dönem - Turco Inglés Diccionario
Historia

dönem



Significados de "dönem" en diccionario inglés turco : 35 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
dönem era n.
dönem period n.
dönem term n.
General
dönem spell n.
dönem stage n.
dönem date n.
dönem day n.
dönem semester n.
dönem circle n.
dönem epoch n.
dönem term n.
dönem cycle n.
dönem mileage n.
dönem period n.
dönem failure recovery n.
dönem fit n.
dönem point of time n.
dönem chapter n.
dönem tide [obsolete] n.
dönem years n.
dönem life n.
dönem instant n.
dönem siècle n.
dönem steven [dialect] n.
dönem reign v.
Trade/Economic
dönem term n.
dönem session n.
Politics
dönem cycle n.
Technical
dönem time n.
Marine
dönem age n.
Math
dönem period n.
Statistics
dönem period n.
Biology
dönem stadium n.
Meteorology
dönem spell n.
Archaic
dönem epocha n.

Significados de "dönem" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
prementsrüel dönem premenstrual phase n.
siklus ortası dönem mid-cycle phase n.
General
sıkıntılı dönem downturn n.
yöneticisiz dönem interregnum n.
emzirmeye elverişli dönem lactation period n.
ekonomik dönem economic cycle n.
anal dönem anal stage n.
gestasyonel dönem gestation period n.
güvenli dönem safe period n.
en parlak dönem (bir kimsenin/bir şeyin) prime n.
en güzel dönem pink n.
geçen dönem last semester n.
(abd'de 1920-1933 arasında) alkollü içeceklerin üretiminin ve satışının yasak olduğu dönem prohibition era n.
mali dönem fiscal period n.
afet öncesi dönem preimpact phase n.
sıkıntılı dönem downswing n.
latent dönem latent period n.
dönem (bir dinin etkili olduğu) dispensation n.
ileri dönem kambiyo foreign exchange futures n.
ikinci dönem second period n.
afet sonrası dönem postimpact phase n.
dönem başkanı term chairman n.
hükümdarsız dönem interregnum n.
yeni kral göreve geçene kadarki kralsız dönem interregnum n.
ilk dönem prime n.
bin yıllık dönem millennium n.
prodromal dönem prodromal stage n.
ara dönem interlude n.
prodromal dönem prodromal period n.
ileri dönem finansal piyasalar financial futures n.
oral dönem oral stage n.
kritik dönem climacteric n.
tarihi dönem historic period n.
sömürgeci dönem colonial period n.
örnek dönem representative period n.
dönem başkanı term president n.
en güzel dönem (bir kimsenin/bir şeyin) prime n.
fallik dönem phallic stage n.
kabuklularda larval bir dönem zoaea n.
dönem karı period income n.
siyasi kargaşaların olduğu bir dönem a period of political unrest n.
tarihsel dönem historical period n.
dönem sonu end of period n.
acil dönem eminent domain n.
ara dönem interregnum period n.
en parlak dönem heyday n.
bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem low season n.
son dönem recent epoch n.
dönem karı income of exercise n.
ilk dönem first period n.
7 yıldan oluşan dönem septenary n.
7 yıldan oluşan dönem septennate n.
7 yıldan oluşan dönem septennium n.
kısa dönem short run n.
uzun dönem long run n.
erginlik öncesi dönem impuberty n.
yöneticisiz dönem interreign n.
yöneticisiz dönem interregna n.
yöneticisiz dönem interregnal n.
karanlık dönem dark period n.
geçmiş dönem previous period n.
parlak dönem bright era n.
parlak dönem shining era n.
erken dönem early period n.
dönem koşulları conditions of the period n.
aynı dönem same period n.
komünist dönem communist era n.
kısa dönem karı short term profit n.
zor dönem a rough time n.
yeni dönem new era n.
yeni dönem new age n.
yeni dönem new period n.
kısa dönem asker short term serviceman n.
temel dönem base period n.
kısa dönem bout n.
sessiz dönem silent period n.
dönem sonu sınavı final n.
elli yıllık dönem semicentennial n.
yakın dönem recent era n.
önümüzdeki dönem upcoming period n.
yakın dönem recent period n.
önümüzdeki dönem forthcoming period n.
bir yıllık dönem one-year period n.
bir senelik dönem one-year period n.
bu dönem this period n.
karanlık dönem dark age n.
seksen yıllık dönem eighty-year period n.
bütün dönem whole/entire period n.
tüm dönem whole/entire period n.
kritik dönem critical period n.
zorlu bir dönem a difficult period n.
zorlu bir dönem a hard period n.
geç modern dönem late modern period n.
erken modern dönem early modern period n.
savaş sonrası dönem post-war period n.
savaş öncesi dönem pre-war period n.
son dönem final period n.
son dönem last period (years) n.
