(birini bir şey) yapmaya zorlamak - Turco Inglés Diccionario
Historia

(birini bir şey) yapmaya zorlamak



Significados de "(birini bir şey) yapmaya zorlamak" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

Turco Inglés
Phrasals
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat (someone or something) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat someone into (doing) something v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak beat into v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak terrify (one) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak terrorize (one) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak push (something) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya zorlamak push (someone) into (something) v.

Significados de "(birini bir şey) yapmaya zorlamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 34 resultado(s)

Turco Inglés
General
birini bir şey yapmaya zorlamak bludgeon someone into doing something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak place someone under an obligation v.
Phrasals
birini bir şey yapmaya zorlamak push someone to do something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak force someone to do something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak urge someone to do something v.
birini aç bırakarak bir şey yapmaya zorlamak starve someone into something v.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak squeeze (something) out of (someone) v.
birini bir şey yapmaya zorlamak terrify someone into something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak terrorize someone into something v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek bounce into (someone) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak compel (someone) to (do something) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak pressure (one) into (doing something) v.
(birini bir şey) yapmaya itmek/zorlamak put (one) up to (something) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak torment (one) into (doing something) v.
(birini bir şey yapmaya) zorlamak torture (one) into (doing something) v.
Colloquial
(birini) bir şey yapmaya zorlamak drive (one) to (do something) v.
Idioms
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on (one) v.
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on someone/something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak put the squeeze on someone/something v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak browbeat (one) into (something) v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak browbeat someone into something v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak bully (one) into (something) v.
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak bully someone into something v.
birini bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to someone's head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak have a gun to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a pistol to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak put a pistol to (one's) head v.
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screws (on someone) v.
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screw (on someone) v.
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak turn the screw on someone v.
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak tighten the screw on someone v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to (one's) head v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak hold a gun to head v.
birini (bir şey) yapmaya zorlamak hold/put a gun to somebody's head v.