yemek yemek - Turkish English Dictionary
History

yemek yemek



Meanings of "yemek yemek" in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

Turkish English
Common Usage
yemek yemek eat v.
General
yemek yemek dine v.
yemek yemek feed v.
yemek yemek grub v.
yemek yemek make v.
yemek yemek muckamuck v.
yemek yemek peck v.
Colloquial
yemek yemek have something to eat v.
yemek yemek chew v.
Idioms
yemek yemek get (something) under (one's) belt v.
yemek yemek have (something) under (one's) belt v.
yemek yemek put the feed bag on v.
yemek yemek put the nose-bag on v.
yemek yemek put on the feed bag v.
yemek yemek put the (old) feedbag on v.
yemek yemek put the feed bag on v.
yemek yemek put the nose-bag on v.
yemek yemek strap the (old) feedbag on v.
yemek yemek break bread v.
yemek yemek put the (old) nosebag on v.
Military
yemek yemek mess v.
Slang
yemek yemek bust a grub v.
yemek yemek strap on a feed-bag v.
yemek yemek feed the beast v.
yemek yemek put on the (old) feedbag v.
yemek yemek strap on the (old) feedbag v.
yemek yemek strap on the (old) nosebag v.
yemek yemek tie on the (old) feedbag v.
yemek yemek put on the (old) nosebag v.
yemek yemek put on the nosebag v.
yemek yemek tie on the (old) nosebag v.
yemek yemek tie on the nosebag v.
yemek yemek tie the (old) feedbag on v.

Meanings of "yemek yemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yemek pişirme cooking n.
yemek odası dining room n.
yemek tarifi recipe n.
yemek food n.
yemek pişirmek cook v.
yemek eat v.
ılık (yemek/içecek) lukewarm adj.
General
yemek yiyen kimse diner n.
yemek zamanı dinner time n.
yemek zamanı mealtime n.
fırın (yemek pişirmeye yarayan üstü ocaklı) range n.
yemek listesi bill of fare n.
yardımlaşmalı yemek potluck dinner n.
yemek artıkları remains n.
domuzlara verilen yemek artıkları hogwash n.
etli/sebzeli sulu yemek stew n.
yemek pişirme sanatı cookery n.
yemek course n.
işçi yemek hizmet employee food service n.
yemek salonu dininghall n.
farklı yemek çeşitleri sunan büfe smorgasbord n.
hafif yemek büfesi snack bar n.
hafif yemek snack food n.
yemek çubuğu chopstick n.
turfa olmayan yemek kasher n.
yemek takımı dinner service n.
yemek pişirme sanatı cuisine n.
bedava yemek kuyruğu bread line n.
yemek asansörü food elevator n.
yemek tarifinde istenen call for n.
hazır yemek ve salata dükkanı delicatessen n.
tadı yavan olan sulu yemek slop n.
yemek artıklarından oluşan sulu yiyecek (hayvana verilen) slop n.
eve yemek götürme hizmetleri food transport services to home n.
yemek takımı set n.
yemek odası diningroom n.
yemek salonu dining hall n.
yemek salonu mess hall n.
yemek masası dining table n.
baş yemek entrée n.
hafif yemek refection n.
yemek pişirmede kullanılan cooking n.
açık büfe yemek buffet n.
yemek food n.
otomatlardan yemek alınan kafeterya automat n.
yemek servisi food service n.
sonra gelen yemek remove n.
bir kişilik yemek takımı setting n.
tatlı (yemek aralarında yenilen) snack n.
yemek odası dinette n.
yemek pişirme sanatı culinary art n.
yemek (lokantaya has) special n.
meksika mutfağına özgü böreğe benzeyen acılı bir yemek enchilada n.
açık havada yenilen yemek picnic n.
yemek tarifi talebi recipe request n.
yemek pişirme sanatı cooking n.
balıkla baş yemek arasında yenilen yemek entrée n.
yemek odaları dining rooms n.
açık büfe yemek servisi yapan restoran smorgasbord n.
bedava yemek kuyruğu breadline n.
liverpool'a özgü bir yemek scouse n.
yemek takımı dinner set n.
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) takeaway n.
aşçıbaşının o gün için önerdiği yemek plat du jour n.
yemek grub n.
yemek sonunda yenen tuzlu şey savoury n.
yemek takımı dinnerware n.
yemek vakti dinnertime n.
yemek artığı leftover n.
yemek odası lunchroom n.
yemek seçme durumu olmayan öğün set meal n.
iyi yemek yeme ve yemekten anlama sanatı gastronomy n.
