Historia

be on to

Significados de "be on to" en diccionario turco inglés : 9 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Colloquial
1	Colloquial	be on to v.	bağlantıda olmak
2	Colloquial	be on to v.	biriyle iletişim kurmak
3	Colloquial	be on to v.	ısrar etmek
4	Colloquial	be on to v.	konuşmak
5	Colloquial	be on to v.	sürekli istemek
6	Colloquial	be on to v.	temasta olmak
Idioms
7	Idioms	be on to v.	haberdar olmak
8	Idioms	be on to v.	iş üzerinde olmak
9	Idioms	be on to v.	(önemli bir şeyi) keşfetmek üzere olmak

Significados de "be on to" con otros términos en diccionario inglés turco: 120 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	egg on to be v.	cesaretlendirmek
2	General	be too tired to go on v.	şişmek
3	General	not to be on speaking terms v.	küsüşmek
4	General	be unable to get on with others v.	çevresi ile geçinememek
5	General	be brought on/to the brink of chaos v.	kaosun eşiğine sürüklenmek
6	General	be on the road to v.	-e doğru ilerlemek
7	General	not to be on christian-name terms v.	siz diye hitap etmek
8	General	rely on the law to be enacted v.	çıkacak yasaya bel bağlamak
9	General	be on a different date from year to year v.	her sene değişik/farklı tarihlere rastlamak
10	General	be on the phone to someone v.	biri ile telefonda olmak (görüşmek)
Phrases
11	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	idare eder
12	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	kısa bir süre yeter
13	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	iş görür seviyede
14	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	yeterli
15	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	bir süre yeter
16	Phrases	enough to be going on with [uk] expr.	bir süre iş görür
17	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	idare eder
18	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	kısa bir süre yeter
19	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	iş görür seviyede
20	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	yeterli
21	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	bir süre yeter
22	Phrases	enough/something to be going on with [uk] expr.	bir süre iş görür
23	Phrases	to be on the safe side expr.	işi sağlama/garantiye almak için
24	Phrases	to be on the safe side expr.	ne olur ne olmaz diye
25	Phrases	to be on the safe side expr.	sonradan sıkıntı olmasın diye
Proverb
26	Proverb	(it's) better to be late than be dead on time	geç olsun da güç olmasın
27	Proverb	(it's) better to be late than be dead on time	hiç olmamasındansa geç olması daha iyidir
28	Proverb	(it's) better to be late than be dead on time	hiç varamamaktansa geç varmak daha iyidir
29	Proverb	(it's) better to be late than be dead on time	zamanında olması için hayati risk almaktansa geç olması daha iyidir
30	Proverb	(it's) better to be late than be dead on time	zamanında varmak için hayatını riske atmaktansa geç varmak daha iyidir
Colloquial
31	Colloquial	be on a hiding to nothing v.	başarısızlığa mahkum olmak
32	Colloquial	be on a hiding to nothing v.	hezimete mahkum olmak
33	Colloquial	be on a hiding to nothing v.	kazanma şansı olmamak
34	Colloquial	be on a hiding to nothing v.	kaybetmeye mahkum olmak
35	Colloquial	be on to a loser v.	başarısız bir çabanın parçası olmak
36	Colloquial	be on to a loser v.	başarısız bir çaba içerisinde olmak
37	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca) yaklaşmış olmak
38	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak
39	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca doğru) epey ilerlemek
40	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak
41	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak
42	Colloquial	be (well) on the way to (something) v.	(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek
43	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) yaklaşmış olmak
44	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak
45	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) doğru epey ilerlemek
46	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak
47	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak
48	Colloquial	be (well) on the way to something v.	(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek
49	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) yaklaşmış olmak
50	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) doğru epey yol kat etmiş olmak
51	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) doğru epey ilerlemek
52	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) bir adım daha yaklaşmak
53	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak
54	Colloquial	be (well) on your way to something v.	(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek
55	Colloquial	be on to (someone) v.	(birinden) haberdar olmak
56	Colloquial	be on to (someone) v.	(birinden) şüphelenmek
57	Colloquial	be on to (someone) v.	(biri) hakkında bilgisi olmak
58	Colloquial	be on to (someone) v.	(biriyle) bağlantıda olmak
59	Colloquial	be on to (someone) v.	(biriyle) iletişim kurmak
60	Colloquial	be on to (someone) v.	(biriyle) temasta olmak
61	Colloquial	be on to (someone) v.	(biriyle) irtibatta olmak
62	Colloquial	be on to (something) v.	(önemli bir şey) keşfetmek üzere olmak
63	Colloquial	be on to (something) v.	(önemli bir şeyin) farkına varmak üzere olmak
64	Colloquial	be on to (something) v.	(önemli bir şey) sürecinde olmak
65	Colloquial	be on to (something) v.	(önemli bir şey) doğrultusunda ilerlemek
