Historia

(bir şeyden) çıkmak

Significados de "(bir şeyden) çıkmak" en diccionario inglés turco : 10 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	arise out of (something) v.
2	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	bomb out on (something) v.
3	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	cancel out of (something) v.
4	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	emerge from (something) v.
5	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	flow from (something) v.
6	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	kick out of (something) v.
7	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	result from (something) v.
8	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak	withdraw from (something) v.
Idioms
9	Idioms	(bir şeyden) çıkmak	cease to be v.
10	Idioms	(bir şeyden) çıkmak	be rooted in (something) v.

Significados de "(bir şeyden) çıkmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 137 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	buhar halinde çıkmak (bir şeyden)	steam v.
2	General	buhar çıkmak (bir şeyden)	steam v.
3	General	bir şeyden -e olarak çıkmak/vücut bulmak	emerge from something as something v.
Phrasals
4	Phrasals	bir şeyden inmek/çıkmak	pile out (of something) v.
5	Phrasals	(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek	want off (something) v.
6	Phrasals	(bir yerden/şeyden) çıkmak/inmek istemek	want off of something v.
7	Phrasals	(birinden/bir şeyden) çıkmak	erupt from (someone or something) v.
8	Phrasals	bir yerden/bir şeyden açığa çıkmak	erupt from something v.
9	Phrasals	bir yerden/bir şeyden çıkmak	erupt from something v.
10	Phrasals	bir şeyden ortaya çıkmak	proceed from v.
11	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak/belirmek	rise from (something) v.
12	Phrasals	bir gruptan, yerden, şeyden bir şey saçılmak/çıkmak	rise from (something) v.
13	Phrasals	birinden/bir şeyden yükselmek/çıkmak	rise from someone or something v.
14	Phrasals	birinden/bir şeyden ortaya çıkmak	rise from someone or something v.
15	Phrasals	(bir şeyden) ortaya/yola çıkmak	start out from (something) v.
16	Phrasals	kayarak (bir şeyden/yerden) çıkmak	slide out of (something or some place) v.
17	Phrasals	(bir şeyden/yerden) belli etmeden/görünmeden çıkmak	slide out of (something or some place) v.
18	Phrasals	bir şeyden kayarak çıkmak	slide out of something v.
19	Phrasals	bir şeyden görünmeden/belli etmeden çıkmak	slide out of something v.
20	Phrasals	(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak	squeeze out (of something) v.
21	Phrasals	(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak	squeeze out (of something) v.
22	Phrasals	kıvrılarak (bir şeyden) çıkmak	wiggle (one's) way out (of something) v.
23	Phrasals	(bir şeyden) sıyrılarak çıkmak/kurtulmak	wiggle (one's) way out (of something) v.
24	Phrasals	(bir şeyden) zar zor çıkmak/kurtulmak	wiggle (one's) way out (of something) v.
25	Phrasals	bir şeyden/zaman diliminden sağ çıkmak	last out v.
26	Phrasals	(bir şeyden) toplu halde/topluca çıkmak	pour out (of something) v.
27	Phrasals	(bir şeyden) akın akın çıkmak	pour out (of something) v.
28	Phrasals	(bir şeyden) insan seli halinde çıkmak	pour out (of something) v.
29	Phrasals	(bir şeyden) kalabalık bir şekilde çıkmak	pour out (of something) v.
30	Phrasals	(bir şeyden) güruh halinde çıkmak	pour out (of something) v.
31	Phrasals	(bir şeyden) izdiham yaratarak çıkmak	pour out (of something) v.
32	Phrasals	bir şeyden yukarı çıkmak	slip up something v.
33	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	rise out of (something) v.
34	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak/saçılmak	rise out of (something) v.
35	Phrasals	bir şeyden kıvrılarak çıkmak	squirrel out of something v.
36	Phrasals	bir şeyden sıyrılıp çıkmak	squirrel out of something v.
37	Phrasals	bir şeyden sıvışıp çıkmak	squirrel out of something v.
38	Phrasals	(birinden/bir şeyden) ateş/alev çıkmak	surge off (of) (someone or something) v.
39	Phrasals	(birinden/bir şeyden) açığa çıkmak	surge off (of) (someone or something) v.
40	Phrasals	(bir şeyden) yerden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
41	Phrasals	(bir şeyden/yerden) hızla çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
42	Phrasals	(bir şeyden/yerden) birden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
43	Phrasals	(bir şeyden/yerden) aniden çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
44	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir hışımla çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
45	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir anda çıkmak	surge out of (someone, something, or some place) v.
