Historia

baş etmek

Significados de "baş etmek" en diccionario inglés turco : 16 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	baş etmek	cope with v.
2	General	baş etmek	do with v.
3	General	baş etmek	deal with v.
4	General	baş etmek	get through v.
5	General	baş etmek	weather v.
6	General	baş etmek	tackle v.
7	General	baş etmek	demean [obsolete] v.
8	General	baş etmek	still v.
9	General	baş etmek	manage v.
Phrasals
10	Phrasals	baş etmek	stay ahead v.
Colloquial
11	Colloquial	baş etmek	do something/anything about v.
12	Colloquial	baş etmek	do about v.
13	Colloquial	baş etmek	push past v.
Idioms
14	Idioms	baş etmek	be out from under v.
15	Idioms	baş etmek	come to terms v.
British Slang
16	British Slang	baş etmek	hack (it) v.

Significados de "baş etmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 62 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	baş göz etmek	marry v.
2	General	baş tacı etmek	treat someone with great respect v.
3	General	ile baş etmek	stem the tide of v.
4	General	baş tacı etmek	make a fuss over v.
5	General	baş göz etmek	give in marriage v.
6	General	saç saça baş başa kavga etmek	scuffle v.
7	General	baş aşağı etmek	upend v.
8	General	baş göz etmek	wed v.
9	General	baş göz etmek	marry off v.
10	General	başa baş rekabet etmek	compete head to head v.
11	General	baş tacı etmek	hold in high esteem v.
12	General	baş tacı etmek	hold something dear v.
13	General	krizle kendi yöntemiyle baş etmek	handle the crisis in his own way v.
14	General	krizle kendi yöntemiyle baş etmek	deal with the crisis in his own way v.
15	General	stresle baş etmek	handle stress v.
16	General	baş ile tasdik etmek	noddle v.
17	General	(kıyafet, üst baş) darmadağınık etmek	dishevel v.
Phrasals
18	Phrasals	bir şey ile baş etmek	cope with something v.
19	Phrasals	birinin biriyle/bir şeyle baş etmesine yardım etmek	assist someone with someone or something v.
20	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) baş etmek	cope with (someone or something) v.
21	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) baş etmek	deal with (someone or something) v.
22	Phrasals	(bir şeyle) baş etmek, (bir şeyi) idare etmek	get on with (something) v.
23	Phrasals	bir şeyle baş etmek	grapple with something v.
24	Phrasals	(bir şeyle) baş etmek	grapple with (something) v.
25	Phrasals	(bir şeyi çözmek/bir şeyle baş etmek) için etrafta gezinmek/dolanmak/volta atmak	pace (something) out v.
Colloquial
26	Colloquial	baş sallayarak tasdik etmek	niddle-noddle v.
27	Colloquial	bir şeyle baş etmek	hack something v.
28	Colloquial	baş etmek mümkün değil	you can't win expr.
29	Colloquial	baş etmek imkansız	you can't win expr.
Idioms
30	Idioms	(zor bir kişiyle) baş etmek	take someone or something on v.
31	Idioms	saç saça baş başa kavga etmek	pull caps v.
32	Idioms	birini baş tacı etmek	put someone on a pedestal v.
33	Idioms	baş tacı etmek	put place someone on a pedestal v.
34	Idioms	baş tacı etmek	roll out the red carpet v.
35	Idioms	baş tacı etmek	give someone red-carpet treatment v.
36	Idioms	güç bir durumla baş etmek	ride a tiger v.
37	Idioms	ile baş etmek	buck the tide v.
38	Idioms	ile baş etmek	stem the tide v.
39	Idioms	sıkıntıyla/borçla baş etmek	be out from under v.
40	Idioms	ustalıkla baş etmek/başa çıkmak	duck and dive v.
41	Idioms	türlü zorlukla/sıkıntıyla baş etmek	go through hell and high water [uk] v.
42	Idioms	olumsuz hava koşullarıyla iyi baş etmek	make good weather of it [obsolete] v.
43	Idioms	(bir gemi için) fırtınayla iyi baş etmek	make good weather of it v.
44	Idioms	sorunlarla yalnız baş etmek zorunda bırakılmak	be hung out to dry v.
45	Idioms	bir şeyle baş etmek	be on top of something v.
46	Idioms	bir şeyle baş etmek	get on top of something v.
47	Idioms	bir şeyle baş etmek	bring/get/keep something under control v.
48	Idioms	(biriyle/bir şeyle) baş etmek	come to grips with (someone or something) v.
49	Idioms	(biriyle/bir şeyle) baş etmek	come to terms with (someone or something) v.
50	Idioms	(biriyle/bir şeyle) saç saça baş başa kavga etmek/mücadele etmek	fight (someone or something) tooth and claw v.
51	Idioms	saç saça baş başa kavga etmek	fight hammer and tongs v.
52	Idioms	(biriyle) başa baş mücadele etmek	go head-to-head (with somebody) v.
53	Idioms	(birini) baş tacı etmek	hold (someone) in high esteem v.
54	Idioms	(birini) baş tacı etmek	hold (someone) in high regard v.
55	Idioms	(birini/bir şeyi) baş tacı etmek	make a fuss over (someone or something) v.
56	Idioms	(birini/bir şeyi) baş tacı etmek	place (someone or something) (up) on a pedestal v.
57	Idioms	(birini/bir şeyi) baş tacı etmek	put (someone or something) (up) on a pedestal v.
58	Idioms	birinin zorluklarla baş edebilme becerisini test etmek	put someone on their mettle v.
Marine
59	Marine	sereni baş ve kıç istikametinde prasya etmek	traverse a yard v.
60	Marine	sereni baş ve kıç istikametinde prasya etmek	traverse v.
Marine Biology
61	Marine Biology	geminin çark etmesi sırasında baş tarafının dönüşünü kontrol etmek için dümeni kullanmak	meet her v.
Archaic
62	Archaic	baş göz etmek	spouse v.