altındaki - Turco Inglés Diccionario
Historia

altındaki



Significados de "altındaki" en diccionario inglés turco : 5 resultado(s)

Turco Inglés
General
altındaki subjacent adj.
altındaki underlying adj.
altındaki below adv.
altındaki under prep.
Technical
altındaki underlain by adv.

Significados de "altındaki" con otros términos en diccionario inglés turco: 431 resultado(s)

Turco Inglés
General
tırnak altındaki hassas et quick n.
kavisli ayak (beşik veya sallanan sandalye altındaki) rocker n.
hollanda idaresi altındaki batı hint adaları netherlands antilles n.
koruma altındaki bölge protected environment n.
vesayet altındaki çocuk ward n.
emir altındaki kimse minion n.
başdiyakozun idaresi altındaki bölge archdeaconry n.
vesayet altındaki çocuk pupil n.
almanya'da yerin altındaki kıymetli madenleri korumakla görevli olduğu sanılan bir cin kobold n.
başka bir devletin güdümü altındaki hükümet puppet regime n.
suyun donma sıcaklığı altındaki nokta frost n.
ağaç altındaki çalılık underbrush n.
ağaç altındaki çalılık undergrowth n.
başpiskoposun idaresi altındaki bölge archbishopric n.
pervaz altındaki dişlerin her biri dentil n.
not (mektubun altındaki) postscript n.
velayeti altındaki çocuklar children under the custody of n.
gözlerin altındaki şişlik eye bag n.
mafya babasının bir altındaki mafya lideri sotto capo n.
mafya babasının bir altındaki mafya lideri capo bastone n.
mafya babasının bir altındaki mafya lideri underboss n.
paspasın altındaki anahtarı the key under the mat n.
başkalarının bakımı altındaki insan veya hayvan nurseling n.
başkalarının bakımı altındaki insan veya hayvan nursling n.
hayvanlarda alfa/baskın erkeğin bir altındaki erkek beta male n.
dudak altındaki sakal attilio n.
(görünen duygu veya anlamın altındaki) düşünce undercurrent n.
(görünen duygu veya anlamın altındaki) duygu undercurrent n.
(bir şeyin) altındaki püskül underfringe n.
(bir şeyin) altındaki saçak underfringe n.
altındaki toprağı oyan kimse underminer n.
bir şeyin altındaki toprağı kazarak çıkaran kimse underminer n.
başkasının emri altındaki memur underofficer n.
başkasının emri altındaki yetkili underofficer n.
su altındaki bir çamur, çakıl veya kum yükseltisi bank n.
tehlike altındaki kimse jeoparder n.
kralın vekilharcı ve teşrifatçısının özel yetkisi altındaki iki eski ingiliz mahkemesinden biri verge [obsolete] n.
afrika ve güney asya ile bu kültürlerin etkisi altındaki bölgelerde yaygın oynanan mangala türevi çeşitli oyunlara verilen ad wari n.
bir hayvan sürüsünde hiyerarşinin en altındaki erkek hayvan omega male n.
altındaki borudan boşaltma yapabilen sıvı tankı hopper n.
nükleer patlama merkezinin hemen altındaki yüzey konumu hypocenter n.
kafa derisinin altındaki aponevroz galea n.
kağıdın ışık altındaki görünümü look-down n.
aşağı doğru çıkıntı yapan su altındaki bir buz kütlesi bummock n.
hakimiyet altındaki vatandaş ditionary n.
boyunduruk altındaki halk ditionary n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commandery n.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandery n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commandry n.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandry n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commendatory [obsolete] n.
elin başparmak ekleminin altındaki bombeli bölüm cushion n.
buzdolabının altındaki atık sıvıların biriktiği kap drip pan n.
amerika'nın erken koloni dönemine ait evlerde öne doğru çıkıntı yapan ikinci katın altındaki dikey kalasın ucu drop n.
kayıt altındaki safkanlık pedigree n.
enkaz altındaki insanları kokularını tespit ederek bulması için eğitilmiş yardımcı köpek search dog n.
başkanlık altındaki bir konumda bulunan kimse secondary n.
toprağın altındaki bir sıvının yavaşça yüzeye çıktığı ve sıklıkla bir havuz oluşturduğu yer seep n.
koruma altındaki kimse shieldling n.
payanda gibi elemanın uç kısmının altındaki zeminde yer alan kalas shole n.
alçak veya su altındaki bir barajın üst yüzeyi sill n.
kan akışını yavaşlatıp kanamayı durdurabilmek için kan damarının altındaki kemiğe doğru sıkıştırılabildiği nokta pressure point n.
saltanat rejimi altındaki ülke soldanrie n.
