yaymak - Turkish English Dictionary
History

yaymak



Meanings of "yaymak" in English Turkish Dictionary : 148 result(s)

Turkish English
Common Usage
yaymak propagate v.
yaymak spread v.
General
yaymak circulate v.
yaymak deploy v.
yaymak hawk v.
yaymak rumor v.
yaymak send forth v.
yaymak dissipate v.
yaymak diffract v.
yaymak eradiate v.
yaymak exude  v.
yaymak give out v.
yaymak evangelise v.
yaymak throw out v.
yaymak broadcast v.
yaymak splay v.
yaymak disperse v.
yaymak strew v.
yaymak shed v.
yaymak disseminate v.
yaymak distend v.
yaymak diffuse v.
yaymak put out v.
yaymak send out v.
yaymak bespread v.
yaymak beam v.
yaymak give forth v.
yaymak evolve v.
yaymak open out v.
yaymak exude v.
yaymak fling v.
yaymak give v.
yaymak divulge v.
yaymak rumour v.
yaymak throw v.
yaymak float v.
yaymak blur v.
yaymak apply v.
yaymak noise abroad v.
yaymak transmit v.
yaymak give something off v.
yaymak open v.
yaymak spread out v.
yaymak publish v.
yaymak inspire v.
yaymak divulgate v.
yaymak unroll v.
yaymak stretch v.
yaymak effuse v.
yaymak exhale v.
yaymak tell v.
yaymak convey v.
yaymak trumpet v.
yaymak fling off v.
yaymak scatter v.
yaymak set v.
yaymak give off v.
yaymak sow v.
yaymak distribute v.
yaymak sprawl out v.
yaymak promulgate v.
yaymak noise about v.
yaymak spread v.
yaymak lay v.
yaymak extend v.
yaymak emit v.
yaymak draw out v.
yaymak drape v.
yaymak expand v.
yaymak fame v.
yaymak flare v.
yaymak unfold v.
yaymak dispread v.
yaymak ooze v.
yaymak evangelize v.
yaymak popularize v.
yaymak reek v.
yaymak release v.
yaymak effuse v.
yaymak emanate v.
yaymak undouble v.
yaymak bear v.
yaymak exude v.
yaymak exudate [obsolete] v.
yaymak bread [dialect] v.
yaymak breathe v.
yaymak horn [dialect] [uk] v.
yaymak monger v.
yaymak monger v.
yaymak render [obsolete] v.
yaymak generalize v.
yaymak generalise v.
yaymak overblow v.
yaymak rub v.
yaymak run v.
yaymak roll v.
yaymak dispand v.
yaymak dispend [obsolete] v.
yaymak inform v.
yaymak circumfuse v.
yaymak scail v.
yaymak divaricate v.
yaymak fold v.
yaymak outlaunch v.
yaymak outroll v.
yaymak scale [scotland] v.
yaymak sprad [obsolete] v.
yaymak spraddle v.
yaymak strike [obsolete] v.
yaymak substrate [obsolete] v.
yaymak leverage v.
yaymak emanate adj.
Phrasals
yaymak throw off v.
yaymak let on v.
yaymak cast forth v.
yaymak run out v.
yaymak fill out v.
yaymak stir around v.
yaymak stir something around v.
yaymak blab something around v.
yaymak spread about v.
yaymak lay out v.
yaymak splay out v.
yaymak get out v.
Colloquial
yaymak lay on v.
Idioms
yaymak enlarge on v.
yaymak enlarge upon v.
yaymak let go v.
Technical
yaymak expand v.
yaymak radiate v.
yaymak lay v.
yaymak spread v.
yaymak unfold v.
yaymak radiate v.
Computer
yaymak signal boost v.
yaymak extend v.
Automotive
yaymak dissipate v.
Food Engineering
yaymak disperse v.
Archaic
yaymak delate v.
yaymak conceive v.
yaymak outlay v.
yaymak separate v.
yaymak slaver v.
Slang
yaymak peddle v.
yaymak schmear v.
yaymak schmeer v.
yaymak shmear v.
yaymak schmeer v.

