Historia

açıkta

Significados de "açıkta" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	açıkta	unemployed adj.
2	General	açıkta	exposed adj.
3	General	açıkta	bare adj.
4	General	açıkta	outdoors adv.
5	General	açıkta	in the open adv.
6	General	açıkta	out adv.
7	General	açıkta	in the open air adv.
8	General	açıkta	in the offing adv.
9	General	açıkta	off-shore adv.
10	General	açıkta	off adv.
11	General	açıkta	aff adv.
12	General	açıkta	wide adv.
13	General	açıkta	offshore prep.
Phrases
14	Phrases	açıkta	on half pay expr.
Colloquial
15	Colloquial	açıkta	open and shut expr.
Idioms
16	Idioms	açıkta	out into the open expr.
17	Idioms	açıkta	out in the open expr.
Trade/Economic
18	Trade/Economic	açıkta	outdoor adj.
Technical
19	Technical	açıkta	exposed adj.
Marine
20	Marine	açıkta	off shore adj.
Marine Biology
21	Marine Biology	açıkta	offshore adj.
Cinema
22	Cinema	açıkta	on location expr.

Significados de "açıkta" con otros términos en diccionario inglés turco: 109 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	açıkta bırakma	exposure n.
General
2	General	açıkta kalma	exposure n.
3	General	açıkta bırakan	decolletee n.
4	General	açıkta bırakma	exposure n.
5	General	açıkta yakılan ateş	bonfire n.
6	General	göbeği açıkta bırakan kıyafet	bare-midriff n.
7	General	kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı	cheche n.
8	General	kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı	cheich n.
9	General	kuzey afrika'da erkeklerin başlarına sardıkları ve yalnızca gözlerini açıkta bırakan sargı	tagelmust n.
10	General	açıkta kalmış yer	discovert [obsolete] n.
11	General	ortada/açıkta yakılan ateş	open fire n.
12	General	tavlada açıkta kalan taş	blot n.
13	General	açıkta olan ve ele geçirilebilecek parça	blot n.
14	General	kadınların abiye kıyafetlerle giydiği, parmakları açıkta bırakan ve genellikle dirsek ve üstüne kadar uzanan eldiven	mit n.
15	General	açıkta bırakma	revealment n.
16	General	açıkta bırakma	denudation n.
17	General	açıkta kalmak	be jobless v.
18	General	açıkta bırakmak	leave something outdoors v.
19	General	açıkta kalmak	be out in the cold v.
20	General	açıkta kalmak	be homeless v.
21	General	açıkta yatmak	camp out v.
22	General	açıkta bırakmak	leave somebody without a home or a job v.
23	General	açıkta bırakmak	expose v.
24	General	açıkta kalan taşı vurmak	hit v.
25	General	açıkta yatmak	outlie v.
26	General	kıyıdan (deniz yönünde) açıkta bulunan	offshore adj.
27	General	açıkta bırakılmış	out in the cold adj.
28	General	açıkta kalmış	out in the cold adj.
29	General	açıkta olan	unconcealed adj.
30	General	omuzları açıkta bırakan giysi	strapless adj.
31	General	çarşaf vb) sokulmamış/açıkta/ dışarıda/dışarı çıkkmış	untucked adj.
32	General	çarşaf vb) sokulmamış/açıkta/ dışarıda/dışarı çıkkmış	untuck adj.
33	General	açıkta kalan (arazi vb.)	relicted adj.
34	General	(ayakkabı) bileği açıkta bırakan	low-cut adj.
35	General	(diğerleri eşleştirildikten sonra) açıkta kalan	odd adj.
36	General	(diğerleri gruplandıktan sonra) açıkta kalan	odd adj.
37	General	açıkta kalmış halde	at discovert [obsolete] adv.
Phrasals
38	Phrasals	açıkta bırakmak	leave out v.
39	Phrasals	az/küçük bir kısmı açıkta kalmak	peek out (from something) v.
40	Phrasals	saklandığı yerden az/küçük bir kısmı açıkta kalmak	peek out v.
41	Phrasals	bir şeyin altından az/küçük bir kısmı açıkta kalmak	peek out v.
42	Phrasals	açıkta bırakılmak	lay about v.
43	Phrasals	bir şeyin altından küçük bir kısmı açıkta kalmak	peek out of something v.
44	Phrasals	açıkta bırakılmak	lay about v.
45	Phrasals	(bir şeyi) ortalarda/açıkta bırakmak	leave (something) about v.
46	Phrasals	açıkta bırakılmak	lie out v.
47	Phrasals	'-in altından küçük bir kısmı açıkta kalmak	peek out of v.
48	Phrasals	'-den bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peek through v.
49	Phrasals	(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peek under (something) v.
50	Phrasals	(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peek underneath (something) v.
51	Phrasals	altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peep under v.
52	Phrasals	(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peep under (something) v.