şelale altındaki su akımı stickle [dialect] [uk] n.
boyunduruk altındaki şey subjective n.
piskopos yetkisi altındaki bölge superintendency n.
bilinç altındaki güdüleri yönetmek sublime v.
altındaki toprağı oymak undermine v.
bir şeyin altındaki toprağı kazarak çıkarmak undermine v.
altındaki toprağı eşelemek undergrub v.
(baskı altındaki yapı) dışarı doğru bükülmek bulge v.
(basılı imzayı) sayfa altındaki sembol ile göstermek sign v.
su altındaki underwater adj.
toprak altındaki subterranean adj.
su altındaki submerged adj.
su altındaki sunken adj.
toprak altındaki underground adj.
gözetim altındaki attended adj.
boyunduruk altındaki subject adj.
(on altıncı yüzyıl giyimi) altındaki farklı renkteki kumaşları gösteren kesikleri olan blistered adj.
beyin veya omuriliğin araknoid membranının altındaki boşluğa yerleştirilen intrathecal adj.
beyin veya omuriliğin araknoid membranının altındaki boşlukta meydana gelen intrathecal adj.
şiddetli yorgunluk sebebiyle karnının altındaki kas telleri büzülmüş olan sinew-shrunk adj.
on üç yaş altındaki kızlara ait veya ilgili subteen adj.
ayak altındaki suppedaneous [obsolete] adj.
altındaki anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
Phrasals
(birinin/bir grubun) yönetimi altındaki bir göreve getirmek/atamak bring (someone or something) under (someone or something) v.
(birinin/bir grubun) yönetimi altındaki bir göreve getirmek/atamak bring someone or something under someone or something v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yormak/atfetmek project on (someone or something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project on (someone or something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yormak/atfetmek project onto (someone or something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project onto (someone or something) v.
Phrases
ekranınızın altındaki numarayı arayın call the number on the bottom of your screen expr.
Colloquial
göz altındaki morluklar coon eye n.
göz altındaki morluklar coon eyes n.
genellikle 37 metrekare ve altındaki evler tiny house n.
sevgi adı altındaki aşırı korumacılık smother-love n.
altındaki anlamı çıkarmak read between the lines v.
altındaki toprağı oymak underminde v.
bir şeyin altındaki toprağı kazarak çıkarmak underminde v.
Idioms
gökkubbenin altındaki her şey everything under the sun n.
hiyerarşinin en altındaki kişi low man on the ladder n.
hiyerarşinin en altındaki konum the lowest rung of the ladder n.
hiyerarşinin en altındaki kişi the lowest rung on the ladder n.
ayakkabının altındaki taş/kum a burr under (one's) saddle n.
ayakkabının altındaki taş/kum a burr under your saddle [us] n.
ayakkabının altındaki taş/kum a burr in your saddle [us] n.
ayakkabının altındaki taş/kum a burr under your saddle n.
ayakkabının altındaki taş/kum a burr in your saddle n.
birinin aşırı stres ve baskı altındaki tepkisini görmek için deneme trial by fire n.
bir geminin altındaki hücreye hapsedilmek be under hatches v.
altındaki anlamı çıkarmak read between the lines v.
alkol/uyuşturucu etkisi altındaki mutluluk hali be rolling high v.