(kısa/belirsiz) an/dönem spell n.
aydınlık periyot veya dönem photophase n.
karanlık periyot veya dönem scotophase n.
çiçeğin tam olarak açtığı dönem anthesis n.
on yıllık dönem decennium n.
kabuklularda larval bir dönem zoea n.
helenistik dönem hellenistic period n.
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem premedia n.
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem pre-media n.
sonraki dönem next period n.
1. dönem 1st period n.
2. dönem 2nd period n.
dönem projesi term project n.
revaçta olduğu dönem heyday n.
yoğun dönem busy period n.
yoğun dönem peak period n.
işlem öncesi dönem preoperational stage n.
devoniyen dönem age of fishes n.
geçmiş dönem bygone era n.
geleneksel dönem traditional era n.
bir eylem için belirlenmiş dönem, saat veya tarih termtime [scottish] n.
kültürel dönem thoughtway n.
dönem dönem artıp azalan şey tide n.
çalkantılı dönem tide n.
kritik dönem tide n.
içinde bulunulan dönem today n.
antik dönem insanı antique n.
erken dönem early days n.
2000'den 2009'un sonuna kadar süren on yıllık dönem aughts n.
fikrin taze olduğu dönem youth n.
sonraki dönem evening n.
uzun dönem saeculum n.
altı aylık dönem half [obsolete] n.
beş yıllık dönem quinquennial n.
güzel ve genç olunan dönem blow n.
önü açık dönem blue sky n.
mezoproterozoik dönem mesoproterozoic n.
ingiltere'nin yüksek mahkemelerinin eskiden açık olduğu 2 kasım ile 25 kasım arasındaki dönem michaelmas term n.
90 ila 100 yaş arasındaki dönem mid-nineties n.
yarı dönem midpoint n.
yaklaşık olarak yarı yolda olan dönem midpoint n.
özellikle meksika ve orta amerika'da ormandan temizlenip birkaç dönem ekilip sonra terk edilen küçük arazi milpa n.
altı günlük dönem hexahemeron n.
klasik dönem alimi humanist n.
bir kadının evlenmemiş olduğu dönem misshood n.
belirli dönem moment n.
(bir şeyin gelişmeye başladığı) ilk dönem dark age n.
ilkel dönem dark age n.
uçkur peşinde koşulan dönem debauch n.
on yıllık dönem decadence n.
hayatta belirli bir dönem hitch n.
avlanmaya izin verilen dönem open n.
mevcut olandan daha sıcak ve daha kuru iklimli dönem optimum n.
12 adet kameri aydan oluşan dönem common lunar year n.
354 günlük dönem common lunar year n.
başarının azaldığı dönem downcycle n.
popülerliğin azaldığı dönem downcycle n.
başarının azaldığı dönem down cycle n.
popülerliğin azaldığı dönem down cycle n.
on iki yıldan oluşan dönem duodecade n.
papanın yönetici olduğu dönem papacy n.
kritik dönem climacter [obsolete] n.
erken dönem sanat eseri cunabula n.
ayın görünmediği dönem interlunation n.
ara dönem intermean [obsolete] n.
fiyatların en yüksek olduğu dönem peak n.
gösterinin belirli bir dönem boyunca oynatılması playdate n.
en başarılı olunan dönem prime n.
formunun zirvesinde olunan dönem prime n.
ayaz soğuğu yaşanan dönem dead n.
ölü dönem dead zone n.
ağır dönem dog days n.
hareketsiz dönem dog days n.
rehavetli dönem dog days n.
en verimli dönem flower n.
erken dönem forepart n.
insanın dünyada yaşadığı dönem peregrination [obsolete] n.
ilkel dönem sanatçısı primitive n.
ilkel dönem sanat eseri primitive n.
genellikle mavi renk kumaştan yapılan bir antik dönem elbise çeşidi plunket n.
büyüme öncesi dönem pregrowth n.
erken dönem hominin türü prehuman n.
kısa sürede ani veya fazla değişiklikle karakterize dönem roller-coaster n.
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma seasonalities n.
ikinci üç aylık dönem second trimester n.
gebelikte 13. ile 27. haftalar arası dönem second trimester n.
kurumuş dönem sere n.
yüz elli yıllık dönem sesquicentennial n.
erken dönem fresh n.
başarısızlığa giden dönem skids n.
felakete giden dönem skids n.
talihsiz dönem skids n.
