üzerinde durmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

üzerinde durmak



Significados de "üzerinde durmak" en diccionario inglés turco : 29 resultado(s)

Turco Inglés
General
üzerinde durmak discourse v.
üzerinde durmak urge upon v.
üzerinde durmak play up v.
üzerinde durmak dwell on v.
üzerinde durmak dwell upon v.
üzerinde durmak elaborate v.
üzerinde durmak accentuate v.
üzerinde durmak insist v.
üzerinde durmak accent v.
üzerinde durmak put emphasis on v.
üzerinde durmak lay stress on v.
üzerinde durmak urge on v.
üzerinde durmak harp on v.
üzerinde durmak emphasize v.
üzerinde durmak deliberate v.
üzerinde durmak harp upon v.
üzerinde durmak play to v.
üzerinde durmak bring out v.
üzerinde durmak lay weight on v.
üzerinde durmak lay emphasis on v.
üzerinde durmak emphasise v.
üzerinde durmak make a point of v.
üzerinde durmak dwell v.
üzerinde durmak italicize v.
üzerinde durmak italicise v.
Phrasals
üzerinde durmak bear down n.
üzerinde durmak stick upon v.
üzerinde durmak point something up v.
Idioms
üzerinde durmak dwell on v.

Significados de "üzerinde durmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 128 resultado(s)

