çorba - Turkish English Dictionary
History

çorba



Meanings of "çorba" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
çorba soup n.
General
çorba potage n.
çorba mess n.
çorba gippo n.
çorba soup n.
çorba broth n.
çorba bree [scotland] n.
çorba suppage [obsolete] n.
çorba supping [dialect] [uk] n.
Gastronomy
çorba broth n.
çorba soup n.
çorba sowp n.

Meanings of "çorba" with other terms in English Turkish Dictionary : 166 result(s)

Turkish English
Common Usage
çorba yapmak make a soup v.
General
çorba kasesi tureen n.
koyu çorba bisque n.
çorba kasesi porringer n.
çorba (koyu) pottage n.
çorba kaşığı soup spoon n.
büyük çorba kasesi tureen n.
çorba kaşığı (ölçü birimi olarak) tablespoon n.
çorba kaşığı soupspoon n.
koyu çorba potage n.
çorba tabağı soup plate n.
çorba servis kasesi tureen n.
büyük servis çorba kasesi tureen n.
et suyuna çorba broth n.
ilksel çorba primordial soup n.
krema, pirinç ve tavuk etinin karışımıyla yapılan bir çorba soup a la reine n.
britanya’ya özgü, soğan ve turpla koyun kellesi haşlanıp karışım kaynatılarak yapılan bir çorba powsowdie n.
çorba kepçesi ladle n.
soğuk çorba cold soup n.
yoğun kıvamlı çorba porridge [obsolete] n.
et ve yulaf ile hazırlanan bir çorba skilligolee n.
çorba karıştırmak stir v.
çorba içmek have soup v.
çorba etmek make a mess of v.
soğuk çorba getirdiği için garsonu haşlamak dress down the waiter for bringing cold soup v.
soğuk çorba servis etmek bring cold soup v.
çorba pişirmek cook soup v.
çorba yapmak cook soup v.
çorba gibi confused adj.
çorba gibi soupy adj.
yavan (çorba vb) weak adj.
çorba kıvamında soupy adj.
çorba gibi in a mess adv.
Phrasals
çorba etmek bungle up v.
çorba etmek bungle something up v.
bir şeyi üflemek (çorba vb) blow on something v.
Phrases
hadi iyisin, çorba parası çıktı winner winner chicken dinner expr.
her şeyin çorba olması all knowledge is contained in fandom expr.
Colloquial
çorba olmuş durum fibber mcgee's closet n.
çorba vb. goozlum n.
çorba vb. goozlum n.
çorba etmek chunk v.
çorba etmek ball up v.
bir şeyi çorba etmek jack something up v.
Idioms
çorba gibi durum a hot mess [us] n.
çorba parası glove money [dated] n.
çorba olmuş şey soup sandwich n.
bir kase çorba için doğum hakkını satmak sell (one's) birthright for a mess of pottage v.
bir kase çorba için doğum hakkını satmak sell (one's) birthright for a bowl of soup v.
bir kase çorba için doğum hakkını satmak sell (one's) birthright for a bowl of soup v.
çorba etmek fluff v.
çorba etmek make a pig's ear of v.
çorba etmek make a hash of v.
çorba etmek spoil v.
çorba etmek foul up v.
çorba etmek wreck v.
çorba etmek ruin v.
çorba etmek cock up v.
çorba etmek mishandle v.
çorba etmek muck up v.
çorba etmek botch v.
çorba etmek mess up v.
çorba etmek make a horlicks of v.
çorba etmek make a mess of v.
çorba etmek bungle v.
çorba kaynamak put bread on the table v.
(bir şeyi) çorba etmek make a mess (out) of (something) v.
(bir şeyi) çorba etmek make a pig's ear of (something) v.
çorba kaynamak put food on the table v.
(bir şeyi) bir kase çorba için satmak sell (something) for a mess of pottage v.
Computer
çorba tası gif soup bowl gif n.
Food Engineering
sudkostik ile donyağı veya domuz yağının tepkimeye girmesiyle yapılan çorba lye soap n.
(çorba) kıvam verici içermeyen clear adj.
Gastronomy
gölevez yapraklarından yapılan yahni veya çorba callaloo n.
gölevez yapraklarından yapılan yahni veya çorba calalu n.
yengeç eti, yeşillik ve baharatlarla yapılan kıvamlı bir çorba callaloo n.
yengeç eti, yeşillik ve baharatlarla yapılan kıvamlı bir çorba calalu n.
hindistan'ın güneyine özgü çorba rasam n.
japon tenceresinde pişmiş güveç ya da çorba nabe n.
istiridye, soğan domuz eti, patates ve süt ile yapılan koyu bir çorba new england clam chowder n.
çorba servis etmekte kullanılan büyük kase terrine n.
yeni zelanda'ya özgü deniz istiridyesinden yapılan çorba toheroa n.
çorba kasesi dolusu miktar tureenful n.
çorba kaşığı table spoon n.
çorba kaşığı tablespoon n.
çorba kasesi soup bowl n.
çorba kepçesi soup ladle n.
çorba harcı soup base n.
çorba ile sunulan küçük kızarmış ekmek parçası crouton n.
çorba içinde küçük hamur parçaları dumplings in soup n.
çorba tenceresi soup kettle n.
ekşili çorba sour soup n.
erişteli çorba noodle soup n.
hazır çorba instant soup n.
hamurlu çorba dark soup of home made fettuchini, lentils and minced meat n.
jambonlu patatesli çorba ham potato soup n.