(antik dönem yapılarında) çatı katı solarium n.
erken dönem tarihçisi protohistorian [obsolete] n.
belirli dönem spurt n.
stadyal dönem stadial n.
(buzul dönemde) alt dönem stadial n.
buzulların yeniden ilerlediği alt dönem stadial n.
alt dönem subperiod n.
yaz tatilinde okula gidilmeyen dönem summer holidays n.
çalışılmayan dönem gap n.
sıkıntılı dönem travail n.
zor bir dönem süresince dişini sıkmak stand the gaff v.
ileri dönem faaliyetlerinde gücünü pekiştireceği şekilde yeniden düzenlemek retrench v.
(hatları) klasik dönem heykelleri gibi dökmek sculpture v.
dönem sonuna ait terminal adj.
yoğun olmayan dönem off-peak adj.
dönem sonu terminal adj.
uzun dönem semipermanent adj.
yedi senelik bir dönem ile alakalı septenary adj.
onuncu yıllık dönem decennial adj.
mesozoik dönem sonuna ait cretaceous adj.
gebeliğin son dönemlerini ve doğumun olduğu zamanı kapsayan (dönem) perinatal adj.
geç dönem late-term adj.
doğum ve doğuma yakın dönem için geçerli olan maternity adj.
et yenilmeyen (dönem) meatless adj.
japon imparatoru mutsuhito'nun hüküm sürdüğü dönem ile ilişkili meiji adj.
mahşer günü kitabının derlendiği dönem ile ilgili domesday adj.
bir dönem popüler olan du jour adj.
belirli bir dönem revaçta olan du jour adj.
bir dönem ön planda olan du jour adj.
boşanma sonrası dönem ile ilgili postdivorce adj.
acil durum sonrası dönem ile ilgili postemergency adj.
maruziyet sonrası dönem ile ilgili postexposure adj.
(hastalık, deneyim) maruz kaldıktan sonraki dönem ile ilgili postexposure adj.
yangın sonrası dönem ile ilgili postfire adj.
memelilerin sayı ve boyutça büyüdüğü, 10 milyon yıl ile 2 milyon yıl öncesine tarihlenen dönem ile ilişkili pliocene adj.
noel öncesi dönem ile ilgili pre-christmas adj.
klasik dönem öncesine ait preclassical adj.
klasik dönem öncesi ile ilgili preclassical adj.
klasik dönem öncesine ait veya ilgili preclassic adj.
tatil öncesi dönem ile ilgili preholiday adj.
insan öncesi dönem ile ilgili prehuman adj.
jura öncesi dönem ile ilgili pre-jurassic adj.
masum dönem ile ilgili prelapsarian adj.
umarsız dönem ile ilgili prelapsarian adj.
bin yıllık dönem öncesinden gelen premillennial adj.
bin yıllık dönem öncesi premillennial adj.
modern dönem öncesi premodern adj.
kayıt öncesi dönem ile ilişkili preregistration adj.
belirtilen şey ile dolu (yer, dönem veya olay) -soaked adj.
dönem dönem from time to time adv.
bir dönem içerisinde bir gün one day at a time adv.
içinde bulunduğumuz dönem today adv.
her dönem termly adv.
bir aylık dönem içerisinde in a month's time adv.
dört dönem olarak on a quarterly basis adv.
dönem dönem still an end [obsolete] adv.
dönem dönem still and anon [obsolete] adv.
roman dillerinden alınmış kelimelerde bahsi geçen olay, dönem veya kişileri ifade eden son ek -ade suf.
dönem anlamı veren son ek -hood suf.
uzun dönem lr (long run) abrev.
Phrasals
(bir şey/dönem) geçirmek fall upon (someone or something) v.
(bir şey/dönem) yaşamak fall upon (someone or something) v.
(bir şey/dönem) görmek fall upon (someone or something) v.
(bir şey/dönem) geçirmek fall on (someone or something) v.
(bir şey/dönem) yaşamak fall on (someone or something) v.
(bir şey/dönem) görmek fall on (someone or something) v.
Phrases
boyunca (uzun bir zaman/dönem) down through (something) expr.
Colloquial
zor dönem difficult period n.
zor bir dönem a difficult period n.
durgun dönem dry spell n.
kesat dönem dry spell n.