Meanings of "yaymak" with other terms in English Turkish Dictionary : 314 result(s)

Turkish English
General
inancı pekiştirmek ve yaymak için düzenlenen bir dizi toplantı revival n.
parlaklık (yaymak) radiance n.
inancını yaymak veya insani yardım faaliyetleri yürütmek üzere dini otoritelerce yetkilendirilen vekillik mission n.
pis kokulu gazları yaymak fume v.
polen yaymak pollinate v.
çimlere yaymak grass v.
yaymak (bilgi vb) disseminate v.
ışın yaymak ray out v.
ışın yaymak gleam v.
etrafa yaymak noise about v.
dinini yaymak proselytize v.
etrafa yaymak noise abroad v.
yaymak (haberi) circulate v.
yaymak (fena koku) reek of v.
yaymak (inanç/düşünce vb'ni) promulgate v.
yaymak (bir haberi) bandy about v.
koku vb'ni yaymak give off v.
biçilmiş otları altüst edip kurutmak için yaymak ted v.
yaymak (radyo dalgaları/telgraf sinyalleri vb'ni) transmit v.
yaymak (söylenti) retail v.
yayık yaymak churn v.
floresan ışığı yaymak fluoresce v.
kötü koku yaymak reek of v.
etrafa yaymak noisearound v.
yaymak (söylenti) put about v.
yaymak (haber/dedikodu) put about v.
açarak yaymak roll out v.
zamana yaymak extend over a period of time v.
bilgiyi yaymak spread knowledge v.
otları güneşe yaymak make hay v.
radyasyon yaymak give off radiation v.
hastalık yaymak spread the disease v.
(haber/fikir vb) yaymak disseminate v.
virüs yaymak transmit virus v.
virüs yaymak spread virus v.
virüs yaymak pass on virus v.
herkese yaymak bandy about v.
koku yaymak give off smell v.
koku yaymak give off odour v.
koku yaymak emit odour v.
bilgi yaymak disseminate information v.
ışık yaymak give (out) light v.
ışık yaymak cast light v.
ışık yaymak emit light v.
ışınları kırarak yaymak diffract v.
(haber vb) yaymak disseminate v.
(bilgi vb) yaymak get across v.
ısı yaymak radiate v.
korku yaymak spread fear v.
radyasyon yaymak emit radiation v.
örtü yaymak spread the cover v.
(bilgi) yaymak disseminate v.
çevresine negatif enerji yaymak spread negative energy around v.
çevresine pozitif enerji yaymak spread positive vibes v.
çevresine negatif enerji yaymak spread negative vibes v.
çevresine pozitif enerji yaymak spread positive energy around v.
haber yaymak disseminate the news v.
haber yaymak spread the news v.
siyah duman yaymak emit black smoke v.
dedikodu yaymak spread rumors v.
ısı aktarmak/yaymak convect v.
etrafa yaymak bruit v.
dinini yaymak proselytise v.
incili yaymak preach the gospel v.
ısı yaymak dissipate heat v.
(dedikodu) yaymak bruit v.
yeniden yaymak redistribute v.
yeniden yaymak re-emit v.
söylenti yaymak noise v.
hoş koku yaymak perfume v.
aura yaymak perfume v.
(bir yöne doğru) yaymak thrust v.
maltı zemine yaymak couch malt v.
yanık kokusu yaymak tove [scottish] v.
fikri yaymak peddle v.
ışın yaymak beam v.
fazla miktarda yaymak eruct v.
katmana yaymak bed v.
silerek yaymak wipe v.
sürerek ince ve düz bir tabaka halinde yaymak wipe v.
kötü koku yaymak whiff v.
(bilgi, haber) yaymak blow v.
mikrodalga aracılığıyla yaymak microwave v.
pes ve alçak tonda homurtu yaymak hum v.
daimi ve pes bir ses yaymak hum v.
fikri yaymak monger v.
paspasla (sıvı) yaymak mop v.
bol miktarda oluşturup yaymak generate v.
