pallidumun yol açtığı yaygın bir veneral hastalık lues venerea n.
granüler lökositlerle karakterize olup erişkinlerde yaygın olarak görülen kronik lösemi myeloid leukemia n.
afrika ve güneydoğu asya'da yaygın görülen bulaşıcı bir hastalık pian n.
i̇nce bağırsak parazitinin yol açtığı, doğu asya'da yaygın bir hastalık fasciolopsiasis n.
afrika'da yaygın görülen bir aids formu slim disease n.
bir tür yaygın enfeksiyon rahatsızlığı surgical fever n.
Pharmaceutics
dışarıdan sürülen doğum kontrol ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir sperm öldürücü madde nonoxynol-9 n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan beyaz ve kristalli bir bileşik aspirin n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan beyaz ve kristalli bir bileşik acetylsalicylic acid n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan bir ilaç markası st. joseph n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan bir ilaç markası empirin n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan bir ilaç markası bayer n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan beyaz ve kristalli bir bileşik aspirin powder n.
salisilik asitten türetilen, yaygın olarak hap şeklinde kullanılan beyaz ve kristalli bir bileşik headache powder n.
tarımsal herbisit olarak yaygın kullanılan sentetik bir bileşik atrazine n.
artık yaygın kullanılmayan sefalosporin türü bir antibiyotik kafocin n.
türkler tarafından yaygın olarak kullanılan, afyon içeren bir uyarıcı madde maslach n.
en yaygın yirmi üç pnömokok zincirine karşı etkili bir aşı markası pneumovax® n.
Dermatology
yaygın bir cilt kisti pilar cyst n.
yaygın bir cilt kisti steatocystoma n.
hindistan'da yaygın görülen bir cilt hastalığı courap n.
Parasitology
yaşam döngüsünün her evresinde diğer eklembacaklılarla beslenen büyük ve yaygın bir mayt familyası trombidiidae n.
çeşitli hastalıklar taşıyabilen yaygın bir kene american dog tick (dermacentor variabilis n.
çeşitli hastalıklar taşıyabilen yaygın bir kene wood tick n.
kayalık dağlar benekli humması ve tavşan ateşi hastalığı taşıyabilen yaygın bir kene dog tick n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen açık kahverengi ya da sarımsı olabilen yaygın bir ekin kurdu meal worm n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası yellow mealworm n.
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası tenebrio molitor n.
solucanlar üzerinden beslenen yaygın bir avrupa sülüğü horse-leech (haemopis gulo) n.
insan ve hayvanlara saldıran yaygın bir pire familyası pulicidae n.
insan ve hayvanlara saldıran yaygın bir pire familyası family pulicidae n.
Optics
yaygın koroidal atrofi diffuse choroidal atrophy n.
Veterinary
belirli bir bölgede yaygın olan hastalık enzootic n.
sığırlarda yaygın görülen aşırı molibden tüketiminden kaynaklı bir zehirlenme şekli molybdenosis n.
Food Engineering
yaygın olarak kullanılan conventional adj.
Gastronomy
kuzey afrika'da yaygın olan geniş bir tencere tagine n.
kuzey afrika'da yaygın olan geniş bir tencere tajine n.
patatesten damıtılan iskandinavya'da yaygın biçimde tüketilen alkollü bir içecek akvavit n.
italya'da şarap ve balzamik sirke üretiminde yaygın olarak kullanılan beyaz üzüm trebbiano n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç chawarma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shawerma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shuarma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shwarma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shawarma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shaorma n.
genelde orta doğu ülkelerinde yaygın olan koyun veya tavuklu sandviç shoarma n.
meksika'da yaygın bir sıcak çikolata champorado n.
meksika'da yaygın bir sıcak çikolata champurrado n.
meksika mutfağında yaygın olarak kullanılan bir salsa türü pico de gallo n.
filipinler'de yaygın bir pişirme muzu saba n.
hindistan'da yaygın olarak tüketilen süt ürünü khoa n.
hindistan'da yaygın olarak tüketilen süt ürünü khoya n.
hindistan'da yaygın olarak tüketilen süt ürünü khowa n.
hindistan'da yaygın olarak tüketilen süt ürünü mawa n.
denizciler arasında yaygın bir yemek sea pie n.
Statistics
yaygın dağılım prevalency n.
Physics
yaygın yansıma diffuse reflection n.
yaygın temel parçacıklardan biriyle aynı kütleye sahip temel parçacık antiparticle n.
Chemistry
eskiden sülfürik eter adı verilen yaygın bir eter naphtha vitrioli n.
cilt bakım preparatlarında yaygın kullanılan bir organik asit alpha-hydroxy acid n.
anestezide kullanılan yaygın eter sulphuric ether n.
Biology
yaygın tür common species n.
bazı yaygın küfleri de içine alan küf mantarıgiller familyası aspergillaceae n.
bazı yaygın küfleri de içine alan küf mantarıgiller familyası family aspergillaceae n.
gıdaların bozulmasına neden olan, bazı bitki ve hayvanlarda hastalık yapan yaygın bir küf mantarı cinsi genus aspergillus n.