çatal bıçak/yemek takımı (bir kişilik) setting n.
hafif yemek refreshment n.
yemek yardımı food allowance n.
yemek odası grillroom n.
yemek meal n.
yemek kaşığı table spoon n.
yemek zili dinner bell n.
hafif yemek luncheon n.
yemek zamanı repast n.
yemek tarifi talepleri recipe requests n.
yemek nourishment n.
fazlasıyla (yemek) surfeit n.
yemek victuals n.
artık yemek leftover n.
basımevlerinde çalışanların düzenlediği yıllık yemek veya toplantı wayzgoose n.
yemek kitapları cookbooks n.
yemek servis asansörü dumbwaiter n.
yemek tarifesi recipe n.
yemek eating n.
yemek recipe n.
toprak veya cam kapta pişirilen yemek casserole n.
baş yemek dışındaki yiyecek side dish n.
yemek sosu gravy n.
yoksullara parasız yemek verilen yer soup kitchen n.
yemek dining n.
yemek çubuğu (uzakdoğuda kullanılan) chopstick n.
baş yemek main dish n.
yemek sonunda yenen tuzlu şey savory n.
sulandırılmış yemek artıkları (domuza yedirilen) swill n.
yemek yiyen diner n.
kötü sulu yemek wash n.
yemek sonrası postprandial n.
yemek takımı chafing dish n.
yemek sanatı gastronomy n.
yemek geleneği eating customs n.
acı ve baharatlı yemek devil n.
ağırlık (yemek) richness n.
hafif yemek collation n.
hazır yemek convenience foods n.
yemek stoğu food stock n.
hazır yemek fast food n.
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek savory n.
yemek uzmanı gastronome n.
yemek dinner n.
yemek dish n.
dikkatsizce pişirilen yemek slopping n.
hafif yemek satan yer snackette n.
kafeterya'da ya da pub'da bulunan yemek tezgahı servery n.
yemek saati dinner time n.
yağlı yemek fatty food n.
yağlı yemek oily food n.
ana yemek piece de resistance n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi deipnosofist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde usta olan kimse deipnosophist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde becerikli kişi deipnosophist n.
yemek sanatında ve sofra sohbetinde usta olan kimse deipnosofist n.
yağlı yemek greasy food n.
yemek odası triclinium n.
yapış yapış iğenç yemek ya da içecek glop n.
yanmaz yemek takımları bakeware n.
fırında kullanılmaya müsait yemek takımları bakeware n.
yemek esnasında ağızdaki yiyeceklerin salya ile karışması insalivation n.
hazır yemek üreticileri ve üretimi caterers and catering n.
bozuk yemek rotten food n.
bozulmuş yemek rotten food n.
en sevdiği yemek one's favorite food n.
yemek odaları lunchrooms n.
lezzetli yemek tasty food n.
lezzetli yemek delicious food n.
aşırı yemek veya içmek sonucunda rahatsızlanmış kimse cropsick n.
yemek kültürü food culture n.
yemek masası triclinium n.
yemek listesi menu n.
yemek firması catering firm n.
yemek şirketi catering company n.
mutfak yemek asansörü lifter n.
yemek tarifi kitabı recipe book n.
yemek asansörü dumbwaiter n.
hazır yemek sektörü catering industry n.
hazır yemek sektörü catering sector n.
çinlilerin yemek çubuğu chopstick n.
yemek alışkanlığı eating habit n.
yemek köşesi dining nook n.
küçük yemek odası dinette n.
yemek köşeli mutfak dining kitchen n.
yemek yeme alışkanlığı eating habit n.
yemek asansörü dumb waiter n.
yemek pişirme yöntemi cuisine n.
yemek daveti dinner invitation n.
yemek ve içkinin iyisinden anlayan kimse gourmet n.
yemek zamanı dinner-time n.
yemek köşesi dining-corner n.
yemek takımı dinner-service n.
yemek takımı dinner-set n.
yemek nişi dining-corner n.
yemek odası dining-room n.
paketlenmiş olarak hazırlanan (sıcak yemek) take-out n.
yemek servisi helping n.
çin yemek çubuğu chopstick n.
yemek tabağı dish n.
önlenemez yemek arzusu food craving n.
önlenemez yemek arzusu irresistible desire for food n.
yemek salonu chow hall n.
yemek masasında edilen dua saying grace n.
yemek hizmeti catering n.
yemek servis aracı catering truck n.
yöresel yemek local food n.
çabuk yemek servisi fast food service n.
yerel yemek local food n.
yöresel yemek regional food n.
düğünde yapılan yemek salata ve tatlı ikramı cocktail prolonge n.
yemek stilisti food stylist n.
araçlara yol üstü verilen yemek servisi drive through n.
araçlara yol üstü verilen yemek servisi drive-thru n.
yemek dükkanı cookshop n.
yemek malzemeleri dükkanı cookshop n.
