cilalı - Turco Inglés Diccionario
Historia

cilalı



Significados de "cilalı" en diccionario inglés turco : 22 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
cilalı polished adj.
General
cilalı waxy adj.
cilalı glazed adj.
cilalı finished adj.
cilalı glossy adj.
cilalı waxed adj.
cilalı varnishy adj.
cilalı glacé adj.
cilalı glacéed adj.
cilalı glazen adj.
cilalı glazy adj.
cilalı polite [obsolete] adj.
cilalı sleekit adj.
cilalı sleeky adj.
Technical
cilalı lacquered adj.
cilalı shiny adj.
cilalı sleek adj.
cilalı varnished adj.
Textile
cilalı lustrous adj.
Construction
cilalı glazed adj.
Dyeing
cilalı glossy adj.
Automotive
cilalı glazed adj.

Significados de "cilalı" con otros términos en diccionario inglés turco: 46 resultado(s)

Turco Inglés
General
cilalı taş devri neolithic age n.
cilalı taş devri neolithic period n.
cilalı yüzey polish n.
josiah wedgwood tarafından tasarlanmış parlak cilalı krem rengi seramiklere verilen ad queensware n.
ışığın yansıması ile görüntüler oluşturan cilalı veya pürüzsüz cisim mirror n.
cilalı bitiriş glacé n.
cilalı kemik rowel bone n.
cilalı kemik rewel bone n.
cilalı olma polishedness n.
cilalı olma polishment n.
cilalı olmak be burnished v.
cilalı taş devrine ait neolithic adj.
aşırı cilalı görünümü olan overfinished adj.
hafif cilalı semimatt adj.
hafif cilalı semimat adj.
hafif cilalı semimatte adj.
Colloquial
kafası cilalı balmy adj.
Idioms
dışı cilalı ama içi dökülüyor olmak be all fur coat and no knickers v.
Industry
fildişi benzeri yüzeyi olan cilalı porselen ivory porcelain n.
Technical
cilalı cidar smooth boundary n.
cilalı iş polished work n.
cilalı alçı taşı satin stone n.
cilalı satıh smooth surface n.
cilalı agrega polished aggregate n.
hidrolik cilalı hydraulic smooth n.
işlenmemiş değerli bir taşın yüzeyindeki iç kısmın incelenmesini sağlayan cilalı yüzey window n.
kullanıma hazır her iki yüzü cilalı bakır ve çinko alaşımı roll latten n.
cilalı mavi siyah oksit kaplamalı demir sac levha russia iron n.
genellikle çok cilalı ve resimlerle süslenmiş dolgu veya plaster chunam n.
düzgün kesilmiş, üstü cilalı, belirli bir geometrik biçimli taş kesimi cabochon n.
yağ ve gomalak kullanarak mobilyalara verilen pürüzsüz ve cilalı görünüm french polish n.
Textile
çok parlak cilalı ciré adj.
Dyeing
(boyalı veya cilalı yüzeyin) zımparalama ile parlaklığını almak flat v.
Furniture
cilalı ceviz masa polished walnut table n.
cilalı yüzeyleri kaplamak için kullanılan altın tozu venturine n.
yağ ve gomalak kullanarak mobilyalara verilen pürüzsüz ve cilalı görünüm french-polish n.
Aeronautic
cilalı iki yüzeyi olan (uçak kanadı) double-surfaced adj.
Printing
cilalı metal levha ve elektrolizle birleştirilmiş metal tabaka üzerine çizim yaparak oluşturulan klişe electrotint n.
Biology
yüzeyi cilalı gibi pürüzsüz olan (organizma) laevigate adj.
Archaeology
iskoçya'da cilalı taş devrinden kalma bir köy skara brae n.
Geology
cilalı taş devri new stone age n.
cilalı taş devri neolithic n.
(kayaç) cilalı slickensided adj.
Art
kesme cilalı taşlar pietra dura n.
Slang
cilalı ahşap yolcu vagonu varnish n.
kafası cilalı balmed adj.