akıl - Turco Inglés Diccionario
Historia

akıl



Significados de "akıl" en diccionario inglés turco : 67 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
akıl mind n.
akıl wit n.
akıl wisdom n.
akıl intelligence n.
akıl reason n.
General
akıl head n.
akıl brain n.
akıl reason n.
akıl intellect n.
akıl wisdom n.
akıl intelligence n.
akıl discernment n.
akıl comprehension n.
akıl opinion n.
akıl consciousness n.
akıl strength of mind n.
akıl understanding n.
akıl idea n.
akıl wit n.
akıl pate n.
akıl sense n.
akıl senses n.
akıl apprehension n.
akıl nous n.
akıl memory n.
akıl psyche n.
akıl headpiece n.
akıl brains n.
akıl loaf n.
akıl bean n.
akıl grey matter n.
akıl prudence n.
akıl sapience n.
akıl gray matter n.
akıl advice n.
akıl guidance n.
akıl fettle n.
akıl mentality n.
akıl mind n.
akıl adviso [obsolete] n.
akıl manas n.
akıl rumblegumption [scotland] n.
akıl rumelgumption [scotland] n.
akıl counsel [obsolete] n.
akıl foison [scotland] n.
akıl sconce n.
akıl sensorium n.
akıl skull n.
akıl mental adj.
Colloquial
akıl idea box n.
akıl knowledge-box n.
akıl think-box n.
akıl matter n.
akıl brain box n.
akıl brainbox n.
akıl mentis n.
akıl raison n.
Idioms
akıl little grey cells n.
akıl the living daylights n.
Philosophy
akıl hypostasis n.
Slang
akıl upper story n.
akıl top story n.
akıl upperworks n.
akıl smarts n.
akıl think box n.
akıl thought box n.
British Slang
akıl bacon rind n.

Significados de "akıl" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
akıl sağlığı sanity n.
General
akıl hastanesi bughouse n.
akıl hastanesi asylum n.
akıl hastanesine yerleştirdikten sonra duruşma post commitment hearing n.
akıl hastanesi booby hatch n.
kuzey kutbunda yaşayan insanlara özgü bir akıl hastalığı piblokto n.
akıl hastası mentally deranged person n.
akıl öğretme exhorting n.
akıl hocası adviser n.
akıl almazlık incredibility n.
akıl fikir complete attention n.
akıl hastalıkları mental disorders n.
akıl yürütme argument n.
akıl hastanesi mental home n.
akıl hastanesi bedlam n.
zorunlu alıkoyma (akıl hastanesinde) compulsory detention n.
akıl hastanesi loony bin n.
akıl hastalarının suçları mentally ill offenders n.
akıl bozuklukları mental disorders n.
akıl yaşı mental age n.
akıl hastası lunatic n.
islam ve akıl islam and reason n.
akıl hastanesinden çıkartıp topluma kazandırma deinstitutionalisation n.
hapishane veya akıl hastanesinde bulunan kimse inmate n.
akıl hastası insane n.
akıl hastanesi lunatic asylum n.
akıl hocası master n.
akıl hastanesine kapatılma confinement in an asylum n.
akıl hocası mentor n.
akıl hastanesi nuthouse n.
akıl defteri (spiker) teleprompter n.
akıl almazlık numinousness n.
kuzey kutbunda yaşayan insanlara özgü bir akıl hastalığı pibloktoq n.
edebiyatta akıl hastalığı mentally ill in literature n.
akıl sağlığı yönetimi management of psychohygiene n.
akıl hastanesi hospital for mental diseases n.
yalnız akıl ile idrak edilen şey noumenon n.
akıl ve beden mind and body n.
akıl veren exhorter n.
akıl bozuklukları mental diseases n.
akıl hastanesi insane asylum n.
akıl hastası mentally handicapped n.
akıl hastalığı mental illness n.
akıl hastanesinde bulunan kimse inmate n.
akıl ve sinir hastalıkları hastanesi reception institute n.
kuzey kutbunda yaşayan insanlara özgü bir akıl hastalığı arctic hysteria n.