üç kap yemek (başlangıç, ana yemek, tatlı vb) three-course meal n.
günde üç öğün yemek three meals a day n.
yemek odası takımı dining room set n.
yardımlaşmalı yemek potluck lunch n.
davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek potluck dinner n.
davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek potluck lunch n.
yemek tuzu common salt n.
yemek pişirme kabı cooker n.
yemek bileti meal ticket n.
yemek tuzu table salt n.
yemek kitabı cookbook n.
yemek tezgahı buffet n.
yemek kaşığı tablespoon n.
yemek yapma cooking n.
yemek çanı dinner bell n.
yemek suyu pot liquor n.
yemek eşyası cookware n.
yemek dağıtma arabası server n.
ayak üstü yemek fast food n.
yemek artığı food residue n.
yemek çatalı table fork n.
artık (yemek) uneaten n.
yemek kültürümüz our food culture n.
yemek zamanı suppertime n.
yemek vakti suppertime n.
hazır yemek ve salata dükkanı (deli) delicatessen n.
yemek kartı meal card n.
hasta yemek masası overbed table n.
yemek festivali food festival n.
yemek üreticisi food producer n.
yemek üreticisi food maker n.
japonya'da özellikle çocukların beslenme çantalarına konulacak şekilde yapılan kutu yemek obento n.
yemek ve yatak food and bed n.
hayvansal içerik içermeyen yemek vegan food n.
yemek masasında dua etme saying grace n.
yemek daveti verme banqueting n.
yemek sonrası yenilen tatlı vb. afters n.
resmi yemek banquet n.
hazır yemek convenience food n.
hazır yemek delicatessen n.
hazır yemek deli n.
hazır yemek ve salata dükkanı deli n.
danslı yemek dinner dance n.
oyuncak yemek seti dinnerware set n.
yemek masası dinner table n.
yemek servisi arabası dinner wagon n.
yemek takımları dishes n.
yemek servisi arabası dinner trolley n.
artık yemek torbası doggie bag n.
yemek sırası chow line n.
oturma, çalışma, yemek, misafir odalarının ve mutfağın bir arada olduğu, yüksek tavanlı, büyük salon great room n.
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek savoury n.
yemek sırası food line n.
yemek kuyruğu food line n.
kişilerin kendi hazırladıkları tariflerle katıldıkları yemek yarışması bake-off n.
yemek/yiyecek kuponu food coupon n.
günün yemek tarifi recipe of the day n.
evden getirilmiş yemek bag lunch n.
evde hazırlanıp getirilmiş yemek bag lunch n.
geleneksel yemek traditional food n.
çiğ yemek raw food n.
yemek pişirme terimleri sözlüğü glossary of cooking terms n.
sıcak yemek hot meal n.
yemek yarışması cook-off n.
yemek yarışması cooking competition n.
yemek kursu cooking course n.
(alışveriş merkezinde) yemek katı food court n.
yemek seçme choosy eating n.
yemek seçicilik choosy eating n.
yemek molası meal break n.
yemek molası lunch break n.
tv karşısı hazır yemek tv dinner n.
iki tabak yemek two plates of food n.
yemek programı cookery programme n.
yemek programı cooking show n.
pub'larda sunulan yemek veya yiyecekler pub grub n.
(yemek yapımında kullanılan) yağlı kağıt baking paper n.
gizli yemek tarifi secret recipe n.
yemek saatleri̇ meal times n.
yemek planı meal plan n.
yemek arkadaşı tablemate n.
yemek arkadaşı dining companion n.
dört başı mamur yemek square meal n.
yemek kazanı cooking boiler n.
yemek kazanı cooking vessel n.
yemek kazanı cooking cauldron n.
bir müessesenin pişirmekte mahir olduğu yemek house specialty n.
doğal/organik gıdalarla yemek pişiren kimse natural cook n.
yemek eleştirmeni food critic n.
yemek eleştirmeni food writer n.
yemek eleştirmeni restaurant critic n.
yemek hizmeti endüstrisi food service industry n.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon n.
yemek yarışması cooking contest n.
yemek tarifleri recipes n.
yemek artıkları leftovers n.
meşhur yemek famous food n.
ağır yemek heavy dish n.
yatarak yemek yeme accubation n.
yemek artığı table scrap n.
yerli yemek native food n.
(masaya konan) yemek table n.
yemek çatalı tablefork n.
yemek takımı table service n.
yemek tepsisi cafeteria tray n.
çayla beraber yenen hafif yemek tea n.