Trade/Economic
alıcının malı piyasada vermeye razı olacağı bir fiyatın altındaki fiyatlardan satın alması durumu buyer's surplus n.
belirlenen yaş sınırının üstünde olup çalışan işçilere verilen normal ücretin altındaki ücret superannuated rate n.
denetim altındaki yabancı şirket controlled foreign corporation n.
el altındaki piyasa spot market n.
hükümet denetimi altındaki endüstri regulated industry n.
kilit altındaki mallar bonded goods n.
menkul değer borsasında verilen, son geçerli fiyatın altındaki fiyattan alım emri buy minus n.
satılan şey için tespit edilmiş minimum bedelin altındaki tekliflerin dikkate alınmadığı açık artırma satışı dumb bidding n.
standardın altındaki kalite lower than standard quality n.
tarifelerin bozucu etkileri altındaki ekonomi tariff-distorted economy n.
vesayet altındaki kişi charge n.
sipariş miktarının altındaki üretim underrun n.
ingiltere yönetimi altındaki kıbrıs'ın para birimi piaster n.
ingiltere yönetimi altındaki kıbrıs'ın para birimi piastre n.
birinin emri altındaki subordinate adj.
şirketin kar zarar hesabının yatay çizgisinin altındaki verilerle ilgili below-the-line adj.
Law
arazi sahibinin arazisinin altındaki toprağa dayanmasını talep hakkı subjacent support n.
hukuken rızası geçerli sayılmayan belli yaş altındaki kişilerle zorlama olmaksızın ilişki kurulması durumunda ortaya çıkan suç statutory rape n.
on dört yaş altındaki kimse child n.
bir sulh hakiminin yetkisi altındaki bölge magistrature n.
mülkiyet altındaki arazi court lands n.
vasinin vesayeti altındaki şahsın menfaatine uygun hareket etme sorumluluğu conservator-ward relation n.
vesayet altındaki kadın protegee n.
Politics
bir veya daha fazla ülkenin mütevelli heyetleri vasıtasıyla bm uluslararası sistemi altındaki bir bölgenin idaresine yetkili olması trusteeship n.
ağır borç yükleri altındaki fakir ülkeler highly indebted poor countries n.
ağır borç yükü altındaki yoksul ülke heavily indebted poor country n.
ağır borç yükü altındaki yoksul ülkeler heavily indebted poor countries n.
anayasanın koruması altındaki dini inançlar constitutionally protected religious beliefs n.
bir hükümdar veya hükumetin yönetimi altındaki topraklar domain n.
bir devletin hükümranlığı altındaki ülke territory n.
bir başka devletin hakimiyeti altındaki devlet nonsovereign state n.
bir başka devletin hakimiyeti altındaki devlet non sovereign state n.
federal yönetim altındaki kabile bölgeleri fata n.
federal yönetim altındaki kabile bölgeleri federally administered tribal areas n.
güçlü bir devletin koruması altındaki küçük devlet associated state n.
güçlü bir devletin koruması altındaki küçük devlet protectorate n.
himaye altındaki devlet protected state n.
israil işgali altındaki filistin toprakları israeli-occupied palestinian territories n.
israil işgali altındaki filistin toprakları israeli-occupied territories n.
işgal altındaki filistin toprakları occupied palestinian territories n.
işgal altındaki topraklar occupied territories n.
koruma altındaki ülke protectorate n.
manda altındaki devlet vassal n.
manda altındaki ülke mandated territory n.
nesli tehlike altındaki türlerin ticaretine ilişkin sözleşme convention on international trade in endangered species of wild fauna and flora n.
orta gelir seviyesi ve altındaki ülkeler low and lower-middle income countries n.
özel idare altındaki mahalle parish n.
risk altındaki çocuklar children-at-risk n.
ses hızının altındaki sivil jet uçakları civil subsonic jet aeroplanes n.
vesayet altındaki bölge trust territory n.
yüksek risk altındaki vakalar high risk case n.
i̇şgal altındaki devlet occupied state n.
i̇şgal altındaki devlet state under occupation n.
kralın emri altındaki hükümdar underking n.
kralın emri altındaki hükümdarın yönetimi altındaki topraklar underkingdom n.
kabine üyesinin emri altındaki yetkili undersecretary n.
manda altındaki ülke mandate n.
vesayet altındaki ülke mandate n.
bir vekilin yetkisi altındaki bir bölge vicegerency n.
grand dük veya grand düşesin hakimiyeti altındaki toprak grand duchy n.
abd hükümetinde yürütme dairesinin altındaki bir idari alt birim division n.
sovyetler birliği etkisi altındaki komünist olmayan ülkelerin benimsediği tarafsızlık politikası finlandization n.
sovyetler birliği etkisi altındaki komünist olmayan ülkelerin benimsediği tarafsızlık politikası finlandisation n.
daha üst düzeydeki yetkili kadrosunun boş olmasından ötürü altındaki birkaç makamı da boş ilan etme spill [australia] n.