66	Colloquial	be on to something v.	bir iş üzerinde olmak
67	Colloquial	be on to something v.	bir buluşla sonuçlanabilecek önemli bir fikri/bilgisi olmak
68	Colloquial	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
69	Colloquial	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
Idioms
70	Idioms	be able to count (someone or something) on one hand v.	bir elin parmaklarını geçmemek
71	Idioms	be able to count somebody/something on (the fingers of) one hand v.	bir elin parmaklarını geçmemek
72	Idioms	be on a hiding to nothing v.	boşa kürek sallamak
73	Idioms	be on course to do something v.	bir işi başarmaya/yapmaya doğru gitmek
74	Idioms	be doomed to die on the vine v.	dalında solmaya mahkum olmak
75	Idioms	be on to a good thing v.	daha iyi ve karlı bir iş bulmak
76	Idioms	be doomed to wither on the vine v.	dalında solmaya mahkum olmak
77	Idioms	be on the road to recovery v.	düzelme yolunda olmak
78	Idioms	be on the road to recovery v.	iyileşme yolunda olmak
79	Idioms	be on to a good thing v.	işleri tıkırında olmak
80	Idioms	be on course to do something v.	(bir şeyi) gerçekleştirme/yapma yolunda olmak
81	Idioms	be on to someone v.	(birinin) ne numara çevirdiğini anlamak
82	Idioms	be (well) on the way to/towards (something) v.	(amacına/zirveye) (bayağı) yaklaşmak
83	Idioms	be (well) on one's way to/towards (something) v.	(amacına
84	Idioms	be (well) on one's way to/towards (something) v.	zirveye) doğru (epey) yol kat etmiş olmak
85	Idioms	be (well) on one's way to/towards (something) v.	(amacına
86	Idioms	be (well) on one's way to/towards (something) v.	zirveye) doğru (hayli) ilerlemek
87	Idioms	be (well) on one's way to/towards (something) v.	(amacına/zirveye) (bayağı) yaklaşmak
88	Idioms	be able to count (someone or something) on one hand v.	çok az sayıda olmak
89	Idioms	be able to count (someone or something) on one hand v.	bir elin parmaklarını geçmemek
90	Idioms	be able to count (someone or something) on the fingers of one hand v.	bir elin parmaklarını geçmemek
91	Idioms	be able to count (someone or something) on the fingers of one hand v.	çok az sayıda olmak
92	Idioms	be able to count (someone or something) on one hand v.	bir elin parmaklarını geçmemek
93	Idioms	be able to count (someone or something) on one hand v.	çok az sayıda olmak
94	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
95	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini eleştirmek
96	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini üstelemek
97	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
98	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
99	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
100	Idioms	be on the way to something v.	bir şey yolunda olmak
101	Idioms	be on the way to something v.	bir şeye yaklaşmış olmak
102	Idioms	be on the way to something v.	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak
103	Idioms	be on the way to something v.	bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek
104	Idioms	be on your way to something v.	bir şey yolunda olmak
105	Idioms	be on your way to something v.	bir şeye yaklaşmış olmak
106	Idioms	be on your way to something v.	bir şeye doğru yol kat etmiş olmak
107	Idioms	be on your way to something v.	bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek
108	Idioms	be (well) on the way to/towards (something) v.	(amacına, zirveye) doğru (hayli) ilerlemek
109	Idioms	be (well) on the way to/towards (something) v.	(amacına, zirveye) doğru (epey) yol kat etmiş olmak
110	Idioms	be on the watch out for anything to happen v.	aportta olmak
111	Idioms	just to be on the safe side expr.	her halukarda
112	Idioms	just to be on the safe side expr.	ne olur ne olmaz
Speaking
113	Speaking	just to be on the safe side expr.	işi sağlama almak için
114	Speaking	try to be on time expr.	zamanında olmaya çalışın
Trade/Economic
115	Trade/Economic	the agreement on the international carriage of perishable foodstuff and on the special equipment to be used for such carriage (atp) n.	bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası taşımacılığı ve taşımalarında özel araçların kullanımı antlaşması
Law
116	Law	regulation on the principles to be followed in the revolving funds management pursuant to the article 58 of the law on higher education numbered 2547 n.	2547 sayılı yükseköğretim kanununun 58. maddesine göre kurulacak döner sermaye i̇şletmelerinde uyulacak esaslara i̇lişkin yönetmelik
117	Law	be detained on charges of providing funds to the organization v.	örgütün kasası olduğu iddiasıyla gözaltına alınmak
118	Law	be detained on charges of raising money to the organization v.	örgütün kasası olduğu iddiasıyla gözaltına alınmak
Politics
119	Politics	committee for the adaptation to technical progress of the directives on the removal of technical barriers to trade in colouring matters which may be added to medicinal products n.	tıbbi ürünlere katılabilecek renklendirici maddelerin ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin direktiflerin teknik ilerlemeye uyarlanması komitesi
Food Engineering
120	Food Engineering	use of certain preservatives for the surface treatment of citrus fruit and on the control measures to be used for the qualitative and quantitative analysis of preservatives in and on citrus fruit n.	turunçgillerde yüzeyde kullanılan koruyucu maddeler ve bu koruyucuların kalitatif ve kantitatif analiz metotları