Turco Inglés
General
baltacının üzerinde durmak için çentik atılan ağaca yerleştirdiği kısa basamak springboard n.
üzerinde durmak (bir konu) dwell on v.
arka ayakları üzerinde durmak beg v.
olumsuz noktaları üzerinde durmak criticize v.
üzerinde çok durmak harp on v.
üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) niggle about v.
geçmişteki talihsizliklerin üzerinde durmak cry over spilled milk v.
bir konu üzerinde durmak dwell on v.
üzerinde fazla durmak belabor v.
üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) niggle over v.
üzerinde durmak (düşünmek vb) deliberate v.
su üzerinde durmak float v.
ayakları üzerinde durmak stand on one's own legs v.
üzerinde çok durmak put excessive emphasis on v.
üzerinde çok durmak stress too much v.
üzerinde çok durmak overemphasize v.
üzerinde çok durmak overemphasise v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's own feet v.
havada bir yerin üzerinde durmak hover v.
üzerinde önemle durmak put excessive emphasis on v.
üzerinde önemle durmak stress too much v.
üzerinde önemle durmak place too much stress on v.
üzerinde önemle durmak lay too much stress on v.
üzerinde önemle durmak overemphasise v.
üzerinde önemle durmak overemphasize v.
üzerinde önemle durmak overstress v.
önemle üzerinde durmak overemphasise v.
önemle üzerinde durmak stress too much v.
önemle üzerinde durmak overemphasize v.
önemle üzerinde durmak put excessive emphasis on v.
önemle üzerinde durmak overstress v.
önemle üzerinde durmak place too much stress on v.
önemle üzerinde durmak lay too much stress on v.
üzerinde özellikle durmak particularly emphasize v.
üzerinde özellikle durmak especially emphasize v.
üzerinde özellikle durmak put particular emphasis on v.
tek ayak üzerinde durmak stand on one foot v.
bir şeyin üzerinde ısrarla durmak lay great stress on something v.
finansal olarak (yeniden) kendi ayaklarının üzerinde durmak get back on one's feet financially v.
üzerinde fazla durmak belabour v.
olumsuz noktaları üzerinde durmak criticise v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak brabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak quibble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak niggle v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak squabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak bicker v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak pettifog v.
yeniden üzerinde durmak reaccent v.
yeniden üzerinde durmak redeliberate v.
yeniden üzerinde durmak re-emphasise v.
yeniden üzerinde durmak re-emphasize v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labor v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labour v.
üzerinde çok durmak niggle v.
üzerinde fazla durmak overaccentuate v.
önemle üzerinde durmak overplay v.
su üzerinde sırt üstü durmak skull v.
Phrasals
kendi ayakları üzerinde durmak hold up v.
bir şeyin üzerinde durmak pause upon v.
(bir konunun) üzerinde durmak dwell upon v.
(bir konunun) üzerinde durmak dwell on v.
(bir şey) üzerinde durmak hit upon someone or something v.
(bir şey) üzerinde durmak hit on someone or something v.
bir konunun/meselenin üzerinde çok durmak dwell on something v.
bir şeyin üzerinde olmak/durmak appear upon something v.
bir şeyin üzerinde olmak/durmak appear on something v.
(bir konunun) üzerinde durmak dilate on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerinde durmak dwell upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerinde durmak dwell on (someone or something) v.
bir şeyin üzerinde durmak expand upon something v.
bir şeyin üzerinde durmak expand on something v.
bir şeyin üzerinde durmak enlarge upon (something) v.
bir şeyin üzerinde durmak enlarge on (something) v.
(bir şeyin) üzerinde durmak rest on (something) v.
(bir şeyin) üzerinde durmak rest upon (something) v.
köpek gibi dört ayak üzerinde durmak dog up v.
Colloquial
bir arı kovanının üzerinde durmak stand on a beehive v.
dört ayak üzerinde durmak get down on all fours v.
Idioms
sörf tahtası üzerinde durmak/tutunmak hang 10 n.
ayaklarının üzerinde zor durmak be on one's last legs v.
bir şeyin üzerinde yeterince/tam durmak give something full play v.
bir konu üzerinde fazla durmak labour the point v.
bir şeyin üzerinde yeterince/tam durmak allow something full play v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's own two feet v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on own feet v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's two feet v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's own feet v.
kendi ayakları üzerinde durmak cut the umbilical cord v.
kendi ayakları üzerinde durmak paddle one's own canoe v.
sörf tahtası üzerinde durmak/tutunmak hang five v.
sörf tahtası üzerinde durmak/tutunmak hang ten v.
üzerinde güzel durmak be becoming on someone v.
vücudun bir bölgesine (vücudun) ağırlığını vermek/o bölgenin üzerinde durmak put weight on some part of the body v.
(bir konunun) üzerinde gerektiğinden fazla durmak belabor the point v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak split hairs v.
üzerinde gerekenden fazla durmak make a meal out of something v.
(yeniden) ayakları üzerinde durmak get back on one's feet v.
üzerinde gerekenden fazla durmak make a meal of something v.
(yeniden) ayakları üzerinde durmak be back on one's feet v.
üzerinde çok durmak make great play of/with something v.
üzerinde çok durmak make much play of/with something v.
can alıcı noktalar üzerinde durmak hit the high points v.
(kendi) ayakları üzerinde durmak live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v.
(kendi) ayakları üzerinde durmak live on (one's) (own) hump v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's own v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on its own v.
hoş olmayan bir şeyin üzerinde durmak be raking over the coals [uk] v.
üzerinde güzel durmak be becoming on v.
(bir şeyin) üzerinde durmak bring (something) to the fore v.
ayakları üzerinde durmak get on feet v.
(bir şey) üzerinde durmak give (something) weight v.
bir konu üzerinde fazla durmak labor the point v.
(bir şey) üzerinde durmak lay emphasis on (something) v.
(bir şeyin) üzerinde durmak lay stress on (something) v.
bir şeyin üzerinde çok durmak make great play of something v.
bir şeyin üzerinde çok durmak make a great play of something [uk] v.
'-in üzerinde çok durmak make play of v.
(bir şeyin) üzerinde çok durmak make play of (something) v.
kendi ayakları üzerinde durmak paddle own canoe v.
kendi ayakları üzerinde durmak paddle your own canoe v.
ısrarla bir şeyin üzerinde durmak press something home v.
üzerinde gereğinden fazla durmak put too fine a point on v.
üzerinde gereğinden fazla durmak put too fine a point on it v.
kendi ayakları üzerinde durmak pull oneself up by one's bootstraps v.
Media
(gazetede, televizyonda) bir konunun üzerinde çok fazla durmak overcover n.
Marine
tek demir üzerinde durmak ride at a single anchor v.
Archaic
üzerinde önemle durmak amplify v.
Slang
(bir şey) üzerinde konuşup durmak bang away at (someone) [uk] v.