Institutes
bir kişi, aile veya şirketin kontrolü altındaki büyük sosyal veya ekonomik kuruluş empire n.
Industry
bir ispanyol'un kontrolü altındaki büyük alan encomienda n.
kütüklerin altındaki toprağı kazarak kaydırılacakları yolu hazırlayan işçi gopher n.
kütüklerin altındaki toprağı kazarak kaydırılacakları yolu hazırlayan işçi gopherman n.
(basınç altındaki madde) cihazın aktif bölümüne girme injection n.
portföy istihdam altındaki kimse portfolio worker n.
Insurance
hasar fazlası reasüransında teminat dilimi altındaki sigorta underlying insurance n.
Technical
kuzey denizi altındaki yataklardan elde edilen doğal gaz north-sea gas n.
testere dişinin altındaki boşluk throat n.
çevre sıcaklığının altındaki sıcaklık sub-ambient temperature n.
deniz altındaki boru hatları submarine pipelines n.
gerilme altındaki kil stressed clay n.
gerilim altındaki parçalar live parts n.
ısı tesiri altındaki bölge (itab) heat affected zone (haz) n.
kaplama altındaki metal base metal n.
kare entegre devrelerin altındaki yuvarlak lehim topları ball grid array n.
lastik ve plastik hortumların hidrostatik basınç altındaki hacimsel genleşmesi volumetric expansion of rubber or plastics hoses under hydrostatic pressure n.
sabit hız altındaki parçacık particle under constant velocity n.
su altındaki birim ağırlık immersed unit weight n.
su altındaki yoğunluk immersed density n.
su altındaki kum submerged sand n.
su altındaki kil tabakası submerged clay stratum n.
suyun kaynama noktası altındaki sıcaklığa kadar ısıtılması heating water below boiling temperature n.
su altındaki kum immersed sand n.
su altındaki birim oylum ağırlığı immersed density n.
su altındaki birim ağırlık submerged unit weight n.
su altındaki ağırlık submerged weight n.
yük altındaki kalınlık thickness under load n.
sıvı yüzeyinin altındaki akıntı undertide n.
ufkun altındaki nesnelerin gerçek pozisyonlarının üstünde göründükleri illüzyon looming n.
golf sopasının deri sapının altındaki kumaş şeridi rind n.
su altındaki nesneleri bulup çıkarmakta kullanılan alet drag n.
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu semisubmersible n.
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu semisubmersible rig n.
tramvayların altındaki sürgülü kızak yapı sled n.
bir milimetre altındaki büyüklük ölçüsü submillimeter [us] n.
bir milimetre altındaki büyüklük ölçüsü submillimetre [uk] n.
duyulabilen seslerin altındaki infrasonic adj.
-in altındaki frekanslarda kullanılan for frequencies below expr.
Computer
şeklin altındaki açıklama yazısı figure caption n.
Textile
ayakkabıda dış tabanın altındaki katman innersole n.
ayakkabıda dış tabanın altındaki katman insole n.
(eğirme, dokuma makinelerinde) iğin altındaki tambur benzeri kısım hurl [dialect] [uk] n.
Architecture
sütunda başın hemen altındaki dar kısım neck n.
binanın yanında bulunan, üzeri açık ve zemin seviyesinin altındaki geçit area n.
binanın yanında bulunan, üzeri açık ve zemin seviyesinin altındaki geçit areaway n.
bina çatısının hemen altındaki kullanılmayan alan blind attic n.
kubbe veya kemerin altındaki belirli noktalarda çıkarılan seslerin uzak noktalardan duyulduğu boşluk whispering dome n.
kubbe veya kemerin altındaki belirli noktalarda çıkarılan seslerin uzak noktalardan duyulduğu boşluk whispering gallery n.
bazı yunan yapılarında dorik sütun başının altındaki içbükey eğrilik hypophyge n.
dor sütun başlarının altındaki çıkıntıların sarktığı tiriz veya şerit guttae band n.
korniş tacının kornişte taç ile friz arasındaki silmehemen altındaki silme bed mold n.
çıkıntının altındaki silme bed molding n.
