|
- I think that official assistant vets should be able to take part in ante mortem inspections in abattoirs.
- Resmi veteriner yardımcılarının mezbahalardaki ante mortem denetimlerde yer alabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- A lack of vets and no epidemic monitoring, which is why the disease spread.
- Hastalığın yayılmasının nedeni veteriner eksikliği ve salgının izlenmemesidir.
- We had to rush our dog to the vet.
- Köpeğimizi acilen veterinere götürmek zorunda kaldık.
- Tom took his dog to the vet.
- Tom köpeğini veterinere götürdü.
- This beef is so rare that a good vet could save it.
- Bu et o kadar az pişmiş ki iyi bir veteriner onu kurtarabilir.
- Mr Briggs is not a doctor, he is a vet.
- Bay Briggs doktor değil veteriner.
- They called the vet, since there was no other doctor in the village.
- Köyde başka doktor olmadığı için veterineri aradılar.
- While Tom waited outside, the vet performed a four hour surgery on Mary's cat.
- Tom dışarıda beklerken, veteriner Mary'nin kedisine dört saatlik bir ameliyat yaptı.
- My brother is a vet.
- Erkek kardeşim bir veteriner.
- Mary wants to become a vet because she loves animals.
- Mary hayvanları sevdiği için veteriner olmak istiyor.
- This beef is so rare that a good vet could save it.
- Bu sığır o kadar nadir ki iyi bir veteriner ona bakabilir.
- Tom and Mary were supposed to take their dog to the vet this morning.
- Tom ve Mary'nin bu sabah köpeklerini veterinere götürmeleri gerekiyordu.
- I had to quickly take my dying hamster to the vet.
- Ölen hamsterimi hızlıca veterinere götürmem gerekiyordu.
- My vet recommended euthanizing my dog.
- Veterinerim köpeğime ötenazi yapılmasını önerdi.
- While Tom waited outside, the vet performed a four hour surgery on Mary's cat.
- Tom dışarıda beklerken veteriner, Mary'nin kedisini dört saat boyunca ameliyat etti.
- I have to take the cat to the vet today.
- Bugün kediyi veterinere götürmeliyim.
- I took my dog to the vet.
- Köpeğimi veterinere götürdüm.
- I need to get to a vet.
- Veterinere gitmem lazım.
- My vet told me to feed my dog in the evening.
- Veterinerim köpeğimi akşamları beslememi söyledi.
- They called the vet, since there was no other doctor in the village.
- Köyde başka doktor olmadığı için veterineri çağırdılar.
- I'm taking the dog to the vet.
- Köpeği veterinere götürüyorum.
- Tom took his cat to the vet to have her spayed.
- Tom kedisini kısırlaştırtmak için veterinere götürdü.
- I have to take the cat to the vet today.
- Kediyi bugün veterinere götürmek zorundayım.
- I had to quickly take my dying hamster to the vet.
- Ölmek üzere olan hamsterımı hemen veterinere götürmek zorunda kaldım.
- We have to take the dog to the vet.
- Köpeği veterinere götürmeliyiz.
- My brother is a vet.
- Kardeşim bir veteriner.
- I need to get to a vet.
- Bir veterinere gitmem gerekiyor.
- I'm going to take the dog to the vet.
- Köpeği veterinere götüreceğim.
- Tom is a vet, isn't he?
- Tom bir veteriner, değil mi?
- Even though her vet told her not to, she continued to feed her dog raw vegetables.
- Veterineri yapmamasını söylemesine rağmen köpeğini çiğ sebzelerle beslemeye devam etti.
- Mary wants to become a vet because she loves animals.
- Mary veteriner olmak istiyor çünkü hayvanları seviyor.
- Mr Briggs is not a doctor, he is a vet.
- Bay Briggs doktor değil, veterinerdir.
- We had to rush our dog to the vet.
- Köpeğimizi veterinere aceleyle götürmek zorunda kaldık.
- Tom took his cat to the vet to have her spayed.
- Tom kısırlaştırılması için kedisini veterinere götürdü.
- Even though her vet told her not to, she continued to feed her dog raw vegetables.
- Veterineri ona yapmamasını söylese bile, o köpeğini çiğ sebzelerle beslemeye devam etti.
- My vet won't feed his dog commercial dog food.
- Veterinerim köpeğini ticari köpek mamasıyla beslemiyor.
- My vet recommended putting my dog to sleep.
- Veterinerim köpeğimi uyutmayı önerdi.
Show More (34)
|
