|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
açıklık kültürü |
culture of openness n.
|
|
2 |
General |
açıklık getiren |
enlightener n.
|
|
3 |
General |
açıklık getiren kişi |
defogger n.
|
|
4 |
General |
pedallar arası açıklık |
tread n.
|
|
5 |
General |
serbest açıklık |
clear span n.
|
|
6 |
General |
açıklık (ifade vb) |
explicity n.
|
|
7 |
General |
açıklık ilkesi |
principle of clarity n.
|
|
8 |
General |
tarafsızlık ve açıklık ilkesi |
impartiality and openness n.
|
|
9 |
General |
açıklık politikası |
glasnost n.
|
|
10 |
General |
eli açıklık |
donorship n.
|
|
11 |
General |
eli açıklık |
bounty n.
|
|
12 |
General |
eli açıklık |
openhandedness n.
|
|
13 |
General |
açıklık (renkte) |
paleness n.
|
|
14 |
General |
serbest açıklık |
clear opening n.
|
|
15 |
General |
ufak açıklık |
chink n.
|
|
16 |
General |
açıklık getirme |
elucidating n.
|
|
17 |
General |
yeni fikirlere açıklık |
receptiveness n.
|
|
18 |
General |
açıklık (kemer/köprü ayakları arasındaki) |
span n.
|
|
19 |
General |
dar ve uzun açıklık |
slot n.
|
|
20 |
General |
eli açıklık |
generousness n.
|
|
21 |
General |
ormanda açıklık |
glade n.
|
|
22 |
General |
açıklık getirme |
clarification n.
|
|
23 |
General |
açıklık kazanma |
clarification n.
|
|
24 |
General |
eli açıklık |
bounteousness n.
|
|
25 |
General |
açıklık yer |
clearance n.
|
|
26 |
General |
açıklık alan |
clearing n.
|
|
27 |
General |
kanat açıklık oranı |
aspect ratio n.
|
|
28 |
General |
yarı açıklık |
half span n.
|
|
29 |
General |
orta açıklık |
center span n.
|
|
30 |
General |
temiz açıklık |
clear distance n.
|
|
31 |
General |
net açıklık |
clear opening n.
|
|
32 |
General |
temiz açıklık |
clear spacing n.
|
|
33 |
General |
temiz açıklık |
clearance of span n.
|
|
34 |
General |
yarı açıklık |
half-span n.
|
|
35 |
General |
açıklık sarkması |
sag of span n.
|
|
36 |
General |
ahlaki açıklık |
moral clarity n.
|
|
37 |
General |
eli açıklık |
largesse n.
|
|
38 |
General |
eli açıklık |
munificence n.
|
|
39 |
General |
eli açıklık |
magnanimity n.
|
|
40 |
General |
eli açıklık |
largess n.
|
|
41 |
General |
eli açıklık |
open-handedness n.
|
|
42 |
General |
ön yargıya açıklık |
openness to bias n.
|
|
43 |
General |
hayvanın girip çıktığı küçük açıklık |
pophole n.
|
|
44 |
General |
başın üst ya da arka tarafındaki açıklık |
calvities [rare] n.
|
|
45 |
General |
başın üst ya da arka tarafındaki açıklık |
calvity n.
|
|
46 |
General |
(yazılı metinde) açıklık |
lacuna n.
|
|
47 |
General |
(yazılı metinde) açıklık |
lacune n.
|
|
48 |
General |
eli açıklık |
unsparingness n.
|
|
49 |
General |
eli açıklık |
big-heartedness n.
|
|
50 |
General |
eli açıklık |
great-heartedness n.
|
|
51 |
General |
eli açıklık |
large-heartedness n.
|
|
52 |
General |
eli açıklık |
large [obsolete] n.
|
|
53 |
General |
sahne çekimi sırasında seçilen alanı karartmak için kamerada veya tab etme girişinde kullanılan anahtar deliğine benzer açıklık barındırabilen mat plak |
mat n.
|
|
54 |
General |
borulu orgda havanın geçtiği yol veya açıklık |
windway n.
|
|
55 |
General |
tahta nefesli çalgılarda havanın geçtiği yol veya açıklık |
windway n.
|
|
56 |
General |
farklı fikirlere açıklık |
hospitality n.
|
|
57 |
General |
yeni ilgi alanlarına açıklık |
hospitality n.
|
|
58 |
General |
küçük açıklık |
mousehole n.
|
|
59 |
General |
orgun borularının uçları arasındaki açıklık |
mouth n.
|
|
60 |
General |
(kayak maskesinde) ağız için bırakılmış açıklık |
mouth hole n.
|
|
61 |
General |
saldırıya açıklık |
gap n.
|
|
62 |
General |
siyasi ve entelektüel alanlarda açıklık ve şeffaflığa karşı olan kimse |
obscurant n.
|
|
63 |
General |
(kasılma sonucu ortaya çıkan) açıklık |
rictus n.
|
|
64 |
General |
tenis kortunun ucundaki kare açıklık |
grill n.