ışıldayarak yaymak gleam v.
dedikodu yaymak buzz v.
söylenti yaymak buzz v.
etrafa yaymak desparple [obsolete] v.
(formaldehit) zararlı gaz yaymak offgas v.
belirli bir özü veya niteliği yaymak ooze v.
bol miktarda yaymak ooze v.
üzerine ince bir madde yaymak rub v.
kulaktan kulağa yaymak run v.
bilgi yaymak illuminate v.
halka yaymak impart v.
hastalık yaymak impest [obsolete] v.
(haber, bilgi) yaymak dish (up) v.
yaprakları yaymak infoliate v.
yüzeye yaymak distribute v.
alana yaymak distribute v.
eşit yaymak distribute v.
(bilgi, haber) yaymak circularise v.
(bilgi, haber) yaymak circularize v.
topak yaymak clot v.
korku yaymak fearmonger v.
(boyayı) başka maddeyle karıştırmak için köşelere doğru yaymak feather v.
emerek yaymak feather v.
bir şeyi gizlice yayımlamak veya yaymak plant v.
(haber, fikir) yaymak propagate v.
floresan yaymak fluoresce v.
açarak yaymak outroll v.
ışık yaymak outshine [rare] v.
sıvı, boya veya ışık yaymak perfuse v.
dışa doğru yaymak scarecrow v.
endişe uyandıran söylentiler yaymak scaremonger v.
zamana yaymak separate v.
ışın yaymak shaft v.
ışık gibi yaymak shine v.
(ışık, ateş, duman) yaymak shoot v.
kötü koku yaymak skunk v.
spatula ile yaymak slice v.
buhar yaymak smeech [uk] v.
duman yaymak smeek v.
yalan haber yaymak spread misinformation v.
yanlış haber yaymak spread misinformation v.
(yalan, skandal) yaymak purvey v.
zamana yaymak span v.
spatula ile yaymak squeegee v.
ışıltı yaymak sun v.
Phrasals
oraya buraya yaymak fling (someone or something) around v.
oraya buraya yaymak fling someone or something around v.
etrafa dedikodu yaymak blab around v.
etrafa yaymak scatter around v.
etrafa yaymak scatter about v.
etrafa yaymak scatter something about v.
etrafa yaymak scatter something around v.
bir bilgiyi çabucak yaymak bandy about v.
dedikodu çıkarmak/yaymak bruit something about v.
dedikodu yaymak whisper something around v.
çevreye yaymak spread around v.
söylenen bir şeyi yaymak whisper something around v.
tırmık ile yaymak rake something around v.
zamana yaymak string out v.
üzerine sürmek/sürüp yaymak plaster something onto something v.
üzerine sürmek/sürüp yaymak plaster something on v.
-den bir şey yaymak/açığa çıkarmak emit (something) from (something) v.
(bir şeyin) içine yaymak/salmak emit (something) into (something) v.
(bir şeyi bir şeye/yere) yaymak diffuse (something) through (something) v.
(bir şeyi bir şeyin/yerin) her yanına yaymak diffuse (something) through (something) v.
(bir şeyi bir şeye/yere) baştan başa yaymak diffuse (something) through (something) v.
(bir şeyi bir şey/yer) boyunca yaymak diffuse (something) through (something) v.
bir şeyi (başka) bir şeye yaymak/nüfuz ettirmek diffuse something through something (else) v.
bir şeyi (başka) bir şeyin her yanına dağıtmak/yaymak diffuse something through something (else) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne yaymak distribute something over something v.
bir yere hafif dokunuşlarla sürmek/yaymak dab at something v.
(bir şeyi) zamana yaymak hack away at (something) v.
tabaklama sırasında derileri düz bir şekilde yaymak lay away v.
bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak saturate (something or some place) with (something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine yaymak smear someone or something with something v.
her tarafına (bir şey) yaymak suffuse with (something) v.
bir şeyi bir şeye yaymak intersperse something with something v.
bir şeye bir şey yaymak permeate something with something v.
bilgi yaymak plaster over v.
bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine yaymak smooth something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine yaymak smooth something on v.
(bir şeyi bir şeyle) yaymak spread (something) with (something) v.