akıl payı mind share n.
akıl hastanesine koyma commitment to a mental institution n.
akıl sağlığı sanity n.
akıl sağlığı mental health n.
akıl sahibi intellect n.
akıl almazlık preposterousness n.
akıl hastanesi mental institution n.
akıl ermezlik incomprehensibleness n.
akıl hastanesi mental asylum n.
akıl hastanesi madhouse n.
akıl dişi wisdom tooth n.
akıl hastası mental patient n.
akıl hocasının dediklerine uyan mentee n.
akıl hocasının çizdiği yolu takip eden mentee n.
akıl hocasından ders alan mentee n.
akıl hocalığı dersi alan mentee n.
akıl fikir mother wit n.
akıl fikir horse sense n.
akıl fikir common sense n.
akıl fikir plain good sense n.
müşterek akıl collective mind n.
akıl yürütme reasoning n.
akıl hastahanesi mental hospital n.
ortak akıl common mind n.
akıl hastalığı insanity n.
akıl hastalığı unsound mind n.
akıl-ruh hastalıkları mental disorders n.
akıl-ruh hastalıkları mental diseases n.
akıl hastanesine gönderme committal n.
akıl hastanesi mental hospital n.
akıl hastalığı mental disease n.
adam öldürmeye duyulan istek olarak görünen bir akıl hastalığı homicidal insanity n.
akıl hastalığı lunacy n.
akıl hastanesi mental ward n.
akıl hastanesi psychiatric hospital n.
akıl bozukluğu mind unsoundness n.
beden ve akıl dayanıklılığı physical and mental endurance n.
akıl hastanesi asylum for the insane n.
akıl hastası maniac n.
akıl karışıklığı bewilderment n.
akıl hocalığı mentorship n.
(ileri derecede akıl hastalarının konulduğu) duvarları yastıklı hücre padded cell n.
çevresine zarar vermesi muhtemel akıl hastalarının konulduğu hücre padded cell n.
akıl çağı age of reason n.
ortak akıl common sense n.
akıl haritası mind map n.
tanısal akıl yürütme diagnostic reasoning n.
daha küçükten daha büyüğe doğru olan akıl yürütme biçimi a minore ad maius argument n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalization n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalisation n.
akıl hastanesinden alıp topluma kazandırma deinstitutionalization n.
akıl hastanesinden alıp topluma kazandırma deinstitutionalisation n.
akıl hastası mental n.
akıl hastalığı mental derangement n.
akıl hocası advisor n.
akıl defteri autocue n.
akıl hastası bedlamite n.
akıl vücut tıbbı mind-body medicine n.
üst akıl superior mind n.
akıl hastanesinden çıkartıp topluma kazandırma deinstitutionalization n.
tekrar akıl hastanesine yatırma reinstitutionalisation n.
tekrar akıl hastanesine yatırma reinstitutionalization n.
ortak akıl shared wisdom n.
akıl oyunları mind games n.
akıl tutulması abdication of reason n.
akıl ve beden birlikteliği union of mind and body n.
üst akıl mastermind n.
nicel akıl yürütme quantative reasoning n.
akıl yürütme biçimi line of reasoning n.
çok yönlü akıl edebilme international mindedness n.
kamusal akıl public reason n.
akıl yogası raja yoga n.
akıl yürütme ratiocination n.
akıl yürüten kimse ratiocinator n.
akıl çelici olma temptingness n.
bedenlenmiş akıl embodied mind n.
akıl hastası tom o'bedlam n.
akıl karışıklığı tostication n.
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen triangle of mars n.
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen great triangle n.
akıl karışıklığı tumble n.
akıl karışıklığı amaze [obsolete] n.
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı hayvan esa (emotional support animal) n.