çıkıntı altındaki silme bed moulding n.
çıkıntının altındaki silme bed molding n.
çıkıntının altındaki silme bed mold n.
açık çan kulesinde çanların altındaki zemin bell deck n.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mold n.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mould n.
tonoz, çatı altındaki destekleyici çerçeve ossature n.
tonoz, çatı altındaki taşıyıcı çerçeve ossature n.
klasik tapınak sütunlarının altındaki taş kısım podium n.
Construction
kritik değer altındaki çatlak büyüme parametreleri subcritical crack growth parameters n.
toprak altındaki boru underconduct n.
toprak altındaki kanal underconduct n.
binanın altındaki kısım underfilling n.
bir yapının en altındaki kısmı underpinning n.
yüksek konut yapılanmasında en üst katın bir altındaki daire skyhome [australia] n.
Lighting
altındaki tonozu aydınlatan sırlı plaka vault light n.
Automotive
raylı sistem aracının altındaki otomatik üçlü valf triple n.
raylı sistem aracının altındaki otomatik üçlü valf triple valve n.
Railway
new york, londra gibi şehirlerin yer altındaki demiryollarında devriye gezip yasadışı olarak asayişi sağlayan gönüllüler guardian angels n.
Marine
bir ülkenin hükümranlığı altındaki sular territorial waters n.
deniz altındaki akıntının yüzeydeki akıntıyla ters yönlü olması undertow n.
rüzgar altındaki kıyı lee shore n.
su yüzeyinde bulunan tüplerden su altındaki dalgıca sağlanan hava surface demand n.
abd'nin kara, deniz ve hava ordusunda en kıdemli erbaşın hemen altındaki erbaş master sergeant n.
geminin güverte altındaki iç kısmı hold n.
mizana direğinin el altındaki yelken mizzen course n.
geminin su altındaki kıç tarafının pusulası veya keskinliği gripe n.
su altındaki cismin oluşturduğu ses dalgalarının titreşimi ping n.
gemide kalasın altındaki en geniş kısım bearings n.
(su altındaki bir şey) yüzeye çıkmamış unsurfaced adj.
güverte altındaki kısmı orta yükseklikte olan (gemi) shallow-bodied adj.
Mining
kömür madeninde yer altındaki arabaları yükleyen kimse pitcher [dialect] n.
toprağın altındaki tabakaları ve değerli madenleri ortaya çıkarmak için suyla aşındırmak hush v.
Medical
beş yaşın altındaki hastalar patients under the age of 5 years n.
mukozanın altındaki tabaka muscularis propria n.
topuk altındaki fasya bağ dokusunun zedelenmesi sonrası şiddetli topuk ağrıları ile karakterize bir rahatsızlık plantar fasciitis n.
darbe noktasının altındaki beyin bölgesinin tam karşı bölgesinde hasar oluşması counterstroke n.
travma sonucu cilt altındaki kılcal damarlardan kan sızmasıyla renk değiştirmek ecchymose v.
Anatomy
diyaframın hemen altındaki abdominal aorttan çıkan arter celiac artery n.
diyaframın hemen altındaki abdominal aorttan çıkan arter celiac trunk n.
kafatası altındaki büyük delik foramen magnum n.
kalpte sol ventrikülün aort deliğinin hemen altındaki kısmı vestibule n.
çene altındaki bir yağ dokusu katmanı buccula n.
birçok balıkta optik lob altındaki bir tür oval lob hypoarion n.
serçe parmağının altındaki üç kas tarafından oluşturulan avuç içinin ulnar kısmı hypothenar n.
kafa derisinin altındaki aponevroz galea aponeurotica n.
kafatasının altındaki büyük deliğin arka kenarının ortası opisthion n.
hiyoid kemiğin epihyal bölümü altındaki kıkırdaksı yapıyla ilgili ceratohyal adj.
(balıkta) her bir optik lobun altındaki bir oval loba ait veya ilgili hypoarian adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait hypothenal adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili hypothenal adj.
hayvanın ön ayağında küçük parmağın altındaki kısma ait veya ilgili hypothenal adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait hypothenar adj.
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili hypothenar adj.
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yere ait hypothenar adj.
