çaplı - Turco Inglés Diccionario
Historia

çaplı



Significados de "çaplı" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çaplı diameter adj.
General
çaplı wide bored adj.
çaplı diameter adj.

Significados de "çaplı" con otros términos en diccionario inglés turco: 125 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
geniş çaplı extensive adj.
General
çaplı kereste dimension lumber n.
küçük çaplı soygun yapan hırsız petty thief n.
orta çaplı top medium artillery n.
küçük çaplı grev lightning strike n.
geniş çaplı destek extensive support n.
büyük çaplı full-scale n.
geniş çaplı hasar extensive damage n.
küçük çaplı vaka incelemesi caselet n.
çok küçük çaplı kablo microwire n.
küçük çaplı kriz brush fire n.
küçük çaplı kriz brushfire n.
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı increaser n.
geniş çaplı taşkınlık fire storm n.
küçük çaplı edebi eser opuscle n.
esas maç öncesi sergilenen küçük çaplı müsabaka preliminary n.
küçük çaplı soyguncu sheepbiter [obsolete] n.
geniş çaplı tarım ile uğraşan soylu kimse squatter n.
ufak çaplı (sorun) pinprick n.
ufak çaplı iş minnow n.
küçük çaplı soygunlar yapmak sheepbite v.
geniş çaplı large scaled adj.
geniş çaplı global adj.
geniş çaplı full-scale adj.
küçük çaplı small-scale adj.
geniş çaplı wide adj.
geniş çaplı extended adj.
geniş çaplı widescale adj.
geniş çaplı broad adj.
büyük çaplı extensional adj.
(madeni para) geniş çaplı ve ince broad adj.
geniş çaplı broadspread adj.
geniş çaplı royal adj.
geniş çaplı super adj.
geniş çaplı superficial adj.
ufak çaplı superficial adj.
geniş çaplı widespread adj.
geniş çaplı widely adv.
küçük çaplı hırsızlıkla filchingly adv.
geniş çaplı anlamına gelen bir ön ek super- pref.
Phrasals
biriyle ufak çaplı kavga etmek skirmish with someone v.
biriyle ufak çaplı kavga etmek skirmish with (someone) v.
Colloquial
ufak çaplı trafik kazası fender bender n.
büyük çaplı parti blowout n.
Idioms
çamaşır iplerinden kıyafet/ev tekstil eşyaları çalan küçük çaplı hırsız lully prigger [uk] n.
geniş çaplı ipotek anaconda mortgage n.
ufak çaplı trafik kazası fender-bender n.
biriyle arasında geçen ufak çaplı bir kavga skirmish with (someone) n.
büyük çaplı bir şey yapmak do something in a big way v.
küçük çaplı bir şey yapmak do something in a small way v.
geniş çaplı far afield adv.
geniş çaplı farther afield adv.
geniş çaplı further afield adv.
büyük çapta/çaplı on a biblical scale expr.
Trade/Economic
küçük çaplı ekonomik kriz shakeout n.
(küçük çaplı) hesap sorgulama izni soft bank probe n.
küçük çaplı tüccar small-time merchant n.
yerel tütün piyasasında küçük çaplı spekülatör pinhooker n.
geniş çaplı satış merkezi emporium n.
Law
küçük çaplı hırsızlık misdemeanor larceny n.
hafif çaplı ihlal cezası shido n.
Politics
küçük çaplı yerel savaş brushfire n.
yerel çaplı bir yoksullara yardım politikası poplarism n.
(savaş) küçük çaplı brushfire adj.
Institutes
yabancı ülkelerde yürütülen geniş çaplı insani yardım faaliyetlerine katılan unsurları koordine eden kuruluşlararası bir yapı humanitarian operations center n.
Industry
(özellikle fransa'nın bordeaux bölgesinde) geleneksel şarap üretimi kurallarına uymayan küçük çaplı şarap üreticisi garagiste n.
Technical
büyük çaplı bilya large diameter ball n.
büyük çaplı hortum ldh (large diameter hose) n.