(evsizler/akıl hastaları için) yardım merkezi drop-in center n.
pratik akıl practical reason n.
akıl karışıklığı katzenjammer n.
akıl hastanesinden çıkmış dilenci bedlam [obsolete] n.
eski roma'da akıl hocası veya öğretmen magister n.
orta çağ üniversitelerinde akıl hocası veya öğretmen magister n.
akıl hocası maister n.
akıl hocası maistre [obsolete] n.
akıl hastası bethlehemite n.
akıl yürütme witcraft [rare] n.
maori topluluklarında akıl verme benzeri eğitici yetkileri bulunan kimse maori warden n.
doktor veya akıl sağlığı uzmanı tarafından birinin sürekli yanında olup ona duygusal destek sağlaması için görevlendirilen resmi lisanslı kedi/köpek emotional support dog/cat n.
hızlıca akıl yürütme yeteneği wits n.
akıl sağlığı wits n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi mensal line n.
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi line of heart n.
aşırı derecede ince veya gizli akıl yürütme metaphysics n.
tedavilerini hastanın durumunu gözlemlemek yerine teori ve akıl yürütmeye dayandıran eski bir hekim okulunun üyesi methodist n.
akıl oyunu head game n.
kötü akıl verme miscounselling n.
akıl hastalığı moon madness n.
ay ışığına maruz kalınarak uyunduğu için ortaya çıktığı düşünülen akıl hastalığı moon-madness n.
akıl karı olma rhyme or reason n.
(bir kimseye) akıl hocalığı yapan kadın godmother n.
akıl sağlığını yitiren kimse dement n.
faal akıl demiurge n.
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat demonstration n.
akıl sağlamlığı grit n.
akıl yoluyla bulma devisal n.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme dialectic n.
akıl oyunu dialectic n.
birkaç karakterin bir konu üzerinde tartışıyor veya akıl yürütüyor gibi gösterildiği yazılı kompozisyon dialogue n.
akıl karışıklığı yaşama dismayedness n.
akıl çelen şey dissuasory n.
akıl hastaları (the) disturbed n.
akıl hocası gooroo n.
(konuşma, akıl yürütme) dolambaçlılık circuity n.
dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma circularism n.
dairesel olarak akıl yürütme veya tartışma circularity n.
genel ilke veya nedenlerden özele doğru akıl yürütme composition [obsolete] n.
akıl hastalığı crack n.
başkalarına çok fazla akıl verme eğilimi didacticism n.
akıl almaz şey inconceivability n.
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori parallelism n.
akıl ve maddenin gerçekliği evrensel olarak koordine ettiğine dair teori parallelism n.
akıl hastalığı insanie n.
ortak akıl salt n.
akıl eden kimse contriver n.
tatlı dille akıl çelme fleechment n.
akıl hastanesindeki bir hastaya belirli alanları serbestçe ziyaret hakkı verilmesi parole n.
pratik akıl yürütme parsimony n.
akıl hocası secretary [obsolete] n.
bilimsel akıl yürütme scientific reasoning n.
akıl sağlığının yıpranmış uçları frayed ends of sanity n.
akıl sağlığı merkezi snakepit n.
akıl küpü snollygoster n.
akıl almaz şey solecism n.
akıl almak consult v.
akıl vermek counsel v.
akıl almak ask for advice v.
akıl etmek devise v.
akıl satmak give useless advice v.
akıl karı bir iş olmamak not to be advisable v.
akıl öğretmek give advice to v.
akıl vermek give advice to v.
sorulmadığı halde akıl vermek kibitz v.
akıl erdirememek be unable to make head or tail of v.
akıl sormak inquire v.
akıl danışmak ask for advice v.
akıl hastanesine göndermek remand to a mental hospital v.
akıl karı olmamak be unreasonable v.
akıl yürütmek reason v.
akıl vermek recommend v.
akıl etmek contrive v.
akıl erdirmek conceive v.
akıl sormak consult v.
akıl danışmak consult v.
akıl dengesini kaybetmek lose mental balance v.
akıl vermek advise v.
akıl karı olmak be within reason v.
akıl etmek think of v.
akıl hastanesine kapatmak put away v.
akıl süzgecinden geçirmek reason out v.
birine akıl danışmak ask one's advice v.
akıl sağlığını yitirmek lose one's sanity v.
akıl sağlığını yitirmek lose one's mind v.