|
|
65 |
General |
ızgaralı açıklık |
grill n.
|
|
66 |
General |
tenis kortunun ucundaki kare açıklık |
grille n.
|
|
67 |
General |
ızgaralı açıklık |
grille n.
|
|
68 |
General |
eski surlarda üzerinde ateş etmek için açıklık bulunan mazgallı siper |
murdress n.
|
|
69 |
General |
küçük açıklık |
oelet n.
|
|
70 |
General |
yeni fikirlere açıklık |
openness n.
|
|
71 |
General |
dışarıya açıklık |
inclusiveness n.
|
|
72 |
General |
sonsuz açıklık |
infinity n.
|
|
73 |
General |
(açıklık yaratmak için) bölümlü kesikleri olan dekor parçası |
cutout n.
|
|
74 |
General |
dekor kesiklerinden oluşan açıklık |
cutout n.
|
|
75 |
General |
içine bir şey atılması için bırakılmış açıklık |
drop n.
|
|
76 |
General |
küçük açıklık |
pad n.
|
|
77 |
General |
karşı açıklık |
counter opening n.
|
|
78 |
General |
karşı açıklık |
counteropening n.
|
|
79 |
General |
geniş açıklık |
plain n.
|
|
80 |
General |
erimiş metalin kalıba girdiği ana açıklık |
pour n.
|
|
81 |
General |
kilit tamburunda sürgü çalışırken içinden metalin geçtiği açıklık |
gate n.
|
|
82 |
General |
film kamerasının önünde yer alan ve filmin ışık almasını sağlayan dikdörtgen açıklık |
gate n.
|
|
83 |
General |
buhar makinesinde geri tepme basıncını en aza indiren açıklık |
prerelease n.
|
|
84 |
General |
kumaşta açıklık veya yırtmaç belirten uzun düz kesik veya işaret |
slash n.
|
|
85 |
General |
(elbisede) yırtmaç gibi açıklık ile görünen, zıt renkli ek veya iç katman |
slashing n.
|
|
86 |
General |
(elbisede) zıt renkli ek yeri veya iç katman gösteren açıklık |
slashing n.
|
|
87 |
General |
dar açıklık |
smoot [dialect] [uk] n.
|
|
88 |
General |
gözü açıklık |
solertiousness n.
|
|
89 |
General |
açıklık kazandırmak |
clarify v.
|
|
90 |
General |
açıklık getirmek |
defog v.
|
|
91 |
General |
açıklık kazanmak |
clarify v.
|
|
92 |
General |
açıklık getirmek |
clarify v.
|
|
93 |
General |
açıklık kazandırmak |
get across v.
|
|
94 |
General |
açıklık bırakmak |
loophole v.
|
|
95 |
General |
fazla açıklık bırakmak |
overspan v.
|
|
96 |
General |
açıklık yaratmak |
slice v.
|
|
97 |
General |
açıklık getirilmiş |
elucidated adj.
|
|
98 |
General |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeve adj.
|
|
99 |
General |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeves adj.
|
|
100 |
General |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeved adj.
|
|
101 |
General |
açıklık anlamına gelen bir son ek |
-pore suf.
|
|
Phrasals |
|
102 |
Phrasals |
açıklık getirmek |
clear up v.
|
|
103 |
Phrasals |
dar bir geçitten çıkıp açıklık bir alana ilerlemek |
march out v.
|
|
104 |
Phrasals |
açıklık getirmek |
get over v.
|
|
Colloquial |
|
105 |
Colloquial |
açıklık getirmek |
make clear v.
|
|
Idioms |
|
106 |
Idioms |
zor problemlere açıklık getirmek |
crack the code v.
|
|
107 |
Idioms |
açıklık getirmek |
get clear on v.
|
|
108 |
Idioms |
açıklık kazandırmak |
bring into open v.
|
|
109 |
Idioms |
konuya açıklık getirmek |
clinch an argument v.
|
|
110 |
Idioms |
konuya açıklık getirmek |
shed some light on something v.
|
|
111 |
Idioms |
konuya açıklık getirmek |
throw some light on something v.
|
|
112 |
Idioms |
(bir için) bir şeye açıklık getirmek |
make something clear to someone v.
|
|
113 |
Idioms |
açıklık kazanmak |
drop into place v.
|
|
114 |
Idioms |
açıklık kazanmak |
fall into place v.
|
|
115 |
Idioms |
(bir şeye/konuya) bir nebze açıklık getirmek/kazandırmak |
throw a little light on (something) v.
|
|
116 |
Idioms |
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde açıklık getirmek/kazandırmak |
throw a lot of light on (something) v.
|
|
117 |
Idioms |
(biri) için açıklık kazanmak |
bear in on (one) v.
|
|
118 |
Idioms |
(biri) için açıklık kazanmak |
bear in upon (one) v.
|
|
119 |
Idioms |
açıklık getirmek |
bring home v.
|
|
120 |
Idioms |
konuya açıklık getirmek |
cast/shed/throw light on something v.