karayipler'de yetişen yenilebilir geniş yapraklarıyla çorba yapılan bir bitki calalu n.
karayipler'de yetişen yenilebilir geniş yapraklarıyla çorba yapılan bir bitki calaloo n.
köpekbalığı yüzgeçlerinden yapılmış çorba shark’s fin soup n.
kremalı çorba cream-soup n.
patates ve pırasa ihtiva eden bir tür çorba vichyssoise n.
soğuk çorba cold soup n.
terbiyeli çorba soup with egg yolk and lemon sauce n.
çift kulplu, kapaklı çorba kasesi ecuelle n.
yumurta, limon ve et suyundan oluşan bir çorba terbiyesi avgolemono n.
bir çeşit çorba kell n.
bamya, çeşitli sebze ve etlerle yapılan bir çorba bendy n.
bamya, çeşitli sebze ve etlerle yapılan bir çorba okra n.
bamya, çeşitli sebze ve etlerle yapılan bir çorba okro n.
midye, krema, arpacık soğanı ve beyaz şaraptan yapılan bir çorba billi bi n.
midye, krema, arpacık soğanı ve beyaz şaraptan yapılan bir çorba billi-bi n.
midye, krema, arpacık soğanı ve beyaz şaraptan yapılan bir çorba billy-bi n.
istiridye, domates ve çeşitli diğer sebzelerle yapılan baharatlı bir çorba manhattan clam chowder n.
büyük tencerede pişirilen çorba marmite n.
çorba servisi için kullanılan kapaklı güveç kabı marmite n.
genellikle çorba pişirmek için kullanılan kapaklı küçük bir toprak kap petite marmite n.
içinde çin mantısı olan çorba won ton n.
içinde çin mantısı olan çorba wonton n.
içinde çin mantısı olan çorba wonton soup n.
mercimek, nohut ve kişniş gibi çeşitli sebzelerin olduğu fas'a özgü bir çorba harira n.
genellikle çorba ile servis edilen, yahudilere özgü matza unundan yapılmış hamur köftesi matzoh ball n.
dana kellesi, eti veya diğer etlerden yapılıp tadı yeşil kaplumbağa çorbasına benzeyecek şekilde çeşnilendirilen bir çorba mock turtle soup n.
çeşitli malzemelerden oluşan koyu kıvamlı sulu yemek çorba arası bir yiyecek hearty stew n.
doğu hindistan'a özgü körili bir çorba mullagatawny n.
bol körili tavuk suyuyla yapılan bir çorba mulligatawny n.
et ve sebzelerden yapılan kıvamlı bir çorba veya güveç burgoo n.
çorba ikramı yapılan piknik veya toplantı burgoo n.
fransa'ya özgü koyu bir çorba garbure n.
arpa, nohut, sebze ve etle yapılan katı bir çorba hodgepodge n.
yumurta ve buğday unundan yapılıp genellikle çorba içinde yenen bir tür mantı rivel [us] n.
dövülmüş etle yapılan çorba rubaboo [canada] n.
iskoçya'ya özgü bir çorba türü imrigh n.
dana kuyruğundan yapılan bir çorba türü oxtail soup n.
püre sebzelerden hazırlanan bir tür kremalı çorba bisk n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cockaleekie n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cockaleekie n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cockieleekie n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cockyleekie n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cockyleeky n.
tavuk suyu ve pırasayla yapılan bir çorba cocky-leeky n.
kremalı çorba cream n.
etli ve sebzeli bir tür çorba pepper pot n.
etli ve sebzeli bir tür çorba philadelphia pepper pot n.
et ve sebzeden yapılan yoğun kıvamlı bir çorba porridge n.
domuz eti, mısır, sarımsak ve şiliden yapılan yoğun kıvamlı bir çorba posole n.
domuz eti, mısır, sarımsak ve şiliden yapılan yoğun kıvamlı bir çorba posol n.
domuz eti, mısır, sarımsak ve şiliden yapılan yoğun kıvamlı bir çorba pozole n.
çorba, et suyu ve bulyon alanında uzman aşçı potager n.
sos ve çorba alanında uzman şef saucier n.
ekşi krema ile soğuk servis edilen bir çorba schav n.
sığır veya koyun eti ve sebzelerden yapılıp arpa ile kıvam verilen çorba scotch broth n.
yoğun kıvamlı çorba skilly [uk] n.
incikten yapılan bir çorba skink n.
Chemistry
(eskiden) çorba ve et suyuna özgü kokuları vermede kullanılan ve birkaç azotlu madde içeren bir karışım osmazome n.
Biology
ilkel çorba primordial soup n.
Marine Biology
çin mutfağında yüzgeçlerinden çorba yapılan çeşitli köpekbalıklarına verilen ad oil shark n.
Botanic
eski dünya'nın tropikal bölgelerine özgü, çorba ve yahnilerde kullanılan uzun yeşil meyveleri olan yıllık bir bitki ocra n.
özellikle çorba ve güveçlerde kaynatılarak veya sote edilerek kullanılan uzun ve yeşil bir bitki ocra n.
Religious
genellikle çorba ile servis edilen, yahudilere özgü matza unundan yapılmış hamur köftesi matzah ball n.
Geography
borç (çorba) kuşağı borscht belt n.
Latin
çorba kaplumbağası chelonia mydas n.
Archaic
çorba kasesi terreen n.
Slang
kıvamlı çorba hoosh n.
çene suyu çorba gassing [dated] n.
çorba etmek crap up (something) v.
çorba etmek crap up v.