çok önemli - Turco Inglés Diccionario
Historia

çok önemli



Significados de "çok önemli" en diccionario inglés turco : 54 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çok önemli crucial adj.
çok önemli vital adj.
General
çok önemli a matter of life or death n.
çok önemli a matter of life and death n.
çok önemli big deal n.
çok önemli considerable adj.
çok önemli momentous adj.
çok önemli pivotal adj.
çok önemli crucial adj.
çok önemli world shaking adj.
çok önemli sacrosanct adj.
çok önemli vital adj.
çok önemli moliminous adj.
çok önemli fateful adj.
çok önemli all-important adj.
çok önemli red-letter adj.
çok önemli all-consuming adj.
çok önemli of paramount importance adj.
çok önemli earthmoving adj.
çok önemli earthshaking adj.
çok önemli earth-shaking adj.
çok önemli earthshattering adj.
çok önemli earthshattering adj.
çok önemli basilic adj.
çok önemli basilical adj.
çok önemli epochal adj.
çok önemli unspared [obsolete] adj.
çok önemli big-ticket adj.
çok önemli world-shaking adj.
çok önemli headline adj.
çok önemli hugeous adj.
çok önemli gigantic adj.
çok önemli historic adj.
çok önemli of import adj.
çok önemli overserious adj.
çok önemli first-string adj.
çok önemli superimportant adj.
çok önemli fundamental adj.
Colloquial
çok önemli epic n.
çok önemli earth-shattering adj.
çok önemli of great moment adj.
çok önemli of moment adj.
çok önemli huge adj.
Idioms
çok önemli hotbutton n.
çok önemli earth-shattering adj.
çok önemli big shot adj.
çok önemli bigshot adj.
çok önemli worth your weight in gold adj.
çok önemli great pith and moment expr.
Technical
çok önemli critical adj.
çok önemli vital adj.
Philosophy
çok önemli superessential adj.
Slang
çok önemli hot shit adj.
çok önemli heavy adj.

Significados de "çok önemli" con otros términos en diccionario inglés turco: 118 resultado(s)