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yerle ilgili hypothenar adj.
at toynağı altındaki doku tabakası ile ilgili podophyllous adj.
at toynağı altındaki doku tabakasını oluşturan podophyllous adj.
Psychology
eğri altındaki alan area under the curve n.
Physiology
kıkırdak zarının altındaki kıkırdağın sertleşmesi ectostosis n.
Pathology
dilin altındaki mukoza zarının hareketi sınırlayacak ölçüde kısa olması sonucu olan doğuştan bir bozukluk ankyloglossia n.
dilin altındaki mukoza zarının hareketi sınırlayacak ölçüde kısa olması sonucu olan doğuştan bir bozukluk tongue tie n.
Optics
el altındaki nesneleri aynı bir mikroskop gibi gözlemlemek için kullanılabilecek bir tür teleskop telengiscope n.
Veterinary
at ve sığırların dilinin altındaki etli küçük çıkıntı barb n.
dilinin altındaki kurtçuk alınmamış (köpek) unwormed adj.
Gastronomy
(et) iyi derecenin hemen altındaki et sınıfına ait veya ilgili standard [uk] adj.
Statistics
iki denetsel koşul altındaki özdeş örneklemlerin değerlerinin göreceli büyüklüğünü hesaplamak için kullanılan bir istatistiksel denklem wilcoxon test n.
Physics
basınç altındaki gazların küçük bir delikten geçişi effusion n.
elektrik alan etkisi altındaki kolloidin içinde yüklü parçacıkların hareketi dielectrolysis n.
çok düşük basınç altındaki gazların gösterdiği özelliklere sahip olan ultragaseous adj.
Chemistry
elektromotor etki altındaki iyonların bir elektrot veya diğerine doğru hareketi migration n.
Biology
tehlike altındaki tür an endangered species n.
tehdit altındaki tür an endangered species n.
tehlike altındaki tür an endangered species n.
tehdit altındaki tür an endangered species n.
chara cinsi deniz yosunlarının yer altındaki boğumu bulbel n.
chara cinsi deniz yosunlarının yer altındaki boğumu bulbil n.
çenenin altındaki et parçası gill n.
(özellikle insan düzeyinin altındaki türlerde) polifiletik köken polygenesis n.
(özellikle insan düzeyinin altındaki türlerde) polifiletik köken polyphylesis n.
Marine Biology
tabanda oluşan pisliklerin çakılların altındaki tabla aracılığıyla temin edilen süzme yöntemi undergravel filter n.
operkül altındaki subopercular adj.
Zoology
tehlike altındaki türler endangered species n.
hayvanların uzun tüylerinin altındaki kısa tüyler undercoat n.
hayvan kürkünün altındaki yumuşak tüyler underhair n.
at ve sığırların dilinin altındaki etli küçük çıkıntı barbel n.
tek doğurgan erkeğin kontrolü altındaki dişi hayvan sürüsü hareem n.
tek doğurgan erkeğin kontrolü altındaki dişi hayvan sürüsü harem n.
çeşitli hayvanların boyunlarının altındaki sarkık deri parçası dewlap n.
at toynağının altındaki bölüm cushion n.
Botanic
bazı bitki saplarının altındaki soğanımsı kısım corm n.
gülgiller familyası altındaki dikenli bitkiler genus poterium n.
ağaç altındaki çalılık underwood n.
tehdit altındaki türler arasında yer alan, abd'nin oregon eyaletine özgü hardala benzeyen küçük bir bitki malheur wire lettuce (stephanomeria malheurensis) n.
kışın tomurcuklarını yüzeyin altındaki çamurda muhafaza eden çok yıllık bataklık bitkilerine verilen ad helophyte n.
meyvenin altındaki kısmın etli bir şekilde genişlemesi hypocarp n.
sporofilin altındaki çiçek yaprağı hypsophyll n.
endoderm altındaki bitki dokusu tabakası pericycle n.
dişi üreme organlarının altındaki çiçek tablası veya saptan çıkıp ondan ayrı olan (çanak yaprak, taç yaprak ve erkek üreme organları) hypogynous adj.
sporofilin altındaki çiçek yaprağıyla ilgili hypsophyllary adj.
Agriculture
arpacık soğanının yer altındaki soğancık veya filizlerinden her biri multiplier n.
Breeding
hayvan kürkünün altındaki yumuşak katman underwool n.