|
|
121 |
Idioms |
(bir için bir şeye) açıklık getirmek |
make (something) clear (to one) v.
|
|
122 |
Idioms |
için açıklık getirmek |
make clear to v.
|
|
123 |
Idioms |
(bir konuya) açıklık getirmek |
shed (some) light upon (something) v.
|
|
124 |
Idioms |
(bir konuya) açıklık getirmek |
throw (some) light upon (something) v.
|
|
125 |
Idioms |
belli bir açıklık kazandırmak |
throw an amount of light on someone or something v.
|
|
126 |
Idioms |
belli bir miktar açıklık getirmek |
throw an amount of light on someone or something v.
|
|
Formal |
|
127 |
Formal |
(teolojide) açıklık |
diorism [obsolete] n.
|
|
Trade/Economic |
|
128 |
Trade/Economic |
açıklık kuralı |
rule of explicity n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
açıklık kavramı |
concept of disclosure n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
açıklık ilkesi |
principle of clarity n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
açıklık kavramı |
disclosure concept n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
dışa açıklık indeksi |
index of openness n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
dikey açıklık |
vertical space n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
ekonomik açıklık |
economical span n.
|
|
135 |
Trade/Economic |
halka açıklık oranı |
free float rate n.
|
|
136 |
Trade/Economic |
ticarete açıklık |
trade openness index n.
|
|
137 |
Trade/Economic |
ticarete açıklık endeksi |
trade openness index n.
|
|
138 |
Trade/Economic |
açıklık getirmek |
conclude v.
|
|
139 |
Trade/Economic |
konuya açıklık getirmek üzere |
in order to clarify the subject expr.
|
|
Law |
|
140 |
Law |
açıklık ilkesi |
principle of clarity n.
|
|
141 |
Law |
açıklık ilkesi |
principle of publicity n.
|
|
142 |
Law |
açıklık ilkesi |
principle of accuracy n.
|
|
143 |
Law |
açıklık ve doğruluk prensibi |
clarity and accuracy principle n.
|
|
144 |
Law |
açıklık ve öngörülebilirlik |
clarity and predictability n.
|
|
145 |
Law |
hukuki açıklık |
legal clarity n.
|
|
Politics |
|
146 |
Politics |
açıklık politikası ile ilişkili |
glasnostic adj.
|
|
147 |
Politics |
açıklık politikası ile ilişkili |
glasnostian adj.
|
|
Technical |
|
148 |
Technical |
cam şekillendirme sürecinin öncesinde fırında bırakılan küçük açıklık |
nose hole n.
|
|
149 |
Technical |
torna punta başlığının ortasındaki açıklık |
relief n.
|
|
150 |
Technical |
torna makinesinin bir parçasının açıklık boyutunda yapılan değişiklik |
relief n.
|
|
151 |
Technical |
dar açıklık veya kanaldan çizgi çizmeye yarayan cihaz |
threader n.
|
|
152 |
Technical |
açıklık mastarı |
gap gauge n.
|
|
153 |
Technical |
açıklık mastarı |
gage bar n.
|
|
154 |
Technical |
açıklık açısı |
aperture angle n.
|
|
155 |
Technical |
açıklık bozunumu |
aperture distortion n.
|
|
156 |
Technical |
açıklık döndürürlüğü |
moment of span n.
|
|
157 |
Technical |
açıklık momenti |
moment of span n.
|
|
158 |
Technical |
açıklık sayısı |
aperture number n.
|
|
159 |
Technical |
açıklık sınırlayıcı |
aperture stop n.
|
|
160 |
Technical |
açıklık yüksekliği |
rise of span n.
|
|
161 |
Technical |
açıklık yüksekliği |
opening height n.
|
|
162 |
Technical |
açıklık zıtlığı |
aperture contrast n.
|
|
163 |
Technical |
açısal açıklık |
angular aperture n.
|
|
164 |
Technical |
alt ray açıklık kilidi |
lower distance lock n.
|
|
165 |
Technical |
ana açıklık |
main span n.
|
|
166 |
Technical |
basınç kısıtlayıcı açıklık |
pressure-limiting aperture n.
|
|
167 |
Technical |
bağıl açıklık |
relative aperture n.
|
|
168 |
Technical |
bir açıklık |
simple span n.
|
|
169 |
Technical |
bitişik açıklık |
adjacent span n.
|
|
170 |
Technical |
desteklenmemiş açıklık |
unsupported distance n.
|
|
171 |
Technical |
dar açıklık |
short span n.
|
|
172 |
Technical |
düşey temiz açıklık |
vertical clearance n.
|
|
173 |
Technical |
diş açıklık dişlisi |
pitch wheel n.
|
|
174 |
Technical |
diş açıklık dairesi çapı |
pitch diameter n.
|
|
175 |
Technical |
eşit açıklık |
equal span n.
|
|
176 |
Technical |
efektif açıklık |
effective span n.
|
|
177 |
Technical |
efektif açıklık |
effective span length n.
|
|
178 |
Technical |
etkin açıklık |
effective span n.