(bir şeyin/yerin) her yerine yaymak spread all over (something or some place) v.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) yaymak spread all over (something or some place) v.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) herkese yaymak spread all over (something or some place) v.
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak spread all over (something or some place) v.
üzerine yaymak spread on v.
bilgiyi bir şey üzerinden yaymak spread on v.
üzerinden yaymak spread on v.
'-de yaymak spread on v.
(bir şeyin/yerin) üzerine yaymak spread onto (something or some place) v.
(bir şeyi bir şeye ya da bir yere) yaymak spread across (something or some place) v.
(bilgi, haber bir yerin) tamamına yaymak spread across (something or some place) v.
yoğun bir şekilde bir şey kokusu yaymak reek of something v.
kötü koku yaymak reek of something v.
alttan alttan kötü bir koku/izlenim yaymak reek of something v.
yoğun koku yaymak reek of v.
kötü koku yaymak reek of v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak smear (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak smear (something) onto (something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on v.
bir şeyi etrafa savurmak/yaymak scatter something about v.
bir şeyi etrafa savurmak/yaymak scatter something around v.
bir şeyin dedikodusunu yapmak/yaymak bandy something about v.
bir şeyi herkese yaymak bandy something about v.
bir şeyi olumsuz bir bağlamda yaymak bandy something about v.
dedikodusunu yapmak/yaymak bandy around v.
herkese yaymak bandy around v.
olumsuz bir bağlamda yaymak bandy around v.
birinin/bir şeyin üzerine bir ışık, duman, renk yaymak bathe someone or something in something v.
dedikodu yaymak bruit about v.
bir şeyi (bir zamana kadar) uzatmak/yaymak carry something over v.
etrafa yaymak bruit (about) v.
bir şeyi bir şey içerisinde/arasında yaymak circulate something through something v.
içerisinde/arasında yaymak circulate through v.
'-e hafif dokunuşlarla sürmek/yaymak dab at v.
boyunca yaymak diffuse through v.
her yanına yaymak diffuse through v.
baştan başa yaymak diffuse through v.
-e yaymak/nüfuz ettirmek diffuse through v.
-in üstüne yaymak distribute over v.
(bir şeyin) üzerine yaymak/yayılmak drape (something or oneself) over (something) v.
bir şeyi yaymak fan something out v.
çınlayan yüksek bir ses yaymak ring out v.
bir şeyi yaymak flare something out v.
ışık yaymak flare out v.
oraya buraya yaymak fling around v.
(bir şey) yaymak give forth (something) v.
'-e yaymak intersperse with v.
dedikodusunu yaymak noise around v.
söylentisini yaymak noise around v.
(bir şey) yaymak permeate with v.
üzerine sürmek/sürüp yaymak plaster on v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak rub (something) (all) over (someone or something) v.
-i her tarafına yaymak saturate with v.
-in üstüne yaymak smear on v.
kötü koku yaymak smell up v.
yüzeyine/derisine yaymak smooth on v.
yüzeyine/derisine yaymak smooth onto v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yaymak/sermek spread over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yaymak spread over (someone or something) v.
(kötü bir) koku yaymak stink of (something) v.
dedikodu yaymak whisper around v.
söylenen bir şeyi yaymak whisper around v.
Colloquial
haberini yaymak blab around v.
haberini yaymak blab something around v.
dedikodu yaymak tom-tom v.
Idioms
bir şeyin değerini/etkisin ya da cazibesini artırmak için yalan bilgi yaymak salt the books v.
sahte bilgi yaymak salt the books v.
dedikodu yaymak noise something abroad v.
dedikodu yaymak dish the dirt v.
dedikodu yaymak spread gossip v.
dedikodu yaymak noise something about v.
dedikodu yaymak noise something around v.
haberi/gelişmeyi yaymak spread the word v.
haberi/mesajı yaymak/ulaştırmak get the word out v.
haberi/bilgiyi yaymak/iletmek put the word out v.
haberi/bilgiyi yaymak/iletmek put out the word v.
(söylentiyi) yaymak noise something about v.