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar hygroscopic earthstar (astraeus hygrometricus) n.
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar barometer earthstar n.
kumlu topraklarda yaygın yetişen bir yıldız mantar false earthstar n.
yaygın bir organizma grubunun coğrafi bir bariyerle bölünmesi vicariance n.
bir yerde yaygın bulunan canlı habitant n.
belirli bir organizma türünün en yaygın olduğu bölge metropolis n.
yaygın görülen organizma cosmopolite n.
yaygın görülmeyen ecdemic adj.
yaygın görülen (canlı) cosmopolitan adj.
Biochemistry
biyokimyada yaygın bir şekilde kullanılan mavi bir boya azurine n.
Marine Biology
avrupa'da yaygın eti yenen bir midye edible cockle (cardium edule) n.
hint okyanusunda yaygın görülen bir tür ustura balığı razor fish (aeoliscus punctulatus) n.
hint okyanusunda yaygın görülen bir tür ustura balığı razor-fish (aeoliscus punctulatus) n.
amerika kıyılarında yaygın olarak görülen, çok büyük ve çok ağır bir balık türü cephaloptera (manta birostris) n.
avrupa'nın kuzeyinde yaygın görülen, toz haline getirilip ciltteki morlukları gidermede kullanılan bir tatlı su süngeri badiaga (spongilla) n.
önceden littorinidae, günümüzde ise lacunidae familyası içinde sınıflandırılan geniş ve yaygın bir deniz salyangozu cinsi lacuna n.
önceden littorinidae, günümüzde ise lacunidae familyası içinde sınıflandırılan geniş ve yaygın bir deniz salyangozu cinsi lacune n.
kuzey abd ve kanada’daki birçok gölde bulunan, yaygın beyaz balıklardan daha narin olan bir amerikan beyaz balığı lake whiting (coregonus labradoricus) n.
orta abd'de yaygın, ete yenen bir tatlı su balığı channel cat [ictalurus punctatus] n.
orta abd'de yaygın, ete yenen bir tatlı su balığı channel catfish n.
kaplumbağa kabuğuna yapışan kabuklu deniz hayvanlarının yaygın bir cinsi chelonibia n.
kuzey amerika’ya özgü, yem balığı olarak kullanılan yaygın bir balık notemigonus n.
kuzey amerika’ya özgü, yem balığı olarak kullanılan yaygın bir balık golden shiner (notemigonus crysoleucas) n.
bazen yemek olarak da kullanılan yaygın bir salyangoz tegula n.
uskumru şeklinde olan, güney afrika ve avustralya'da yiyecek ve av için yaygın olarak tercih edilen büyük bir balık teraglin (atractoscion aequidens) n.
uskumru şeklinde olan, güney afrika ve avustralya'da yiyecek ve av için yaygın olarak tercih edilen büyük bir balık geelbec n.
yemeklerde yaygın olarak kullanılan, hint ve pasifik okyanusu'na özgü geniş ve çizgili bir karides tiger shrimp (penaeus monodon) n.
afrika'daki nehirlerde yaygın olarak yetişen yırtıcı bir tatlı su av balığı cinsi tiger fish (hydrocyon) n.
amerika'nın güney sahillerinde yaygın olarak yetişen iri bir balık trigger fish (balistes capriscus) n.
amerika'nın güney sahillerinde yaygın olarak yetişen iri bir balık leather jacket n.
amerika'nın güney sahillerinde yaygın olarak yetişen iri bir balık turbot n.
amerika'nın güney sahillerinde yaygın olarak yetişen iri bir balık balistes carolinensis n.
yaygın bir yassı solungaçlı vatoz familyası trygonidae n.
yaygın bir yassı solungaçlı vatoz familyası dasyatidae n.
kuzey atlantik ve akdeniz'de yaygın bulunan, genellikle su parklarında canlı gösteriler için eğitilen bir yunus balığı atlantic bottlenose dolphin (tursiops truncatus) n.
batı hint adaları'nda yaygın olarak yetişen çimi andıran yaprakları olan bir deniz bitkisi turtle grass (thalassia testudinum) n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç turtle crab (planes minutus) n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç gulf-weed crab n.
sargasso denizinde yaygın olan ve bazen de kuzey amerika kıyılarında bulunan bir yengeç gulfweed crab n.
abd'nin doğusunda yaygın bulunan bir yayın balığı black bullhead (ameiurus melas) n.
abd'nin doğusunda yaygın bulunan bir yayın balığı pout n.
abd'nin doğusunda yaygın bulunan bir yayın balığı hornpout n.
abd'nin doğusunda yaygın bulunan bir yayın balığı horned pout n.
abd'nin doğusunda yaygın bulunan bir yayın balığı black bullhead catfish n.
kuzey amerika'nın doğusunda yaygın olarak yetişen büyük bir kerevit american crayfish (pacifastacus leniusculus) n.
kuzey amerika'nın doğusunda yaygın olarak yetişen büyük bir kerevit signal crayfish n.