öğleden sonra veya akşam yenen yemek tea n.
yemek bıçağı case knife n.
yemek artığı rechauffe n.
yemek servisi yapan kadın cateress n.
üst kattaki yemek odası cenacle n.
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular suet n.
yemek zamanı refection n.
ağır bacakları olan dar ve uzun yemek masası refectory table n.
yeniden yemek verme refeeding n.
yeniden pişirilen yemek rehash n.
artık yemek remnant n.
yemek paketi meal box n.
yemek sonrası konuşma yapıp insanları kadeh kaldırmaya davet eden kadın toast mistress n.
romalıların yemek yerken uzandıkları, masayı üç taraftan çevreleyen sedir triclinium n.
çok miktarda yemek tuck–in [brit] n.
batı hint adalarında haşlanmış muzu ezerek yapılan bir yemek tum-tum n.
yemek yeme isteği alimentiveness n.
yemek ve barınma easement [obsolete] n.
yemek salonu eating hall n.
artık yemek torbası scran bag n.
ana yemek entrée [us] n.
yalıtımlı yemek taşıma kabı insulated food carrier n.
ayrı bir yemek odası olmadığından yemek yenen mutfak kitchen-diner n.
yemek masasındaki artıklar voiding n.
sulu yemek lap n.
haşlanmış yemek bile [dialect] n.
kampta yemek pişirmek için kullanılan metal tencere billy [australia] n.
(yemek) kızarmış yüzey birsle n.
ana yemek olarak baharatlı alman sosisi servis edilen barbekü partisi wiener roast n.
ana yemek olarak baharatlı alman sosisi servis edilen barbekü partisi weenie roast n.
yemek masası board n.
ihtiyacı olan kimselere verilen kıyafet, yemek veya para hand-out n.
yemek yeme meal n.
bir yerde kalıp başka bir yerde yemek yiyen kimse mealer n.
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı meals on wheels [uk] n.
küçük ve yuvarlak yemek porsiyonu médaillon n.
küçük ve yuvarlak yemek porsiyonu medallion n.
yemek zamanı meltith [scotland] n.
yemek zamanı melteth [scotland] n.
yemek listesi menu card n.
personel grubunca yenen yemek mess n.
bir porsiyon yemek help [obsolete] n.
tören vesilesiyle erken saatte yenen yemek breakfast n.
yemek sosu bree [scotland] n.
açık büfede yemek yiyen kimse buffeter n.
yemek düşkünlüğü hoggishness n.
hayvanlara verilen yemek artığı hogwash n.
yemek sepeti mocock n.
yemek sepeti mocuck n.
kahvaltıdan önce yenen hafif yemek morning [scotland] n.
hafif yemek morsel n.
lezzetli yemek morsel n.
yemek yeme repast n.
yemek repasture n.
fazladan yemek reward n.
küçük porsiyonlu yemek lunch [minnesota] n.
hafif yemek lunch n.
yemek muckamuck n.
mutfak ve yemek odası arasında bulunan servis odası butler's pantry n.
şapır şupur yemek yiyen kimse chomper n.
yemek yeme chow-down n.
(midye kabuğu gibi açılan) yemek kabı clamshell n.
dışarıda yemek yiyen kimse diner-out n.
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor dingle n.
yemek yenen alan dining area n.
(değirmen hizmetlisinin) kiracılardan yemek yeme hakkı gowpen [scotland] n.
taşrada bir grup erkeğe yemek pişiren aşçı greasy n.
yemek yeme munch n.
tıka basa yemek yiyen kimse overeater n.
yemek tarifi rule [dialect] n.
yemek salonu commons n.
yemek masasında şarabı soğutan büyük kap cistern [obsolete] n.
birlikte yemek yenen kimse commensal [rare] n.
birlikte yemek yiyen grup commensality n.
birlikte yemek yeme commensation n.
yemek malzemeleri doings [dialect] n.
yemek pişirme malzemeleri doings [dialect] n.
zengin yemek malzemesi doodad n.
yemek malzemelerinin hazırlandığı masa dresser [obsolete] n.
yemek servis masası dresser [obsolete] n.
yemek servis büfesi dresser [obsolete] n.
az miktardaki yemek pick [dialect] n.
bir gıdımlık yemek pick [dialect] n.
eldeki ürünlerle hazırlanan yemek pick-up dinner n.
yemek konusunda idareli kimse pinchcommons n.
tadı keskin olan yemek piquancy n.
yemek yeme intake n.
yemek milleri food miles n.
yemek ve eğlence için toplanma feasting n.
yemek sağlayan şey feeder n.
bebeklerin yemek yerken oturduğu sandalye feeding chair n.
bebeklerin yemek yerken oturduğu sandalye highchair n.
yemek peck n.
yemek ve servis hizmeti plate n.
tencerede yemek pişiren kimse potter n.
yemek pabulation n.
yemek odası salle à manger n.
yemek scaff n.
