çatışma - Turco Inglés Diccionario
Historia

çatışma



Significados de "çatışma" en diccionario inglés turco : 46 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çatışma conflict n.
General
çatışma brush n.
çatışma disagreement n.
çatışma rencontre n.
çatışma velitation n.
çatışma coincidence n.
çatışma clash n.
çatışma scrimmage n.
çatışma collision n.
çatışma battle n.
çatışma interference n.
çatışma strife n.
çatışma scrimmaging n.
çatışma infight n.
çatışma run-in n.
çatışma war n.
çatışma confrontation n.
çatışma confliction n.
çatışma action n.
çatışma action n.
çatışma alarums and excursions n.
çatışma traverse [obsolete] n.
çatışma bate n.
çatışma occurse n.
çatışma occursion n.
çatışma ruffle n.
çatışma dissentation [obsolete] n.
çatışma dissentience n.
çatışma disunion n.
çatışma firefight n.
çatışma skrimmage n.
çatışma tension n.
Colloquial
çatışma beef n.
çatışma face-off n.
Idioms
çatışma falling-out n.
Trade/Economic
çatışma conflict n.
Law
çatışma conflict n.
Politics
çatışma conflict n.
Psychology
çatışma conflict n.
Literature
çatışma agon n.
Military
çatışma skirmish n.
çatışma conflict n.
çatışma engagement n.
Theatre
çatışma alarum n.
Archaic
çatışma escarmouche n.
çatışma disgust n.

Significados de "çatışma" con otros términos en diccionario inglés turco: 193 resultado(s)

Turco Inglés
General
sosyal çatışma social conflict n.
edebiyat ve çatışma literature and the conflict n.
iç çatışma internal conflict n.
dikey çatışma vertical conflict n.
adli kararlarda çatışma conflict of judicial decisions n.
silahlı çatışma (iki kişi arasındaki) gunfight n.
gruplar arası çatışma group identity conflict n.
kuşaklararası çatışma conflicts of generations n.
iç çatışma infighting n.
çatışma yönetimi conflict management n.
çatışma ölçeği interferometer n.
sinema ve çatışma motion pictures and the conflict n.
grup içi çatışma group conflicts n.
müzik ve çatışma music and the conflict n.
kişilerarası çatışma interpersonal conflict n.
çatışma (silahlı) conflict n.
silahlı çatışma gunfight n.
silahlı çatışma shootout n.
ile çatışma interference with n.
kültürel çatışma cultural conflict n.
sıcak çatışma close combat n.
kültürel çatışma cultural clash n.
silahlı çatışma shoot-out n.
kendisiyle çatışma self-contradiction n.
silahlı çatışma firefight n.
polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışma clash between the police and the demonstrators n.
bir askeri çatışma simülasyonu airsoft n.
tartışma/çatışma konusu issue of conflict n.
silahlı çatışma gun battle n.
doğrudan çatışma direct conflict n.
silahlı/askeri çatışma clash of arms n.
çatışma algılaması conflict detection n.
çatışma döngüsü conflict cycle n.
silahlı çatışma armed conflagration n.
silahlı çatışma clash of arms n.
geçen ayki çatışma last month's shooting n.
ebedi çatışma perpetual conflict n.
felsefi çatışma philosophical conflict n.
harici çatışma external conflict n.
dış çatışma external conflict n.
şiddetli çatışma violent conflict n.
bölgesel çatışma territorial conflict n.
son derece yıkıcı çatışma armageddon n.
çatışma alanı battleground n.
silahlı çatışma gunplay n.
kökten farklı inançların, görüşlerin fanatik savunucuları arasındaki çatışma holy war n.
iki birey arasındaki çatışma monomachia n.
şiddetli çatışma clash n.
gürültülü çatışma ruction n.
silahlı çatışma shooting n.
çatışma çıkaran disuniter n.
narkotik ile uyuşturucu satıcıları arasındaki çatışma drug war n.
(abd ordusunda) çatışma zamanında gerekli malzemelere ilişkin bir tür lojistik planlama konsepti d-to-p concept n.
çatışma veya sorun çıkarma potansiyeli yüksek olan şey dynamite n.
(anlaşmazlığı sona erdiren) silahlı çatışma shoot out n.
birbirine rakip üç kişi, grup veya fikir arasındaki çatışma truel n.
