Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be the leading v. | başında gelmek | ||
Car accidents are the leading cause of death for teenagers in the United States. Araba kazaları Amerika Birleşik Devletleri'nde gençlerin ölüm nedenlerinin başında geliyor. More Sentences |
||||
General | be a leading country for v. | açısından önde gelen bir ülke olmak | ||
General | be in the leading position v. | lider konumunda olmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | be in leading strings v. | bebeklik çağında olmak | ||
Idioms | be in leading strings v. | başkalarına bağımlı durumda olmak |