çekilmez - Turkish English Dictionary
History

çekilmez



Meanings of "çekilmez" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

Turkish English
Common Usage
çekilmez insufferable adj.
çekilmez unbearable adj.
General
çekilmez insufferable adj.
çekilmez beyond endurance adj.
çekilmez unacceptable adj.
çekilmez beyond all bearing adj.
çekilmez impossible adj.
çekilmez unbearable adj.
çekilmez forbidding adj.
çekilmez beyond bearing adj.
çekilmez unendurable adj.
çekilmez past endurance adj.
çekilmez insupportable adj.
çekilmez intolerable adj.
çekilmez cruel adj.
çekilmez unsufferable adj.
çekilmez disagreeable adj.
çekilmez unsuffering adj.
çekilmez unsupportable adj.
çekilmez untolerable adj.
çekilmez impatient [obsolete] adj.
çekilmez importable [obsolete] adj.
çekilmez distasteful adj.
çekilmez crossgrained adj.
çekilmez skunky adj.
çekilmez miserable adj.
Colloquial
çekilmez more than flesh and blood can stand expr.
Idioms
çekilmez milk and water expr.
çekilmez more than flesh and blood can endure expr.
Slang
çekilmez hellacious adj.
çekilmez onkus [australia/new zealand] adj.
British Slang
çekilmez fart in a spacesuit n.

Meanings of "çekilmez" with other terms in English Turkish Dictionary : 45 result(s)

Turkish English
General
çekilmez tip shocker n.
çekilmez kadın bag n.
çekilmez olma unendurableness n.
çekilmez kişi/şey limit n.
çekilmez kimse pickle [uk] n.
çekilmez bir hale gelmek become a nuisance v.
çekilmez bir hale gelmek become unbearable v.
çekilmez bir hal almak become obnoxious v.
çekilmez hale gelmek become a nuisance v.
çekilmez hale gelmek become obnoxious v.
çekilmez hale gelmek become unpleasant v.
çekilmez bir hal almak become unpleasant v.
çekilmez bir hale gelmek become obnoxious v.
çekilmez hale gelmek become unbearable v.
çekilmez bir hale gelmek become unpleasant v.
çekilmez bir hal almak become unbearable v.
çekilmez bir hal almak become a nuisance v.
hayatı çekilmez yapmak make life miserable for someone v.
geri çekilmez unshrinking adj.
çekilmez bir halde forbiddingly adv.
çekilmez bir şekilde unendurably adv.
Colloquial
çekilmez hayat a living death n.
çekilmez kimse creeping-crud n.
çekilmez kimse creeping-crud n.
çekilmez kişi/yer/şey toxic waste dump n.
çekilmez şey horror n.
çekilmez olmak be beyond endurance v.
dayanılmaz/çekilmez biri/bir şey olmak be the (absolute) limit [old-fashioned] v.
katlanılmaz/çekilmez olmak be the end [uk] v.
işler dayanılmaz/çekilmez hale geldi enough is too much expr.
durum dayanılmaz/çekilmez hale geldi enough is too much expr.
Idioms
bir yerin en kötü/çekilmez bölümü armpit of (somewhere) n.
çekilmez kimse fly in the ointment n.
çekilmez kimse/şey the fly in the ointment n.
çekilmez kimse/şey a fly in the ointment n.
(bir yerin) en kötü/çekilmez bölümü the armpit of (some place) n.
dayanılmaz/çekilmez noktada olmak be the (absolute) limit v.
(birine) hayatı çekilmez yapmak make life a misery (for one) v.
(birine) hayatı çekilmez yapmak make life miserable for (one) v.
dayanılmaz/çekilmez noktada olan the (absolute) limit expr.
Slang
çekilmez şey/kimse bummer n.
çekilmez kadın geebag [ireland] n.
British Slang
çirkin ve çekilmez kadın trout n.
çekilmez yaşı tip bof n.
sıkıcı/çekilmez tip drip n.