Apiculture
bileşik gözlerin altındaki bölge gena n.
Forestry
normal seviyenin altındaki ağaç dalı underbough n.
normal seviyenin altındaki ağaç dalı underbranch n.
Social Sciences
aç/açlık tehdidi altındaki kişiler food insecure individuals n.
koruma altındaki çocuk looked after children n.
irlandalı bir beyin sorumluluğu altındaki topraklar chiefery n.
eş ve hane halkının bir parçasını oluşturan yirmi bir yaşın altındaki bakmakla yükümlü olunan çocuklar immediate dependents n.
Education
yerel eğitim makamının yönetimi altındaki ortaöğretim kurumu council school [uk] n.
yerel eğitim makamının yönetimi altındaki ortaöğretim kurumu county school n.
Linguistics
japonca'nın etkisi altındaki ingilizce japlish n.
History
suriye roma imparatorluğu'nun yönetimi altındayken, imparatorluk emri altındaki yönetici tetrarch n.
milattan sonra 9. yy'de, arminius komutası altındaki almanların üç adet roma birliğini mağlup ettiği savaş teutoburger wald n.
hannibal'ın flaminius komutası altındaki romalıları yendiği, italya'da bir savaş battle of trasimeno n.
hannibal'ın flaminius komutası altındaki romalıları yendiği, italya'da bir savaş trasimeno n.
geç orta çağ döneminde ingiliz kontrolü altındaki doğu irlanda toprağı english pale n.
hindistan’daki britanya yönetimi altındaki bir tür tımarcı zemindar n.
hindistan’daki britanya yönetimi altındaki bir tür tımarcı zamindar n.
ingiltere'de şövalyenin bir altındaki rütbeye sahip soylu erkek esquire n.
(antik roma'da) tek sancak altındaki birlikler bölüğü vexillation n.
(eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı mastaba n.
(eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı mastabah n.
büyük britanya'nın eski roma imparatorluğu altındaki bir kısmı britannia n.
(britanya'da) baronun bir altındaki asalet unvanına sahip kadın baronetess n.
anglo-sakson ve norman krallarının yönetimi altındaki toprak sahipleri tarafından kraliyete ödenen bir vergi geld n.
(selçuklu hakimiyeti altındaki) türk halkına ait seljuk adj.
(selçuklu hakimiyeti altındaki) türk halkı ile ilgili seljuk adj.
(selçuklu hakimiyeti altındaki) türk halkına özgü seljuk adj.
Archaeology
sütunların altındaki kaide tablement n.
Environment
deniz seviyesi altındaki alan area below sea level n.
risk altındaki element element at risk n.
tehdit altındaki türler endangered species n.
tehdit altındaki türler threatened species n.
orman sınırın altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanların tümü montane n.
bataklık yüzeyinin altındaki çürümüş odun, turba veya ayrışmış organik madde moorlog n.
altındaki mineralli topraktan farklı olarak büyük ölçüde organik madde katmanından oluşan humuslu orman toprağı mor n.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgeye ait veya ilişkin montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgede yetişen montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlara ait veya ilişkin montane adj.
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlardan oluşan montane adj.
Geography
finlandiya kontrolü altındaki botni körfezi'nde bulunan 6.000 civarı adadan oluşan takımadalar aaland islands n.
finlandiya kontrolü altındaki botni körfezi'nde bulunan 6.000 civarı adadan oluşan takımadalar ahvenanmaa n.
rüzgar etkisi altındaki sirkülasyon meridional overturning circulation n.
toprağın altındaki asıl kaya bedrock n.
toprak altındaki dünya underearth n.
yüzeydeki toprağın altındaki toprak katmanı understratum n.
berlin'in doğu almanya kontrolü altındaki bölümü east berlin n.
finlandiya kontrolü altındaki botni körfezi'nde bulunan 6.000 civarı adadan oluşan takımadalar åland islands n.
su kütlesinin altındaki zemin bed n.
ırak'ın bağdat şehrinin sıkı güvenlik önlemleri altındaki merkez bölgesi green zone n.
güçlü akıntıların su altındaki çıkıntı veya resiflere çarpmasıyla veya rüzgarın akıma ters yönde esmesiyle oluşan türbülanslı su yüzeyi overfall n.