çalıştığı şirketten ayrılmak üzere olan bir çalışanın çalışmadan maaş aldığı dönem gardening leave [uk] n.
harika bir zaman/dönem hell of a time n.
felaket bir zaman/dönem hell of a time n.
geçici dönem başkanı president pro tem n.
Idioms
bahtsızlıklarla dolu makus dönem bad trot n.
verimli bir dönem a good spell n.
kötü bir dönem a lean patch n.
zorlu/zahmetli/sıkıntılı dönem a rough passage n.
talihsiz/şanssız/aksiliklerle dolu/meşakkatli dönem a rough trot [nz] n.
şansın/talihin yaver gittiği dönem/süreç a run of (good) luck n.
en parlak dönem (one's) moment in the sun n.
başarısızlıklarla dolu dönem a lean patch n.
kısmetin açıldığı dönem/süreç a run of (good) luck n.
karlı bir dönem a good spell n.
talihli dönem purple patch n.
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç a run of (good) luck n.
bereketli bir dönem a good spell n.
şanslı dönem purple patch n.
toplumsal açıdan umut vadeden çağ/dönem brave new world n.
çorak geçen dönem dry spell n.
çorak dönem dry spell n.
fırtınadan önceki sakin dönem eye of the storm n.
fırtınadan önceki sakin dönem eye of the hurricane n.
gelecekteki sıkıntılı dönem lean times ahead n.
güç dönem a bed of nails n.
güç dönem a bed of thorns n.
kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem one's finest hour n.
sorunlu dönem a torrid time n.
yağmursuz dönem dry spell n.
yağışsız dönem dry spell n.
zor bir dönem tough sledding n.
zor zaman/dönem bad time n.
zorlu bir dönem tough sledding n.
zor dönem a bed of nails n.
zor dönem rocky road n.
zorlu dönem a torrid time n.
zor zaman/dönem hard time n.
zor bir dönem hard sledding n.
zor dönem a torrid time n.
zor ve problemli dönem rough patch n.
zor dönem a bed of thorns n.
zorlu bir dönem hard sledding n.
aynı dönem içerisinde birçok yere yapılan ziyaret a whistle-stop tour n.
birçok sorunla karşılaşılan dönem a torrid time n.
çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönem awkward age n.
sıkıntılı dönem awkward age n.
tuhaf dönem awkward age n.
çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönem the awkward age n.
sıkıntılı dönem the awkward age n.
tuhaf dönem the awkward age n.
en iyi dönem a golden age n.
sıkıntılı dönem a hard time n.
başarılı/şanslı/talihli bir dönem a hot hand n.
şansın açık olduğu/yaver gittiği bir dönem/süreç a hot hand n.
üst üste başarıların elde edildiği bir dönem/süreç a hot hand n.
yönetimin/kontrolün şiddetle sağlandığı dönem a reign of terror n.
inişli çıkışlı bir süreç/dönem a roller-coaster ride n.
yer yer iyi yer yer kötü bir süreç/dönem a roller-coaster ride n.
zor bir dönem a rough patch n.
problemli bir dönem a rough patch n.
can sıkıcı bir dönem a rough patch n.
sıkıntılı bir dönem a rough patch n.
zor/rahat dönem a rough ride n.
zor/rahat dönem an easy ride n.
şanslı bir dönem run of luck n.
talihli bir dönem run of luck n.
şansın/talihin yaver gittiği dönem run of luck n.
kısmetin açıldığı dönem/süreç run of luck n.
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç run of luck n.
şanslı bir dönem run of bad luck n.
talihli bir dönem run of bad luck n.
şansın/talihin yaver gittiği dönem run of bad luck n.
kısmetin açıldığı dönem/süreç run of bad luck n.
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç run of bad luck n.
şanssız bir dönem a run of bad luck n.
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem a run of bad luck n.
bir dizi talihsizliğin yaşandığı bir dönem a run of bad luck n.
başına gelmeyenin kalmadığı bir dönem a run of bad luck n.
şansın yaver gittiği dönem a streak of (good) luck n.
şanslı dönem a streak of (good) luck n.
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem a streak of (good) luck n.
talihin yüze güldüğü dönem a streak of (good) luck n.
talihsiz/şanssız bir dönem a streak of bad luck n.
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem a streak of bad luck n.
şansın yaver gittiği dönem a string of (good) luck n.
şanslı dönem a string of (good) luck n.
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem a string of (good) luck n.
talihin yüze güldüğü dönem a string of (good) luck n.
talihsiz/şanssız bir dönem a string of bad luck n.
