History

yol göstermek

Meanings of "yol göstermek" in English Turkish Dictionary : 35 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yol göstermek	lead v.
2	Common Usage	yol göstermek	guide v.
General
3	General	yol göstermek	lead the way v.
4	General	yol göstermek	shepherd v.
5	General	yol göstermek	pilot v.
6	General	yol göstermek	instruct v.
7	General	yol göstermek	front v.
8	General	yol göstermek	conduct v.
9	General	yol göstermek	prevent v.
10	General	yol göstermek	lead off v.
11	General	yol göstermek	beacon v.
12	General	yol göstermek	direct v.
13	General	yol göstermek	show the way v.
14	General	yol göstermek	shepherding v.
15	General	yol göstermek	give somebody a lead v.
16	General	yol göstermek	show (someone) how to get to a place v.
17	General	yol göstermek	show (someone) how to solve something v.
18	General	yol göstermek	guide (someone) v.
19	General	yol göstermek	usher v.
20	General	yol göstermek	steer v.
21	General	yol göstermek	lead forth v.
22	General	yol göstermek	bring one on one's way v.
23	General	yol göstermek	ken v.
24	General	yol göstermek	wise v.
25	General	yol göstermek	maneuver v.
26	General	yol göstermek	marshall v.
27	General	yol göstermek	hand v.
28	General	yol göstermek	give v.
29	General	yol göstermek	deport v.
30	General	yol göstermek	insense [dialect] [uk] v.
31	General	yol göstermek	science v.
Idioms
32	Idioms	yol göstermek	put a bee in someone's bonnet (about something) v.
33	Idioms	yol göstermek	give a lead v.
34	Idioms	yol göstermek	shape one's course v.
Technical
35	Technical	yol göstermek	guide v.

Meanings of "yol göstermek" with other terms in English Turkish Dictionary : 45 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	yanlış yol göstermek	misdirect v.
2	General	yanlış yol göstermek	misguide v.
3	General	bir bölgenin doğal atraksiyonlarını göstermek üzere söz konusu bölgenin içinden geçen tabelalı yol	nature trail v.
4	General	başıyla yol göstermek	nod v.
5	General	tekrar yol göstermek	reinstruct v.
6	General	yukarıya doğru yol göstermek	uplead v.
7	General	ışık ile yol göstermek	light v.
8	General	yanlış yol göstermek	misgie v.
9	General	yanlış yol göstermek	misgye v.
10	General	birine yol göstermek	gate v.
11	General	önceden yol göstermek	preguide v.
Phrasals
12	Phrasals	belli bir tutumla iş yaptırmak/yol göstermek	lead by v.
13	Phrasals	(birine/bir gruba) belli bir tutumla iş yaptırmak/yol göstermek	lead by v.
14	Phrasals	bir yerinden tutarak/çekerek (birine/bir şeye/bir hayvana) yol göstermek	lead by v.
15	Phrasals	bir yerinden tutarak/çekerek (birine) yol göstermek	lead someone by something v.
16	Phrasals	yukarı doğru yol göstermek	lead up v.
17	Phrasals	birine bir şeyden yukarı doğru yol göstermek	lead someone up something v.
18	Phrasals	(birine bir şeye/yere) kadar yol göstermek	show (one) to (something or some place) v.
19	Phrasals	(zor, karmaşık bir durumda) yol göstermek	steer through (something) v.
20	Phrasals	birine karmaşık, tehlikeli bir durumun içinden çıkabilmesi için yol göstermek	steer someone or something through something v.
21	Phrasals	(birine) bir konuda yol göstermek/rehberlik etmek	train on (someone) v.
22	Phrasals	içeride yol göstermek	see into v.
23	Phrasals	içeri doğru yol göstermek	conduct in v.
24	Phrasals	içeri doğru yol göstermek	conduct into v.
25	Phrasals	dışarı doğru yol göstermek	conduct out v.
26	Phrasals	'-den dışarı doğru yol göstermek	conduct out of v.
27	Phrasals	birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca yol göstermek	guide someone or something across (something) v.
28	Phrasals	birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek	guide someone or something across (something) v.
29	Phrasals	(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek	guide (someone or something) across v.
30	Phrasals	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek	usher (someone or something) from (something or some place) v.
31	Phrasals	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri yol göstermek	usher (someone or something) into (something or some place) v.
32	Phrasals	(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı yol göstermek	usher (someone or something) out of (something or some place) v.
33	Phrasals	(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru yol göstermek	usher (someone or something) to (something or some place) v.
34	Phrasals	bir yerden içeri yol göstermek	usher into some place v.
35	Phrasals	bir yerden dışarı yol göstermek	usher out of some place v.
36	Phrasals	bir yere doğru yol göstermek	usher to v.
37	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar yol göstermek	walk over to (someone or something) v.
Idioms
38	Idioms	bir kimseye bir şey hakkında yol göstermek	ground someone in something v.
39	Idioms	birine yol göstermek	point someone in the right direction v.
40	Idioms	(birine) akıllıca düşünmesi için yol göstermek	talk some sense into (someone's) head v.
41	Idioms	(birine) yol göstermek	take (one) in tow v.
42	Idioms	birine (biriyle/bir şeyle ilgili) yol göstermek	put a bee in someone's bonnet (about someone or something) v.
43	Idioms	(bir konuda) yol göstermek	give a lead (on something) v.
Aeronautic
44	Aeronautic	(pilot veya uçağa) telsiz iletişimle yol göstermek	vector v.
Social Sciences
45	Social Sciences	örnekle yol göstermek	lead by example v.