46	Phrasals	(birinden/bir şeyden) ateş/alev çıkmak	surge out of (someone or something) v.
47	Phrasals	(birinden/bir şeyden) açığa çıkmak	surge out of (someone or something) v.
48	Phrasals	(bir şeyden/yerden) akın akın çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
49	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürü halinde çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
50	Phrasals	(bir şeyden/yerden) bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
51	Phrasals	(bir şeyden/yerden) toplu halde çıkmak/dağılmak	swarm out (of something or some place) v.
52	Phrasals	bir şeyden akın akın çıkmak	swarm out of something v.
53	Phrasals	bir şeyden sürü halinde çıkmak	swarm out of something v.
54	Phrasals	bir şeyden bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak	swarm out of something v.
55	Phrasals	bir şeyden toplu halde çıkmak/dağılmak	swarm out of something v.
56	Phrasals	sel (birini bir şeyden/yerden) çıkmak zorunda bırakmak	wash (someone) out of (something or some place) v.
57	Phrasals	dar (bir şeyden) çıkmak	weasel out (of something) v.
58	Phrasals	dar (bir şeyden) sıyrılıp çıkmak	weasel out (of something) v.
59	Phrasals	dar (bir şeyden) zar zor çıkmak	weasel out (of something) v.
60	Phrasals	dar (bir şeyden) debelenerek çıkmak	weasel out (of something) v.
61	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sıyrılarak çıkmak	worm out of (something or some place) v.
62	Phrasals	(dar bir şeyden/yerden) kıvrılarak çıkmak	worm out of (something or some place) v.
63	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürünerek çıkmak	worm out of (something or some place) v.
64	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sıkışarak çıkmak, (bir şeyden/yerden) zar zor çıkmak	worm out of (something or some place) v.
65	Phrasals	(bir şeyden/yerden) güç bela çıkmak	worm out of (something or some place) v.
66	Phrasals	bir şeyden çıkmak	arise from something v.
67	Phrasals	bir şeyden çıkmak	arise out of something v.
68	Phrasals	(bir şeyden) geri geri çıkmak	back out (of something) v.
69	Phrasals	(bir şeyden) geri çıkmak	back out (of something) v.
70	Phrasals	(bir şeyden) geri geri çıkmak	back out from (something) v.
71	Phrasals	(bir şeyden) geri çıkmak	back out from (something) v.
72	Phrasals	(bir şeyden) zıplayıp çıkmak	bounce out (of something) v.
73	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak	burst out of (somewhere or something) v.
74	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak	burst out of (somewhere or something) v.
75	Phrasals	(bir şeyden) ilişiğini kesip çıkmak	check out (of something) v.
76	Phrasals	(bir şeyden) ilişiğini kesip çıkmak	check out (from something) v.
77	Phrasals	tırmanarak (bir şeyden) çıkmak	climb out (of something) v.
78	Phrasals	tırmanıp (bir şeyden) çıkmak	climb out (of something) v.
79	Phrasals	tırmanarak (bir şeyden) dışarı çıkmak	climb out (of something) v.
80	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	come out of (something) v.
81	Phrasals	(bir şeyden birine/bir şeye doğru) hızla çıkmak/fırlamak	dart out (of something) (at someone or something) v.
82	Phrasals	(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak	dart out (of something) (at someone or something) v.
83	Phrasals	(bir şeyden) kazarak çıkmak	dig out of (something) v.
84	Phrasals	(bir şeyden) tünel kazarak çıkmak	dig out of (something) v.
85	Phrasals	(bir şeyden) karaya inmek/çıkmak	disembark from (something) v.
86	Phrasals	(bir yerden/şeyden) sakince çıkmak	ease out of (something) v.
87	Phrasals	(birinden/bir şeyden) çıkmak	emanate from (someone or something) v.
88	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	emerge from (something) v.
89	Phrasals	(bir şeyden/yerden) çıkmak	get out of (something) v.
90	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	grow out of (something) v.
91	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) çıkmak	issue (forth) from (some thing or place) v.
92	Phrasals	(bir şeyden/yerden) çıkmak	let out of (something or some place) v.
93	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak/belirmek	loom out of (something) v.
