Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | blackout n. | baygınlık | ||
I had a blackout. Bir baygınlık geçirdim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | blackout n. | kendinden geçme | ||
I had a blackout. Kendimden geçmişim. More Sentences |
||||
General | blackout n. | karartma | ||
The main reason behind the blackout was to prevent the cities from being bombed. Karartmanın ardında yatan temel neden şehirlerin bombalanmasını önlemekti. More Sentences |
||||
General | blackout n. | elektrik kesintisi | ||
The cause of the last night's blackout is still uncertain. Dün geceki elektrik kesintisinin nedeni hala belirsizliğini koruyor. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | blackout n. | elektrik kesintisi | ||
Guys, another blackout's about to sweep through this sector. Arkadaşlar, bu sektörde başka bir elektrik kesintisi yaşanmak üzere. More Sentences |
||||
Idioms | blackout n. | karartma | ||
According to the journalists, there was a virtual news blackout about the crisis. Gazetecilere göre, krizle ilgili sanal bir haber karartması söz konusuydu. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | blackout n. | şuur kaybı | ||
Suddenly the driver had a blackout. Sürücü aniden şuur kaybı yaşadı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | blackout n. | bayılma | ||
General | blackout n. | göz kararması | ||
General | blackout n. | kararma | ||
General | blackout n. | yayının kesilmesi | ||
General | blackout n. | örtbas etme | ||
General | blackout n. | kısa süren şuur kaybı | ||
General | blackout n. | özel ticari tekliflerin geçersiz olduğu bir süre | ||
General | blackout v. | bayılmak | ||
General | blackout v. | kendinden geçmek | ||
General | blackout v. | karartmak | ||
General | blackout v. | düşüp bayılmak | ||
General | blackout adj. | karartılmış | ||
General | blackout adj. | söndürülmüş | ||
Idioms | ||||
Idioms | blackout n. | baygınlık | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | blackout n. | özel indirimin olmadığı dönem | ||
Technical | ||||
Technical | blackout n. | geçici durdurma | ||
Technical | blackout n. | geçici baskılama | ||
Technical | blackout n. | geçici olarak gizleme | ||
Technical | blackout n. | manyetik fırtınaların şiddetli aşamalarında görülen ciddi radyo sinyali kaybı | ||
Technical | blackout n. | kısa ve güçlü bir darbe sonrası valflerde görülen geçici hassasiyet kaybı | ||
Technical | blackout n. | uzay aracı ile dünya arasındaki geçici iletişim kaybı | ||
Telecom | ||||
Telecom | blackout n. | karartma | ||
Electric | ||||
Electric | blackout n. | elektriklerin kesilmesi | ||
Automotive | ||||
Automotive | blackout n. | elektrik kesilmesi | ||
Medical | ||||
Medical | blackout n. | bilinç kaybı | ||
Medical | blackout n. | bilinç kapanması | ||
Medical | blackout n. | hafıza kaybı | ||
Psychology | ||||
Psychology | blackout n. | göz kararması | ||
Military | ||||
Military | blackout n. | karartma | ||
Art | ||||
Art | blackout n. | karartma | ||
Theatre | ||||
Theatre | blackout n. | sahne karartma | ||
Theatre | blackout n. | sahne kararmasıyla biten skeç | ||
Slang | ||||
Slang | blackout adj. | körkütük sarhoş | ||
Slang | blackout adj. | zil zurna sarhoş | ||
Slang | blackout adj. | küfelik | ||
Slang | blackout adj. | dut gibi | ||
Slang | blackout adj. | zurna | ||
Slang | blackout adj. | zom olmuş |