|
|
179 |
Technical |
etkin açıklık |
effective opening n.
|
|
180 |
Technical |
geniş açıklık |
large opening n.
|
|
181 |
Technical |
geniş açıklık |
long span n.
|
|
182 |
Technical |
gemi güvertesinde yükün indirildiği açıklık |
hatchway n.
|
|
183 |
Technical |
halkasal açıklık |
annular space n.
|
|
184 |
Technical |
iki kaynak ağzı arasındaki açıklık |
root gap n.
|
|
185 |
Technical |
karakteristik açıklık boyutu |
characteristic opening size n.
|
|
186 |
Technical |
kenar açıklık |
wing span n.
|
|
187 |
Technical |
kısa açıklık |
short span n.
|
|
188 |
Technical |
kuramsal açıklık |
theoretical span n.
|
|
189 |
Technical |
küçük bir delik veya açıklık |
ventage n.
|
|
190 |
Technical |
makine dönme açıklık çapı |
machine clearance diameter n.
|
|
191 |
Technical |
müsaade edilebilir açıklık |
allowable clearance n.
|
|
192 |
Technical |
orta açıklık |
interior span n.
|
|
193 |
Technical |
orta açıklık |
middle span n.
|
|
194 |
Technical |
nominal açıklık |
nominal width n.
|
|
195 |
Technical |
oransal açıklık |
f/number n.
|
|
196 |
Technical |
oransal açıklık |
f-number n.
|
|
197 |
Technical |
orta açıklık |
central span n.
|
|
198 |
Technical |
sanal açıklık |
nominal width n.
|
|
199 |
Technical |
ray açıklık kalıbı |
rail gauge template n.
|
|
200 |
Technical |
ray açıklık çubuğu suportu |
bolster tie-bar bracket n.
|
|
201 |
Technical |
ray açıklık çubuğu |
bolster tie-bar n.
|
|
202 |
Technical |
serbest açıklık |
clear span n.
|
|
203 |
Technical |
sentetik açıklık |
synthetic aperture n.
|
|
204 |
Technical |
sayısal açıklık ölçeri |
apertometer n.
|
|
205 |
Technical |
sayısal açıklık |
numerical aperture n.
|
|
206 |
Technical |
son açıklık |
end span n.
|
|
207 |
Technical |
tekerlek açıklık ayarı |
toe adjustment n.
|
|
208 |
Technical |
toplam açıklık |
total span n.
|
|
209 |
Technical |
temiz açıklık |
clear waterway n.
|
|
210 |
Technical |
temiz açıklık |
clear span n.
|
|
211 |
Technical |
temiz açıklık |
clear space n.
|
|
212 |
Technical |
teorik açıklık |
theoretical span n.
|
|
213 |
Technical |
uzun kesik veya açıklık |
slash n.
|
|
214 |
Technical |
üst ray açıklık kilidi |
upper distance lock n.
|
|
215 |
Technical |
uzun açıklık |
long span n.
|
|
216 |
Technical |
uydular arası açıklık |
satellite separation n.
|
|
217 |
Technical |
yan açıklık |
side span n.
|
|
218 |
Technical |
yanal açıklık |
lateral clearance n.
|
|
219 |
Technical |
yarım açıklık |
half span n.
|
|
220 |
Technical |
yan açıklık |
flanking span n.
|
|
221 |
Technical |
yan açıklık |
lateral clearance n.
|
|
222 |
Technical |
yarı açıklık |
half span n.
|
|
223 |
Technical |
yüklü açıklık |
loaded span n.
|
|
224 |
Technical |
lokomotifin sürgülü vanasının orta konumdayken buharı veya egzoz deliğini açmak için sahip olduğu açıklık |
lap n.
|
|
225 |
Technical |
panjurlu pencerede açıklık |
weather door n.
|
|
226 |
Technical |
açıklık kapatma levhası |
blank n.
|
|
227 |
Technical |
bir sahnenin çekimi sırasında seçilen alanı karartmak için kamerada veya tab etme girişinde kullanılan anahtar deliğine benzer bir açıklık barındırabilen mat bir plak |
matte n.
|
|
228 |
Technical |
anatomik yapıdaki küçük açıklık |
window n.
|
|
229 |
Technical |
içinden gözetleme yapılabilecek kadar küçük açıklık |
window n.
|
|
230 |
Technical |
pencereye benzeyen açıklık |
window n.
|
|
231 |
Technical |
parçalanma ile oluşan açıklık |
rent n.
|
|
232 |
Technical |
parçalanmışçasına oluşan açıklık |
rent n.
|
|
233 |
Technical |
vana ile açılabilen açıklık miktarı |
cock n.
|
|
234 |
Technical |
açıklık etrafındaki dairesel çerçeve veya plaka |
curb n.
|
|
235 |
Technical |
açıklık etrafındaki dairesel çerçeve veya plaka |
curb plate n.
|
|
236 |
Technical |
bir şeyin geçebildiği küçük açıklık |
feedhole n.