(eve, otelde) yemek alanı dinning room n.
hafif yemek light food n.
araba sürerken yemek yiyen kimse dashboard diner n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixie n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixy n.
1930'lardan 1970'lere kadar üretilmiş bir seramik yemek takımı markası fiesta ware® n.
tüm gelenlere sabit fiyattan sunulan yemek ordinary [uk] n.
yemek pişirme ve servisinde kullanılan ısıya dayanıklı (cam, seramik) tabaklar ovenware n.
(ısıtarak) yemek hazırlama preparation n.
genellikle içyağı içeren ve dışı kabuk tutan baharatsız bir yemek pudding n.
yemek artıkları scraps n.
ikinci tur yemek yardımı seconds n.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepawn [dialect] [us] n.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepon n.
deniz kabuğu şeklindeki yemek pişirme veya servis gereci shell n.
yerde yenen yemek sit-down n.
oturarak yenen yemek sit-down n.
yemek için avlanma prey n.
çabucak yenen yemek snap [dialect] n.
kovboy yemek arabası chuckwagon [dialect] n.
kulüplerde her yıl düzenlenen danslı yemek social [dated] n.
(çin porseleni veya farklı bir yemek takımında) özel tasarım strike n.
gece uyumadan önce atıştırılan yemek supper n.
aşırı yenen yemek surfeit [obsolete] n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprise n.
sürpriz içerikli gösterişli yemek surprize n.
yemek board n.
domuz paçası (yemek) trotter n.
günün esas yemeğini yemek dine v.
yemek wear v.
karışık yemek mess v.
oburca yemek scoff v.
ceza yemek be punished v.
yemek get v.
yemek atıştırmak gorge v.
öğle yemeği yemek luncheon v.
para yemek play ducks and drakes with money v.
darbe yemek be hit for six v.
öküz gibi yemek eat like a horse v.
acele yemek gobble v.
sulandırılmış yemek artıkları vermek (domuza) swill v.
başının etini yemek henpeck v.
tıka basa yemek cram v.
hafif yemek snack v.
hapır hupur yemek guzzle v.
rüşvet yemek take a bribe v.
tıka basa yemek make a pig of oneself v.
birine olan borcu ödemek için başkasının hakkını yemek rob peter to pay paul v.
hakkını yemek cheat somebody of his rights v.
gereğinden fazla yemek yemek overeat v.
başının etini yemek nag at v.
tıka basa yemek englut v.
yemek eat away v.
zılgıt yemek get a rocket v.
azar azar yemek peck v.
doyasıya yemek feast v.
hak yemek be unfair v.
kurt gibi yemek yemek eat like a horse v.
ayı gibi yemek eat like a horse v.
damga yemek be branded v.
yemek chow v.
kendi kendini yemek fret v.
gürültüyle yemek crunch v.
avlayıp yemek prey on v.
içi içini yemek simmer with v.
dışarıda yemek eat out v.
içeride yemek yemek dine in v.
içi içini yemek eat one's heart out v.
zılgıt yemek be told off v.
yemek ingest v.
yemek vermek feed v.
hafif şeyler yemek snack v.
sesli yemek munch v.
bedenine darbe yemek get a bang on v.
yemek believe v.
oburca yemek gormandize v.
yemek çürümek spoil v.
küçük küçük yemek pick v.
zevkle yemek relish v.
yemek çürümek go off v.
para yemek have money to burn v.
yemek duası yapmak say the blessing v.
akşam yemeği yemek eat dinner v.
fazla yemek overeat v.
hatır hatır yemek crunch v.
kazık yemek be cheated v.
nane yemek make a blunder v.
hızlı yemek gobble v.
yemek çürümek go bad v.
yemek be sent down v.
kötek yemek get a beating v.
yemek yapmak make food v.
yemek seçmek be choosy in eating v.
tekme yemek get a kick v.
hapır hupur yemek gulp down v.
dışarıda yemek yemek dine out v.
kuş gibi az yemek peck at v.
kendi kendini yemek eat one's heart out for v.
dışarıdan yemek söylemek order food from outside v.
yemek feed on v.
yemek eat v.
yemek vermek give a dinner v.
hazırlamak (bir öğün yemek) get v.
yaprak yemek browse v.
yemek feed v.
yemek rub away v.
şapır şupur yemek gobble something down v.
azar yemek be rebuked v.