akıl edememek not to be able to think of v.
akıl hocalığı yapmak mentor v.
akıl çelmek entice v.
akıl çelmek seduce v.
akıl çelmek tempt v.
akıl okumak read mind v.
akıl danışmak advise v.
akıl sormak advise v.
akıl süzgecinden geçirmek intellectualise v.
akıl süzgecinden geçirmek intellectualize v.
akıl danışmak ask one's advice v.
akıl sağlığına kavuşmak regain sanity v.
akıl sağlığına kavuşmak regain mental health v.
akıl bahşedilmiş olmak be endowed with reason v.
akıl istemek ask someone for advice v.
akıl hastanesini boylamak wind up in a mental hospital v.
kötü akıl vermek advize v.
akıl yürütmek ratiocinate v.
yeniden akıl vermek readvise v.
yeniden akıl almak reconsult v.
yeniden akıl/ruh geliştirmek re-elevate v.
akıl danışmak take advice v.
akıl sağlığını korumak keep sanity v.
akıl sır erdirememek elude v.
akıl çelmek wind [obsolete] v.
akıl çelmek wyle v.
kötü şekilde akıl vermek miscounsel v.
akıl yürütmek rove [obsolete] v.
akıl gücüyle oluşturmak churn v.
zorla hastaneye/akıl hastanesine sevk edilmek be sectioned v.
akıl etmek concoct v.
akıl etmek fashion [obsolete] v.
daha çok akıl yürütmek outreason v.
akıl yürüterek üstesinden gelmek outreason v.
yasal zorunluluk nedeniyle akıl hastanesine yatırmak section [uk] v.
akıl etmek anticipate v.
akıl hastanesine kapatılmak section v.
zorla akıl hastanesine yatırılmak section v.
akıl çelen suggestive adj.
akıl hastası mad adj.
akıl hastanesine kapatılmış confined in an asylum adj.
akıl ermez mysterious adj.
akıl ile ilgili mental adj.
akıl ermez unfathomable adj.
akıl yürütülmüş reasoned adj.
içsel (akıl sağlığı vb) internal adj.
akıl verilmiş exhorted adj.
akıl sahibi rational adj.
akıl ermez impenetrable adj.
akıl hastalığı ile ilgili demential adj.
sadece akıl veren armchair adj.
akıl küpü shrewd adj.
akıl veren advisory adj.
yalnız akıl ile idrak edilen şeylerle ilgili noumenal adj.
akıl ermez incomprehensible adj.
akıl sır ermez unfathomable adj.
akıl yürütmeye dayalı ratiocinative adj.
akıl dolu calculating adj.
akıl yürütme ile ilgili ratiocinatory adj.
akıl yürütmeye dayanan ratiocinatory adj.
döngüsel akıl yürütme ile ilgili olmayan noncircular adj.
millete akıl öğreten armchair adj.
akıl verilmemiş unadmonished adj.
akıl verilmemiş uncounselled adj.
akıl hastanesine ait bedlam adj.
akıl hastanesine uygun bedlam adj.
akıl yerine içgüdü ile karakterize olan visceral adj.
akıl yerine içgüdü ile hareket eden visceral adj.
akıl sahibi minded adj.
akıl veren monitive adj.
akıl dışı dionysian adj.
akıl çelici dissuasory adj.
akıl çelen distracting adj.
akıl hastalarını barındıran disturbed adj.
akıl hastaları için tasarlanan disturbed adj.
dairesel akıl yürütme içeren circular adj.
akıl almaz inconceptible [obsolete] adj.
kişinin akıl ve mantığı yerine hislerini hedef alan ad hominem adj.
akıl almaz inopinable [obsolete] adj.
akıl almaz inopinate [obsolete] adj.
akıl hastalarına özgü insane adj.
akıl hastaları için insane adj.
akıl hastalarınca kullanılan insane adj.
akıl tutulması yaşayan insane adj.
akıl ermez incomprehensible adj.
akıl vermeyen discounselled [obsolete] adj.
akıl çelebilir flexanimous adj.
akıl yürütemeyen senseless adj.
