yumuşatıcı - Turkish English Dictionary

yumuşatıcı

Meanings of "yumuşatıcı" in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
Common Usage
yumuşatıcı softener n.
It has been used as a softener for paper and fiber.
Kağıt ve elyaf için yumuşatıcı olarak kullanılmıştır.

More Sentences
General
yumuşatıcı laxative n.
yumuşatıcı temperer n.
yumuşatıcı mollifier n.
yumuşatıcı conditioner n.
yumuşatıcı softening adj.
yumuşatıcı emollient adj.
yumuşatıcı lenitive adj.
yumuşatıcı balsamic adj.
yumuşatıcı remollient adj.
yumuşatıcı lenitive adj.
yumuşatıcı malacissant adj.
yumuşatıcı mollient adj.
Technical
yumuşatıcı plasticizer n.
yumuşatıcı flux oil n.
yumuşatıcı plasticiser n.
yumuşatıcı laxative adj.
Textile
yumuşatıcı fabric conditioner n.
Aeronautic
yumuşatıcı flexibilizer n.
Medical
yumuşatıcı emollient n.
Food Engineering
yumuşatıcı plasticizer n.
yumuşatıcı plasticiser n.
Archaic
yumuşatıcı softner n.

Meanings of "yumuşatıcı" with other terms in English Turkish Dictionary : 31 result(s)

Turkish English
General
yumuşatıcı (cilt) emollient adj.
The emollient lotion helped soothe her dry skin.
Yumuşatıcı losyon, kadının kuru cildini yatıştırdı.

More Sentences
su yumuşatıcı calgon n.
yumuşatıcı krem balsam n.
eti yumuşatıcı bir madde tenderizer n.
saç yumuşatıcı/düzleştirici hair relaxer n.
kırışıklık giderici yumuşatıcı krem densifying anti-wrinkle cream n.
eti yumuşatıcı bir madde tenderiser n.
çamaşır yumuşatıcı laundry conditioner n.
yumuşatıcı olmayan unsoftening adj.
yumuşatıcı bir biçimde lenitively adv.
Technical
lastik yumuşatıcı rubber damper n.
su yumuşatıcı water demineralizer n.
su yumuşatıcı water softener n.
zeolit su yumuşatıcı zeolite water softener n.
su yumuşatıcı calgon n.
yumuşatıcı yağ flux oil n.
yumuşatıcı madde fluxing material n.
kumaş yumuşatıcı fabric softener n.
su yumuşatıcı yapay reçine watersoftener salt n.
su yumuşatıcı water deminealizer n.
yumuşatıcı (cilt) emollient n.
yumuşatıcı (madde) softener n.
yumuşatıcı (kil) flocculant adj.
Textile
kumaş yumuşatıcı fabric softener n.
Medical
kemiğin yumuşatıcı maddesi osteogen n.
Pharmaceutics
yatıştırıcı ve yumuşatıcı olarak kullanılan kurutulmuş hatmi kökü althaea n.
yatıştırıcı ve yumuşatıcı olarak kullanılan kurutulmuş hatmi kökü althea n.
su ve bal içeren bağırsak yumuşatıcı hydromel n.
Food Engineering
gıda maddelerinde kullanılan yumuşatıcı, sabitleştirici, yoğunlaştırıcı ve jelleştirici maddelerin saflık derecesini belirleyen bazı ölçütler specific criteria of purity for emulsifiers, stabilizers, thickeners and gelling agents for use in foodstuffs n.
Linguistics
yumuşatıcı kip jussive mood n.
Photography
ışık yumuşatıcı diffuser n.