|
|
237 |
Technical |
(valf yuvası veya valf yüzeyinde) açıklık |
porthole n.
|
|
238 |
Technical |
sıvı girişini sağlayan açıklık |
porthole n.
|
|
239 |
Technical |
ses kanalında yer alan ve içinden geçen seslerin frekans aralıklarını sınırlayan boru, açıklık, veya rezonans boşluğu |
filter n.
|
|
240 |
Technical |
sıvıyı (hava veya yağ olarak) istenen yere yönlendiren huni şeklinde açıklık |
scoop n.
|
|
241 |
Technical |
ışık giren dar açıklık |
slit n.
|
|
242 |
Technical |
ışık çıkan dar açıklık |
slit n.
|
|
243 |
Technical |
optik fotografik ses kayıt sisteminde görüntü sınırlayıcı açıklık |
slit n.
|
|
244 |
Technical |
açıklık elde etmek için kesme makinesinden küçük bir miktar kesmek |
relieve v.
|
|
Computer |
|
245 |
Computer |
açıklık bozunumu |
aperture distortion n.
|
|
Informatics |
|
246 |
Informatics |
saldırıya açıklık |
vulnerability n.
|
|
247 |
Informatics |
sentetik açıklık |
synthetic aperture n.
|
|
Telecom |
|
248 |
Telecom |
hüzme açıklık bozulması |
aperture distortion n.
|
|
249 |
Telecom |
hüzme açıklık-ortam bağlaşım kaybı |
aperture-to-medium coupling loss n.
|
|
250 |
Telecom |
sayısal açıklık |
numerical aperture n.
|
|
Electric |
|
251 |
Electric |
elektrik devresinde açıklık |
open n.
|
|
Textile |
|
252 |
Textile |
17. ve 18. yüzyıllarda özellikle kadınlar arasında popüler olan, içteki kıyafeti ve iç etekliği göstermesi için önünde açıklık bulunan ve genellikle dökümlü duran bir elbise veya rop |
mantua n.
|
|
Architecture |
|
253 |
Architecture |
şöminenin bacasındaki dar açıklık |
throat n.
|
|
254 |
Architecture |
kilisenin iç duvarındaki küçük açıklık |
hagioscope n.
|
|
255 |
Architecture |
(genellikle cam veya ızgara takılı) küçük pencere veya açıklık |
wicket n.
|
|
256 |
Architecture |
mutfak ve yemek alanı arasındaki duvarda bulunan açıklık |
hatch n.
|
|
257 |
Architecture |
pencere veya kapı kenarından duvara doğru inen dikey açıklık düzlemi |
reveal n.
|
|
258 |
Architecture |
tahkimli duvarda dar küçük açıklık |
looplight n.
|
|
259 |
Architecture |
tonoz çatıda yer alan küçük hilal biçimli açıklık |
lunette n.
|
|
260 |
Architecture |
fırın küllüğündeki kemerli açıklık |
glut n.
|
|
261 |
Architecture |
kubbedeki yuvarlak açıklık |
oculus n.
|
|
262 |
Architecture |
ortaçağ surlarında kullanılan genellikle yuvarlak küçük açıklık |
oillet n.
|
|
263 |
Architecture |
roma evlerinde orta avlu üzerinde bulunup yağmur sularını toplamada kullanılan çatısız açıklık |
compluvium n.
|
|
264 |
Architecture |
iki açıklık arasındaki duvar |
pier n.
|
|
265 |
Architecture |
sunak önünde yer alan küçük açıklık |
fenestella n.
|
|
266 |
Architecture |
sunak önünde yer alan küçük açıklık |
fenes-tella n.
|
|
267 |
Architecture |
ispanyol-amerikan binalarında bulunan geniş çatılı açıklık |
portal n.
|
|
268 |
Architecture |
(kafes köprüde) ilk iki ana dayanak arasındaki açıklık |
portal n.
|
|
269 |
Architecture |
(iskelet yapıda) iki dayanak arasındaki dikey açıklık |
portal n.
|
|
270 |
Architecture |
cella ile sıra sütun arasında kalan açıklık |
pteron n.
|
|
Construction |
|
271 |
Construction |
havalandırma, aydınlatma gibi amaçlar için zeminden tünel seviyesine bağlanmış açıklık |
tunnel pit n.
|
|
272 |
Construction |
havalandırma, aydınlatma gibi amaçlar için zeminden tünel seviyesine bağlanmış açıklık |
tunnel shaft n.
|
|
273 |
Construction |
açıklık mastarı |
gap gauge n.
|
|
274 |
Construction |
asılı açıklık |
suspended span n.
|
|
275 |
Construction |
bitişik açıklık |
adjacent span n.
|
|
276 |
Construction |
en uzun açıklık |
longest span n.
|
|
277 |
Construction |
iç açıklık |
interior span n.
|
|
278 |
Construction |
kaba açıklık |
rough opening n.
|
|
279 |
Construction |
komşu açıklık |
adjacent span n.
|
|
Automotive |
|
280 |
Automotive |
alt açıklık |
clearance height n.