uyarıcılara tepki verebildiği halde akıl yürütemeyen sensitive [obsolete] adj.
akıl almaz derecede korkunç ve uhrevi lovecraftian adj.
akıl almaz beyond comprehension adj.
akıl almaz unfathomable adj.
akıl almaz unspeakable adj.
akıl yürüterek reasoning adv.
akıl ile intellectually adv.
kişinin akıl ve mantığına değil hislerine hitap ederek ad hominem adv.
akıl yürütmeden reasonlessly adv.
akıl bir karış havadayken absentmindedly adv.
akıl anlamı veren bir ön ek phren- pref.
akıl anlamı veren bir ön ek phreni- pref.
akıl anlamı veren bir ön ek phreno- pref.
akıl hastalığı anlamı veren bir son ek -phrenia suf.
Phrasals
birden aklına gelmek/akıl etmek burst upon (one) v.
birden aklına gelmek/akıl etmek burst on (one) v.
akıl vermek advise (one) about (something) v.
akıl vermek advise someone about someone or something v.
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak see (one) about (something) v.
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak see someone about someone or something v.
akıl danışmak turn to v.
birini akıl hastanesine yatırmak put someone away v.
birine bir şeyi yapmaması için akıl vermek advise someone against doing something v.
birine biri/bir şey hakkında akıl vermek advise someone on someone or something v.
(birine bir şeyi) yapmaması için akıl vermek advise (one) against (something) v.
(birine bir şey) hakkında akıl vermek advise (one) of (something) v.
(birine bir şey) hakkında akıl vermek advise (one) on (something) v.
hakkında akıl vermek advise about v.
(bir şeyi) yapmaması için akıl vermek advise against (something) v.
yapmaması için akıl vermek advise against doing v.
birine bir şeyi yapmaması için akıl vermek advise someone against doing something v.
birine biri/bir şey hakkında akıl vermek advise someone on someone or something v.
(birine bir şeyi) yapmaması için akıl vermek advise (one) against (something) v.
(birine bir şey) hakkında akıl vermek advise (one) of (something) v.
(birine bir şey) hakkında akıl vermek advise (one) on (something) v.
hakkında akıl vermek advise about v.
(bir şeyi) yapmaması için akıl vermek advise against (something) v.
yapmaması için akıl vermek advise against doing v.
(bir şey) akıl etmek come up with (something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birinden akıl almak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) birine akıl sormak consult (with) someone (about someone or something) v.
(biri/bir şey konusunda) birine akıl danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
(birinden) akıl almak consult (someone) v.
(birine) akıl sormak consult (someone) v.
(birine) akıl danışmak consult (someone) v.
(bir şeyle) ilgili birinden akıl almak consult (someone) about (something) v.
(bir şeyle) ilgili birine akıl sormak consult (someone) about (something) v.
(bir şey) konusunda birine akıl danışmak consult (someone) about (something) v.
(birinden) akıl almak consult with (someone) v.
(birine) akıl sormak consult with (someone) v.
(birine) akıl danışmak consult with (someone) v.
akıl etmek dope out v.
Phrases
akıl hastalığı utanılacak bir şey değil mental illness is nothing to be ashamed of expr.
tanrı'nın işine akıl sır ermez the lord works in mysterious ways expr.
Proverb
akıl akıldan üstündür two heads are better than one
akıl yaşta değil baştadır intelligence is in the head not in the age
akıl yaşta değil baştadır wisdom doesn't come with age
akıl yaşta değil baştadır age is no guarantee of wisdom
akıl ziyan edilmez a mind is a terrible thing to waste
akıl boşa harcanmaz a mind is a terrible thing to waste
akıl ziyan edilmeyecek kadar kıymetlidir a mind is a terrible thing to waste
delinin işine akıl erdirilmez as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
delinin işi akıl havsala almaz as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
akıl olmayınca başta ne kuruda biter ne yaşta as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
delinin işi akıl karı değildir as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
akıl terelelli olunca söz fayda etmez as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
koyma akıl akıl olmaz as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
sokma akıl sekiz adım gider as a dog returns to his vomit, so a fool repeats his folly
göz görmeyince/akıl bilmeyince gönül katlanır where ignorance is bliss, tis folly to be wise
akıl değişmedikten sonra ne yaparsan yap boş the more things change, the more they stay the same
allah'ın işine akıl sır ermez god works in mysterious ways
tanrının işine akıl sır ermez god works in mysterious ways
akıl, fiziksel güçten üstündür brain is better than brawn
akıl gücü kaba kuvvetten üstündür brain is better than brawn
akıl gücü fiziksel güçten üstündür brain is better than brawn
akıl gücü fiziksel güçten önemlidir brain is better than brawn
Colloquial
akıl karışıklığı tsimmes n.
