çıkar sağlamak - Turco Inglés Diccionario
Historia

çıkar sağlamak



Significados de "çıkar sağlamak" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
General
çıkar sağlamak profit from v.
çıkar sağlamak gain advantage v.
çıkar sağlamak suck advantage out of v.
çıkar sağlamak capitalize v.
çıkar sağlamak take advantage of v.
çıkar sağlamak cash in on v.
çıkar sağlamak capitalize on v.
çıkar sağlamak afford advantage v.
çıkar sağlamak capitalise v.
çıkar sağlamak job v.
çıkar sağlamak pole (on) v.
Phrasals
çıkar sağlamak impose upon v.
çıkar sağlamak impose on v.
çıkar sağlamak slip something over [dated] v.
Idioms
çıkar sağlamak bring grist the mill v.
çıkar sağlamak avail one's self of v.
çıkar sağlamak make capital out of v.
Trade/Economic
çıkar sağlamak derive benefits from v.
çıkar sağlamak gain advantage v.
çıkar sağlamak make capital out of v.
çıkar sağlamak gain benefit v.

Significados de "çıkar sağlamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 39 resultado(s)

Turco Inglés
General
kişisel çıkar sağlamak derive personal benefits v.
kendisi için şahsi çıkar sağlamak obtain personal gain v.
başkaları için şahsi çıkar sağlamak provide personal gain v.
ekonomik çıkar sağlamak gain illegal economic profit/advantage v.
yasa dışı ekonomik çıkar sağlamak gain illegal economic profit/advantage v.
şahsi çıkar sağlamak fish in troubled waters v.
çıkar sağlamak için yapılan ingratiating adj.
çıkar sağlamak için yapılan ingratiatory adj.
Phrasals
(bir şeyden) menfaat/çıkar sağlamak capitalize on (something) v.
(birinden/bir şeyden) çıkar sağlamak prey upon (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) çıkar sağlamak prey on (someone or something) v.
Idioms
birinden çıkar sağlamak make one's hand v.
iki taraflı çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
iki taraflı çıkar sağlamak have (one's) bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have (one's) bread buttered on both sides v.
birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak have (one's) bread buttered on both sides v.
iki taraflı çıkar sağlamak have your bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have your bread buttered on both sides v.
birbirine zıt iki şeyden çıkar/yarar sağlamak have your bread buttered on both sides v.
iki taraflı menfaat elde etmek/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
(bir şeyden) çıkar sağlamak get the advantage of (something) v.
birini kullanarak çıkar sağlamak take advantage of v.
iki ayrı durumdan çıkar sağlamak butter both sides of one's bread v.
iki ayrı durumdan çıkar sağlamak the best of both worlds v.
-den çıkar sağlamak make capital out of v.
biri/bir şey üzerinden çıkar sağlamak get one over on somebody/something v.
biri/bir şey üzerinden çıkar sağlamak put one over on somebody/something v.
iki karşıt grubu birbirine düşürüp çıkar sağlamak play both sides against the middle v.
(bir şeyden) çıkar sağlamak cash in on (something) v.
biri/bir şey üzerinden çıkar sağlamak get/put one over on somebody/something v.
bir şeyden çıkar sağlamak make capital of of something v.
bir şeyden çıkar sağlamak make capital out of something v.
(birinden/bir şeyden) fayda/yarar/çıkar sağlamak take advantage of (someone or something) v.
çıkar sağlamak için araya bir tanıdık sokma eğilimi the old pals act expr.
Trade/Economic
karşı tarafa çıkar sağlamak için yapılmış akit gratuitous contract n.
Law
kanuna aykırı biçimde çıkar sağlamak extort v.
Politics
çıkar sağlamak amacıyla kanunsuz olarak birleşme plunder bund n.