|
- For example, I recently met with the Australian Ambassador to the European Union.
- Örneğin, kısa bir süre önce Avustralya'nın Avrupa Birliği Büyükelçisi ile bir araya geldim.
- Lessons over the radio have always been a way of life in the Australian outback.
- Radyo üzerinden yapılan dersler Avustralya taşrasında her zaman bir yaşam biçimi olmuştur.
- The Australian Army signed an agreement with SAAB.
- Avustralya Kara Ordusu SAAB ile bir anlaşma imzaladı.
- The Australian Army signed an agreement with SAAB.
- Avustralya Kara Kuvvetleri, SAAB ile anlaşma imzaladı.
- Wombat is a typical australian animal.
- Wombat tipik bir Avustralya hayvanıdır.
- I am fond of Australian food.
- Avustralya yemeklerine bayılırım.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.
- Emily is an Australian citizen.
- Emily, Avustralya vatandaşıdır.
- Tom went to the Australian embassy to get a visa.
- Tom vize almak için Avustralya elçiliğine gitti.
- I am fond of Australian food.
- Avustralya yemeklerini çok severim.
- What exactly was Tom doing in the Australian Embassy?
- Tom'un Avustralya Büyükelçiliği'nde tam olarak ne işi vardı?
- Kangaroo tail soup is known as an Australian dish, because kangaroos are found in Australia.
- Kanguru kuyruğu çorbası bir Avustralya yemeği olarak bilinir, çünkü kangurular Avustralya'da bulunur.
- Two young men have been killed by tiger sharks on Australian beaches in the past two weeks.
- İki genç adam son iki hafta içinde Avustralya plajlarında kaplan köpekbalıkları tarafından öldürüldü.
- Have you been to the Australian embassy website?
- Avustralya elçiliğinin web sitesine girdiniz mi?
- It's an Australian accent.
- Bu bir Avustralya aksanı.
- This Bible came from an Australian foundation.
- Bu İncil bir Avustralya vakfından geldi.
- Tom works for the Australian embassy.
- Tom Avustralya büyük elçiliği için çalışmaktadır.
- I think you should apply for a job at the Australian embassy.
- Bence Avustralya elçiliğine iş başvurusunda bulunmalısın.
- Where's the Australian embassy?
- Avustralya elçiliği nerede?
- What exactly was Tom doing in the Australian Embassy?
- Tom Avustralya Büyükelçiliğinde tam olarak ne yapıyordu?
- Melbourne is an Australian town.
- Melbourne bir Avustralya şehridir.
- Should we change the Australian flag?
- Avustralya bayrağını değiştirmemiz gerekiyor mu?
- Tom doesn't have an Australian accent.
- Tom'un Avustralya aksanı yok.
- I think you should apply for a job at the Australian embassy.
- Avustralya büyük elçiliğinde bir işe başvurman gerektiğini düşünüyorum.
- I'll never understand Australian politics.
- Avustralya politikasını asla anlayamayacağım.
- Tom is an Australian citizen.
- Tom Avustralya vatandaşı.
- Where's the Australian embassy?
- Avustralya büyükelçiliği nerede?
- Have you been to the Australian embassy website?
- Avustralya büyük elçiliği web sitesine gittiniz mi?
- I'll never understand Australian politics.
- Avustralya siyasetini asla anlayamayacağım.
- Tom is interested in Australian history.
- Tom Avustralya tarihiyle ilgileniyor.
- Vegemite is a popular Australian foodstuff.
- Vegemite popüler bir Avusturalya yiyeceğidir.
- Vegemite is a popular Australian foodstuff.
- Vegemite, Avustralya'nın popüler bir gıda maddesidir.
- Tom works for the Australian embassy.
- Tom Avustralya elçiliğinde çalışıyor.
- Two young men have been killed by tiger sharks on Australian beaches in the past two weeks.
- Son iki hafta içinde Avustralya sahillerinde iki genç adam kaplan köpekbalıkları tarafından öldürüldü.
- Should we change the Australian flag?
- Avustralya bayrağını değiştirelim mi?
- What's your favorite Australian folk song?
- En sevdiğin Avustralya halk şarkısı nedir?
- Emily is an Australian citizen.
- Emily Avustralya vatandaşı.
- It's an Australian accent.
- O bir Avustralya aksanı.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralya tarihi hakkında Tom kadar çok şey bilen kimseyle tanışmadım.
- What's your favorite Australian folk song?
- En sevdiğin Avustralya halk şarkısı hangisi?
- I am fond of Australian food.
- Avustralya yemeklerini severim.
- Tom is very interested in Australian history.
- Tom Avustralya tarihi ile çok ilgileniyor.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralya tarihi hakkında Tom kadar çok şey bilen biriyle daha önce hiç tanışmadım.
- Tom went to the Australian embassy to get a visa.
- Tom vize almak için Avustralya büyük elçiliğine gitti.
- Tom is interested in Australian history.
- Tom Avustralya tarihi ile ilgileniyor.
- Tom is very interested in Australian history.
- Tom Avustralya tarihiyle çok ilgileniyor.
- Tom has an Australian accent.
- Tom'un Avustralya aksanı var.
- Where is the Australian embassy?
- Avustralya elçiliği nerede?
Show More (45)
|
|
- I think he's Australian but I'm not certain.
- Sanırım o Avustralyalı ama emin değilim.
- Tom has a daughter who's married to an Australian.
- Tom'un bir Avustralyalı ile evli olan bir kızı var.
- She's Australian.
- Avustralyalı.
- She's Australian.
- O, Avustralyalıdır.
- Tom doesn't have an Australian accent.
- Tom'un Avustralyalı aksanı yok.
- We are Australian.
- Biz Avustralyalıyız.
- Tom has a daughter who's married to an Australian.
- Tom'un bir Avustralyalı ile evli bir kızı var.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- He was an Australian, as I knew by his accent.
- Onun aksanından tanıdığım kadarıyla o bir Avustralyalıydı.
- This Bible came from an Australian foundation.
- Bu İncil, Avustralyalı bir vakıftan geldi.
- The Australian actor, Andy Whitfield, has passed away.
- Avustralyalı aktör, Andy Whitfield, vefat etti.
- I think he's Australian but I'm not certain.
- Avustralyalı olduğunu düşünüyorum ama emin değilim.
- Wombat is a typical australian animal.
- Wombat, Avustralyalı tipik bir hayvandır.
- He's Australian.
- Adam Avustralyalı.
- He's Australian.
- O, Avustralyalıdır.
- Tom works for an Australian company.
- Tom Avustralyalı bir şirket için çalışıyor.
- He was an Australian, as I knew by his accent.
- Aksanından anladığım kadarıyla Avustralyalıydı.
- Tom has an Australian accent.
- Tom'un bir Avustralyalı aksanı var.
- I am Australian.
- Ben Avustralyalıyım.
- The Australian actor, Andy Whitfield, has passed away.
- Avustralyalı aktör Andy Whitfield vefat etti.
- Australian women are very beautiful.
- Avustralyalı kadınlar çok güzeldir.
Show More (18)
|