Turco Inglés
General
çok önemli kişi very important person n.
çok önemli durum key position n.
çok önemli olmayan ve üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gerekmeyen no-brainer n.
çok önemli iş adamı baron n.
çok önemli bir gelişme a very important improvement/development n.
çok önemli konuma sahip front and center n.
kendini çok önemli biriymiş gibi gören kimse chocolate soldier n.
çok önemli şey earthshaker n.
çok önemli kimse muck–a–muck n.
çok önemli şey pivotal n.
çok önemli olmak be of capital importance v.
çok önemli olmak be of prime importance v.
çok önemli bir amaca hizmet etmek serve a very important purpose v.
meseleyi çok genel ifadelerle tartışıp önemli detay veya nüansları göz ardı etmek overgeneralize v.
meseleyi çok genel ifadelerle tartışıp önemli detay veya nüansları göz ardı etmek overgeneralize v.
meseleyi çok genel ifadelerle tartışıp önemli detay veya nüansları göz ardı etmek overgeneralise v.
meseleyi çok genel ifadelerle tartışıp önemli detay veya nüansları göz ardı etmek overgeneralise v.
çok önemli olmak mean v.
çok önemli (konu/karar) weighty adj.
zaruri/zorunlu/çok önemli/temel olmayan nonessential adj.
(birçok şeyi etkilediği için) çok önemli overarching adj.
açıklanması güvenlik açısından çok önemli olan (bilgi) uncleared adj.
çok önemli olmayan unessential adj.
çok önemli olmayan unvital adj.
çok az önemli minuscular adj.
çok önemli insanları içeren (konferans, konuşma) high-level adj.
çok önemli insanların katıldığı (konferans, konuşma) high-level adj.
az çok önemli veya çarpıcı some adj.
çok önemli bir şekilde crucially adv.
çok önemli derecede ill [dialect] [uk] adv.
Colloquial
başarılmak ve kazanılmak istenen çok önemli bir şey big one n.
çok önemli soru $64 question n.
çok önemli soru sixty-four-dollar question n.
çok önemli bir deneyim a very important experience n.
kendini önemli sanıp çok konuşan kimse bloviator n.
çok önemli yer sacred site [australia] n.
çok önemli kimse muckymuck [canada] n.
çok önemli gibi görünen kimse muckymuck [canada] n.
çok önemli olmak matter to v.
çok fazla önemli bilgiye sahip olmak know too much v.
göz ardı edilemeyecek kadar çok/önemli not inconsiderable adj.
göz ardı edilemeyecek kadar çok/önemli not insignificant adj.
çok da önemli değil not necessarily expr.
sanki çok önemli bir şey yaptı didn't invent gunpowder expr.
Idioms
çok önemli bir gelişme a quantum leap n.
çok önemli ve etkili kimse big bug n.
çok önemli bir gelişme a quantum jump n.
çok önemli kişi lord high muck-a-muck n.
çok önemli soru the sixty-four-thousand-dollar question n.
kendini çok önemli gören ve el üstünde tutulmayı bekleyen kadın lady muck n.
çok önemli soru the 64,000 dollar question n.
çok önemli bir şey yapmış gibi görünen kimse the cat that ate the canary n.
çok önemli bir şey yapmış gibi görünen kimse the cat that swallowed the canary n.
çok önemli/önemi olmamak be not fussed (about someone or something) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be/mean (all) the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to (one) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to (someone) v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli/anlamlı olmak mean the world to (someone) v.
çok önemli bir şey yapmış gibi görünmek like the cat that ate the canary v.
çok önemli bir şey yapmış gibi görünmek like the cat that got the cream v.
çok önemli olmak loom large v.
kendini çok önemli sanmak be full of oneself v.
çok önemli/önemi olmamak be not fussed (about someone or something) v.
çok önemli/önemi olmamak not be fussed (about somebody/something) [uk] v.
(biri) için çok önemli bir unsur olmak weigh heavily with (one) v.
en önemli/çok istenen ödülü kapmak scoop the kitty [uk/australia] v.
(biri) için çok değerli/önemli olmak be near to (one's) heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be close to somebody's heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be dear to somebody's heart v.
biri için çok değerli/önemli olmak be near to somebody's heart v.
çok önemli olmak be worth its weight in gold v.
çok önemli olmak be worth one's weight in gold v.
çok önemli olmak be worth your weight in gold v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak be the world to somebody v.
biri için çok kıymetli/önemli/değerli olmak mean the world to somebody v.
birinin/bir şeyin çok önemli/değerli olduğunu düşünmek hold somebody/something dear v.
çok önemli bir şey yapmış gibi görünmek look like the cat that ate the canary v.
çok önemli/önemi olmamak not be fussed v.
bir şeyi çok değerli/önemli görmek/saymak put/place a premium on something v.
(birinden/bir şeyden) çok daha önemli olmak tower head and shoulders above (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) çok daha önemli olmak tower head and shoulders over (someone or something) v.
(biri) için çok önemli near and dear to (one) adj.
(biri) için çok önemli near to (one's) heart adj.
büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası a small cog in a large machine expr.
büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası a small cog in a large wheel expr.
çok önemli bir karar alınması gerektiğinde when the chips are down expr.
çok önemli bir noktaya erişildiğinde when the chips are down expr.
çok önemli bir noktaya ulaştığında when the chips are down expr.
çok yakın/önemli near and dear to someone expr.
son ama çok önemli last but not least expr.
kişisel ve duygusal olarak çok önemli dear to (one's) heart expr.
Speaking
bizim burada yaptığımız şey çok daha önemli what we're doing here is far more important expr.
benim için çok önemli it's very important to me expr.
çok önemli bir deneyim your road to damascus expr.
sana soracağım çok önemli bir sorum var I got a very important question to ask you expr.
Trade/Economic
projenin her etabında göz önünde bulundurulması gereken çok önemli konu cross-cutting issue n.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-cap adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-cap adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-cap adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-cap adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-capitalisation adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-capitalisation adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-capitalisation adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-capitalisation adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-capitalization adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-capitalization adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-capitalization adj.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-capitalization adj.
Politics
çok önemli oylama three-line n.
çok önemli oylama three-line whip n.
her üç yılda bir düzenlenen ve avrupalı ve abd'li önemli bankerlerin, ekonomistlerin, siyasetçilerin ve hükümet yetkililerinin katıldığı ve dünya meselelerinin tartışıldığı çok gizli niteliğindeki toplantı bilderberg n.
uluslararası ilişkilerde önemli ve belirleyici rolü bulunan, askeri ve ekonomik açıdan çok güçlü ülke great power n.
Technical
çok önemli arızaları ikaz eden lamba master warning light n.
Mechanic
çok önemli olmayan tamir uygulamaları running repairs n.
Military
çok önemli kişi very important person n.
Sport
(çeşitli sporlarda) çok önemli bir müsabaka grand prix n.
Slang
çok önemli kimse heavy n.