(özellikle nehir boyunca uzanan) deniz seviyesi altındaki arazi intervale [dialect] n.
toprak altındaki subterrane adj.
Meteorology
yağmurun donma sıcaklığının altındaki nesnelerle teması sonucu oluşan buz tabakası glazed frost n.
Geology
kültür toprağının altındaki kat d horizon n.
tehdit altındaki türler endangered species n.
2000 m’nin altındaki derinlik zonu abyssal zone n.
yerkabuğu düzeyi altındaki derin deniz bölgesi abyssal area n.
bir şeyin altındaki toprak underearth n.
toprak altındaki volkanik aktivite merkezleri volcanic foci n.
alüvyon birikintilerinin altındaki kırık ve köşeli kaya parçaları brash n.
kültür toprağının altındaki katman d layer n.
yüzeyin altındaki kaya birimlerini ve yapıları gösteren diyagram section n.
yeryüzünün altındaki derinliklerde oluşmuş hypogene adj.
yeryüzünün altındaki derinliklerde kristalleşmiş hypogene adj.
yeryüzünün altındaki derinliklerde bulunan hypogene adj.
Military
personeli kurtarıp dost kuvvetlerin kontrolü altındaki bölgeye getirme recovery n.
tek bir milli komutanın emri altındaki milli kuvvetlerden her biri national component n.
sahra topunun mesnedinin altındaki metal mahmuz, çatal veya plaka trail spade n.
deniz seviyesinin altındaki arazi polder country n.
deniz seviyesi altındaki rakım minus elevation n.
faaliyetleri kontrol altındaki kuvvetler controlled forces n.
su altındaki nükleer patlamanın yüzeyde oluşturduğu sis, su ve döküntü bulutu base surge n.
(kara harekatında) genellikle düşman ateşi altındaki ordunun yaptığı tek hamle bound n.
atmosferde patlayan bir nükleer bombanın hemen altındaki yerdeki nokta hypocentre n.
(ingiliz kraliyet onur nişanı'nda) komutanın altındaki rütbeden olan kimse officer n.
belirli bir coğrafi bölgedeki müttefik deniz kuvvetlerinin kontrolü altındaki tüm ticari gemilerden sorumlu deniz komutanı operational control authority n.
çavuşun derecesini gösteren üç şeridin altındaki kavisli şeritler rocker n.
komuta altındaki askeri birim command n.
kıdemli bir komutan altındaki birden fazla birlik in-company n.
su altındaki mayınları temizlemede kullanılan torpido şeklindeki bir çift şamandıradan biri oropesa n.
birlik komutanının rütbece bir altındaki kimse second-in-command n.
Sport
ligden düşme tehlikesi altındaki takım basement battler n.
sörf tahtasının altındaki girinti concave n.
Chess
(taşı) tehdit altındaki değerli taşı korumak için hareket ettirmek interpose v.
Card
kart destesinin en altındaki kart bottom n.
Art
sanat eserinde boya yüzeyinin veya resmin altındaki çizim reflectogram n.
sanat eserinde boya yüzeyinin veya resmin altındaki çizim reflectograph n.
sanat eserinde kızılötesi ışık kullanılarak boyalı yüzeyin altındaki çizimlerin görüldüğü tahribatsız bir teknik reflectography n.
Mythology
iskandinav mitolojisinde evrenin en altındaki soğuk, karanlık ve sisli yer niflheim n.
(büyünün tesiri altındaki) mısır yılanı ruhu phantom corn n.
Printery
yazı başlığının altındaki çizgi bank n.
baskı bloğunun baskı yüzeyinin altındaki bölümü body n.
Abbreviation
mülkler ve koruma altındaki bireyler kodu epic (estates and protected individuals code) n.
film değerlendirmelerinde 18 yaşın altındaki hiç kimsenin sinemaya kabul edilmeyeceğini belirten sembol nc-17 (no children under 17) expr.
Ornithology
kuş kanadındaki büyük tüyün altındaki tüyler under covert n.
kuşların boynunun altındaki sarkık deri jowl n.
Entomology
bileşik gözlerin altındaki bölge cheek n.
Slang
dudak altındaki sakal soul patch n.
British Slang
standartların altındaki yatak arkadaşı bit of rough n.