94	Phrasals	(bir yerden/bir şeyden) çıkmak	originate in (some place or something) v.
95	Phrasals	(birinden/bir şeyden) çıkmak	originate with (someone or something) v.
96	Phrasals	(bir şeyden) görünmek/çıkmak	peep through v.
97	Phrasals	(bir şeyden) yola çıkmak	pivot on (something) v.
98	Phrasals	(birinden/bir şeyden) baskın çıkmak	prevail against (someone or something) v.
99	Phrasals	(birinden/bir şeyden) çıkmak	protrude from (someone or something) v.
100	Phrasals	(bir şeyden) dışarı çıkmak	push out of (something) v.
101	Phrasals	(birinden/bir şeyden) yayılmak/açığa çıkmak	radiate from (someone or something) v.
102	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) koşarak kaçmak/çıkmak	run out of (something or some place) v.
103	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) fırlayıp çıkmak	rush out of (something or some place) v.
104	Phrasals	(birinden/bir şeyden/bir yerden) meydana çıkmak	spring from (someone, something, or some place) v.
105	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	start from (something) v.
106	Phrasals	(bir şeyden) ortaya çıkmak	start off from (something) v.
107	Phrasals	(birini bir şeyden/bir yerden) çıkmak zorunda kalana kadar aç bırakmak	starve (one) out of (something or some place) v.
108	Phrasals	(buharlı bir araç bir şeyden/bir yerden) uzaklaşmak/yola çıkmak/ayrılmak	steam out of (something or some place) v.
109	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) dışarı doğru uzanmak/çıkmak	thrust out of (something or some place) v.
110	Phrasals	(bir şeyden/birinden) dışarı doğru uzanmak/çıkmak	thrust through (someone or something) v.
111	Phrasals	(bir şeyden/birinden) yukarı doğru uzanmak/çıkmak	thrust up through (something) v.
112	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) yavaşça çıkmak	trickle out (of something or some place) v.
113	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) birer ikişer çıkmak/ayrılmak	trickle out (of something or some place) v.
114	Phrasals	(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak	tumble out (of something or some place) v.
115	Phrasals	(bir şeyden) çıkmak/sapmak	veer off (of) (something) v.
116	Phrasals	(bir şeyden/ halden) ayılmak/çıkmak	wake (up) from (something) v.
117	Phrasals	(bir şeyden) sağ çıkmak	walk away from (something) v.
118	Phrasals	(bir şeyden) kıvrılarak çıkmak	wiggle out (of something) v.
119	Phrasals	(bir şeyden) zar zor çıkmak/kurtulmak	wiggle out (of something) v.
120	Phrasals	(bir şeyden) sıyrılarak çıkmak/kurtulmak	wiggle out (of something) v.
121	Phrasals	(bir şeyden) sürünerek çıkmak	worm (one's) way out (of something) v.
122	Phrasals	(bir şeyden) kıvrılarak çıkmak	worm (one's) way out (of something) v.
123	Phrasals	sıkışık (bir şeyden) zar zor çıkmak	worm (one's) way out (of something) v.
124	Phrasals	(bir şeyden) kıvrılarak çıkmak	wriggle out (of something) v.
125	Phrasals	(bir şeyden) sıyrılıp çıkmak	wriggle out (of something) v.
Colloquial
126	Colloquial	(bir şeyden/yerden) çıkmak	get outta (something) v.
Idioms
127	Idioms	bir şeyden (ameliyat vb) sağ salim çıkmak	live through something v.
128	Idioms	(bir şeyden) sıyrılıp çıkmak	wriggle (one's) way out (of something) v.
129	Idioms	(bir şeyden) eğilip bükülerek kurtulmak/çıkmak	wriggle (one's) way out (of something) v.
130	Idioms	blöf yaparak (bir şeyden) çıkmak	bluff (one's) way out of (something) v.
131	Idioms	numara/hile yaparak (bir şeyden) çıkmak	bluff (one's) way out of (something) v.
132	Idioms	tırnaklarıyla kazıyarak bir şeyden kurtulmak/çıkmak	claw your way out of something v.
133	Idioms	tırnaklarıyla kazıyarak bir şeyden kurtulmak/çıkmak	claw your way out of something v.
134	Idioms	(bir şeyden) alnının akıyla çıkmak	come up/out of something smelling of roses v.
135	Idioms	(bir şeyden) yüzünün akıyla çıkmak/sıyrılmak	come up/out of something smelling of roses v.
136	Idioms	(birinden/bir şeyden) baskın çıkmak	steal a march on (someone or something) v.
137	Idioms	(birinden/bir şeyden) baskın çıkmak	steal the march on (someone or something) v.