fan - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
fan hayran n.
  • She is a big fan of k-pop.
  • Büyük bir k-pop hayranı.
  • I am not a NATO fan, but anything is better than standing by idly.
  • Ben bir NATO hayranı değilim ama her şey boş boş durmaktan iyidir.
  • There is just one sport of which I am not a fan, and that is women's boxing.
  • Benim hayranı olmadığım tek bir spor dalı var, o da kadın boksu.
Show More (76)
fan taraftar n.
  • The virus can travel with returning players and fans in food and on their footwear.
  • Virüs, geri dönen oyuncular ve taraftarlarla birlikte yiyeceklerde ve ayakkabılarında seyahat edebilir.
  • That's what the fans wanted.
  • Taraftarların istediği şey odur.
  • Tom is a fan.
  • Tom bir taraftar.
Show More (21)
fan vantilatör n.
  • You can use a fan in the kitchen for ventilation.
  • Havalandırma için mutfakta bir vantilatör kullanabilirsin.
  • In this way, the fan does two jobs at once.
  • Bu şekilde, vantilatör aynı anda iki iş yapar.
  • The fan doesn't work.
  • Vantilatör çalışmıyor.
Show More (19)
fan fan n.
  • The automatic fan function can be set in five different levels to maximise the climate comfort for each occupant.
  • Otomatik fan işlevi, her bir yolcunun iklim konforunu en üst düzeye çıkarmak için beş farklı seviyeye ayarlanabilir.
  • The fan in my computer is very loud.
  • Bilgisayarımın fanı çok gürültülüdür.
  • The ceiling fan is on.
  • Tavan fanı açık.
Show More (13)
fan meraklı adj.
  • I'm not a fan of pacifism.
  • Barışseverliğe meraklı değilim.
  • I'm not a fan of conservatism.
  • Ben muhafazakârlığın meraklısı değilim.
  • Also, I am not a fan of the cafeteria food.
  • Ayrıca, kafeterya yemeklerinin de meraklısı değilim.
Show More (7)
fan yelpaze n.
  • He brought me a folding fan from China.
  • Bana Çin'den katlanabilir bir yelpaze getirmiş.
  • I want the fan.
  • Yelpazeyi istiyorum.
  • There's a fan on the table.
  • Masanın üzerinde bir yelpaze var.
Show More (6)
fan yelpazelemek v.
  • He was fanning himself with his hand.
  • Eliyle kendini yelpazeliyordu.
  • You fan yourself.
  • Yelpazelen.
  • I am fanning myself with a magazine.
  • Kendimi bir dergiyle yelpazeliyorum.
Show More (5)
fan yellemek v.
  • Fan yourself with this.
  • Bununla kendini yelle.
  • Tom fanned himself with his notebook.
  • Tom, dizüstü bilgisayarı ile kendini yelledi.
  • Use this to fan yourself.
  • Kendini yellemek için bunu kullan.
Show More (2)
fan körüklemek v.
  • The president's speech fanned the flames of racial tension.
  • Başkan'ın konuşması ırkçı gerilimin alevlerini körükledi.
  • Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
  • Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
  • He fanned the fire into flame.
  • O ateşi körükledi.
Show More (0)
fan tutkun n.
  • I'm a huge fan of golf.
  • Ben büyük bir golf tutkunuyum.
  • He was a fan of fishing.
  • O bir balığa gitme tutkunuydu.
  • I am a fan of cars.
  • Ben bir araba tutkunuyum.
Show More (0)
fan fanatik n.
  • He interfered with the fans.
  • O, fanatiklere müdahale etti.
  • My older brother is a very enthusiastic soccer fan.
  • Ağabeyim çok hevesli bir futbol fanatiğidir.
Show More (-1)
fan pervane (kanadı) n.
  • There's a ton of dust on top of the fan blades.
  • Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
Show More (-2)
fan havalandırmak v.
  • Use this to fan yourself.
  • Kendini havalandırmak için bunu kullan.
Show More (-2)
Inglés Turco
fan fan n.
  • The automatic fan function can be set in five different levels to maximise the climate comfort for each occupant.
  • Otomatik fan işlevi, her bir yolcunun iklim konforunu en üst düzeye çıkarmak için beş farklı seviyeye ayarlanabilir.
  • There is a fan on the desk.
  • Masanın üzerinde bir fan vardır.
  • I turned off the fan.
  • Fanı kapattım.
Show More (13)