çaplı taş dimension stone n.
farklı çaplı iğne valf differential needle n.
geniş çaplı boru duct n.
küçük çaplı piston plunger n.
küçük çaplı taş grinding wheel n.
küçük çaplı bilya small diameter ball n.
küçük çaplı bilya large diameter ball n.
motor gücünün büyük bölümünü en öndeki geniş çaplı fanda elde edildiği motor tipi fan engine n.
sabit veya değişken çaplı kasnak fixed or variable diameter pulley n.
küçük çaplı itfaiye hortumu hand line n.
küçük çaplı itfaiye hortumu handline n.
atmosferik basınca gömülü geniş çaplı boru biçimli yığın pneumatic pile n.
eş çaplı isodiametric adj.
Computer
internet ortamında orta çaplı şöhret sahibi kimse microcelebrity n.
Electric
elektrik kaynaklı büyük çaplı boru electric-welded large diameter pipe n.
Mechanic
birlikte çalışmaya uyarlanmış eşit çaplı bir çift konik dişli miter wheels n.
Architecture
kısmen üst üste binen bir dizi eşit çaplı dairenin dış hatlarını oluşturan simetrik biçim multifoil n.
Construction
büyük çaplı boru kazık cylinder pile n.
çaplı tasarruf belgesi individual land parcel plan n.
Woodworking
çaplı kereste dimension lumber n.
çaplı kereste dimensional lumber [us] n.
Automotive
biyel kolu büyük çaplı uç yatağı big-end bearing n.
değişken çaplı kasnak adjustable pulley n.
Marine
büyük çaplı dairesel silindir large diameter circular cylinder n.
küçük çaplı dairesel silindir small-diameter circular cylinder n.
geniş çaplı korsanlık yapan gemi sea rover n.
Mining
teknoloji kullanmadan yapılan ufak çaplı madencilik artisanal mining n.
Medical
küçük çaplı vurgun dysbarism n.
küçük çaplı damarların inflamasyon ve nekrozu inflammation and necrosis of small vessels n.
ufak çaplı epilepsi krizi absentia epileptica n.
Psychology
küçük çaplı delirme submania n.
Optics
geniş çaplı ışın broadbeam n.
Astronomy
güneşin kromosferinde ve taç küresinde görülen ufak çaplı radyal gaz emisyonu spiculum n.
(küçük çaplı ancak sürekli) yıldız kayması stardrift n.
(küçük çaplı ancak sürekli) yıldız hareketi stardrift n.
Botanic
silindirik gövdesi ve daha büyük çaplı dışbükey başı olan mushroom-headed adj.
Agriculture
(tarım) geniş çaplı bir şekilde extensively adv.
Fishery
kamış oltada içinden misinanın geçtiği ele en yakın yerdeki en büyük çaplı kılavuz butt guide n.
Environment
bölgede kirlilik kaynaklı gelişen geniş çaplı balık ölümü fishkill n.
Military
ağır çaplı top heavy artillery n.
büyük çaplı topçu silahları artillery n.
büyük çaplı top heavy artillery n.
büyük çaplı silah major-calibre weapon n.
geniş çaplı operasyon large scale operation n.
küçük çaplı cephane ball ammunition n.
küçük çaplı kıyı silahı minor-calibre weapon n.
küçük çaplı top light artillery n.
orta çaplı top medium artillery n.
geniş çaplı tahribat gücüne sahip silah doomsday weapon n.
bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatmak launch a wide range air supported operation in the region v.
geniş çaplı operasyon başlatmak launch a wide-scale operation v.
geniş çaplı kıyım yaratan suicide adj.
Hunting
geniş iç çaplı ve kısa namlulu tabanca bulldog n.
Wagering
ufak çaplı bahis penny ante n.
Art
mantık kurallarına uymayan nesnelere odaklanılan ufak çaplı bir sanat hareketi impossibilism n.
Slang
küçük çaplı pezevenk popcorn pimp n.
küçük çaplı kadın tüccarı popcorn pimp n.