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem a string of bad luck n.
başarının yakalandığı dönem an indian summer [uk] n.
başarının zirvesine ulaşılan dönem an indian summer [uk] n.
parlak dönem an indian summer [uk] n.
başarının yakalandığı dönem an indian summer [uk] n.
başarının zirvesine ulaşılan dönem an indian summer [uk] n.
parlak dönem an indian summer [uk] n.
2010'ların sonunda televizyon programlarının yaygınlaştığı/zirveye çıktığı dönem peak tv n.
televizyon programlarının patlama yaptığı dönem peak tv n.
televizyonun zirve yaptığı dönem peak tv n.
(bir şeye) doğru giden/uzanan zor dönem rocky road (to something) n.
-e doğru giden/uzanan zor dönem the rocky road to n.
hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem your finest hour n.
zirveye çıktığı dönem your finest hour n.
çok başarılı bir dönem yaşamak be on the crest of a wave v.
güç bir dönem geçirmek have a rough time v.
şanssız bir dönem yaşamak be down on one's luck v.
(belirli bir dönem) talihi yaver gitmemek be down on one's luck v.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek have a rough time of it v.
(bir dönem) bitmek/sona ermek the curtain comes down on something v.
(dönem/çağ) bir şeyi başlatmak ring the curtain up v.
(bir dönem) bitmek/sona ermek the curtain falls on something v.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek have a tough time of it v.
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak go through/hit a sticky patch v.
güç bir dönem geçiriyor olmak go through/hit a sticky patch v.
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak hit a sticky patch v.
güç bir dönem geçiriyor olmak hit a sticky patch v.
kötü bir dönem yaşamak go through a lean patch v.
zor bir dönem geçirmek go through a rough patch v.
problemli bir dönem geçirmek go through a rough patch v.
can sıkıcı bir dönem geçirmek go through a rough patch v.
sıkıntılı bir dönem geçirmek go through a rough patch v.
zor bir dönem yaşamak go through a rough patch v.
problemli bir dönem yaşamak go through a rough patch v.
can sıkıcı bir dönem yaşamak go through a rough patch v.
sıkıntılı bir dönem yaşamak go through a rough patch v.
zor bir dönem geçirmek go through a sticky patch v.
problemli bir dönem geçirmek go through a sticky patch v.
can sıkıcı bir dönem geçirmek go through a sticky patch v.
sıkıntılı bir dönem geçirmek go through a sticky patch v.
kötü bir dönem geçirmek have a lean patch v.
başarısız bir dönem geçirmek have a lean patch v.
performansının düşük olduğu bir dönem geçirmek have a lean patch v.
zor bir dönem geçirmek have a rough patch v.
sıkıntılı bir dönem geçirmek have a rough patch v.
sorunlu bir dönem geçirmek have a rough patch v.
zor bir dönem yaşamak have a rough trot v.
inişli çıkışlı bir dönem yaşamak have a rough trot v.
şanssız/talihsiz bir dönem yaşamak have a rough trot v.
çalkantılı bir dönem yaşamak have a rough trot v.
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum open season (on someone or something) v.
(belli bir tür hayvanın) serbest/yasal olarak avlanabildiği dönem open season (on something) v.
zor bir dönem olmak be a rough trot v.
talihsiz/şanssız bir dönem olmak be a rough trot v.
kötü bir deneyim/süreç/dönem geçirmek be put through the hoop v.
kötü bir deneyim/süreç/dönem geçirmek be put through the wringer v.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek have a hard time of it v.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek have a rough time of it v.
zor bir dönem yaşamak/geçirmek have a bad time of it v.
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak have the time of life v.
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak have the time of your life v.
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum open season on v.
zor bir dönem için birtakım önlemler almak batten down the hatches v.
zor bir dönem için birtakım önlemler almak batten down the hatches v.
boşlukta olduğu bir dönem in the wilderness [uk] expr.
geride kaldığı bir dönem in the wilderness [uk] expr.
ortadan kaybolduğu bir dönem in the wilderness [uk] expr.
gücünü/makamını kaybettiği dönem in the wilderness expr.
Speaking
bir dönem takıldık we hooked up expr.
o dönem that time expr.
o dönem that period expr.
ne dönem ama what an age expr.