çatışma çıkmak take place for an armed fight v.
bölgeden yer yer çatışma haberleri gelmek sporadic clashes reported from the region v.
bölgeden yer yer çatışma haberleri gelmek sporadic fighting reported from the region v.
bölgeden yer yer çatışma haberleri gelmek reports of sporadic clashes poured from the area v.
bölgeden yer yer çatışma haberleri gelmek sporadic clashes were reported v.
iç çatışma içinde bulunmak be in a state of inner conflict v.
çatışma ihtimalini azaltmak deconflict v.
çatışma için bir araya gelmek rencounter v.
çatışma/anlaşmazlık dolu conflict-ridden adj.
çatışma ile ayrılmış strife-torn adj.
parçaları arasında dinamik bir iç gerilim, çatışma ve bağlılığa sahip olan dialectical adj.
grup içi çatışma içeren internecine adj.
Proverb
kendi içerisinde çatışma/çekişme yaşayan bir grup/kurum sonunda dağılır a house divided against itself cannot stand
içsel bölünme/çatışma dağılmaya yol açar a house divided against itself cannot stand
Colloquial
katılımcıların yüksek hızda birbirine doğru ilerlediği bir çatışma oyunu chicken n.
kendi içerisinde çatışma/çekişme yaşayan divided against itself adj.
kendi içerisinde çatışma yaşayan divided against itself adj.
Idioms
grup içi çatışma blood on the carpet n.
bir çatışma ya da rekabet sırasında acımasız ve zalim taktiklere başvurma red in tooth and claw n.
çatışma nedeni the apple of discord n.
iç çatışma yaşayan grup circular firing squad n.
iç çatışma yaşayan grup/kurum a house divided n.
çatışma nedeni an act of war n.
çatışma nedeni an act of war n.
çatışma patlak vermek come to blows v.
çatışma patlamak come to blows v.
çatışma içerisine girmek be on a collision course v.
çatışma halinde olmak be on a collision course v.
(biriyle/bir şeyle) çatışma içinde olmak be on a collision course (with somebody/something) v.
(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows (over someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows (about someone or something) v.
(bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows (over something) v.
(bir şey hakkında) çatışma patlak vermek come to blows about (something) v.
(bir konuda) çatışma içinde at odds over (something) expr.
zıtlaşma/çatışma içinde at variance expr.
(biriyle/bir şeyle) zıtlaşma/çatışma içinde at variance (with somebody/something) expr.
çatışma içinde/halinde at war expr.
içsel bir çatışma içerisinde at war expr.
çatışma içerisinde on a collision course expr.
çatışma halinde on a collision course expr.
kayda değer bir çatışma yaşamadan without a shot being fired expr.
Speaking
hiç çatışma gördün mü? have you seen any combat? expr.
Trade/Economic
çatışma teorisi conflict theory n.
düşey çatışma vertical conflict n.
Law
çatışma ortamı clash environment n.
kanunlar arasındaki çatışma conflict of laws n.
silahlı çatışma armed conflict n.
Politics
soğuk savaş sonrası ülkeler arasında çatışma yerine işbirliği taraftarı olan bir uluslararası örgüt new world order n.
irlanda veya kuzey irlanda'da meydana gelen çeşitli çatışma veya isyanlardan herhangi biri the troubles n.
bölgesel çatışma regional conflict n.
çatışma alanları conflict zones n.
çatışma bölgeleri conflict regions n.
çatışma dinamikleri dynamics of conflict n.
çatışma sonrası yeniden yapılanma post-conflict reconstruction n.
çatışma tırmanışı escalation of conflict n.
çatışma yönetimi conflict management n.
çatışma sözleşmesi collision regulation n.
çatışma sonrası ülkeler post-conflict countries n.
çatışma sonrası seçimler post-conflict elections n.
devlet içi çatışma intrastate conflict n.
devletlerarası çatışma interstate conflict n.
düşük yoğunluklu çatışma low-intensity conflict n.
düşük yoğunlukta çatışma low-intensity conflict n.
etnik çatışma ethnic conflict n.
mezheplerarası çatışma sectarian clashes n.
orta yoğunlukta çatışma mid-intensity conflict n.
sıcak çatışma hot conflict n.
silahlı çatışma armed conflict n.
toplumlararası çatışma inter-communal conflict n.