|
|
281 |
Automotive |
kanat açıklık oranı |
aspect ratio n.
|
|
282 |
Automotive |
tekerleklerin ön taraflarının arka taraflarına oranla açıklık miktarı |
toe-out n.
|
|
283 |
Automotive |
virajda tekerleklerin ön taraflarının arka taraflarına oranla açıklık miktarı |
toe-out of turns n.
|
|
284 |
Automotive |
yatay temiz açıklık |
lateral clearance n.
|
|
285 |
Automotive |
yatay açıklık |
lateral clearance n.
|
|
286 |
Automotive |
kaput veya gövde panelinde hava girişini sağlayan açıklık |
scoop n.
|
|
Traffic |
|
287 |
Traffic |
kenar açıklık |
end span n.
|
|
Railway |
|
288 |
Railway |
açıklık donanımı |
span equipment n.
|
|
289 |
Railway |
elektriksel açıklık |
electrical clearance n.
|
|
290 |
Railway |
ray açıklık mastarı |
gauge rod n.
|
|
291 |
Railway |
açıklık ortası |
mid-span adj.
|
|
Aeronautic |
|
292 |
Aeronautic |
açıklık ve montaj boyutları |
clearance and fixing dimensions n.
|
|
293 |
Aeronautic |
açıklık boyutları |
clearance dimensions n.
|
|
294 |
Aeronautic |
açıklık çubuğu |
clearance bar n.
|
|
295 |
Aeronautic |
kanat uzunluğu açıklık farkı |
wing tip clearance increment n.
|
|
296 |
Aeronautic |
tekerlek ile kenar arasında kalan açıklık |
wheel-to-edge clearance n.
|
|
Marine |
|
297 |
Marine |
gemi güvertesinde kapaklı açıklık |
scuttle n.
|
|
298 |
Marine |
omurga altı açıklık |
underkeel clearance n.
|
|
299 |
Marine |
gemilerde mühimmat geçişine olanak veren bir açıklık |
ammunition scuttle n.
|
|
300 |
Marine |
gemi tezgahında dümen rodu için bulunan bir açıklık |
helm port n.
|
|
Mining |
|
301 |
Mining |
eşdeğer açıklık |
equivalent orifice n.
|
|
302 |
Mining |
muadil açıklık |
equivalent orifice n.
|
|
303 |
Mining |
cevherin topraktan çıkarıldığı açıklık |
wind hatch n.
|
|
304 |
Mining |
maden eritme ocağında içinden erimiş cüruf akan açıklık |
cinder tap n.
|
|
305 |
Mining |
(madende) küçük açıklık |
doghole n.
|
|
306 |
Mining |
(madende) hava yolu sağlayan uzun açıklık |
soller n.
|
|
307 |
Mining |
(madende) hava yolu sağlayan uzun açıklık |
sollar n.
|
|
Medical |
|
308 |
Medical |
açıklık süresi |
duration of patency n.
|
|
309 |
Medical |
açıklık bağlantıları |
gap junctions n.
|
|
310 |
Medical |
karnın her iki yanında bulunan halka benzeri açıklık |
abdominal ring n.
|
|
311 |
Medical |
nevrotiklik dışadönüklük ve açıklık kişilik envanteri |
neuroticism, extraversion and openness personality inventory n.
|
|
312 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile körbağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileocecostomy n.
|
|
313 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileocolostomy n.
|
|
314 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileoproctostomy n.
|
|
315 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsağın son ucu arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileosigmoidostomy n.
|
|
316 |
Medical |
kemikte oyulan pencere benzeri açıklık |
fenestra n.
|
|
317 |
Medical |
cerrahi aletle oluşturulan pencere açıklık |
fenestra n.
|
|
318 |
Medical |
cerrahi işlemle septumda açıklık oluşturma |
septostomy n.
|
|
Anatomy |
|
319 |
Anatomy |
böbrekteki atığın nefridyumdan boşaltıldığı, böbrekte yer alan huni biçimli açıklık |
nephrostome n.
|
|
320 |
Anatomy |
nöral kanalın dışına doğru olan embriyonik açıklık |
neuropore n.
|
|
321 |
Anatomy |
vücutta veya organda doğal açıklık |
perforation n.
|
|
322 |
Anatomy |
dış kulak ve kulakzarı arasındaki kanal benzeri doğal açıklık veya kanallar |
meatus n.
|
|
323 |
Anatomy |
iki skalanın kulak kokleasının tepesinde birleştiği açıklık |
helicotrema n.
|
|
324 |
Anatomy |
yalancı ses telleri arasındaki açıklık |
glottis spuria n.
|
|
325 |
Anatomy |
yalancı vokal kordlar arasındaki açıklık |
rima respiratoria n.
|
|
326 |
Anatomy |
yalancı vokal kordlar arasındaki açıklık |
false glottis n.
|
|
327 |
Anatomy |
yalancı vokal kordlar arasındaki açıklık |
glottis spuria n.