kuzey amerika'da bulunan levrek familyasından yaygın bir tatlı su balığı american perch n.
kuzey amerika'da bulunan levrek familyasından yaygın bir tatlı su balığı yellow perch (perca flavescens) n.
kuzey amerika'da bulunan levrek familyasından yaygın bir tatlı su balığı striped perch n.
yeni zelanda'da yaygın bir deniz salyangozu cinsi amphibola n.
dünya çapında yaygın bir yumuşakça alt takımı anatinacea n.
massachusetts'in güneyindeki atlantik sularında yaygın bulunan ufak gümüşi bir balık atlantic croaker (micropogonias undulatus) n.
meksika körfezi'nde ve abd'nin güney kıyılarında yaygın bulunan bir vatoz atlantic manta (manta birostris) n.
meksika körfezi'nde ve abd'nin güney kıyılarında yaygın bulunan bir vatoz giant oceanic manta ray n.
meksika körfezi'nde ve abd'nin güney kıyılarında yaygın bulunan bir vatoz giant manta ray n.
meksika körfezi'nde ve abd'nin güney kıyılarında yaygın bulunan bir vatoz oceanic manta ray n.
silüriyen kireçtaşlarında çok yaygın olan soyu tükenmiş bir dallı bacaklı cinsi atrypa n.
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği black perch (embiotoca jacksoni) n.
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği pogy (embiotoca jacksoni) n.
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği black surfperch n.
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği butterlips n.
abd’nin büyük göller bölgesi’ne ve kanada'ya özgü olup başka yerlerde de yaygın bir tatlı su av balığı mackinaw trout (salvelinus namaycush) n.
abd’nin büyük göller bölgesi’ne ve kanada'ya özgü olup başka yerlerde de yaygın bir tatlı su av balığı salvelinus namaycush n.
abd’nin büyük göller bölgesi’ne ve kanada'ya özgü olup başka yerlerde de yaygın bir tatlı su av balığı salmon trout (salvelinus namaycush) n.
kuzey amerika'nın kuzeydoğu kıyılarında yaygın olarak bulunan, yılan balığı benzeri vücuda sahip macrozoarces cinsi bir balık ocean pout (macrozoarces americanus) n.
kuzey amerika'nın kuzeydoğu kıyılarında yaygın olarak bulunan, yılan balığı benzeri vücuda sahip macrozoarces cinsi bir balık ocean pout (zoarces americanus) n.
kuzey amerika'nın kuzeydoğu kıyılarında yaygın olarak bulunan, yılan balığı benzeri vücuda sahip macrozoarces cinsi bir balık muttonfish (zoarces americanus) n.
yaygın yunus balığı mahi-mahi (coryphaena hippurus) n.
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık makaira nigricans n.
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık blue marlin (makaira nigricans) n.
yaygın kılıç balıklarından oluşan bir familya xiphiidae n.
yaygın kılıç balıklarından oluşan bir familya family xiphiidae n.
kuzey amerika'nın kuzeyinde ve doğu asya'da yaygın görülen büyük bir tatlısu balığı malma n.
kuzey amerika'nın kuzeyinde ve doğu asya'da yaygın görülen büyük bir tatlısu balığı malma trout n.
kuzey amerika'nın kuzeyinde ve doğu asya'da yaygın görülen büyük bir tatlısu balığı dolly varden n.
kuzey amerika'nın kuzeyinde ve doğu asya'da yaygın görülen büyük bir tatlısu balığı dolly varden trout n.
kuzey amerika'nın kuzeyinde ve doğu asya'da yaygın görülen büyük bir tatlısu balığı salvelinus malma n.
güney kaliforniya kıyısında görülen yaygın bir sarıağız balığı yellowfin (umbrina roncador) n.
yaygın bufalo balığı bigmouth n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyısına özgü yaygın bir kaya balığı black bass n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyısına özgü yaygın bir kaya balığı priestfish n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyısına özgü yaygın bir kaya balığı sebastodes mystinus n.
new england kıyılarında yaygın bir şekilde görülen siyahımsı bir balık black rudder fish (palinurichthys perciformis) n.
bacakları paletlere evrilmiş, sıcak denizlerde yaygın olarak görülen çeşitli büyük kaplumbağalara verilen ad marine turtle n.
ılıman sularda yaygın bir şekilde görülen, dünyanın en büyük merlin balığı unvanına sahip bir balık marlin (makaira nigricans) n.
pasifik kıyılarında yaşayan yaygın bir kıyı levreği pogie (embiotoca jacksoni) n.
abd'nin atlantik kıyılarında yaygın olarak bulunan, siyah şeritleri veya küçük beyaz benekleri bulunan koyu mavi bir yemeklik balık black perch (centropristes striatus) n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yaygın görülen bir kaya balığı blue perch n.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yaygın görülen bir kaya balığı sebastodes mystinus n.
güneybatı pasifik kıyılarında yaygın bir şekilde görülen mavimsi gri bir köpekbalığı blue pointed n.