ülke içi çatışma internal conflict n.
yüksek yoğunlukta çatışma high-intensity conflict n.
polis ile göstericiler arasındaki çatışma clash between police and demonstrators n.
laik ve dini otoriteler arasındaki çatışma kulturkampf n.
Insurance
çatışma klozu running down clause n.
Technical
çatışma perdesi bulkhead collision n.
Aeronautic
çatışma araştırma conflict search n.
çatışma deteksiyonu conflict detection n.
çatışma çözümü conflict resolution n.
çatışma ikazı conflict alert n.
çatışma çözümlenmesi conflict resolution n.
Marine
çatışma klozu running down clause n.
Mining
çatışma mineralleri conflict minerals n.
Psychology
içsel çatışma yaşayan kimse agonistes n.
akut çatışma stresi tepkisi acute combat stress reaction n.
bireylerarası çatışma interpersonal conflict n.
çatışma yönetimi conflict management n.
çatışma stresi combat stress n.
dip çatışma root conflict n.
gerçekçi çatışma teorisi realistic conflict theory n.
iç çatışma inner conflict n.
karma güdülü çatışma mixed-motive conflict n.
kişilerarası çatışma interpersonal conflict n.
nevrotik çatışma neurotic conflict n.
ruhsal iç çatışma intrapsychic conflict n.
sosyal çatışma social conflict n.
temel çatışma basic conflict n.
Social Sciences
bireyler arası çatışma inter- personal conflict n.
çatışma ve çatışma sonrası durumlarda cinsiyet yaklaşımları gender approaches in conflict and post-conflict situations n.
çatışma noktası point of conflict n.
etnik-dini çatışma ethno-religious conflict n.
kişisel çatışma personal conflict n.
sosyal çatışma social conflict n.
toplumsal çatışma social conflict n.
Linguistics
eşsesli çatışma homophonic clash n.
Military
alçak yoğunluklu çatışma low intensity conflict n.
çatışma sırasında silah yerine kullanılabilen her şey ammunition n.
çatışma kuralları rules of engagement n.
çatışma önleme merkezi conflict prevention centre n.
çatışma kontrolü engagement control n.
çatışma bölgesi engagement area n.
çatışma kuralları rules of engagement n.
çatışma önleme merkezi danışma komitesi consultative committee of the conflict prevention centre n.
düşük yoğunluklu çatışma low intensity conflict n.
kısa menzilli hava savunma çatışma bölgesi short-range air defence engagement zone n.
orta yoğunluklu çatışma mid intensity conflict n.
orta yoğunluklu çatışma medium intensity conflict n.
silahlı çatışma armed conflict n.
silahlı çatışma hukuku law of armed conflicts n.
şiddetli çatışma battle royal n.
yüksek yoğunluklu çatışma high density conflict n.
yüksek yoğunluklu çatışma high intensity conflict n.
yüksek yoğunluklu silahlı çatışma high intensity armed conflict n.
silahlı çatışma armed combat n.
çatışma kontrolü emri engage n.
hasta veya yaralıların çatışma alanından acil tahliyesi medivac n.
alçak irtifa füze çatışma bölgesi low-altitude missile engagement zone (lomez) n.
farklı birden fazla görev veya çatışma düzeyinde etkili kullanılabilen silahlar dual (multi)-purpose weapons n.
askeri çatışma military confrontation n.
karşıt askeri birlikler arasındaki küçük ölçekli silahlı çatışma firefight n.
kısa menzilli hava savunma çatışma short-range air defense engagement zone n.
kriz veya çatışma zamanında düşmana karşı belirli hedeflere yönelik olarak bilginin veya bilgi teknolojilerinin kullanımı iw n.
çatışma haberi yapmak için (gazeteciyi) askeri birime dahil etmek imbed v.
çatışma alanı olan embattled adj.
basit manevralarla kapsamlı bir askeri gücü aktifleştirebilen mekanizmaların kullanıldığı (çatışma) push-button adj.
Slang
silahlı çatışma shoot-up n.
Star Wars
eravana üzerinde çatışma skirmish aboard the eravana n.
ylesia üstünde çatışma skirmish over ylesia n.