Trade/Economic
motorlu taşıt vergisinin ödendiği dönem aralığı registration n.
sıkıntılı dönem turndown n.
ara dönem gelir vergisi giderinin hesaplanması measuring interim income tax expense n.
ara dönem raporlaması interim reporting n.
ara dönem gelir vergisi giderlerinin hesaplanması measuring interim income tax expense n.
alıcıların belli bir dönem içerisinde farklı fiyat düzeylerinden satın almak istedikleri miktar demand n.
ara dönem interim period n.
ara dönem finansal raporu interim financial report n.
ara dönem finansal tablosu interim financial report n.
belli bir dönem içerisinde mal ve hizmet üretiminden sağlanan gelirlerin reel değeri basic needs approach n.
belirli bir dönem icin uygulanan aidat applicable premium n.
baz dönem base period n.
borcun geri ödenmeye başlamasından önce tanınan ödemesiz dönem grace period n.
bir işletmenin belirli dönem içinde ödemekle yükümlü olduğu sabit borç niteliğindeki faiz ödemelerini karşılamaya yetecek geliri interest cover n.
birinci dönem kira bedeli first period charter price n.
bir önceki dönem hesap özeti previous bank statement n.
bir fabrikanın bakım ve onarım nedeniyle işlemediği dönem down period n.
bir işletmenin belirli dönem içinde ödemekle yükümlü olduğu sabit borç niteliğindeki faiz ödemelerini karşılamaya yetecek geliri interest coverage n.
cari dönem likidite durumu current period liquidity condition n.
çok kısa dönem momentary run n.
cari dönem current period n.
çok kısa dönem market period n.
çok kısa dönem immediate run n.
cari dönem sonundaki avans veya borcun bakiyesi the balance of advance or loan granted at the end of the period n.
çok kısa dönem market term n.
cari dönem tüketici kredileri current period consumer loans n.
cari dönem bilançosu current period balance sheet n.
diğer yıllara ait verilerin karşılaştırılması için ele alınan dönem base period n.
dağıtılabilir net dönem karı distributable net profit of the period n.
dönem kar veya zararı profit or loss for the financial year n.
dönem sonu yatırımı ex post investment n.
dönem içinde hesapların geçici olarak kapatılması interim closing n.
dönem masrafları time cost n.
dönem başı (açılış) bakiyesi opening balance n.
dönem giderleri running expenses n.
dönem analizi period analysis n.
dönem net geliri net income for the period n.
dönem masrafı period cost n.
dönem net karı veya zararı profit or loss for financial year n.
dönem başı beginning of period n.
dönem masrafı period charge n.
dönem safi kurum kazancı net profit for the period n.
dönem arası muhasebe uygulamalarında uyumluluk consistency in accounting practice n.
dönem içi işlemler current term transactions n.
dönem net karı net income of the period n.
dönem sonu kapanış işlemi year-end procedure n.
dönem karı period income n.
dönem başı nakit mevcudu cash at the beginning of the period n.
dönem sonu end of period n.
dönem karı vergi karşılıkları provision for period income tax n.
dönem net zararı net loss of the period n.
dönem safi kurum kazancı net profit of the company for the period n.
durgun dönem off-peak period n.
dönem karı vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılıkları allowance for taxation on current period profit and other legal liabilities n.
dönem sonu bilançosu post-closing balance sheet n.
dönem karı income of exercise n.
dönem sonu envanteri year-end inventory n.
dönem karı vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılıkları period income tax provision n.
dönem sonu kapama işlemleri period-end closing procedures n.
dönem karı profit for the period n.
dönem net karı/zararı period net income/loss n.
dönem karı vergi ve yasal yükümlülük karşılıkları prov/taxes statutory obligation n.
dönem kar veya zararları profit or loss for the financial year n.
dönem karının peşin ödenen vergi ve diğer yükümlülükler prepaid tax and other liabilities on current year profit n.
dönem sonu bakiyesi balance at end of year n.
dönem sonu nakit ve nakit benzerleri period end cash and cash equivalents n.
dönem içinde yapılan ara denetim interim audit n.
dönem esasına göre hesap edilen masraf period charge n.
dönem net karı veya zararı net period profit or loss n.
dönem sonu düzeltmeleri ve ayarlamaları year-end adjustments n.
dönem sonu temettüsü year-end dividend n.
dönem karı peşin ödenen vergi diğer yükümlülük period prepaid tax portion n.
dönem net karı net profit for the period n.
dönem maliyeti period cost n.
dönem izni leave off absence n.
dönem sonunda elde edilen yıllık gelir ordinary annuity n.
dönem içinde hesapların muvakkaten kapatılması interim closing n.
dönem karı vergi ve diğ yas yüküm provision for corporation income tax and other legal responsibilities on income of the period n.