akıl hastası mental freak n.
akıl hastanesi psych ward n.
akıl dolu sözler pearls of wisdom n.
somut kanıt olmadığı durumlarda akıl yürüterek anlama duck test n.
akıl etmek cop on [ireland] n.
akıl sağlığı bejeebers n.
akıl hastanesi home n.
akıl sağlığına baktırmak have one's head read v.
birini akıl hastanesine yatırmak check someone into the psych ward v.
(bir şeyi yapmayı) akıl etmemek not think of (doing something) v.
akıl etmek flash on v.
ortak akıl cop on [ireland] v.
akıl fikir cop on [ireland] v.
akıl sağlığını yitiriyor olmak be losing it v.
akıl özürlü mentally-retarded adj.
akıl özürlü mentally-defective adj.
akıl sır erdiremiyorum it beats me expr.
ahlak, para, güven ve akıl yoksunu four outs expr.
akıl alır gibi değil beat all expr.
akıl alır gibi değil can you imagine expr.
Idioms
üzerine vazife olmadığı halde gereksiz tavsiye verip akıl öğreten kimse back-seat driver n.
akıl hocası dutch uncle n.
akıl hocası a dutch uncle n.
akıl savaşı a battle of wits n.
akıl/zeka küpü brain surgeon n.
zeka/akıl mı güç mü/kuvvet mi brains versus brawn n.
akıl hastalığı yerine kullanılan örtmece/hüsnütabir chemical imbalance n.
akıl küpü a bright spark n.
akıl küpü as bright as a button n.
akıl küpü a brain box n.
dobra ve gerçekleri söyleyen akıl hocası kimse dutch uncle n.
akıl ziyafeti feast of reason n.
akıl şöleni feast of reason n.
üzerine vazife olmadığı halde gereksiz tavsiye verip akıl öğreten kimse a back-seat driver n.
akıl küpü brain box n.
akıl küpü kimse brain box n.
akıl/zeka gerektiren iş brain surgery n.
akıl ürünü brainchild n.
akıl küpü brainchild n.
akıl hastalığı straws in your hair n.
ikna edici ya da akıl çelici bir konuşma kabiliyetine sahip olmak have kissed the blarney stone v.
aklı/akıl sağlığı yerinde olmak have all (one's) buttons v.
aklı/akıl sağlığı yerinde olmak have all one's buttons v.
akıl sır erdirememek not be able to make heads or tails of v.
bir şeye akıl erdirememek not able to make head or tail of something v.
kötü bir olaydan sonra akıl öğretmek be wise after the event v.
bıkmadan/yorulmadan akıl verebilmek have a broad back v.
akıl hastası olmak have straws in (one's) hair [obsolete] v.
akıl hastanesinde yatmak/yatmış olmak have straws in (one's) hair [obsolete] v.
akıl hastalığı straws in (one's) hair [obsolete] v.
(birine) akıl fikir vermek talk some sense into (someone's) head v.
akıl sağlığını yitirmek lose touch with sanity v.
sağduyu/akıl/zeka yoksunu olmak have enough sense to pound sand v.
akıl küpü olmak be as bright as a button v.
ruh/akıl sağlığı yerinde olmak be of sound mind v.
ikna edici ya da akıl çelici bir konuşma kabiliyetine sahip olmak kiss the blarney stone v.
akıl sağlığını yitirmek lose your mind v.