|
|
328 |
Anatomy |
yalancı vokal kordlar arasındaki açıklık |
rima vestibuli n.
|
|
329 |
Anatomy |
pelvisin pubik ve iskiyatik kısımlar arasında bulunup obturator membranın kapattığı açıklık |
obturator foramen n.
|
|
330 |
Anatomy |
huni şeklinde açıklık |
choana n.
|
|
331 |
Anatomy |
kulak kanalı ve iç kulak arasında yer alan zarlı bir açıklık |
round window n.
|
|
332 |
Anatomy |
iki yapı arasındaki açıklık |
communication n.
|
|
333 |
Anatomy |
(fallop tüplerinde) abdominal açıklık |
infundibulum n.
|
|
334 |
Anatomy |
(kulakta) üzengi tabanına bağlı açıklık |
fenestra of the vestibule n.
|
|
335 |
Anatomy |
(kulakta) üzengi tabanına bağlı açıklık |
fenestra ovalis n.
|
|
336 |
Anatomy |
(kulakta) kokleada yer alan açıklık |
fenestra rotunda n.
|
|
337 |
Anatomy |
(kulakta) üzengi tabanına bağlı açıklık |
fenestra vestibuli n.
|
|
338 |
Anatomy |
abdominal kas fasyasında yer alan açıklık |
inguinal ring n.
|
|
339 |
Anatomy |
pelvisin esas bölümünün kavitesinde üst açıklık |
inlet n.
|
|
340 |
Anatomy |
vajinal açıklık |
introitus n.
|
|
341 |
Anatomy |
burun boşluğu ile yutak arasında yer alan açıklık |
posterior naris n.
|
|
342 |
Anatomy |
burun boşluğu ile ağız arasında yer alan açıklık |
posterior naris n.
|
|
343 |
Anatomy |
burnun arka kısmında yer alan açıklık |
postnares n.
|
|
344 |
Anatomy |
cerrahi açıklık ile ilgili |
fenestral adj.
|
|
Psychology |
|
345 |
Psychology |
deneyime açıklık |
openness to experience n.
|
|
346 |
Psychology |
nevrotiklik dışadönüklük ve açıklık kişilik envanteri |
neuroticism extraversion and openness personality inventory n.
|
|
347 |
Psychology |
telkine açıklık |
suggestibility n.
|
|
348 |
Psychology |
tecrübeye açıklık |
openness to experience n.
|
|
Dentistry |
|
349 |
Dentistry |
marjinal açıklık |
marginal opening n.
|
|
350 |
Dentistry |
ön dişlerinin arasındaki açıklık |
open bite between anterior teeth n.
|
|
Pathology |
|
351 |
Pathology |
kalbin sol ve sağ kulakçıkları arasında anormal derecede açıklık |
atrial septal defect n.
|
|
Optics |
|
352 |
Optics |
oransal açıklık |
focal ratio n.
|
|
Food Engineering |
|
353 |
Food Engineering |
dıştan dışa açıklık |
clearance n.
|
|
Statistics |
|
354 |
Statistics |
açıklık orta değeri |
mid-range n.
|
|
355 |
Statistics |
açıklık grafiği |
range chart n.
|
|
356 |
Statistics |
çapraz açıklık |
cross range n.
|
|
357 |
Statistics |
çoklu açıklık sınaması |
multiple range test n.
|
|
358 |
Statistics |
dairesel açıklık |
circular range n.
|
|
359 |
Statistics |
etkin açıklık |
effective range n.
|
|
360 |
Statistics |
geometrik açıklık |
geometric range n.
|
|
361 |
Statistics |
hareketli açıklık |
moving range n.
|
|
362 |
Statistics |
ortalama açıklık |
mean range n.
|
|
363 |
Statistics |
ondabirlikler arası açıklık |
interdecile range n.
|
|
364 |
Statistics |
studentleştirilmiş açıklık |
studentized range n.
|
|
365 |
Statistics |
yarı-açıklık |
semi-range n.
|
|
366 |
Statistics |
yarı-çeyrek açıklık |
semi-interquartile range n.
|
|
367 |
Statistics |
yarı-açıklık |
quasi-range n.
|
|
368 |
Statistics |
yarı-açıklık |
semi range n.
|
|
369 |
Statistics |
westenberg'in çeyrekler arası açıklık sınaması |
westenberg's interquartile range test n.
|
|
Chemistry |
|
370 |
Chemistry |
hidrolik açıklık denetimi |
hydraulic gap control n.
|
|
371 |
Chemistry |
optik sistemlerde ışığın geçmesine izin veren açıklık |
aperture n.
|
|
Biology |
|
372 |
Biology |
yumurta segmentlerindeki küçük bir açıklık |
blastide n.
|
|
373 |
Biology |
(birçok mercanda) ağız kenarından inen özel bir açıklık |
siphonoglyphe n.
|
|
374 |
Biology |
(birçok mercanda) ağız kenarından inen özel bir açıklık |
siphonoglyph n.
|
|
375 |
Biology |
ağzında açıklık olan |
rictal adj.