53	Phrasals	(bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak	peep underneath (something) v.
Colloquial
54	Colloquial	açıkta bırakmak	leave open v.
55	Colloquial	ayak bileğini/bileğinin bir kısmını açıkta bırakmak	show (some/a little) ankle v.
Idioms
56	Idioms	ortalarda/açıkta bırakmak	leave something (lying) around v.
57	Idioms	ortalarda/açıkta bırakmak	leave something (lying) about v.
58	Idioms	ortalarda/açıkta bırakmak	leave (something) lying around v.
59	Idioms	(bir şeyi) ortalarda/açıkta bırakmak	leave (something) around v.
60	Idioms	birini/bir şeyi açıkta bırakmak	leave someone/something out in the cold v.
61	Idioms	açıkta bırakılmış/kalmış	left out in the cold adj.
62	Idioms	aç açıkta	below the breadline adv.
63	Idioms	açıkta bırakılmış	out in the open expr.
64	Idioms	açıkta kalmış	on the panel [old-fashioned] expr.
Trade/Economic
65	Trade/Economic	açıkta kalmak	remain uncovered v.
Law
66	Law	mal bölümünden sonra açıkta kalan mülk	residuary estate n.
Technical
67	Technical	ana iniş takımı açıkta kilitleme mekanizması	main gear ground lock assembly n.
68	Technical	açıkta güç merkezi	outdoor powerhouse n.
69	Technical	açıkta kalan yüzey	exposed finish n.
70	Technical	açıkta olmayan kullanım yüzeyli	u-finish n.
71	Technical	açıkta olmayan kullanım yüzeyli	unexposed finish n.
72	Technical	belirli bir şablona göre kesilip açıkta kalan kısımlarının üzerine çip yapılabilmesi için yarı iletken bir parçanın üzerine yerleştirilen ince bir levha	mask n.
73	Technical	açıkta kalmış	exposed adj.
Textile
74	Textile	koyun yününün açıkta kalan yıpranmış ucu	tip [aus] n.
75	Textile	omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst	racer-back tank n.
76	Textile	omuzların hemen alt arkasını açıkta bırakan askılı tişört/üst	racerback tank n.
77	Textile	ipliklerin paralel olarak çekildiği ve açıkta kalan ipliklerin gruplar halinde bir araya getirildiği bir dikiş türü	hemstitching n.
78	Textile	paralel iplikleri çekip açıkta kalan iplikleri çeşitli desenler oluşturacak şekilde dikerek nakış işlemek	hemstitch v.
79	Textile	omzu açıkta bırakan (bluz veya elbise)	off-the-shoulder adj.
80	Textile	omuzu açıkta bırakan (bluz veya elbise)	off-the-shoulder adj.
Construction
81	Construction	odada duvarlar ve halı arasında açıkta kalan kısım	surround [uk] n.
Dyeing
82	Dyeing	yüzeyin boyanacak yerlerini açıkta bırakıp geri kalan kısımlarını kapatan kağıt	masking paper n.
83	Dyeing	kaplanmış veya boyanmış yüzeyde kazara açıkta bırakılan nokta	holiday n.
Marine
84	Marine	geminin açıkta demirlemek zorunda kaldığı durumlarda yolcuları limana taşıyan gemi	tender n.
85	Marine	açıkta kalan tuğla ucu	rowlock n.
86	Marine	açıkta mayna etmek	to clear the land v.
87	Marine	kıyıdan açıkta yüzen	pelagic adj.
Mining
88	Mining	açıkta kaldığında hızla eriyen ve sarımsı kütleler halinde bulunan bir çeşit kalsiyum ve magnezyum klorür	tachhydrite n.
Medical
89	Medical	açıkta kalmış kemik	denuded bone n.
Biology
90	Biology	(özellikle gün ışığında) açıkta yaşayan	phanerozoic adj.
Marine Biology
91	Marine Biology	açıkta balıkçılık	offshore fishery n.
92	Marine Biology	açıkta eğlenmek	put about v.
Astronomy
93	Astronomy	üst atmosferini kaybetmiş ve sadece çekirdeği açıkta kalmış varsayımsal gaz devi gezegenler	chthonian planet n.
Botanic
94	Botanic	açıkta büyüyen	aerial adj.
95	Botanic	açıkta yetişen	aerial adj.
Agriculture
96	Agriculture	açıkta depolama	open yard storage n.
97	Agriculture	açıkta tozlanan ve bir bölgeye adapte olmuş, yerel halkın elinde bulundurduğu tohum	heirloom n.
98	Agriculture	açıkta ve örtü altında sebzecilik	under cover and open area vegetable growing n.
Breeding
99	Breeding	açıkta besi yeri	feed-lot n.
100	Breeding	açıkta hayvan besleme	open cattle rearing n.
Apiculture
101	Apiculture	açıkta petek inşa etmek	built combs in the open v.
Geology
102	Geology	(kaya) açıkta kalan yüz	face n.
Military
103	Military	ikaz edilmiş açıkta	warned exposed n.
104	Military	ikaz edilmemiş ve açıkta	unwarned exposed adj.
Card
105	Card	stud poker oyununda tüm oyuncuların açıkta kalan elleri	board n.
106	Card	briçte açıkta kalan sahte el	board n.
Slang
107	Slang	açıkta uyuma	skippering n.
108	Slang	götü açıkta	bare-ass adj.
109	Slang	götü açıkta	bare-assed adj.