(bir şeye) akıl erdirememek not able to make head nor tail (out) of (something) v.
(bir şeye) akıl erdirememek not able to make head or tail (out) of (something) v.
'-e akıl erdirememek not able to make head or tail of v.
(bir şeye) akıl erdirememek not able to make heads nor tails (out) of (something) v.
(bir şeye) akıl erdirememek not able to make heads or tails (out) of (something) v.
akıl küpü bright as a button adj.
akıl küpü bright as a new penny adj.
akıl küpü bright as a button/new penny adj.
akıl küpü (as) bright as a (new) penny adj.
akıl küpü smart as a whip expr.
akıl küpü gibi as bright as a button expr.
kafa var akıl yok the lights are on but nobody's home expr.
kafa var akıl yok the lights are on but no-one's home expr.
(birisi) akıl hastası (one) is not playing with a full deck expr.
akıl sır erdiremiyorum beats me expr.
akıl karışıklığı içinde/içine all in a flutter expr.
akıl dolu sözler/sözleriniz için teşekkür ederim thank you for those pearls of wisdom expr.
kafa var akıl yok the lights are on but no one is at home expr.
Formal
akıl çelen kimse dehorter n.
yeniden akıl erdirmek reconceive v.
akıl çelen dehortatory adj.
Speaking
akıl alır gibi değil the mind boggles expr.
tanrının işine akıl sır ermez god walks in mystery expr.
Trade/Economic
akıl hocalığı mentoring n.
genel önerilerden akıl yürütme yoluyla daha dar kapsamlı sonuçlar çıkartılması deduction n.
özellikle akıl sağlığı çalışmaları konusunda eğitilmiş kalifiye sosyal hizmetler uzmanı approved social worker n.
akıl veya mantığa vurmak rationalise v.
akıl veya mantığa vurmak rationalize v.
Law
akıl hastanesine gönderme kararı reception order n.
akıl muayenesi mental examination n.
akıl hastalığı mental illness n.
akıl hastalığı nedeniyle hacir altında bulunan kimselerin mallarının idare edilmesi için görevlendirilmiş vesayet memuru master in lunacy n.
akıl ve fehimin zayıflığı weakness of mind n.
akıl zayıflığı weakness of mind n.
bir kimsenin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılmasını hükmeden karar commission of lunacy n.
bir memura bir kimsenin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılması için verilen görev commission of lunacy n.
geçici akıl zayıflığı temporary insanity n.
mahkemenin hükmettiği akıl hastanesine gönderme kararı reception order n.
akıl sağlığının yerinde olmaması lunacy n.
en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet diminished capacity n.
akıl zayıflığı insanity n.
akıl hastalığı savunması insanity plea n.
akıl hastası olduğu için yargı gücünden yoksun bulunduğunu iddia etmek stultify v.
(akıl hastalığı nedeniyle) kazai usullere uyarak karar vermek cognosce [scotland] v.
tescilli/belgeli akıl hastası certified adj.
akıl hastası olduğuna kanunen hükmedilmiş olan certified adj.
kanun gereği akıl hastanesine yatması zorunlu certifiable adj.
(akıl hastalığı yüzünden) cezai ehliyeti olmayan legally insane adj.
(akıl hastalığı yüzünden) cezai ehliyeti yok legally insane adj.
Institutes
ingiltere'de akıl hastası suçluları tedavi eden bir kurum broadmoor n.
Technical
akıl defteri goof sheet n.
akıl defteri television prompter n.
akıl defteri teleprompter n.
akıl sağlığı sanitation n.
gerekçeli akıl yürütme motivated reasoning n.
Computer
akıl yürütme reasoning n.
Informatics
bulanık akıl yürütme fuzzy information n.
nedensel akıl yürütme causal reasoning n.
nitel akıl yürütme qualitative reasoning n.
olağan akıl yürütme default reasoning n.
tümdengelimli akıl yürütme deductive reasoning n.
veri güdümlü akıl yürütme data-driven reasoning n.
uzamsal akıl yürütme spatial reasoning n.