|
|
Marine Biology |
|
376 |
Marine Biology |
boşluğa açılan küçük açıklık |
ostiole n.
|
|
377 |
Marine Biology |
derisidikenlilerde suyun filtrelenmek üzere vasküler sisteme geçmesini sağlayan açıklık |
madreporite n.
|
|
378 |
Marine Biology |
deniz kestanesi kabuğunda yer alan açıklık |
lunule n.
|
|
Zoology |
|
379 |
Zoology |
gözenekli yapıda yer alan açıklık |
fenestrule n.
|
|
380 |
Zoology |
(süngerde) içinden su geçen ağız benzeri açıklık |
osculum n.
|
|
381 |
Zoology |
delik, açıklık anlamı veren son ek |
trema suf.
|
|
Botanic |
|
382 |
Botanic |
vücut parçasında tohum göbeğini andıran açıklık |
hilum n.
|
|
383 |
Botanic |
süngerin statoblastındaki küçük bir açıklık |
hilum n.
|
|
384 |
Botanic |
(yaprakta) böcek, mantar veya kurdun açtığı yuvarlak açıklık |
domatium n.
|
|
385 |
Botanic |
alt dudağın dibindeki çıkıntı ile neredeyse kapalı durumda gelen iki dudaklı çiçek tacında borumsu açıklık bulunan |
masked adj.
|
|
Agriculture |
|
386 |
Agriculture |
düşey açıklık |
vertical clearance n.
|
|
Forestry |
|
387 |
Forestry |
ormandaki ağaçsız bir açıklık |
opening n.
|
|
388 |
Forestry |
barajda kütüklerin geçtiği açıklık |
sluiceway n.
|
|
Religious |
|
389 |
Religious |
ortasında kafadan geçirmek için açıklık bulunan, yünlü kumaştan yapılmış keşiş giysisi |
scapulary n.
|
|
Environment |
|
390 |
Environment |
açıklık bırakma |
dilatation n.
|
|
391 |
Environment |
açıklık güçlendirme |
dilatancy hardening n.
|
|
392 |
Environment |
ormandaki açıklık |
garth n.
|
|
Geography |
|
393 |
Geography |
dağ sırası veya sırtta bulunan geçit veya açıklık |
sag n.
|
|
394 |
Geography |
alçak açıklık alan |
bottom glade n.
|
|
395 |
Geography |
yüzen buz kütlesindeki açıklık |
rifter n.
|
|
396 |
Geography |
kongo nehri'nin alt kısımlarında yer alan göl benzeri bir açıklık |
pool malebo n.
|
|
Geology |
|
397 |
Geology |
özellikle okyanus tabanında yer alan, sıcak su ve çözünmüş mineraller püskürten açıklık |
thermal vent n.
|
|
398 |
Geology |
(kayaçta aşınma sonucu oluşan) açıklık |
dissolution n.
|
|
Military |
|
399 |
Military |
çıkıntılı bir siperi destekleyen bindirmelikler arasında bulunan açıklık |
machicolation n.
|
|
400 |
Military |
bir galerinin zemininde veya kapının üzerinde, hücum eden düşmanı vurmaya elverişli açıklık |
machicolation n.
|
|
401 |
Military |
yeniden doldurulmadan üst üste ateş edebilen silaha ait açıklık |
port n.
|
|
Hunting |
|
402 |
Hunting |
kaleden ok atmak için kullanılan dar açıklık |
balistraria n.
|
|
Sport |
|
403 |
Sport |
(körling) sahada diğer oyuncuların taşlarının çevrelediği dar bir açıklık |
wick n.
|
|
404 |
Sport |
savunma düzenindeki açıklık |
hole n.
|
|
405 |
Sport |
tenis duvarında yer alan açıklık |
door n.
|
|
406 |
Sport |
(bowling) iki labut arasındaki açıklık |
port n.
|
|
407 |
Sport |
defans oyunları arasındaki açıklık |
daylight n.
|
|
408 |
Sport |
slalom yarışında kayakçının arasından geçmek zorunda olduğu iki bayrak arasındaki açıklık |
gate n.
|
|
Theatre |
|
409 |
Theatre |
tiyatro sahnesi zeminindeki dar açıklık |
cut n.
|
|
Cinema |
|
410 |
Cinema |
bağıntı açıklık |
relative aperture n.
|
|
411 |
Cinema |
en son açıklık |
extreme aperture n.
|
|
Photography |
|
412 |
Photography |
açıklık kazancı |
aperture gain n.
|
|
413 |
Photography |
(fotoğraf makinesinde) ışığın girdiği açıklık |
aperture n.
|
|
Archaic |
|
414 |
Archaic |
ormanda geçit oluşturan açıklık |
slade n.
|
|
Engineering |
|
415 |
Engineering |
dalga kılavuzunun içindeki dar açıklık |
iris n.
|
|
Entomology |
|
416 |
Entomology |
böceklerde bir veya daha fazla trakenin uzandığı açıklık |
atrium n.
|
|