intertwine - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
intertwine birbiriyle ilintili olmak v.
  • We know that junk food and obesity are intertwined.
  • Abur cubur ve obezitenin birbiriyle ilintili olduğu biliniyor.
Show More (-2)
intertwine iç içe geçmek v.
  • Inflation and poverty are closely intertwined.
  • Enflasyon ve yoksulluk birbiriyle yakından iç içe geçmiştir.
Show More (-2)
intertwine birbirine geçirmek v.
  • The meatballs were intertwined with cheese.
  • Köftelerle peynir birbirine geçmiş durumda.
Show More (-2)
intertwine birbirine bağlı olmak v.
  • The intertwined projects are going very well.
  • Birbirine bağlı projeler gayet iyi gidiyor.
Show More (-2)