ılımlı - Turco Inglés Diccionario
Historia

ılımlı



Significados de "ılımlı" en diccionario inglés turco : 38 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ılımlı moderate adj.
General
ılımlı modest adj.
ılımlı sober adj.
ılımlı equable adj.
ılımlı restrained adj.
ılımlı equanimous adj.
ılımlı temperate adj.
ılımlı genial adj.
ılımlı hospitable adj.
ılımlı moderate adj.
ılımlı conservative adj.
ılımlı continent adj.
ılımlı low-key adj.
ılımlı soft-shelled adj.
ılımlı middle-of-the-road adj.
ılımlı mild adj.
ılımlı mild-mannered adj.
ılımlı waist-high adj.
ılımlı abstemious adj.
ılımlı remiss [obsolete] adj.
ılımlı benedict [obsolete] adj.
ılımlı evenminded adj.
ılımlı middle adj.
ılımlı mezzo adj.
ılımlı moderable [obsolete] adj.
ılımlı douce [dialect] [uk] adj.
ılımlı sonsie [dialect] adj.
ılımlı suent [dialect] adj.
ılımlı clement adv.
ılımlı mildly adv.
Colloquial
ılımlı doux adj.
ılımlı soft-core adj.
Technical
ılımlı moderate adj.
ılımlı mild adj.
Food Engineering
ılımlı moderate adj.
ılımlı mild adj.
Archaic
ılımlı chaste adj.
ılımlı mild adv.

Significados de "ılımlı" con otros términos en diccionario inglés turco: 88 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ılımlı olarak moderately adv.
General
ılımlı olma durumu equableness n.
ılımlı kimse center n.
ılımlı kimse centre n.
ılımlı komünist pink n.
ılımlı politik görüş center n.
ılımlı rüzgar gentle breeze n.
ılımlı kimse moderate n.
ılımlı politik görüş centre n.
ılımlı olma geniality n.
ılımlı politika moderate policy n.
ılımlı tepki mild reaction n.
ılımlı politikacı dove n.
ılımlı politikacı dive n.
ılımlı muhalif moderate opponent n.
ılımlı etki moderating effect n.
afganistan'da taliban'a karşı kurulmuş çok etnikli bir ılımlı islam ittifakı united front n.
(konfüçyüsçülük'te) ihtiyat ve ölçülülük eylemlerinin geliştirilmesinde uçlar arasındaki ılımlı eylemi izleme mean n.
(budizm'de) vurdumduymazlık ve çilecilik arasındaki ılımlı yol mean n.
ılımlı olma politikası moderationism n.
ılımlı davranma politikası moderationism n.
harcamalar açısından ılımlı olma modestness n.
ılımlı kimse soft-shell n.
ılımlı etkilere duyarlı hale getirmek melt v.
ılımlı olarak yumuşak semisoft adj.
ılımlı bir yol izleyen middle-of-the-road adj.
ılımlı bir politika izleyen middle-of-the-road adj.
daha ılımlı milder adj.
ılımlı hale getirilmemiş unmoderated adj.
ılımlı hale getirilmiş bated adj.
ılımlı sonuçlar elde etmek için ılımlı çözüm içeren (süreç) mellow adj.
biraz ılımlı semimild adj.
ılımlı bir politika benimseyen soft-shell adj.
ılımlı olarak restrainedly adv.
ılımlı bir şekilde temperately adv.
ılımlı olarak equably adv.
ılımlı olarak temperately adv.
ılımlı olarak conservatively adv.
ılımlı olarak mean [obsolete] adv.
ılımlı olarak fair [obsolete] adv.
ılımlı olarak ordinarily adv.
ılımlı bir şekilde suent [dialect] adv.
-e ılımlı temperate in prep.
Phrasals
(bir şeyi bir şeyle) daha ılımlı hale getirmek temper (something) with (something) v.
Colloquial
ılımlı politika yanlısı middle-of-the-road n.
ılımlı politika besleyen middle-of-the-road n.
ılımlı bir şekilde ish adv.
Idioms
(hiciv) ılımlı bir öneri a modest proposal n.
ılımlı/ölçülü bir şey the happy/golden mean n.
ılımlı davranmak go light on v.
(birine) ılımlı davranmak go light on (someone) v.
Trade/Economic
ılımlı korelasyon modeli moderate correlation model n.
ılımlı büyüme modest growth n.
ılımlı emek piyasası reformu modest labour market reform n.
ılımlı talep moderate demand n.
ılımlı borçlu moderately indebted adj.
Politics
ılımlı siyasi görüşe sahip kimse center n.
ılımlı siyasi görüşe sahip kimse centre n.
sağ ve sol gibi uç görüşlerden uzak duran ılımlı siyasi felsefe centrism n.
(kanada'da) mali ve sosyal konularda liberal veya ılımlı sosyalist görüşleri olan muhafazakar red tory [canadian] n.
afganistan'da yaşayan, ılımlı islam inancına sahip, taliban karşıtı, çok milletli bir birleşmiş ittifak northern alliance n.
ılımlı islam moderate islam n.
ılımlı muhalif gruplar moderate rebel groups n.
ılımlı siyasal görüşü olan middle of the roader n.
ılımlı dış politika moderate foreign policy n.
ılımlı siyasal görüşü olan moderationist n.
ılımlı olmayan unneutral n.
ılımlı demokrasi moderate democracy n.
siyaset veya dinde ılımlı görüşlere sahip olan kimse moderate n.
ılımlı bir programı destekleyen bir siyasi parti veya grubun üyesi moderate n.
ılımlı bir programı destekleyen bir siyasi parti veya grubun destekçisi moderate n.
fransız devrimi'nde ılımlı cumhuriyetçilerin yer aldığı parti gironde n.
fransız devrimi'nde ılımlı cumhuriyetçilerin partisine mensup kimse girondin n.
fransa'da jirondenler'in başını çektiği bir tür ılımlı cumhuriyetçilik görüşü girondism n.
abd'nin batı yarı küredeki ülkelerle ılımlı ilişkiler geliştirmesi için roosevelt'in ortaya koyduğu müdahale etmeme politikası good neighbor policy n.
ılımlı ideolojik görüşe sahip central adj.
Technical
ılımlı tırmanma conservative climb n.
ılımlı devinim conservative motion n.
merkez-açılımlı radial adj.
Automotive
ılımlı hibrit mild hybrid n.
Chemistry
yüksek verim ve ılımlı reaksiyon koşulları high yield and mild reaction conditions n.
Botanic
kuzeydeki ılımlı bölgelerde yetişen otların bulunduğu bir cins hedysarum n.
kuzeydeki ılımlı bölgelerde yetişen otların bulunduğu bir cins genus hedysarum n.
Social Sciences
ılımlı kadın hakları mücadelesine ait veya ilgili postfeminist adj.
History
fransız devrimi'nde ılımlı cumhuriyetçilerin partisine mensup kimse girondist n.
16. yüzyıl dini ihtilaflarında ulusal birlik-beraberliğe önem veren ılımlı fransız grubu politique n.
Slang
ılımlı sol görüşleri benimseyen pink adj.
Modern Slang
radikal sağ kadar beyaz üstünlüğünü savunmayan nispeten ılımlı bir alternatif sağcı hareket alt-light n.