(zaman) yaymak even out v.
(söylentiyi) yaymak noise something abroad v.
(duyulan/anlatılan bir şeyi) yaymak give currency v.
(bilgi/haber) yaymak let out v.
(söylentiyi) yaymak noise something around v.
(sırrı vb) yaymak spill the beans v.
(bir şeyi) herkese yaymak proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese yaymak proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese yaymak proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) herkese yaymak scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese yaymak scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese yaymak shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese yaymak shout (something) from the housetops v.
bir şeyi herkese yaymak shout something from the housetops/rooftops v.
kalın bir tabaka halinde yaymak/sürmek spread something on thick v.
(bir şeyi) yaymak give currency (to something) v.
(bir hikayeyi) yaymak give currency (to something) v.
herkese yaymak shout from the housetops v.
herkese yaymak shout from the rooftops v.
kalın bir tabaka halinde yaymak/sürmek spread on thick v.
Trade/Economic
bir maliyeti sistematik olarak birden fazla döneme yaymak allocate v.
maliyeti birden fazla dönemlere yaymak allocate v.
Politics
barışı yaymak spread the peace v.
Institutes
britanya'nın kültür ve eğitimini dünyaya yaymak için kurulmuş bir kuruluş british council n.
Technical
başlıca görevi ikinci derece elektronlar yaymak olan elektrot dynode n.
ısı yaymak warmth v.
ışın yaymak ray v.
ışın yaymak radiate v.
televizyon ile yaymak televise v.
tabakalar halinde yaymak layer v.
yaymak dışarı vermek emit v.
lazer kullanarak bağdışık ışınım yaymak lase v.
(kaldırım veya katranlı kreozotlu kereste) katran yaymak bleed v.
dökme metale istenen bir yüzey özelliğini kazandırmak için elektroliz yoluyla yüzeyine metal veya yarımetal element atomları yaymak metallide v.
yüzeye ince tabaka halinde mürekkep yaymak bray v.
Computer
genişletme yaymak extend v.
Electric
elektrik kaynağındaki iletim hattı boyunca bir elektrodu ileri geri hareket ettirerek bir kaynağı yaymak weave v.
Radio
(programı) geniş bir zamana yaymak stretch v.
Lighting
titreyerek ışık yaymak winkle v.
ışık yaymak luminesce v.
ışık yaymak rutilate v.
ışın yaymak rutilate v.
Printing
(mürekkebi) masa yüzeyine yaymak distribute v.
Food Engineering
(arpayı) maltlaşması için çerçeveye yaymak couch v.
Physics
(radyasyon veya tanecik) yaymak emit v.
radyoaktiviteyi yaymak contaminate v.
Biology
(aşılama malzemesini) kültürleme için plaka üzerine yaymak plate (out) v.
Tobacco
satılabilir kalitede olup olmadığını incelemek için tütün topağını fıçıdan çıkarıp yaymak break v.
Social Sciences
ormanlık bölgede yerlilerin haberleri hızlı yaymak için kullandığı iletişim sistemi bush telegraph n.
Religious
presbiteryenliği koruyup yaymak için yapılan iki antlaşmadan herhangi birini destekleyen iskoçyalı presbiteryen covenanter n.
hz. isa öğretilerini yaymak için kurulan bir merkez corps n.
incil'in mesajını yaymak evangelize v.
incil'in mesajını yaymak evangelise v.
hristiyanlığı yaymak için çalışmak experience religion v.
incil'i yaymak evangelize v.
incil'i yaymak evangelise v.
Military
(askeri veya donanma birliğini) en ve derinlik olarak yaymak display [obsolete] v.
(top ateşini) alan üzerine yaymak search v.
Archaic
dağınık ışık demetleri yaymak glint v.
(dedikoduyu) yaymak set abroad v.
Slang
bolca yaymak slather v.
pis kokular yaymak fail the smell test v.
götünü/kıçını yaymak fart off v.
asılsız bilgi yaymak put it about [uk] v.
asılsız olabilecek bir bilgi yaymak put it about [uk] v.